SERKAN KORKMAZ – NAZAR BONCUĞU
Şampiyonlar Ligi ile birlikte ligi götürmenin, üç günde bir maç yapmanın zorluğu herkesçe beklenen bir durum. Bu yüzden takımlar geniş ve derinlikli kadrolar kuruluyor. Münih yorgunluğuna, üç Türk futbolcunun ilk 11'de oynatılması mecburiyeti de eklenince dün akşamki gibi sonuçlara hazırlıklı olmak gerektiği ortaya çıkıyor. Peki; Okan Buruk'un elindeki kadro ne kadar geniş ve ne kadar derin?
Geçen seneki ritmini kaybetmiş bir Oliveira, mecburiyetten oynatılan Kazımcan'la, Okan Hocanın işi hayli zor olacak gibi gözüküyor. Davinson'un ardından, ligdeki son üç golü kaydeden Zaha dışında katkı alınabilen yeni bir transfer henüz yok. Ziyech tam işe yarayacak kadar kıpırdanmışken, dün akşamki paslarını "gidiş yolundan" bile "forvet arkası" olamayan Kerem Aktürkoğlu'na ve "yarım" Icardi'ye atmak zorunda kalıyor.
Mertens (nedense) artık vazgeçilmez değil. Tete, Okan Hoca için Barış Alper kadar elzem değil. Sezonun bu kritik haftalarını kayıpsız geçmek için, Muslera, Davinson, Boey ve Torreira yeterli olmuyor. Icardi, sakatlığına rağmen, antrenman yapmadan her maçta oynuyor. Münih'te Bayern'e gol atan Bakambu takımı yenik durumdayken 75'inci dakikada oyuna girebiliyor. Şampiyonlar ligi performansı gurur veren sarı kırmızılılar, ligde de ya zirvede ya da ikinci ama sahadaki performansa bakınca gidişat tam anlamıyla "bıçak sırtı" kıvamında.
Hatay'a kaybedilen maç bir nazar boncuğu mu yoksa gerçeklerle yüzleştiren sert bir tokat mı emin değilim. Buruk ve yardımcıları artık Kerem'i sola ya da yedeğe çekse bir türlü, Icardi'yi dinlendirseler başka türlü komplikasyonlarla boğuşacaklar. Çok yönlü, iyi bir-iki orta saha ve takım içi forma adaletiyle sorunlar halledilebilecek gibiyken, her şey karman çorman bir hale dönüşebilir noktaya geldi. Radikal önlem almak şart.
ZEKİ UZUNDURUKAN – ICARDI VE TEHLİKE ÇANLARI
Bayern Münih yorgunu Galatasaray'ın, Mersin'deki maçta Hatayspor karşısında ortaya koyduğu futbol, gelecek haftalar için tedirgin etti. Okan hoca, Angelino'nun yerine Kazımcan Karataş, Torreira'ya partner olarak da Oliveira ile maça başladı. Oliveira'yı beğendim. Çok çalışkandı, hücuma çıkışları da etkiliydi. Maça tahrip gücü yüksek bir futbolla başlayan Zaha, gol atacağını daha ilk dakikalarda belli etmişti. Okan hocanın İcardi'yi bu kadar uzun süre sakat sakat oynatması ne derece doğru, tartışılmalı. Takımı adeta bir kişi eksik oynatıyor.
Skor 1-1'ken 29'da Kerem Aktürkoğlu 'al da at' pası verdi İcardi'ye. Sağlam bir İcardi için böyle bir pozisyonu gole çevirmek çocuk oyuncağıydı. Dün Erce ile karşı karşıya kaldı ama 'ıska' geçti. Çünkü canı yanıyor, çünkü sakat! Ağrı kesici iğne ile oynasa da eski İcardi'yi izleyemiyoruz. Yenilen golde hem Kazımcan'ın hem de Sanchez'in hatası vardı. Galatasaray'ın Zaha ile bulduğu golde takım arkadaşı ile çarpışan kaleci Erce büyük şanssızlık yaşadı. Hatayspor uzun toplarla ve hızlı çıkışları ile Galatasaray savunmasını yordu.
Dadashov'u beğendim. Çok etkiliydi. İlk yarıda Ziyech, ikinci yarıda da Sanchez ile direğe takıldı Galatasaray. Abdülkerim'in bir kafa vuruşu var ki, doksana giden topu Erce çıkardı. Galatasaray, Hatayspor ceza sahasında ikinci golü ararken, kendi kalesinde golü gördü. Kerem rakip savunmayı dağıtıp, takım arkadaşlarına servis yapıyor ama herkes İcardi'den bir şeyler yapmasını bekliyor! İcardi topu ezince, Hatayspor topu kapıp, hızla Galatasaray kalesine geldi ve Lamkel ile yeniden öne geçti.
Okan hoca, hücumdaki en etkili isim olan Kerem'i çıkararak ne yapmaya çalıştı anlamadım. Sahada yürüyen İcardi dururken neden Kerem! İcardi kaç kez topla buluştu ve bu buluştuğu toplarla ne yaptı? Okan hoca bunun analizini iyi yapmalı... Mertens neden bu kadar geç oyuna girdi? Ziyech'in oynadığı futbol ortadayken...
Birkaç cümle de hakemler için söyleyelim. Dakikalar 90+6'yı gösterirken, ceza alanı içinde İcardi topa yükselmeye çalışıyor. Ama Kilama ayağına bastı. Hakem Bahattin Şimşek net penaltı olan bu pozisyonu göremedi. VAR'da görev yapan Emre Malok da devreye girmedi. Cimbom'un net penaltısı güme gitti. Hakemler daha dikkatli olmalı. Dünkü maçta Okan hoca ne kadar hata yaptıysa; Volkan hoca da o kadar doğru işler yapıp maçı kazandı.
ERMAN TOROĞLU – YALAN RÜZGARI
Dün akşam Hatayspor 90 dakika boyunca kendisi nasıl oynamak istediyse ve rakibini nasıl oynatmamak istediyse, hepsini yaptı. Volkan dersini iyi çalışmış ama aynı şeyleri Okan için söyleyemeyeceğim. Galatasaray toplan daha fazla oynayan takım tamam ama daha fazla oynarken rakibini kaçırıyor, rakibin defansa gelmesini ve gardını almasını sağlıyor; sonra araya top atamaya kalkıyorlar. O zaman da rakip bu topları leblebi gibi topluyor.
İlk yarıda Kerem ve Icardi net pozisyonlar buldular ama atamadılar. Hadi Icardi'nin sakatlığı vardı. Peki ya Kerem? Onun sakatlığı yok. Böyle oynayan oyuncu, artık o vuruşları gol yapmalı. Bunu yapamamasının iki sebebi vardır. Ya vuruş tekniği yoktur ya da oynadığı yer itibarıyla ritmini kaybetmiştir. Yani, o kadar koştuktan sonra topa vuracak gücü bulamaz. Galatasaray eğer buradan 1 puan çıkartırsa büyük başarı olurken, Hatay'a da yazık olurdu. Bakmayın siz Galatasaray'ın hücum gücünün fazla olduğuna. Doğru futbolu oynayan Hatayspor'du.
Galatasaray ve Fenerbahçe 'seri, seri' dediler.. Birincisi bitirdi, dün akyam ikincisi de bitirdi. Mersin Stadı ilk defa böyle bir seyirci görüyor. Demek ki iddia olunca, iyi maç beklentisi durumu bu hale getiriyor. Maça Galatasaray tempolu başlar gibi göründü ama Hatayspor da aynı tempoyla karşılık verdi. Ondan sonra da maç özellikle ikinci yarı Galatasaray açısından iyi geçmedi. Hücum ediyor göründüler ama yalan rüzgarıydı.
Sarı-kırmızılılarda gelen oyuncular şu zamana kadar tam randıman veremediler. Bir tek Sanchez hariç. Saten dün akşam Sanchez ilk yarıda öyle bir sarı kart aldı ki, eğer o sarı kartlık pozisyonu yapmasa, Hatayspor akını kesinlikle golle sonuçlanabilirdi. Kartı aldığında, böyle alacaksın. Hatayspor son üç maçını da kaybetmişti. Yani mağlubiyet serisi yapmıştı. Bunu Galatasaray galibiyetiyle telafi etti. Hakem çok fazla oyuna tesir etmedi. Ama oyunun içine fazla girdi, futbolcuların görüş alanını kapattı. İyi bir kumaş değil, babadan oğula hakemlerden... Babası da hakemdi, Selami Şimşek, şimdi de oğlu Bahattin Şimşek. Türkiye'de hakemlik böyle bir şey işte, padişahlık gibi.
LEVENT TÜZEMEN – DEDİKODULARI BOŞA ÇIKARMADI
Beğendiğim bir atasözünü hatırlatayım, "Azim ile inat arasındaki fark akıldan başka bir şey değildir. Akılla direnme azim, akılsız direnme inattır. " Galatasaray da kaybetti. Okan Hoca inşallah hatalarından ders çıkarır ve inatlarından arınır. Okan Buruk formsuz bir dönem yaşıyor ve akıl tutulması içinde kadro seçimlerinde bazı oyuncuları oynatma konusunda inat ediyor.
Örnekler vereyim: 1- Kazımcan'ı ısrarla sol bek oynatmak intihar etmek demek. Hatayspor iki golünü Kazım'ın bölgesinden yaptığı ataklarla buldu. Kazım çabuk değil, fizik gücü yok, pozisyon bilgisi ve rakip takibi oldukça zayıf. 2- 'En iyi antrenman maçtır' sözüyle Zaha ve Ziyech'e fizik güçleri yetmemesine rağmen sahada uzun süre tanımak diğer oyunculara da haksızlık oluyor. Gövdeli kartvizitlerine rağmen Zaha, "Al gülüm ver gülüm" şeklinde oynuyor. Ağır ağır takılan Ziyech ise sadece orta ve araya pas atarak idare ediyor.
3-Kazım çıkıyor, Kaan Ayhan savunmada Davinson Sanchez'in partneri oluyor, sol beke, "Oynamak istemiyorum" diyen Abdülkerim geçiyor. Okan Hoca sol tarafı ıslah edemediği için klasik hamleler yapıyor. Bir gün de sağ bek oynayabilen Kaan Ayhan sol bekte görev yapmalı. 4-Hatay maçında inanılmaz goller kaçıran Kerem'i eleştirelim. Ancak Kerem'den başka pozisyona giren var mı?
Zaha'yı çıkarmıyorsun, Kerem'i sol tarafa orijinal yerine çekmiyorsun. Skor 1-1 iken savunmayı eksik bırakıp Hatay'ın paldır küldür üzerine gitmemeyi düşünmüyorsun, topu rakibe bırakıp sen hızlı hücum çıkmayı akıl edemiyorsun. Not: VAR'daki Emre Malok, dedikoduları boş çıkarmadı ve yine yaptı yapacağını. Son dakikada Massanga'nın İcardi'nin ayağına basmasını hakeme inceletmedi ve Galatasaray'ın penaltısını yedi.
