Türk Telekom Arena'daki Kazakistan maçında oyunun son bölümüne 3 golle girmiştik, bir de dün... Letonya, İzlanda, Çek Cumhuriyeti, diğer Hollanda maçı. Hiçbiri böyle olmadı. Dün de rakip elinden geleni yaptı ama 2.5 pozisyon dışında fırsat da vermedik. Asıl fark yaratan Letonya maçında yediğimiz gol bizim için hayırlı mı olacaktı, hayırsız mı olacaktı? O maçtan eksileri değil, artıları cebimize koymamız lazımdı.
Ofansif zenginliğimiz. Hollanda, İzlanda maçını kaybedince stratejisini tamamen değiştirerek geldi. Bizim işimiz aynıydı ve zordu, kazanmamız lazımdı.
Ofansif bir takım çıkardı hoca. Bu ofansif oyuncularla nasıl bir savunma yapacaktık? Topu rakibe kaptırdığımız anda merkeze gömüldük ve doğru yaptık. Hollanda saldıracak bir takım beklerken biz sakin kaldık ve rölantiye getirdik. Yüksek tempolu oynanan Letonya maçı ile bu maçın farkı bu...
Kazanmak zorunda olan takımla skoru bulunca kontrollü oynadık.
Eğer onlara Letonya muamelesi yapsak bu skorları bulamazdık. 0-0 takımıyla çıkmıştı Hollanda...
Terim, 4-2-3-1'e döndü
1 puan onda olan Hollanda. Devre arasında Wijnaldum'u aldı Blind ve ofansif bir takıma döndük. Fatih hoca efor sarf eden Arda ve Hakan'ı çıkarıp 4-2-3-
1'e döndü.
Rakip risk alırken Fatih hoca savunmacılarla savunma yapmak istedi.
Hoca çok tecrübeli ama bir çılgınlık yapacağız diye ödüm kopuyordu.
Hollanda'nın kenarları Depay ile Narsingh...
Geniş adam oyuncuları, bu adamlara karşı geriye düşmeyeceksin.
Barcelona ile Hollanda aynı ekol. Bol hareket, sonra ver Robben'e tak tak gitsin. Tıpkı Barcelona'nın Messi'ye vermesi gibi...
Letonya'nın bizden puan alması bizim lehimize döndü. Hollanda bize karşı strateji değiştirdi.
Bizim takım yetenekli bir takım, istatistikler rakipleri aldattı.
Tehlikeli bölgeye sokmadık
Dün biz Hollanda'yı tehlikeli bölgeye sokmadık.
İstedikleri kadar pas yapsınlar.
Biz çılgınlıkla değil, akılla yendik Hollanda'yı, doğru olan da buydu.