Şenol Güneş'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Bu bir teslimiyet değildir. Oyuncularımın da hala üzüntüsünün var olduğunu görüyorum. Bütün oyuncularla tek tek konuştum. Onların da görüşlerini ve analizlerini almış oldum.
Bu turnuvada asıl karakterimizi gösteremedik. Ama herkes şunu bilsin ki sıradan bir takım değiliz. Eleştirilerin dozunun bu yüzden yüksek olduğunu da görüyoruz, biliyoruz.
Sert eleştirileriniz oldu ama bunları anlıyorum. Biz de içimize sindiremiyoruz. Haklısınız ama sorunu bir kenara atmak yerine nasıl bir yol çizeceğimizi konuşmamız gerekiyordu.
Zaman zaman afyon yutmuş gibi oynadık ama öyle bir takım değiliz aslında. Nereden nereye geldiğimizi iyi biliyorum..
Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası'nda yer almak hedefimizdi. İlk hedefimizi gerçekleştirdik. Fakat gruplardan çıkamadık.
"ÖZ GÜVEN FAZLALIĞI OLABİLİR"
Turnuvanın başlangıcına kadar hiçbir sorunumuz yoktu. Belki rehavet denebilir belki de öz güven fazlalığı olabilir.
Oyuncular İtalya maçına iştahlı çıktılar, oyunumuz mahkumiyete döndü. Gol sonrasında oyunda kopmalar fazla oldu. Biz orada ezildik. Bu ezikliği özgüven kaybı olarak düşündük.
Marttaki maçlar bittikten sonra tüm maçların analizlerini ve bireysel analizlerin sonuçlarını oyunculara gönderdik. Bu kadar istediğin sahaya yansımaması oyuncuları da düşürdü. Onlar da kendilerini göstermek istiyordu.
"DÜNYA KUPASI ELEMELERİNE ODAKLANACAĞIZ"
Şartlar ne olursa olsun yıkılmadık, yıkılmayacağız. Dünya Kupası elemeleri var buraya odaklanacağız.
Tekrar sahiplenilen, sevilen bir milli takım olmak için çalışmaya devam etmek zorundayız. Biz bunu sağladık. Bu çocuklar kaybettiği zaman da çocuklarımız. Sorumluluğu ben paylaşırım.
Dünya Kupası'nda 3. olduğumuzda da Dünya futbolunda üçüncü değildik, burada 24 takım arasında 24. denince de 24. takım olmuyoruz.. Biz yerimizi arayan bir takımız.
"HATALARIMIZDAN DERS ALACAĞIZ"
Konuşup tartışalım ama bunu yaparken yaralamayalım. Kimsenin eleştiri hakkını elinden alamayız. Ortak düşünce va çalışmayla yola devam etmeliyiz. Oyunumuzu ileriye taşıyacak seviyemiz var. Yaralamak yerine, yaraları sarmak ve zirveye çıkmak istiyorum.
Yetkimizi, sınırlarımızı ve sorumluluklarımızı hep bildik. Ancak hatalarımızdan ders alıp sıçrayacak gideceğiz. Bu turnuvayı bir yol gösterici olarak göreceğiz, travma olarak bakmayacağız.
Başarı için daha çok konuşulması ve tartışılması gereken bir dönem. Finalde olmayan Fransa, Portekiz, Belçika, Hollanda gibi takımlara baktığımızda bizim de olmamamız normal. Bunu başarabilmek için ne yapılması gerektiğini konuşmamız gerekiyor.
Bana yapılan hiçbir eleştiri veya saldırı aldığımız sonuçların yarattığı üzüntüden fazla değil. Daha kötü günler gördüm. Beni de yıpratabilirsiniz ama oyuncuların yıpranmasını istemiyorum.
Bu tabloyu yarım bırakmayacağız ve fırça darbelerimize dikkat ederek bu tabloyu tamamlayacağız. İkinci hedefimiz olan Dünya Kupası'na ulaşacağız.
"BENİ İSTEMEYENLER VAR"
Başarısızlığımızın analizini yapıyoruz, yaptık, yapacağız. Beni istemeyenler, eleştirenler de var ama yalnız hissettirmeyen çok büyük bir kesim de var.
Ben her bıraktığım oyuncuya üzülüyorum, kendilerine de söylüyorum. Sevmek, saymak başka bir şey ama iş başka bir şey.
Kulüp takımı düşünmüyorum. Bulunduğum yer benim için rahatsız edici değil. Elimizde iyi bir oyuncu grubu var. Onlarla birlikte Dünya Kupası'na katılacağımızı düşünüyorum.
"TAKIM PRİM ALMADI"
Şunu söyleyeyim; EURO 2020'den dolayı bu takım hiçbir prim almadı. Çünkü sonuç gelmedi. Oyuncu maaş almıyor, maaş alan benim. Benim maaşımla da ilgili konuşuluyor ve yalan yazılıyor. İsterlerse hiç para almayayım, önemli değil. Bırakın yakasını şu çocukların. Yönetime de dedim vermeyin dedim prim ya.
Galler maçından sonra antrenmanda Enes ve Halil tartıştı. Halil Dervişoğlu pas atılmadığı için söylenirken Enes de kendisini o an ağabey olarak gördü ve cevap verdi. Olay bu, kavgalar ve yumruklar yazıldı. Keşke olsaydı, belki hırslanırlardı. Keşke kavga olsaydı da kavga oldu o yüzden böyle olduk deseydim."
Hiçbir oyuncumu kendi performansında görmedim. Sizin söylediğiniz, benim de beğendiğim Mert Müldür de dahil. Burada bir problem var ve bunu da yine ben çözeceğim.
Rıdvan'ı oynatmama sebebim, oynadığı sürede başka dünyada olduğunu gördüm. ''Hocam ben rahat değilim'' dedi. Hazır olduğuna inanmadığım için oynatmadım.
Dorukhan sen neden transfer yapmıyorsun kardeşim? Neden gitmiyorsun? Ya da anlaşıp takımında kalmıyorsun. Ne yaptığı belli değil. Kafası burada değildi.
İstifa etmeyi düşündüm, konuştum, tartıştım. Göreve devam etmemin doğru olduğuna karar verdim.
Yabancı konusunda artık fikrimi söylemek istemiyorum. Yabancı konusu zaten serbest bildiğim kadarıyla. Bir sorun yok.
Kiminle çalışırsam çalışayım, kendi inandığım doğrularla ilgili ne yapılması gerekirse onu yaparım. Beni inandırmayan oyuncuyu oynatmam.