-Riekerink, "Bir sportif direktör bana 3'lü defans oynayalım dedi. Kendisine 'Beni kovdurmak mı istiyorsunuz' yanıtını verdim" dedi. Tudor 3'lü defansta ısrar etti! Nasıl yorumlarsınız?
Riekerink, G.Saray'ın başına paraşütle teknik direktör olmuştu. Çünkü suya sabuna fazla karışmıyor, futbolcular da bu tavrından dolayı Hollandalı hocayı işlerine geldiği için çok seviyordu.
G.Saray'da oyun disiplini yoktu.
Sneijder'in ifadesi ile futbolcular kendilerini zorlayacak idmanlar yapmıyordu. Riekerink oyundan aldığı oyunculardan zaman zaman tepkiler görse de koltuğunu korumak adına oralı olmuyordu.
Hollandalı hoca şikayet ettiği konuları keşke görev başındayken yapsaydı. Örneğin "Hollanda'da bile ismini duymadığım Rodrigues'i aldılar" tepkisini transfer yapılmadan önce bir basın toplantısında dile getirseydi. Öküz öldü, ortaklık bitti! Şimdi Riekerink güçlü teknik direktörlük sergileyememenin bedelini birilerine ödetmeye çalışıyor. Ben merak ediyorum Riekerink'e "Takımı üçlü defans oynat" diyen sportif direktör kim? Hollandalı hoca bu ismi mutlaka açıklamalı. Eğer açıklamazsa bir çok isim töhmet altında kalır.
Ayrıca Riekerink güçlü bir duruş sergileseydi ismini vermediği bu kişi kendisine bu teklifi yapamazdı. Ama ben Levent Nazifoğlu'nun Sneijder'e "Bu kadar hocanın odasında oturman doğru olmuyor. Takım arkadaşların olumsuz etkileniyor" dediğini duydum. Riekerink ismini vermediği sportif direktörden şikayetçi ama takım tertibini oluşturmakta acaba Sneijder'den yardım aldı mı?
-Başkan ve ailesine özel telefonundan çok ağır tacizler yapılmasını nasıl görüyorsunuz?
Dursun Özbek, G.Saray'a başkan olurken kimsenin kafasına silah dayamadı. Başkan Özbek, Duygun Yarsuvat'ın yönetiminde mali işlerden sorumlu başkan yardımcısıydı ve çok da başarılıydı. Parayı iyi yönettiği için Yarsuvat sonrası kimse G.Saray Başkanlığı'na aday olmadığından Özbek göreve davet edildi. Ve Dursun Özbek 2000 oy alarak G.Saray Başkanı seçildi. Başkanın icraatlarını eleştirebiliriz. Söz verdiği halde G.Saray, Avrupa'ya gitmeme cezası aldı. Fazlasıyla hoca değiştirdi. Oyuncu transferlerinde görev verdiği sorumlu kişiler G.Saray'a ekonomik açıdan büyük zararlar veren, yanlış transferler yaptılar. G.Saray futbol dahil bu sezon bir çok sportif alanda başarılı olamadı.
En büyük başarı şimdilik bayanlar voleybolda 50 yıl sonra gelen final!
Eleştirinin de adabı var Galatasaray Başkanı'nı eleştirmenin de bir adabı vardır. Tribünler "Yönetim istifa" diyebilir. Bir gurup taraftar tribünde protesto amaçlı sırtlarını sahaya dönebilir. Ya da İspanya'daki gibi beyaz mendil sallayarak başkan ve yönetimini istifaya davet edebilir.
Ancak başkanın telefonunu ele geçirip, kendisine ve ailesine yapılan hakaretler çok çirkin. Başkan Özbek göreve gelirken "Ben başarısız olmak için geldim" demedi! Ama sportif anlamda camia ve taraftarı mutlu edecek başarılar kazanamadı.
-Başkanı seçime gitmesi için zorluyorlar. Sizce Özbek seçime gitmeli mi?
G.Saray'da bir kitle "Başkan dönemini tamamlamalı artık ara seçimler olmamalı" diye bastırıyor. Yönetim sayısı zaten eksik. Başkan Özbek de bu topal yönetimle G.Saray'ı yönetmeye devam ediyor.. Ben başkan Özbek'in yerinde olsam G.Saray'ın parlak günlerine imza atan başkanlar ve yöneticilerle bir araya gelirim, sorunları masaya yatırırım. "Nerede eksik yaptım" diye sorarım. Akıl alırım. Hatta Sportif AŞ. 'nin başına bu kez işin ehli isimleri getiririm. Bunu yapmak zor değil.
Çünkü konu G.Saray'ın menfaatleri ise gerisi teferruattır. G.Saray'ın içinde Dursun başkana yol gösterecek çok kaliteli isimler olduğu gibi birlikte çalıştığı ve neler yapabileceklerini yakından tanıdığı yol arkadaşları var. Bernard Show şöyle der, "Akıllı adamlar aklını kullanır, daha akıllı olanlar başkalarının da aklını kullanır" Bu kaoslu günlerde Özbek'e çare olacak isimler yine G.Saray'ın içindedir.
Başkan Özbek bir adım atsın ona on adım atarlar.
- Futbolcular, "Ağır antrenmanlar yüzünden maçta koşamıyoruz" diye yakınıyor. Bu ne kadar doğru?
Bir dereyi ya baştan ya da sondan islah edersiniz. Eğer ıslah etmeye ortadan başlarsanız sağanak yağmurlarda dere taşar etrafını da yıkar geçer.
G.Saray'ın yaşlı bir kadrosu var.
Zaten Sneijder, "Riekerink döneminde iyi çalışmadık" diyerek bir itirafta bulunmuştu. Tudor sezon başı G.Saray'a gelseydi ya da devre arası göreve soyunsaydı kendi antrenman programını uygulayabilirdi. Riekerink döneminde G.Saraylı oyuncular sadece bir devre yani 45 dakika rakip ile fizik olarak mücadele ediyorlardı. Ama Tudor maalesef oyuncuların yaşını ve sezon başından itibaren iyi çalışmadıklarını göremedi. Ya da gördü, "Ben bildiğimi okurum" dedi. Bu yüzden G.Saray'da çok sık sakatlıklar yaşandı.
Tudor'un ayrıca üçlü defansa kafayı takıp esnek davranmaması, kulübeden maçı okuyamaması ve her maça farklı kadro ile çıkması G.Saray'ı uyumsuz bir takım haline getirdi.
- Tudor'un dönemi, neden Riekerink'ten daha kötü oldu?
Riekerink görevden ayrıldığında G.Saray liderin 5 puan gerisindeydi.
Şimdi ise 12 puan gerisinde. Bu 5 puan farkı yaratan futbolcular maalesef Tudor döneminde ağır idmanlar, sık değişen kadro ve Tudor'un yüksek egosu nedeniyle şampiyonluk yarışından koptukları gibi 2.'lik yarışını da kaybettiler.
- Tudor kalır mı?
Ben olsam Tudor ile yola devam etmem. Tudor'un takıma davranış biçimi vatandaşı Biliç'in Beşiktaş'taki davranışından farksız. Tudor da Biliç gibi kendisinin ön plana çıkacağı bir takım yaratmak istiyor. Bunu da kenardan yaptığı uygulamalarla gösteriyor, sırtını yıldızlara dönmeyi marifet sayıyor. Başakşehir maçında skor 3-0'a geldikten sonra Sneijder- Podolski'yi oyuna alması çapının ve yıldızlara yaklaşımının göstergesiydi.
-Lucescu ile görüşüldüğü bilgileri geliyor.
Eski başkan Ünal Aysal gibi mevcut başkan Özbek de kurtuluşu Lucescu'da arıyor. Shaktar dönemi Lucescu'nun başarıları adına bir efsaneydi.
Ama aynı başarıyı Romen hoca Rusya'da gösteremedi. Yaşı da bir hayli yüksek. Ama ciddi bir kalitesi var. Lucescu rakip ve oyuncu analizini mükemmel yapar ve oyuncularına da bilgileri eksiksiz aktarır. G.Saray'dan ayrılırken bana verdiği roportajda "Bir gün bu camiaya geri döneceğim" demişti. Bu gün o gün mü? zaman gösterecek.
Cimbom'u yukarı taşır
- Peki siz yönetimin yerinde olsaydınız kimle çalışırdınız?
Ben olsam ve ikna edebilirsem hocalıkta müthiş aşama kaydeden, medyası, taraftarı ve TV'si olmayan Başakşehir'i misyonu dolmuş gibi görünen oyuncularla şampiyonluk yarışının içinde tutan Abdullah Avcı'yı getiririm. Çünkü Avcı'nın mükemmel bir futbolcu tarama ekibi var. Bilgisi yüksek. En önemli özelliği yarışırken değişmesini ve gelişmesini biliyor.
G.Saray gibi güçlü bir camiayı taraftar ve medya gücünü de arkasına alarak yeniden ayağa kaldırır.
-Peki Avcı kabul etmezse b planınız kim olurdu?
Tabii ki Romen hoca Lucescu!..
Lucescu sistemi olan bir hoca olarak ve camiayı tanıyan bir kişi olarak bu kaoslu günleri aşmak için göreve getirilebilir.
G.Saray'ın Lucescu ile şampiyonluk yaşadığı dönemde kiralık oyuncular fazlaydı. Lucescu da yeniden yapılanma süreci içerisinde kadro mühendisliğini iyi yapar.