Güreş hakemliği yapan ve 'altın düdük' ödülü alan 3 baba-oğuldan biri Yücel Ailesi

Finlandiyalı Lassi Tovivola ve oğlu Kari Tovivola ile Amerikalı David Errett ve oğlu Zach Errett'in yanısıra Sadettin - Mehmet Gürhan Yücel UWW tarafından Altın Düdük ödülünü kazanan babalar ve oğullar olarak tarihe geçtiler. Türk güreşi adına 30 yıl boyunca uluslararası müsabakalarda düdük çalan Saadetin Yücel, Dünya Güreş Birliği (UWW) tarafından verilen ve dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan Altın Düdük ödülünü 2017'de kazanırken, oğlu Mehmet Gürhan da 2024 Paris olimpiyatlarında aynı ödüle layık görüldü. Baba Sadettin Yücel ve kariyerinde çok önemli final müsabakaları yöneten milli hakem oğlu Mehmet Gürhan Yücel, kariyerlerindeki kırılma noktalarını ve başarılarla dolu hikayelerini Demirören Haber Ajansı (DHA) ile paylaştı.

SAADETTİN YÜCEL: SANCAĞI OĞLUMA DEVRETTİM

Aile boyu güreşin içinde olduklarını ifade eden Saadettin Yücel, dedesi, babası ve son olarak da oğlunun Türk güreşine hizmet ettiğini kaydederek, "Babam Mehmet Yücel, efsane milli güreşçimiz Yaşar Doğu'nun öğrencisiydi. O bayrağı babasından almış, bana devretmişti. Ben de ondan aldığım bayrağı oğlum Mehmet Gürhan Yücel'e devrettim" dedi.

Saadettin Yücel, güreşi babası sayesinde tanıdığını söyleyerek, "Babamın sayesinde çok sevdim güreşi. Beni Yaşar Doğu Güreş Salonu'na götürürdü. Babamın bu salonda, 'En Başarılı Hakem' olarak bir kupası var. Ondan aldığım bayrağı hiç bırakmadım, Türk güreşine sporcu, antrenör ve hakem olarak hizmet ettim. 1996'da uluslararası hakem oldum. 3'üncü, 2'nci ve 1'inci kategori derken, olimpik kategori oldum. Dünya ve Avrupa Şampiyonalarında görev yaptım. Rio Olimpiyatları'na hakem olarak gidecektim fakat o zamanki yetkililerin azizliğine uğradım. Benim yerime Fransız ve İsrail asıllı hakemi tercih ettiler. Çünkü bizden 3 tane hakem katılıyordu, 'buradan kırparız' dediler o da bana vurdu. İçim buruktu, haberi uçakta öğrenmiştim. Emeklerimin karşılığını Rio'da noktalamak istiyordum. Ardından 2017 Paris Dünya Güreş Şampiyonası'nda görev yaptım, UWW tarafından 'Altın Düdük' ile ödüllendirildim. Orada güreşi noktaladım. Sonrasında sancağı oğlum Mehmet Gürkan Yücel'e devrettim. Onunla gurur duyuyorum, 2 defa olimpiyatlara gitti. En sonra Paris'te görev yaptı. Tesadüfün bu kadarı, tıpkı benim gibi oğlum da Paris'te Altın Düdük ödülüne layık görüldü" diye konuştu.

MEHMET GÜRHAN YÜCEL: SPORCU OLARAK OLMADI, HAKEMLİKTE NASİP OLDU

'Altın Düdük' sahibi milli hakem Mehmet Gürhan Yücel ise, aile olarak yaklaşık 2 asırdır güreş sporuna hizmet ettiklerini belirterek, "Sülalemizde Dünya şampiyonu da, Türkiye şampiyonu da var. Benim avantajı bu, küçük yaşlardan itibaren usta sporcuların içinde yetiştim. Özellikle babamın maçlarını izlemek çok tecrübe oldu. Ben de babam gibi bu salonda güreşe başladım. İlk olarak Türkiye'de 6 yaş gruplarında derecelerimi oldu. Sporcu olarak ülkeme altın madalya kazandırmak, bayrağımızı göndere çektirmek isterdim ama hakem olarak nasip oldu. Çok mutluyum. Sülalemizden birinin olimpiyatlarda başarılı bir hakem olarak seçilip Altın Düdük alması Türk sporu için hem de Türk güreşi için önemliydi. Bu da bana nasip oldu. Babamla birlikte 'Altın Düdük'lerimizi Paris'te almak benim için büyük gurur. Dünya genelinde baba ve oğul olarak bu ödülü alan 3 aileden biri olmak ayrı bir gurur kaynağı. Katkısı olan, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Tüm kariyerimizi her şeyi güreşe borçluyuz. O yüzden bizim vefa borcumuz ölene kadar devam edecek" diye konuştu.

YÜCEL: LOPEZ'İN MAÇI, YÖNETTİĞİM EN RAHAT MAÇTI

Mehmet Gürhan Yücel, Paris 2024 Olimpiyatları'nda finalde yönettiği, dünya güreş tarihine geçen sporcu Mijain Lopez'in maçı ile ilgili ise şunları söyledi:

"Lopez, dünya güreşinin gelmiş geçmiş en büyüğü diyebilirim. Çünkü 5 farklı olimpiyatta şampiyon olmuş bir sporcu. Bizde de çok büyük güreşçiler var. Şu an Federasyon Başkanımız olan Taha Akgül, 130 kg'da tankımız Rıza Kayaalp, bayan güreşinde Yasemin Adar gibi dünyanın sayılı sporcularına sahibiz. Bunlar Türk güreşinde çıtayı çok yükselten sporcularımız. Onların yerine gelecek sporcularımız çok önemli. Keşke Lopez'in rekorunu kırabilecek bir Türk sporcumuz olsa. Lopez'in final maçı, dünyanın gözü oradaydı ama belki de yönettiğim en rahat maçtı. Çünkü Mijain Lopez üstün bir performans gösteriyor, puanları alıyor ve maçı bitiriyor. O nedenle hiç zorlanmadım. Daha önce Tokyo'da pandemi nedeniyle tribün yoktu ve rahattı herkes. Bu maçta inanılmaz bir ilgi vardı ama minderde Mijain Lopez olunca iş kolaylaştı." (DHA)