Spor yazarları Ankaragücü-Beşiktaş maçını değerlendirdi

SİNAN VARDAR - KAZANMAYA DEVAM Kazananın yanında kaybedeni de tebrik ederim. Beşiktaş zirve yarışında önemli bir 3 puanı cebine koyarken Ankaragücü alt sıralardan kurtulma aşkına dün can siparane bir futbol ortaya koydu. Ev sahibi ekip, maç golsüz giderken pozisyonlarda buldu ama değerlendiremedi. Büyük rakip karşısında bu kadar gol kaçırırsanız sonuca da katlanırsınız. İlk yarıda Beşiktaş pozisyon bulmakta zorlandı ama Hakem Halis Özkahya'nın Larin'in bal gibi golünü de göz göre göre iptal etmesi ayıp ötesiydi. Top daha havada süzülürken düdük çalmak da ne oluyor; işte bunu anlamakta zorluk çektim. Beşiktaş dün yine derli topluydu, takım olarak ışıl ışıl parladı. Sahanın yıldızı hiç kuşkusuz ki tek golün asistini yapan Rachid Ghezzal'di. Takımı çok organize etti ve harika paslarıyla gözümüzün futbol pasını sildi. Son haftaların formda isimleri Necip ve Rıdvan yoktu ama onların yerine forma giyen N'Sakala ve Rosier de günündeydi. Beşiktaş'ta as-yedek kavramı kalmamış olmaması da büyük avantaj. Kartal, 3 puanla şampiyonlukta iddiası sürdürdü. Ancak savunmadaki hatalar zaman zaman sırıttı. Özellikle ilk yanın sonlarında sakatlanıp çıkana kadar Emre Güral'in çok rahat gol pozisyonlarına girmesi özellikle Vida ve Welington'a yazar. Allah'tan genç kaleci Ersin kritik kurtarışlarla bu hataları kamufle eden kişi oldu. Tabii savunmada eleştirdiğimiz Vida'nın iki haftadır güzel golleri de övgüyü hak ediyor. Ankaragücü'nde Aboubakar'a adım attırmayan Atakan takımının en iyisiydi. Türk futbolunda bu Atakan Çankaya'yı daha çok duyacağız. TURGAY DEMİR - ÇILGIN ROSIER! Beşiktaş kazanarak, inandığı yolda yürümeye devam ediyor. Ankaragücü deyip geçmeyin, son haftalarda inanılmaz iyi mücadele ediyorlar ve kazanamasalar da kaybetmiyorlardı... Beşiktaş çok önemli bir deplasman galibiyeti aldı vesselam. Erzurumspor maçında harika bir gol atan Vida bu kez de belki sezonun en değerli gollerinden birini attı. Nokta atışı orta yapan Ghezzal'ın da hakkını verelim. Atiba, Josef De Souza Beşiktaş orta sahasının yıkılmaz kaleleri gibi. Hem hücuma katkı veriyorlar, hem savunmaya. Vazgeçilmez oldular... Bir de Rosier var ki, geldiğinde hepimiz tereddütteydik ama o tereddütsüz oynuyor. Yine sahanın en iyilerindendi. Ankaragücü'nün hızlı oyuncularına aman vermedi. Aboubakar gol atsa da, atmasa da Beşiktaş'a büyük katkı sağlıyor. Rakip savunmanın arasına daldığı anda hallaç pamuğu gibi atıyor. Benzer şeyleri Larin için de söyleyebilirim. Ghezzal ise henüz yüzde 30'la oynamasına rağmen çok kaliteli, çok klas... Kartal'ın bir sayılmayan golü var! Larin topa vururken elini rakibinin omuzunu koyuyor... Koymasa da golü atacak ama derdim o değil. O pozisyon sonuçlanmadan Halis Özkahya düdük çalarak büyük hata yaptı! Ya faul olmasaydı!? Artık VAR diye bir sistem devreye girdiğine göre bu tür hatalar olmamalı. ERMAN TOROĞLU - HALI SAHA TEMPOSU Biri şampiyonluk mücadelesi veriyor, diğeri düşmeme mücadelesi... Şampiyonluk mücadelesi yapan takım 1-0 önde. Çok fazla zorlamadan ve zorlanmadan oyun sistemini götürmeye kalkıyor. Ancak düşme mücadelesi yapan Ankaragücü'nün buna tavır koyacak bir hareketi yok. Bu yıl 21 takım olunca alt sıradakilerle baştaki takımlar arasında makas açıldı. Açıldı da ne kadar açıldı. Sonuncu birinciyi yenebiliyor. Şu bir gerçek ligimiz çok kalitesiz. Yöneticisiyle, hakemiyle futbolcusuyla ve basınıyla... Bunu kabul edemezsek, hayır dersek bir yere varamayız. Kimse aynaya bakmıyor. Dün akşam bir 90 dakika seyrettik, keçi boynuzu gibi! Keçi boynuzu yine bazı şeylere yarıyor, hatta bayağı önemli işlere yarıyor. Ama böyle olunca da bu maç benzetmemiz yanlış. Çünkü keçi boynuzunun hakkını yemiş oluruz. Halı saha temposunda bir maç izledik. Daha bir benzetme yapsak veteranlar ligi diyebiliriz. Sonuçta Beşiktaş kazandı, yukarıya devam ediyor. Öteki kaybetti, aşağıya devam ediyor. Ne birinde şampiyonluk hırsı var ne diğerinde düşmeme çabası... İnsan bu yazıyı yazarken bile zorlanıyor. Seyredemeyenler ne yapsın! REHA KAPSAL - PROBLEM BELLİ! Ankaragücü, son haftaların formda takımıydı. Beşiktaş karşısında da temposu yüksekti. Öne doğru oynayarak ve hızlı hücum geçişiyle etkili oldular. Hücumda organizasyonu sağlayacak oyuncu sıkıntısı çektiler. Beşiktaş, Sergen Yalçın göreve başladığından beri öne geçtiği maçları kaybetmedi. Beşiktaş'ın anahtar formülü ilk golü atmak. Bunun nedeni de eldeki oyuncuların yerleşik savunmalara set hücumu yapamaması ve savunma öne çıktığında çok pozisyon vermesiydi. Maçların kazanılmasındaki kilit faktör 0-0'lık bölümü doğru oynamak, geriye düşmemek, sonra da takım halinde savunma yapmaktı. Beşiktaş, A.Gücü'ne savunma yaptı fakat çok pozisyon verdi. Bu oyunun dengesiz olması, oyun içindeki tempoyu ayarlayacak oyun aklı olmamasından kaynaklanıyor. Atiba-Josef'le hattı iyi oluşturdular. Savunma aksiyonları iyi. Fakat Vida ve Welinton öne çıkınca çok pozisyon verdiler. Son 6 golün 4'ünü duran toptan buldular. Bu yoğun maç trafiğinde Ankara'dan galibiyetle dönmek moral ve motivasyon açısından tabii ki önemliydi. 'Beşiktaş'ta problem belli...' Sergen hocanın, maçların 0-0'lık bölümünü kendi lehine çevirmesi için takım halinde top ayağındayken daha organize olması gerekir. Bunun için hücum şablonlarının çeşitliliğini iyi sağlaması gerekir. Yalnız duran toptan çözmek yerine, hareketli oyunda da orta sahada birbirini tamamlayıcı oyuncularla takım dizilişini kurgulaması gerekir. Beşiktaş, maçın gidişatına göre çözülen değil çözen taraf olmalı. Rakibine risk aldırmalı ve bunu da oyun felsefesi haline getirmeli. Sergen hoca, rakiplerine bu kadar pozisyon vermeden daha fazla üretecek bir takım çıkarmalı. Riski rakibine aldırmak için kadro kurgusunu ve oyun mentalitesini yüksek seviyeye çekmesi gerekir.