Galatasaray - Fenerbahçe derbisi öncesi flaş yorum! "Galatasaray ağır basıyor"

Pazar günkü Galatasaray- Fenerbahçe derbisinde neler yaşanabilir. Sizce maçı kazanmaya yakın takım hangisi?

Zeki Uzundurukan: 'Derbilerin favorisi olmaz' klişesi ile bu soruyu cevaplamaya çalışalım. Fenerbahçe'nin son iki maçtaki düşük performansına bakıp da 'Derbinin tartışmasız favorisi Galatasaray' demek çok doğru olmaz. Ama galibiyete yakın taraf, oynanan futbola bakarsak Galatasaray. Türkiye'deki derbilerden sadece oynanan futbol üzerinden sonuç alınamıyor. Hakem faktörü çok önemli Derbiler son yıllarda bir anda 'kaos futboluna' dönüyor. Sahada bir sinir savaşı yaşanıyor çoğu zaman. Sakin kalmak çok önemli. Sabırlı olmak daha da önemli. Telaşlı futbol, takıma zarar verir. Hocaları ve kadro kalitelerini futbol terazisinin birer kefesine koyarsak, elbette ki Galatasaray ağır basar. Fenerbahçe'nin yeni forveti Samatta'nın derbiye yetişmesi zor görünüyor. Oysa Galatasaray'ın üst düzey iki süper forveti (Falcao + Diagne) var. Bir de saha lideri, yani takımı oynatan bir ismi daha var: Arda Turan! Fenerbahçe'nin oyun aklı olsun, liderlik yapsın diye alınan Sosa ise henüz hazır değil...

Reha Kapsal: Derbilerde formda takımlar her zaman olmuştur. Ama derbilerin de günlük parametreleri vardır. Bambaşka hikayeler çıkabilir. Fenerbahçe şu anda istenen seviyede olmasa bile derbi motivasyonu her zaman en üst seviyededir. Galatasaray oyun ve futbolcu performansı olarak Fenerbahçe'nin önünde görünüyor. Fenerbahçe bu farkı yüksek motivasyon ve Erol Bulut'un taktikleriyle kapatabilir. Fenerbahçe'nin saha içinde kaderini belirleyecek olan, çıkan ilk 11 ve sonraki oyuncu hamleleriyle, taktiksel değişiklikleriyle baş aktör teknik direktör Erol Bulut'un formudur.

BATAKLIK KURUTULMALI

Yine hakemler tartışılıyor. Özellikle Trabzonspor ve Beşiktaş'ın verilmeyen net penaltıları var. Trabzonspor'un lig dizayn ediliyor açıklamasına katılıyor musunuz?

Zeki Uzundurukan: Biz yıllardır Türk futbolunda bataklığı kurutmak yerine sineklerle savaşıyoruz. Bunu Şenol Güneş, 2002 Dünya Kupası'nda 3. olduktan sonra çok güzel ifade etmişti. Hep işin başındakileri yani koltuğa oturan başkanlara faturayı kesiyoruz. Oysa bataklıkla hiç mücadele etmiyoruz. Kim mücadele edecek. Medya bu konuda gereken eleştirileri yapıyor. MHK başkanlarının gözlerine ışık tutuyor. Ama MHK başkanları, o koltukları nasıl geldiklerini bildikleri için, o bataklığı kendileri de biliyor. Ama kurutmak için cesaretleri yok. Bu bir kısır döngü. Yusuf Namoğlu gitti, Zekeriya Alp geldi, o da gitti, şimdi de Serdar Tatlı geldi. Bu zihniyetle (geride kalan 2 haftadaki hakem performanslarına bakarsak) Serdar Tatlı da o koltukta kalıcı olamaz. MHK'nin başında Süper Lig'de maç yönetebilecek (VAR eğitimi de almış) 47 hakem var. Ama lig geçen sezon 18 hakem üzerinden yürüyordu. Bu sezon da o sayı 20 gibi olacak. Galatasaray- Trabzonspor maçında VAR'a gidip, penaltı olduğunu gördüğü halde Trabzonspor'un penaltısını vermeyen (o maçtan sonra sadece kokartı alındı) Ümit Öztürk, geçen hafta Fenerbahçe'nin maçına verildi. Benim Serdar Tatlı'dan yana da hiç umudum yok. Geçen cumartesi günü Serdar Tatlı'nın görevlendirdiği iki hakem, hem Beşiktaş'ı hem de Trabzonspor'u net penaltılarını vermeyerek yaktı. Serdar Tatlı çıkıp konuştu mu? Bu hakemlere ceza verildi mi? Hayır... Ya da bilmiyoruz. Çünkü söz konusu MHK olunca hatalı yönetilen maçlardan sonra herkes başını kuma gömüyor adeta. Bu bir gelenek oldu. Trabzonspor kulübü de haklı olarak (geçen sezon 14 maçta canı yanan, hakem hatalarına kurban giden, bu yüzden şampiyonluğu kaybeden) 'Lig dizayn ediliyor' diye yazılı açıklamaya yapar. Daha durun! Bu tarz açıklamaları önümüzdeki haftalarda Galatasaray'dan, Fenerbahçe'den, Beşiktaş'tan ve canı yanan diğer takımlardan da bekliyorum. Olan bu bildirileri yayınlayan kulüplere olacak yine. Hak mahrumiyetleri ve para cezaları alacak. MHK ve hakemler yerinde duracak. Şampiyonluğa oynayan kulüpler boyuna milyonlarca euro harcayıp, takımlarını güçlendirmeye çalışıyor. Sen ne kadar takımını güçlendirirsen güçlendir bir yanlış düdükle yerle bir olursun... Ki bu sezon IFAB, VAR hakemlerinin yetkilerini artırdı. VAR hakemi bu sezon maçın hakemine 'Bu pozisyon penaltı, bu pozisyon kırmızı kart, göremedin, VAR'a gel ve izle' deme yetkilerine sahip. VAR'a bu yetki verildikten sonra maçların sıfır hata ile yönetilmesi lazım. Ama aynı tas, aynı hamam... Değişen sadece MHK Başkanı'nın ismi oldu... Ne bekliyordunuz ki...

Reha Kapsal: Ligimize yine hakemler çok formsuz başladı. Sadece Süper Lig'de değil, alt liglerde de böyle. MHK'nin geçen sezon gibi oluruna bırakmadan sezon başından işi sıkı tutması gerekir. Zaten birçok hakemi yollamayarak onlara net bir mesaj da verilmedi. Hakemlerin geçtiğimiz sezonu geride bırakıp kendilerine çekidüzen vermeleri gerekir. Pandemi sebebiyle seyircisiz maçlarda daha cesur olmalılar. Kafalarında başka şeyler olmadan maç yönetmeliler. Bu, VAR hakemleri için de geçerli. Beşiktaş'a bu hafta, Trabzonspor'a 2 haftadır yapılan hakem hataları sonucu etkiledi. Bir takımın iyi futbol oynayıp oynamadığına hakemler karar veremez. Hakem adalet dağıtmalı. Beşiktaş geçen sezon hakem kararlarıyla ligde kredisiz kaldı. Trabzonspor'a da çok fazla hakem hatası yapıldı. Onları da şampiyonluk yarışının dışına attılar. Artık kamuoyunda kimse de bunları yemiyor. Trabzonspor'un oyun olarak eksiği olabilir, oyuncuları sakat veya hazır olmayabilir, yeni transferler gelecek olabilir, takım 4x4'lük olmayabilir ama hakem kararları sahada 4x4'lük olmalı. Saha içinde gördüklerini çalarak, her takımın hak hukuk adaletini sağlamalıdırlar.