Trabzonspor'a farklı yenilgiyi neye bağlıyorsunuz?
G.Saray "Büyük takım" refleksini kaybetmiş görüntüdeydi.
Fatih Terim'in üçüncü gelişinde bir Orduspor maçı vardı. G.Saray Türk Telekom'da ilk yarıyı 2-0 yenik kapatmıştı. Hatta Fatih Terim tribüne yollandı.
G.Saray ikinci yarı müthiş bir tempo yaparak geriden gelip maçı 4-2 kazandı.
Sarı-kırmızılılar sahada isyan etmedi.
Bir takım farklı mağlup olabilir.
G.Saraylı oyuncuların 4-0'lık yenilgideki en büyük defoları sahada teslimiyetçi bir ruhla hareket etmeleriydi.
Erken gol bulan Trabzonspor 'kompakt futbol' anlayışından hiç geri adım atmadı ve G.Saray'ı çok adamla karşılayıp kontratakla vurdu.
Maçta alınabilecek bir önlem var mıydı?
Son iki sezonda ve Tudor'un başında olduğu dönemde G.Saray, Trabzon'a yine kaybetmişti.
Bu iki maçın kahramanı Türk futbolunun yıldız adaylarından Yusuf Yazıcı olmuştu.
Böyle kaliteli bir oyuncuya karşı önlem almamak teknik heyetin en büyük hatasıydı.
Trabzon'un tüm hücum girişimlerinin organizasyonlarında Yusuf başrole soyundu.
Yenilgi Belhanda'nın kırmızı görmesine bağlanabilir mi? Ceza verilmeli mi?
G.Saray yönetimi ve teknik heyeti Belhanda'ya unutamayacağı bir ceza vermelidir. Ancak 4-0'lık Trabzon yenilgisini sadece oyundan atılan Belhanda'ya yüklemek kolaycılık olur.
İlk iki golde Mariano- Maicon ikilisinin yaptığı büyük hataların etkisi vardı.
Mariano, Nijeryalı Nwakaeme'ye karşı adeta koridor oldu.
Maicon'un ağır bir oyuncu olduğunu artık sağır sultan bile duydu.
Nwakaeme bütün çalımları G.Saray kulübesinin önündeki koridorda attı ve deparlarıyla "G.Saray'ın canını yakacağım" diye bas bas bağırıyordu.
Bazen kadro seçiminde tercihleriniz rakibin silahlarını durdurmaya yetmeyebilir.
Ama önemli olan anında önlem alabilmektir.
Eğer Terim, Linnes'i birinci golden sonra oyuna alabilseydi Nwakaeme fırtınası esmezdi. Çünkü Linnes'in çabukluğu Nijeryalının önünü keserdi.
Transfer dönemi bitti golcü alınamadı! Bir tek Eren ile sezon biter mi?
G.Saray'ın Gomis sonrası bir golcü almaması yönetimin beceriksizliğidir.
Oysa Gomis, İstanbul'u terk ettiğinde Florya'daki antrenmanlarda yeni bir golcü sahada olmalıydı.
Yönetim hep pahalı düşünüp gözünü yabancı bir golcüye dikti. Oysa Türkiye içinden yerli veya yabancı bir golcü rahat kiralanabilirdi.
"Love transferinin gerçekleşmemesinin perde arkası ilginç" demiştiniz.
Vagner Love transferinin görüşmelerinde Beşiktaş, G.Saray'a resmen gol attı!
Beşiktaş yönetimi Brezilyalı golcüyü bonservis bedeli almadan Göztepe veya Bursa'ya vermeyi planlıyordu.
Ancak G.Saray, Beşiktaş'ın elden çıkartmaya çalıştığı Vagner Love'a kiralık olarak talip oldu.
Beşiktaş yönetimi resmen G.Saray yönetimini masa başında oyaladı.
Son dakikada 1.5 milyon euro bonservis bedeli isteyerek transferin gerçekleşmesini engelledi. Bu davranışı Beşiktaş yönetiminin bir stratejisi olarak kabul edebiliriz.
G.Saray yönetimi bu tuzağa düşmemeliydi ve masaya sadece imza atmak için oturmalıydı.
Beşiktaş rakibinin yana yana bir golcü aradığını biliyordu ve güçlenmesini istemiyordu.
Yönetim içindeki görüş şöyleydi: "V. Love'ı G.Saray'a verdikten sonra çok gol atıp, şampiyonluk yarışına etki ederse ne yaparız?" Sonuç: Beşiktaş, Vagner'i elinde tutarak hem rakibini güçlendirmedi hem de G.Saray'ı Eren Derdiyok'a mahkûm bıraktı.
-Peki, Onyekuru ya da Emre Akbaba veya Muğdat'ı forvette izler miyiz?
Terim, "G.Saray sahaya 11 kişi çıkıyorsa eksik değildir" dedi.
Terim geriye dönüp bakmaz.
Elindekilerle yaşamaya ve ayakta kalmaya çalışır.
G.Saray, ocak ayına kadar bazı maçları Eren Derdiyok ile oynayacaktır.
Bazen de 4-6-0 anlayışı ile sahaya çıkacaktır.
Forvetsiz sistemde Onyekuru, Sinan Gümüş, Rodrigues hatta Muğdat sprinter golcü olarak görev yapabilir.
Terim 4-6-0 modelini hazırlık maçlarında denemişti.
Terim'in maç sonu açıklamasında mesajı kimeydi?
Fatih Terim maçtan sonra hem G.Saray hem de Beşiktaş yönetimine kibarca bir eleştiride bulundu.
Terim'in, "Biz oynatmayı düşünmediğimiz bir oyuncunun seçeceği kulübe karışmıyoruz" sözleri oynatmayı düşünmediklerine rağmen Vagner Love'ın G.Saray'a verilmemesi konusunda Beşiktaş'a yönelik bir sitemdi.
Terim'in, "Yaz boyunca yetmeyen transfer döneminin buralara kadar gelmesi normal.
Nasıl ki futbol elle değil ayakla oynanıyorsa, transfer de ağızla yapılmaz" şeklindeki sözleri "İki santrfor alacağız" diye söz veren G.Saray yönetimineydi. z Feghouli, Rodrigues, Ndiaye üçlüsü 11'e dönünce Terim'in işi daha zor mu olur yoksa kolaylaşır mı?
G.Saray'ın UEFA'ya bildirdiği 21 kişilik liste Terim'in ocak ayına kadar kullanacağı G.Saray'ın geniş kadrosudur.
Terim'in her isme ihtiyacı olacak. Milli maç arası, yaraları sarmaya ve kadroya katılan oyuncuların uyum sağlamasına katkı sağlayacak.
Feghouli, Ndiaye, Rodrigues üçlüsü Terim'in silahları olmaya devam edecek.
Orta saha ve hücum hattında ciddi bir rekabet var.
Ancak aynı rekabeti savunma için söyleyemeyiz.
Maicon, Serdar Aziz, Ahmet Çalık üçlüsü altını çiziyorum hem top kullanma özürlüler hem çevre kontrolleri yok hem de pozisyon bilgileri çok zayıf.
Terim Ndaye'nin orta alana katılacak olmasından dolayı Donk'u Kasımpaşa maçından itibaren savunmaya monte etmeye çalışmalı.
UEFA'ya verilen listeye keşke şu da girseydi diyeceğiniz oyuncu var mı?
UEFA'ya verilen listede genç yıldız adayı Yunus, Ömer Bayram'ın yerine olmalıydı.
Ömer Bayram'ın görevini Linnes rahatlıkla yapabilirdi.
Yunus gibi çıkışta olan bir yıldızı keşke Terim, Şampiyonlar Ligi atmosferine sokabilseydi.
Bu tür Devler Ligi organizasyonları Yunus gibi genç yıldız adaylarının vizyonunu geliştirmeye ciddi katkı sağlar.
Terim'e bir önerim var;
21 kişilik listeye almadığı gençleri yurt dışındaki Şampiyonlar Ligi maçlarına da götürsün. Bu gençler Şampiyonlar Ligi atmosferini hiç olmazsa böyle solusun.