Gomis arka arkaya müthiş goller atıp, Galatasaray tribünlerinin sevgilisi olduğu günlerden birinde bir maç sonrasında yine goller atmış yayıncı kuruluş bir röportaj yapmıştı.
Ertesi gün A Spor'da bizim 90a programımızda Kemal Belgin, "Maçtan sonra Gomis'in röportajdaki kıyafetini gördünüz mü?" dedi. Takım elbise yukarıdan aşağı… Dört dörtlük bir elbise. Dedi ki Kemal, "Maç bitti 21.00'de eşofmanla Florya'ya gitmiyor, takım elbiseyle gidiyor. Bu Gomis'in geleceğini düşünün" dedi. Ne dediği açık.
Derwall 2000 yılında UEFA Kupası'nı alan olan Galatasaray'ın temelini atarken maçtan sonra takımı kampa alırdı, maçtan önce değil! Sohbetimizde derdi ki Derwall, "En önemli gece budur.
Maç gecesi dinlenmezse o kaslar o adeleler işe yaramaz. Antrenmana hazır olmaz. Antrenmana hazır olmayan kasla da ertesi gün maç doğru dürüst oynanmaz.
Bütün futbolcular maç kazanılmışsa sevinçle eğlenmeye gittikleri için o gece dinlenilmez.
Onun için kampa alıyorum." Şimdi böyle bir şey yok. Ne yaptığını takip eden yok.
Gomis'in geceleri nerelerde olduğunu en iyi magazin muhabirleri biliyor. İşte bugünkü Gomis'in hali. Sevgili Kemal kardeşim aylar evvel TV'de söylemiştir bu durumu.
Penaltı kaçırması konusunda kusur yüzde yüz ama yüzde yüz Fatih hocada. Bir takımın bir tane penaltıcısı olur. Bir de onun yedeği olur. Eğer Fatih diyorsa ki, "Gomis benim penaltıcımdır" diye ben Fatih hocanın benimle alay ettiğini düşünürüm. Böyle bir şey olamaz. Gomis penaltıcı değil ama Galatasaray'ın penaltıcısı da belli değil.
Selçuk onu kaybetti
Selçuk bir derece penaltıcıydı.
Selçuk seyirci tarafından yuhalanmaya başladığından beri penaltıcı olma özelliğini kaybetti.
Çünkü kaçırırsa, Galatasaray'daki kariyerini o seyirci bitirir. Bunu Fatih de biliyor Selçuk da biliyor.
Böyle baskı altındaki bir adam penaltı atmaya nasıl gider onu bilemiyorum.
Frikik atar. Frikik kaçarsa kaçar. Atarsa Selçuk'un itibarı geri gelir. Ama penaltı kaçırma ihtimali milyonda bir bile olsa Selçuk bu riski göze alamaz.
Alamadığı için de Selçuk topa doğru dürüst vuramaz.
Penaltı kurtarılmaz.
Kural bu!
Penaltı kaçırılır.
Kaçırma da beyinde başlar.
Yani penaltı atacak adamın beyninin çok rahat olması lazım. Çok soğukkanlı olması lazım. En kritik anda bile o penaltıyı atacak durumda olması lazım.
Akhisar Belediyespor maçında Gomis ağladı ama maç berabere bitse kaç saat, kaç gün ağlayacaktı?
Şampiyonluğu kim kaybetmiş olacaktı? O kadar gol atan, attıran Gomis mi yoksa Galatasaray mı? Futbol böyle bir şey!
Bu nedenle penaltıcı fevkalade soğukkanlı bir usta olacak.
Sizin penaltıcı adayınız kim olur?
G.Saray'da ben idman yaptırmıyorum ki, kimseyi bilmiyorum.
Bunu bilmesi seçmesi gereken Fatih Terim. Fatih'in penaltıcısı belli ki Gomis. "Kaçırsa da ona attırırım, benim penaltıcım Gomis" dediğine göre demek ki ötekiler Gomis kadar bile vuramıyor. Şampiyonluğa giden koskoca Galatasaray'da penaltı atacak adam yok.
Ehveni şer diye Gomis atıyor.
Böyle şey olur mu?