A Milli Takım kabuk değiştiriyor. Göreve geldiği ilk günden itibaren genç, yetenekli, dinamik oyuncular ile heyecanını yitirmemiş ustaları kaynaştırmayı hedefleyen teknik direktör Abdullah Avcı, Avusturya kampında şu ana kadar oynanan 4 maçta felsefesine uygun dev adımlar attı. Avcı en başta kendine güveniyor. Milli Takım'daki gelişim ve değişimi sorduğumuzda şunları söylüyor: "Beni şaşırtan hiçbir şey yok. Birçok insan için yeni olan oyuncuları seçerken aslında daha önceden çok iyi tanıdığım isimleri çağırdım. Birçoğuyla genç milli takımlarda ya da kulüp takımlarında çalıştım. Kafamızda bir oyun yapısı var, bir hedef var. 2014 Dünya Kupası finalleri sadece bir tanesi. Asıl büyük hedefimiz Türk futbolunun Milli Takım düzeyinde çok ciddi bir istikrarı yakalamasıdır."
BIKIP USANMADAN İNCELİYORUZ
Genç teknik adama göre, başarı ayrıntılarda gizli. O nedenle özel-resmi maç ayrımı yapmadan tüm rakiplerini önce ekibindeki scoutlara izletiyor, sonra gelen kasetleri kendisi defalarca seyrediyor. Hâlâ zafer kafasında şekillenmezse, antrenman saatini değiştirip gidip rakibi çıplak gözle izlemenin bir yolunu buluyor. Tıpkı Bulgaristanı izlemek için yaptığı gibi... Bunu sorduğumuzda aldığımız cevap yine net: "Futbol sadece genel bir görüntü ve genel bir müdahalelerle yönetilemez. Birçok detay var. Rakiple ilgili, kendi oyuncularımızla ilgili. Ben ve arkadaşlarım bu detayların hepsini bıkmadan usanmadan inceliyoruz. Çünkü işimiz bu, keyifle yapıyoruz.
BAZI VARYASYONLARI ÇOK ÇALIŞTIK
Portekiz maçındaki bazı varyasyonları çok çalıştık. Bundan sonra da böyle yapacağız. Beni en çok sevindiren takımın tepkisi! Bir müdahalede bulunduğumuzda, yeni bir şey vermeye çalıştığımızda oyuncular buna derhal pozitif tepki veriyor. Ektiğinizi biçiyorsunuz. Kazandığımız kaybettiğimiz tüm maçlarda oyun disiplininden hiç kopmadık. Hayal kurarak değil, gerçeklere göre hareket ediyoruz. Bizim de hayallerimiz var. O hayallere ulaşmanın yolu gerçeklerden hareket etmektir."
BENİM BÜTÜN OYUNCULARIM AS
Portekiz maçında Selçuk İnan sakatlığı düzelmesine rağmen yedek kaldı, aynı şekilde oynar diye beklenen Egemen oynamadı. Bu tür sorularla hocanın karşısına çıktığımızda cevabı hiç değişmiyor: "Sizi ne kadar inandırabilirim bilmiyorum ama benim gözümde bütün oyuncularım as. Bizde yedek kavramı diye bir şey yok. Son performanslara, rakibe ve o maçtaki hedefimize göre strateji belirleyip, o stratejiye en uygun oyuncuları 11'e koyuyorum. Dolayısıyla şartlar değiştiği anda isimler de değişecektir. Bizim gerçek anlamda yedeğimiz hiç yok, hepsi as oyuncular."
KORKUM ABARTILMAK
Avcı başarıyı da başarısızlığı da uç noktalarda yaşayan bir toplum olduğumuzu çok iyi biliyor. Portekiz maçı sonrasında "Zaferi de yenilgiyi de abartmadan gerçekçi bir bakışla inceleyip alacağmız dersleri almalıyız" şeklinde konuşuyor. Hocaya göre, her maçta iyi ya da kötü şeyler oluyor. Bunları doğru analiz edip iyileri çoğaltıp kötüleri eksiltmeyi hedef belirlemiş. O, felsefesini şöyle anlatıyor: "Her maçtan alınacak ders var. Neyi doğru, neyi yanlış yaptığımızı inceliyoruz. Yanlışları doğruya çevirebilmek için emek harcıyoruz. Tüm ayrıntıların kıymetini biliyoruz, bunu oyuncularımızla paylaşıyoruz. Biz ne dersek diyelim, sonucunda zaferi de yenilgiyi de abartarak yaşadığımızın farkındayız. Ama ben ikisinin de abartılmamasından yanayım. Uzun vadeli düşünmeli ve koyduğumuz hedefe uygun yürüyüp yürümediğimize bakmalıyız."
OYUN KURUCU STOPERLER
Avcı, her oyuncuya bireysel görevler verdiği gibi bir de mevkilerdeki davranış şekillerini cesaretle değiştiriyor. Bunun başında stoperler geliyor.
Avcı, "kesici" dediği stoper tipine çok soğuk. "Stoper orta saha oyuncusu gibi oynayacak" diyor ve ekliyor: "Günümüz futbolunun temel gerçeği; sürekli topun arkasında olmak, oyuncunun birden fazla görev üstlenmesi ve oyun disiplinine bağlı kalıp bunları en iyi şekilde yapmasıdır. Bizim bakış açımızda takım olmak, her şeyden önemli.
KLASİK STOPERLİĞİ AŞMIŞ İSİMLER
Bireysel becerilerle sadece birkaç maç kazanabilirsiniz. İstikrarı yakalamanın en önemli koşulu, sahadaki 11 kişinin gerçekçi bir dizilişle yer alması ve görevini disiplin içinde yapmasıdır. Savunmadaki oyuncularınız oyun kurucu gibi, orta saha oyuncusu gibi davranmaya başladıkları takdirde farklılaşabilirsiniz, rakibe üstünlük sağlarsınız. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Ömer Toprak, Bekir bu anlamda iyi top kullanan oyuncular. Egemen ve Semih de onlar kadar iyi. Dolayısıyla biz klasik stoperliği aşmış, neredeyse orta saha oyuncusu özelliklerine sahip savunmacıları öne çıkarıyoruz. Bu bizim asla vazgeçmeyeceğimiz bir durum."
JOKERİ HAMİT
Abdullah hoca, Hamit'i en stratejik oyuncusu olarak kabul ediyor. Savunmanın sağında, ortanın sağında, duruma göre forvet arkasında deniyor.
Ve bu oyuncunun tecrübesinden en üst düzeyde yararlanmayı hedefliyor. Hamit'i sorduğumuzda onu yere göğe sığdıramıyor: "Kariyeri, kalitesi her şeyi ortada. Gerçek bir profesyonel. Çok özel bir oyuncu. Verdiğimiz görevi tam olarak anlıyor ve sahada da eksiksiz uygulamak için çaba harcıyor. Hamit her teknik adamın elinde olmasını isteyeceği bir oyuncu. Bizim için de onun gibi bir oyuncuya sahip olmak, strateji belirlerken çok önemli bir avantaj."
HER TAKIMI VURACAK SİLAHIMIZ VAR
Milli Takım'ın şu ana kadar oynadığı 4 maçta sergilediği görüntü, deplasman takımı manzarasına sahip. Avcı, bunun genel geçer bir durum olmadığının altını çiziyor ve "İlk maçımız Hollanda ile deplasmanda. Grubun en iddialı takımıyla oynayacağımız maça bu şekilde hazırlanmak zorundayız. Ancak sahamızda oynayacağımız maçlarda elbette rakibe göre farklı stratejelerimiz ve farklı oyuncu tercihlerimiz olacak" diye konuşuyor. Avcı; Umut'un enerjisine, Burak'ın süratine, Mustafa'nın tekniğine, Sercan'ın ise öz güvenine hayran. Hoca, bu dört silahla her takımı her yerde avlayabileceğine gerçekten inanıyor. Mustafa için "Sırtı dönük oynayabilen ender santrforlardan. Bu özellikle, kapanan rakiplere karşı çözüm üretmekte bizim işimizi kolaylaştıracak bir silahtır" diyor ve ekliyor: Sercan çok yetenekli ve takım oyuncusu. Burak için çok fazla şey söylemeye gerek yok. Çizgisini koruyor. Umut bizim her zaman güvendiğimiz bir oyuncuydu. Onu farklı bir yerde oynatıyoruz. Ve o verebileceği her şeyi veriyor."
USTALAR
Emre'yi Milli Takım'a aldığında eleştirilebileceğini tahmin ediyordu kuşkusuz. Ancak iyi bir Emre'ye ihtiyacı olduğunun da farkındaydı. Gerçekçi özelliğini gösterdi. Duygusal davranmadı ve Emre'yi kazandı. Arda, Selçuk ve Mehmet Topal, Avcı'nın yeni bir heyecanla sahaya sürdüğü diğer ustalar. Arda'yı forvet arkasında serbest kullanıyor ve onun yer aldığı bölgeye göre sistem numaralandırılıyor. Kilit oyunculardan biri hiç süphesiz arda. Mehmet, hocaya göre kalenin ilk barikatı. Top rakipteyken klasik savunmacı, top bizdeyken iyi bir hücumcu. Bu anlamda Selçuk, Emre ve Mehmet, hocanın rakibe göre kullanacağını söylediği orta saha oyuncuları. Avcı bu bölgedeki stratejisini şöyle özetliyor: "Hiçbirinden vazgeçmek mümkün değil. Hepsi aynı anda oynamıyorlar tabii ama onların sahada ya da kulübede olması gücümüze güç katan en önemli faktör. Yenilerin heyecanı, ustaların tecrübesiyle birleşince başarıyı ve istikrarı yakalayacağımıza inanıyorum."