Tudor'lu G.Saray büyük maçlarda başarısızdı? Terimli G.Saray büyük maçlarda ne yapar?
Hırvat kültüründe derbi kazanamamak gibi bir alışkanlık var.
Bilic, Beşiktaş'ta görev yaparken hiç derbi kazanamadan İngiltere'ye gitti. Kendini beğenmiş Tudor da vatandaşı Bilic gibi, G.Saray'da tek bir derbi zaferi elde edemedi.
G.Saray, Terim ile bundan önceki dönemde iki yıl üst üste şampiyon olurken derbi kazanma konusunda rakiplerine karşı ciddi bir psikolojik üstünlük kurmuştu. Son yıllarda G.Saray derbi kazanamayan bir takım oldu. Terim ile birlikte bu kötü gidişin değişeceğini ve G.Saray'ın yeniden Derbi galibiyetlerle tanışacağına inanıyorum. Terim derbi kazanma konusunda zirve yarışına katılan takımların hocalarından çok daha tecrübeli. Ayrıca Terim derbi analizini mükemmel yapar sadece oyuncuları ile derbi oynamaz taraftarı da bu derbilere söylemleriyle hazırlar.
F.Bahçe ve Beşiktaş'ın forvetleri Fernandao ile Negredo 5'er gol attı. Gomis ise 24 gol. Ligin kalanını bu nasıl etkiler? Gomis'in başarısının sırrı ne?
Futbolda "Atan ile tutan iyi olacak" en önemli kuradır. Terim'in yaptığı terapiden sonra Muslera'nın daha dikkatli olduğunu gözlemledim.
Akhisar'daki kupa maçında Muslera belinden sakatlanmasına rağmen oyunda kalmak için büyük çaba sarfetti ve maçı tamamladı. Karabük deplasmanında da Muslera kaleyi korudu. Gomis hala birçok Avrupa takımının mumla aradığı bir golcü. Fransız yıldız yürekten oynuyor.
Sahada mücadele ederken tekmeye kafasını sokuyor. Son dönemde Terim'in isteği ile rakip defans önünde duvar oluyor kazandığı topları arkadaşlarına servis yapıyor ardından çok çabuk rakip ceza alanına yerleşip golü atacak pası bekliyor.
Zorlu fikstürde Galatasaray'ın Gomis'e fazlasıyla ihtiyacı var. Eren'in sakatlığında eldeki tek etkili golcü olan Gomis'i Galatasaray pamuklar içinde saklamalı.
Gomis'in dinamik oyunu Feghouli-Rodrugues- Belhanda üçlüsünün de etkili oynamasını sağlıyor. Bu üçlü Gomis sayesinde etkili pas yapıyor.
Final haftalarında Gomis ön plana çıkıp yine Galatasaray'ı taşıyacaktır.
Çünkü Fransız golcü gol attıkça keyif alıyor ve moral olarak yükseliyor.
SELÇUK VE DONK
Sakatlığı geçen Fernando 11'e girmeli mi yoksa kazanan takım bozulmaz felsefesinden hareketle Donk-Selçuk mu devam etmeli?
İyileşen her oyuncu dar kadroya sahip G.Saray'da Fatih Terim'in elini güçlendiriyor. İkinci yarıya başlarken Fernando sakat olmasaydı belki de Donk yüksek form tutmayacaktı.
Fatih Terim, Tudor'un çöplüğünden çok kıymetli iki oyuncu yarattı yani Selçuk-Donk ikilisini kazandı. Terim tecrübesiyle ve babacan tavrı ile Selçuk ile Donk'a kalitelerini tekrar hatırlattı.
Onla ra görev vererek güvendiğini gösterdi. İyi bir Fernando, Galatasaray'ın oyun düzenine ciddi bir katkı sağlar. Ancak Terim'in Selçuk- Donk ikilisini bozacağını düşünmüyorum.
Karabük maçında oyuna giren Fernando'nun zihinsel olarak bir sorunu yok. Ama maç eksikliğinden dolayı fiziksel bir eksikliği göze çarpıyor. Rakibi ile girdiği ikili mücadelede çok çabuk sinirlenmesi fiziksel güçsüzlügünün bir göstergesidir.
Terim'in Fernando'ya ihtiyacı olduğunu biliyorum ama kazanacak süreyi de doğru kullanacağını düşünüyorum.
Nagatomo çabuk uyum sağladı. Kendisi de kalmak istiyor. Bonservisi alınmalı mı?
Bir futbolcuyu alırken kesinlikle karekter analizi yapmak gerekiyor.
Japon oyuncular ülkelerinin kimliği gereği çok iyi profesyoneller. Japonlar zaten ülke olarak çalışkanlıklarıyla ön plana çıkıyor. Nagatomo, G.Saray'da ilk maçına çıktığı günden itibaren hiçbir uyum sorunu yaşamadı.
Her hafta üstüne koyarak oynamaya başladı. Japon yıldızın mükemmel bir profesyonellik anlayışı var. Sahada rakiple mücadele etmekten yılmıyor. Kaçak dövüşmüyor.
Doğru pozisyon alıyor. Özellikle etkili bindirmeler yapıyor ve adrese orta atıyor. Karabük maçında iki gole katkı sağlarken yaptığı ortaların etkinliği ve kalitesi göz kamaştırdı.
Nagatomo eğer G.Saray'da kalıcı olmak istiyorsa yönetim bu transferi gözden geçirmeli. Çünkü günümüz futbolunda etkili ortalar yapan, iş ahlakı yüksek, hücum beki bulmak kolay olmuyor.
G.Saray'ın UEFA Toplantısı hakkında neler söyler siniz?
G.Saray bugün UEFA ile yapacağı toplantıda ciddi bir sınav verecek.
Başkan Mustafa Cengiz'in bu konularda ciddi bir deneyimi yok. Toplantıda tamamen G.Saray Başkanı sıfatıyla yer alacak.
Ancak yanında götürdüğü insanların ciddi bir bilgi birikimi ve konulara hakimiyeti güçlü olmalı..
Ben Başkan Cengiz'in yerinde olsam Servet Yardımcı'yı da bu görüşmelere sokarım. Ayrıca konularına hakim yabancı hukukçulardan da yardım alırım. Mart 2017'de İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2. Futbol Zirvesi'ne katılan UEFA Finansal Fair Play Direktörü Andrea Traverso G.Saray'ın ekonomik olarak içinde bulunduğu durumu çok iyi biliyor.
Geçmiş yönetim zaten kendisiyle iki kez buluştu. Bu toplantıların birinde Servet Yardımcı da vardı.
UEFA'nın G.Saray'a yolladığı faksta istediği üç madde var:
1) 2015-16-17 dönemlerinin gelir ve gider dengesinin sonuçlarını gösterin..
2) 2018 yılına dair bilgileri bize aktarın..
3) 2019-20-21 dönemi için düşündüğünüz uzun vadeli iş planlarınızı açıklayın..
CEZA ALMAMAK İÇİN
Başkan Cengiz ve ekibi, G.Saray'ın Avrupa'dan ceza almasını önlemek amacıyla mutlaka Riva- Florya projesini ön plana çıkarıp ödeme planını UEFA'ya aktarmalı...
Çünkü Riva-Florya projesinde G.Saray'ın ortağı Emlak Konut değil mi? Emlak Konut sonuçta Devlete bağlı bir kurum. Bu tür davalarda Türkiye Devleti'nin gücünü alarak savunma yapmak çok önemlidir... Sonuçta gelecek paranın garantisi devlettir. UEFA ve FIFA bir ülkeye kulüplerarası ya da uluslararası turnuvalar verirken devlet garantisi istemiyor mu? Riva-Florya projesi, G.Saray- Devlet ortaklığıdır.
Savunma yaparken devlet gücünü masada kullanmak gerekir..
Not: G.Saray'ın ceza alması için birilerinin belge gönderdiğini düşünmüyorum.
Aslında G.Saray'ın en büyük düşmanı kendi içinde barındırdığı "Brütüs" kimlikli kişilerdir.