Barış Manço, Türk rock ve pop müziğine büyük katkı sağlayan usta isimlerden biridir. Barış Manço, vefat yıl dönümünde arama motorlarında araştırılıyor. Özellikle vefat sebebi, şarkı sözleri ve kariyeri merak ediliyor. Peki, Barış Manço kimdir? Barış Manço nerelidir? Mesleği ne? Kaç yaşında ve neden vefat etmiştir? İşte detaylar...
BARIŞ MANÇO KİMDİR?
İsmail Hakkı Manço ile Türk sanat müziği sanatçısı Rikkat Uyanık çiftinin iki çocuğundan biri olan sanatçı, 2 Ocak 1943'te Üsküdar'da dünyaya geldi.
Başarılı sanatçı, 3 yaşına geldiğinde anne ve babası ayrılınca, çocukluğunu babasıyla geçirdi.
Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu'nu bitiren Manço, Galatasaray Lisesine devam etti. Sanatçı, ilk grubunu 1958'de Galatasaray Lisesinde okurken, "Barış Manço ve Kafadarlar" adıyla kurdu ve ilk bestesini "Dream Girl" adıyla çıkardı.
Müzik hayatındaki ilk konserini de yine Galatasaray Lisesinin konferans salonunda veren sanatçı, 10. sınıftayken babasını kaybetti.
Barış Manço, babasının vefatının ardından Galatasaray Lisesinden ayrılarak, Şişli Terakki Lisesine devam etti.
İLK PLAĞINI 1962'DE ÇIKARDI
"Harmoniler" grubuyla 1962'de ilk 45'lik plağını çıkaran Manço, henüz 19 yaşındayken yayımladığı bu albümde, İngilizce sözlü "Twist in USA" ve "The Jet" isimli iki şarkıya imza attı.
Usta sanatçı, bu albümden bir yıl sonra Belçika'da bulunan ağabeyi Savaş Manço'nun yanına giderek, Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. Okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okuyan Manço, bir taraftan da gece bekçiliği ve garsonluk yaptı.
Paris Olympia'da 12 Ocak 1965'te konser veren sanatçı, Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in öncülüğündeki "Kaygısızlar" grubuyla 1967'de "Kol Düğmeleri"ni çıkardı.
Dönemin aranjman modasına tepki gösteren Barış Manço, "Kızılcıklar Oldu mu?", "Derule", "Kirpiklerin Ok Ok Eyle" adlı türküleri rock'n roll ve twist tarzlarında seslendirdi. "Sychedelic" müzik akımından da etkilenen Manço ve grubu, "Ağlama Değmez Hayat" şarkısıyla başarı yakaladı. "Altın Plak" ödülü kazanan albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa'ya gitti. Plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmedi ve Kaygısızlar ile yollarını ayıran sanatçı, 1970'te yurda döndü.
Barış Manço'nun 1970'te bestelediği "Dağlar Dağlar" adlı esere yer verdiği plağı, kariyerinde bir dönüm noktası oldu ve sanatçıya Platin Plak Ödülü kazandırdı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon'un da eşlik ettiği plak, kısa sürede 700 bin sattı.
"Moğollar" ile de bir süre çalışan Barış Manço'nun, Anadolu turnesi sırasında otobüsü dinamitli saldırıya uğradı. Manço'nun saçlarının uzun olması dolayısıyla gerçekleştirildiği öne sürülen saldırıda sanatçılar yara almadı.
"Gül Pembe", "Ali Yazar Veli Bozar" ve "Alla Beni Pulla Beni" adlı unutulmaz şarkıların yanı sıra "Dönence"nin de yer aldığı albümü bulunmaktadır.
Halkla kurduğu bağı 1983'te "Estağfurullah Ne Haddimize", 1985'te "24 ayar", 1986'da "Sahibinden İhtiyaçtan" albümleriyle güçlendiren Manço, 1989'da "Darısı Başınıza", 1992'de "Mega Manço", 1995'te "Müsaadenizle Çocuklar", 1996'da ise "Live in Japan" albümlerini sevenleriyle buluşturdu.
Manço, müzikte açtığı yolun yanı sıra şarkı sözleriyle de kültür hayatına önemli katkılarda bulundu.
Birçok şarkısının son kıtasında, kendi ismine yer veren sanatçı, eserlerinde, unutulan değerleri hatırlattı, toplumsal konulara ve ailenin önemine dikkati çekti.
Barış Manço, 1970'te kısa süren bir evlilik yaptı. Lale Çağlar 1979'da evlenen Manço'nun "Doğukan Hazar" ve "Batıkan Zorbey" ismini verdiği iki oğlu dünyaya geldi.
10 YIL "7'DEN 77'YE" ADLI PROGRAMI İZLEYİCİYLE BULUŞTURDU
İçindeki çocuğu hiçbir zaman kaybetmediğini her fırsatta aktaran usta sanatçı, yönetmen Oksal Pekmezoğlu'nun 1975'te çektiği "Baba Bizi Eversene" filminin başrolünde oynadı.
Barış Manço, hazırladığı "7'den 77'ye" adlı programı, 1988'de TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı. Programda, çocuklara öğütler verdiği "Adam Olacak Çocuk", yaşlılara saygının önemine dikkati çektiği "İkinci Kahvaltı", dünyayı dolaştığı "Dönence" ve Türkiye'yi dolaştığı "Dere Tepe Türkiye" başlıklı bölümlere yer verdi. Program, 1988-1998'de 10 yıl boyunca her pazar öğleden önce TRT 1'de yayımlandı, daha sonra TGRT ve ATV'de de izleyiciyle buluştu.
BBC'de 1991'de yayınlanan bir röportajında Türkiye'nin bazı ülkeler için "sözde Avrupa" ülkesi olarak görüldüğüne vurgu yapan sanatçı, "Biz ülkeleri, Türklerin dostu olan ve olmayan ülkeler diye ayırırız. Çünkü biz kendimizi dünyanın merkezi olarak görüyoruz. (İngiltere) Dostumuz değil. Hayır. Geçmiş tarihe gittiğimizde dostumuz değil, hayır. 1. Dünya Savaşı'na gidersek, Arabistanlı Lawrence'ı bilirsin." ifadeleriyle dikkati çekmişti.
"Modern halk ozanı" olmasının yanında, "Türk televizyonlarının ilk gezgini" olarak da gösterilen sanatçı, 5 kıtada, 140 yörede 800 bin kilometreye yakın yol katetti.
Manço, Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gelişinin 100. yılı dolayısıyla 1990'da düzenlenen "Türk-Japon dostluğu" etkinlikleri için gittiği Japonya'da büyük bir coşkuyla karşılandı. Şarkılarında Japonca sözlere de yer veren unutulmaz sanatçıya "Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası" verildi. Manço, buradaki konser kaydını da "Live in Japan" adıyla yayımladı.
40 YILDA 200 BESTEYE İMZA ATTI
Albümlerinden birine Cumhuriyet'in 100. yılının kutlanacağı yıl olan "2023" ismini veren Barış Manço, bir röportajında, "Benim birkaç hayalim var, 80 yaşındayken elimde bastonum, belki kolumda Doğukan, onun yardımıyla çıkarım sahneye ve senfoni orkestrasına 2023'ü çaldırmak en büyük ideallerimden birisi." demişti.
Müzik hayatını anlattığı "40. Yıl" şarkısını besteleyen Barış Manço, bir döneme damgasını vuran şarkılarını yeniden düzenleyerek seslendirdi.
Sanatçı, 31 Ocak'ı 1 Şubat 1999'a bağlayan gece, saat 23.30 sıralarında ani tansiyon düşmesi sonucu fenalaştı. Ambulansla Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi'ne kaldırılan 56 yaşındaki Barış Manço, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Barış Manço'nun cenazesi, Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan törenin ardından Kanlıca Mezarlığı'na defnedildi.
Yaklaşık 40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza atan, ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödüle layık görülen sanatçının aldığı ödüllerden bazıları şöyle:
"1980'de "Altın Orfe" Ödülü, 1987'de "Belçika Kültür Elçisi", 1991'de "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı", "Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora ve Japonya Soka Üniversitesi Kültür ve Barış Ödülü", 1992'de "Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı" ve "Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı", 1994'te Kocaeli Üniversitesi Barış Diploması, 1995'te Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı Türkmen vatandaşlığı, 1995'te Pamukkale Üniversitesinden onursal doktora, 1995'te "Japonya Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası", 1997'de "Belçika Liege Prensliği Onursal Hemşerilik Beratı"