Otoritelerden flaş yorum! "Ersun Yanal gider"

TFF, Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı'nda sapma tutarını yüzde 30'dan yüzde 40'a çıkardı. Başta Trabzonspor ve Galatasaray olmak üzere birçok kulüp buna sert tepki gösterdi. Bu artışın asıl sebebi nedir, Türk futbolunda sonuçları ne olacaktır? Zeki Uzundurukan: Futbolda bazı şeyleri sulandırmaya, halının altına süpürmeye bayılıyoruz. Önce kural koyup kükrüyoruz: 'Canınızı yakarız, gözünüzün yaşına bakmayız. Ayağınızı denk alın!' diyoruz. Sonra bilançolara bir bakıyoruz... Eyvah eyvah! Biz ne yaptık böyle diyoruz. 'Bitmiş bunlar... Kuralları uygularsak yanar bunlar! diyoruz. Ve kendi koyduğumuz kuralları 'sulandırıyoruz!' Ondan sonra da çıkıp Türk futbolunun marka değerinden bahsediyoruz! Al sana La Fontaine'den Masallar... Burada asıl mesele şu; TFF Başkanı Nihat Özdemir, 'Kulüp Lisans Talimatı Türk futbolunun kurtuluş reçetesi olacak...' demişti... Bu doğrultuda denk bütçe uygulamasına harfiyen uymak için kadrodaki önemli yıldızlarını gönderen, düşük maliyetle oyuncular transfer eden kulüplerin günahı neydi? Sapma tutarının yüzde 40'a çıkarılmasıyla kurallara uyan kulüpler adeta cezalandırılmıştır. Sapma tutarını çok aşan, TFF'nin koyduğu kurallara uymayan kulüpler de ödüllendirilmiş oldu. Peki kim istedi yüzde 40'ı? Trabzonspor, Galatasaray, Beşiktaş, Sivasspor, Başakşehir ve çoğu Anadolu kulüpleri istememiş. TFF'nin çıkıp açıklaması lazım... Ve demesi lazım ki 'Şu başkan veya başkanlar ile şu kulüp veya kulüpler istedi...' Çıt yok ama... Sadece yüzde 40 sapma tutarı bir gece yarısı operasyonu ile açıklandıktan sonraki gün, Kulüpler Birliği'nden Mehmet Sepil imzası ile TFF'ye kurye ile bir yazı gönderilmiş. Hepsi bu! Hepsi bu işte... Erman Toroğlu: Türk futbolundaki kulüp olarak birkaç ağır abinin çıkardığı karardır. Biri Fenerbahçe başkanı, diğeri Başakşehir başkanının başı çektiği birkaç kulüp bunu istedi. Bu Kulüpler Birliği'nin ne işe yaradığını hâlâ anlamış değilim. Yan yana oturup aile fotoğrafı çekiyorlar, sonra birbirlerinin gözünü oyuyorlar. Nasıl hâlâ oturup da birbirlerinin yüzüne bakıyorlar. Reha Kapsal: Bu artış doğru değil. Daha önce bununla ilgili bir karar almıştı TFF. 4 ayda ne değişti? Gizlice ara transfer mi yapıldı. Böyle kararlar sezon bitiminde ancak olabilir. Çok enteresan bir futbol iklimimiz var. Kervanı biz hep yolda düzmeye çalışıyoruz. Bir maç başladıktan sonra kural değişir mi? Biz hep günlük, anlık işleri yapıyoruz. Bu durum kulüplerin mali tablolarında belki de telafisi olmayacak sonuçlar doğurabilir. Zaten kulüplerimizin maddi durumu çok sıkıntılı. Serkan Korkmaz: 'Oyun devam ederken kural değişmez'' diye bir cümle var. Eğer TFF, Kulüpler Birliği başkanının imzası yerine, tüm kulüplerin oybirliğiyle ve imzalarıyla çıkmış bir talebe karşılık verse ''anlaşılır'' bir karar olarak görebilirdik. Ama itiraf edeyim ki; ben o halde de bu sapma tutarı esnemesine muhalefet ederdim. Gelirleri arttıkça borçları da şişen kulüplerimizin ıslahı yolunda olumlu adımlar atılırken bu gelişmeyi anlamsız ve zararlı buluyorum. KOÇ-TERiM POLEMİĞİ Ali Koç, 'Medyada en çok korunan hoca Fatih Terim'dir. Bunun nedenleri var. Zamanı gelince açıklarız' dedi. Ne demek istedi? Zeki Uzundurukan: Ali Koç, bir soru üzerine yine Fatih Terim üzerinden mesajlar verdi. Ama Terim'in de A.Gücü maçı sonrasındaki basın toplantısında 'Bazı gazetelerin spor servislerine reklam departmanlarından herhalde telefon gelmiştir...' sözleri çok gereksizdi diye düşünüyorum. Elinizde bir bilgi veya belge varsa ortaya koyarsınız. Aynı şekilde Ali Koç'un da 'Zamanı gelince açıklarız' demesi yerine ne biliyorsa 'tak tak söylemesi daha doğru olurdu. Ben 1993'ten beri spor medyasının içindeyim. 2000 yılından beri spor servisi ve spor gazetesi yönetiyorum. Asla böyle bir telefon gelmedi bana... Fatih hoca böyle konuşursa; Koç'un da bu şekilde cevap vermesi normal. Evet Terim, elde ettiği başarılar nedeniyle çok övülmüştür. Az eleştiri almıştır. Ama F.Bahçe teknik direktörleri de hep el üstünde tutulmuştur spor medyası tarafından. Başarısızlık anında herkes eleştirilir... Erman Toroğlu: Bu tip konuşmalara benim karnım top. Ya konuştuğunuzda açıklayın ya da susun. Yıllardır Fatih hoca da yaptı. 'Sezon sonu gelsin her şeyi açıklayacağım' der; sezon biter ama tık çıkmaz. Şimdi aynı numarayı Ali Koç da yapmaya başladı. Açıklarsa yorum yapabilirim, açıklamadığı şeye niye yorum yapayım. Aynen kendisine sorulan reklam sorularına verdiği cevap gibi. Reha Kapsal: Kim koruyorsa bunu da söylemesi gerekir. Eğer bir başarısızlık varsa herkes düşüncesini özgürce söyleyebilir. Şahsen ben sezon başından beri hem A Spor'da hem Fotomaç'ta Terim'i eleştiriyorum. Serkan Korkmaz: Terim; Takım Oyunu, Beyaz Futbol gibi en çok izlenen programlarda hatta TRT'de dahi (haklı olarak) hayli olumsuz eleştirilen bir isim. Ülkenin en önemli holdinglerinin birinin en önemli isimlerinden olan Ali Koç da (haklı olarak) hayli eleştirilen bir karakter. Medyada (haklı olarak) en çok eleştirilen başkan ile (haklı olarak) en çok eleştirilen teknik adamın, medya üzerinden devam eden tuhaf kavgasında en çok hakarete maruz kalan aktör (ne kadar enteresandır ki) yine medya. Sosyal medyadaki bazı provokatif hesapların köpürtmesiyle hadise medya çalışanları için hayli riskli bir boyuta ulaştı. Kulüplerimiz saha içinde ve saha dışında çok kötü yönetiliyor. FIRTINA KONTAK KAPATTI Trabzonspor, Denizli'ye kaybederek şampiyonluk yolunda büyük bir avantajı kaçırdı. Zeki Uzundurukan: Şampiyon olmak istiyorsanız, sezon boyu ancak bir kez önünüze gelebilecek bu tarihi fırsatı kaçırmayacaksınız! Oyuncular yüreksiz oynadı, Ünal hoca, kenarda akıl tutulması yaşadı. Ey Ünal Karaman, dünyada hiçbir teknik adam, bu kadar hücumcu ile maça çıkmıyor. Senin yaptığın bir çılgınlık! Trabzonspor, hücumcular + savunmacılardan kurulu bir takım. Nerede orta saha? Trabzonspor'un saha içinde ve kenarda bir oyun aklı maalesef yok! 13 puanlık maçı kazanamadın Ünal hoca! Böyle şampiyon olunmaz! Böyle büyük hoca olunmaz! Bir sözüm de yönetime! Gördünüz mü yaşlı deyip gönderdiğiniz Rodallega'yı? Gördünüz mü tonla para verip transfer ettiğiniz yaşlı Sturridge'yi, Obi Mikel'i... Bu arada Ünal hocanın oyuncu değişiklikleri de felaket! Trabzonspor, devre arasında kulübeye yabancı bir taktisyen antrenör transfer etmeli! Reha Kapsal: Trabzonspor ile ilgili hep aynı şeyleri söylemeye başladık: 'Oyun dengesizliği var. Her an gol atabilir, her an gol yiyebilir. O zaman da sağlıklı bir takım bütünlüğünden de bahsedemeyiz. Sosa durduğu zaman Trabzonspor kontağı kapatıyor. Bir de buna Nwakaeme eklenince çok sıradan bir takım görüntüsü veriyor. Bordo-mavililer hücumda etkili bir takım. Ama Denizli maçında bu seviyenin de çok gerisinde bir oyun sergilediler. Denizli maçında oyunu tartışmak gerekiyor, skoru değil. Zaten savunma zaafiyeti vardı bir de buna hücum zaafiyeti eklendi. Ünal Karaman 1.5 yıldır savunmayı düzeltemedi. En büyük sıkıntı bu. Serkan Korkmaz: Trabzonspor krizi fırsata çevirmeyi başardı ama fırsatı kazanca dönüştüremiyor. Onlar adına beni en çok endişelendiren husus tüm yükün Sosa'nın üzerine binmiş olması. Karaman, artık eskisi kadar dar olmayan rotasyonu en etkin şekilde kullanmanın yolunu bulmalı. G.Saray gibi iyi bir sezon arası hazırlık kampına ihtiyaç, takım savunmasına odaklı taktik çalışma ve motivasyon şart. Taraftar grubu, yerel medya ve kanaat önderleri kenetlenmek zorunda. 4 büyükler içinde, potansiyeli en yüksek olan takım hâlâ Fırtına. ERSUN YANAL GiDER Sivasspor'a yenilen Fenerbahçe, Beşiktaş derbisini de kaybederse teknik direktör Ersun Yanal devre arasını görebilir mi? Uzundurukan: Fenerbahçe, Ersun Yanal ile vakit kaybediyor. Geçen sezon geldi Ersun hoca. Devre arasında 5 transfer yaptırdı. Futbol olarak bir fark yaratamadı. Bu sezona kendi kurduğu kadro ile girdi. Başkan Ali Koç, Ersun Yanal'ın bir dediğini iki etmedi! Sadece Kolarov transfer edilemedi. Çünkü kulübü bırakmadı! Fenerbahçe'nin Avrupa'sı da yoktu. Haftada bir maç oynadı. Diğer şampiyonluk adaylarını Avrupa maçları çok yıprattı. Ersun Yanal başarılı diyebilmem için Sivasspor'un yerinde olmalıydı Fenerbahçe! Zirvenin 8 puan gerisinde kalan ve deplasmanlarda dökülen Fenerbahçe, Ersun Yanal'ın eseri. Başarısızlıkta fatura önce teknik direktörlere, sonra yönetimlere kesilir. Beşiktaş derbisi kaybedilirse Ersun Yanal gider... Toroğlu: Ersun Yanal, şu anda Fenerbahçe teknik direktörü gözüküyor. Ama benim karşıdan gördüğü resimde Yanal bir figüran gibi duruyor. Ali Koç-Comolli-Emre üçlüsü işi götürüyorlar gibime geliyor. Hatta araya ikinci kaptan Ozan'ı da sokuyorlar. Ali Koç, Yanal'ı getirirken zaten istekli değildi. Şu anda gönderirse bundan sonra alınacak sonuçlar onun üzerine yıkılır. Bekliyor. Ersun tam başarılı olamazsa zaten gidecek ve bir daha da Ersun'un esamesi Fenerbahçe'de okunmayacak. Kapsal: Ali Koç'un maçtan sonraki vücut dili ve ses tonundan anladığımız şu: Sanki Ersun hocanın kalemini kırdı. Koç'un birçok şeyden memnun olmadığı ortada. Skor kaygısı teknik adama baskı oluşturur. Hoca da bunu oyuncularına geçirir. Ersun hocanın skor alması gerekir. Skor alarak ayrılık zamanını uzatmak durumunda. Yanal geleceğini kendi belirleyecek. Korkmaz: Ersun Yanal ismi Ali Koç'un kafasında hiçbir zaman yoktu. Başkan Koç, taraftarının yoğun talebine karşı duramadı ve anlaştı; bunu herkes biliyor. Comolli, Emre Belözoğlu, Volkan Demirel ve Ali Koç, futbol takımının başarısı için gerekli sinerjiyi henüz üretmeyi başaramadı. Bazı futbolcularla yollar ayrılabilir, bazı yeni futbolcular takıma katılabilir. Ama eğer kötü gidişat devam ederse neşter ilk olarak teknik heyete değecek gibi duruyor. Mevcut finansal şartlar ve uzun süredir sportif başarı yoksunluğu dikkate alındığında bunlar çok zor kararlar. Saha sonuçları en belirleyici faktör olacak kuşkusuz. Kısaca; derbi kaybedilirse yollar ayrılır gibi duruyor.