Onların isteği bu zaten. Diyarbakırspor ceza alsın, küme düşsün ki Diyarbakır halkı iyice nefret etsin devletten, milletten!.. Onun için Türkiye Futbol Federasyonu çok soğukkanlı, çok sabırlı ve çok dikkatli olmak zorunda. Evvela devlet soruşturacak. Devlet, 'Bu bir PKK eylemi, terör eylemi değildir, futbol taşkınlığıdır' derse, o zaman federasyon yönetmeliklerdeki yaptırımlar neyse uygular. Ama devlet 'bu futbol olayı değil, bu bir tertiptir' derse, o zaman Diyarbakırspor'a ceza vermek büyük haksızlık olur.
_İvankov'a taş atılmasıyla başladı ve her noktadan devam etti. Hakemin devam etme isteği, yardımcısına taş gelmesiyle sona erdi. Kamil Abitoğlu'nun olaylara yaklaşımı nasıldı?
Türkiye'de bu konuda billurlaşmış bir yöntem yok. Ne yazık ki yıllardan beri yok... Erman Toroğlu ile birlikte Fenerbahçe-Galatasaray maçında bir yan hakem yaralandığı zaman 'O maç orada durmalıydı' dedik. Demedik laf bırakmadılar.
Şimdi maçı durdurduğu için hakemi göklere çıkarıyorlar. Yok. Duruma göre uygulama olmaz. Kural kuraldır. Hakem yaralandığı zaman maç duracak. Hakemin maçı oynatmak için, maçı bitirmek için çaba sarf etmesi doğal. Hakemin görevi bu zaten. Ama oynanamayacağını hissettiği anda durduracak maçı. Ancak yan hakemin yaralanması artık bir yorum gerektirmiyor. Yan hakemin yaralanması, daha sonra hakemlerin verecekleri kararları etkiler. Devam karı alsa bile hakemin kafasında, 'Yan hakem yaralandı. Bizim başımıza neler gelebilir' düşüncesi oluştuğu andan itibaren vereceği kararlar yanlı olabilir.
Türkiye'de bunun karşılığı yok. Peki hakem yaralanmadı, futbolcu yaralandı. İvankov yaralandı. Ne olacak? Bunlar yoruma bırakılmaz. Bunlar yazacak. Kara kaplı kitapta bunlar yazacak. O zaman biz de ertesi gün oturup tartışmayacağız. 'Başlamadan mı durdursaydı, yoksa yardımcı hakem yaralanınca, 4. hakemi koyup devam mı etseydi?' diye düşünmeyeceğiz.