Derbi skoru korkunun eseridir

Maçın kaderini iki teknik direktörün korkaklığı etkiledi. Beraberliğe razı oldular, oyunu okuyamadılar.

Beşiktaş-Galatasaray derbisi, son saniyesine kadar kimin kazanacağı belli olmayacak gibi cereyan eden, dört tane gol izleten, bir yığın pozisyonlu, iki tarafta da önce büyük panikler yaşatan, sonra büyük sevinçler yaşatan, yani bir futbol maçında olması gereken ne kadar duygu varsa 90 dakikanın içine koyan böyle bir maça kötü diyemezsiniz.
Maçın kaderini iki kez iki teknik direktörün korkaklıkları etkiledi.
Bunlar da korkularını sahnelediler.
2-0 galipken ve Beşiktaş bütün hatlarıyla gelirken. Yani savunma güvenliğini neredeyse yüzde ellinin altına düşürmüşken, Galatasaray'ın kendi yarı sahasında da değil neredeyse kendi yarı sahasının ortasına kadar geriye yaslanması tamamen bir korkunun eseriydi.
KAYBEDERSEN KOVARLAR
Galatasaray 2-2 ile darmadağın olmuş, Beşiktaş galibiyete giderken Şenol Güneş'in yaptığı Cenk Tosun- Adriano değişikliğinin bir tek anlamı var futbol diliyle; "Ben 2-2'ye razıyım arkadaş. Son anda bir kazaya uğrayıp maçı kaybetmeyeyim!"demek.
Maç Beşiktaş'ın sahasında üstelik, deplasmanda da değilken!
Yani iki teknik direktör de maç boyu kafalarındaki esas düşüncenin şu skora razı olmak olduklarını gösterdiler. Bakın bu çok önemli.
Berabere kaldığın müddetçe teknik direktör olarak sana bir şey olmaz. Beraberlik bir teknik direktöre en çok yarayan sonuçtur. Kaybedersen kovarlar.
Burada Galatasaray'ın Beşiktaş'ın 2'şer puan kaybedip Fenerbahçe'nin 4 puan kazanması bu iki teknik direktöre herhangi bir zarar vermez. Sadece bu iki takım değil puan cetvelinin en dibindeki takımın teknik direktörü de öyle.
Kaybederek sonda ise ayvayı yedi! Ama berabere kalırsa, 6 maç 6 puan alırsa iyisin! Ama 4 mağlubiyet iki beraberlik almışsan tehlikedesin.
Beraberliğe oynatan teknik direktör benim sözlüğümde kendine oynatıyor. G.Saray'ın 11'ini geçen hafta söyledik. Aynen çıktı. Beşiktaş'ı sayabilir misin diye Güven Taner'e sordum. 11 belli değil, yok! Bu geniş kadro büyük bir dezavantaj. Çünkü Şenol Güneş takım kuramıyor.
Şu kadroda Talisca'nın olmayacağını düşünen var mıydı? G.Saray'da hem oyuncu hem oyun istikrarı var.
Yani Sabri hemen önünde Yasin'in oynayacağını biliyor. Hücuma çıkarsa gerisindeki boşluğu kimin dolduracağını biliyor. Kimlerle paslaşacağını biliyor. Aynı şey sol tarafta da var.
G.Saray'ın oynayacağı oyunun içindeki futbolcular kendilerinin etrafındaki oyunun da farkındalar. Bu büyük avantaj. Bunu iyi uygulayan G.Saray ilk yarı 2 golle öne geçti.
Beşiktaş karmakarışık çıktı sahaya.
Oyuncular birbirlerini bilmiyorlar.
Kim, kime pas verecek? Biri orda tek başına oynuyor!
Galatasaray bundan yararlanıp 4 olabilecek ilk yarıyı 2 ile bitirdi.
BİRİ ARAŞTIRSIN!
Gazetelerde Şenol Güneş'in maçı çok iyi okuyup muhteşem değişiklikler yaptığını yazıyor.
Peki bu kadar muhteşem değişiklikler yapan teknik adam 11'i çıkarırken bunu düşünseydi ya! İlk devrede 4 gol yeselerdi ne olacaktı? Tabelaya göre yorum yapıyorlar. Hep böyleyiz!
İkinci yarıda Şenol Güneş nihayet birinci yarıda sıfırıncı dakikada yapması gereken 11'e benzer bir takviye yaptığı zaman övülüyor! Bir daha önemlisi de Riekerink 60. dakikada Galatasaray bitiyor! Riekerink ile G.Saray'ın kondisyonunda gelişme yok. Bu takım 60. dakikada bitiyor.
Kimlerin bittiği de belli. En başta ilk yarı son zamanların en iyi oyunu oynadı Sneijder! Bir sol iç ancak bu kadar oynar dedirtti. 60 da bitti. İlk yarıda işte benim milli takımımın kaptanı olma yolunda dedirten bir oyun, Selçuk sonra ortada yok!
Bruma ikinci yarıda hiç yoktu. Şimdi bütün bunlar böyleyken 2-0 öndeyken takımı koşmaması için geriye yaslarsan Beşiktaş boş ayaklar değil!
Bu kadar adam gelirse birinden biri golü atar.
Biri lütfen araştırsın. Bu Riekerink bey hangi birinci lig takımında kaç dakika, kaç gün hocalık yapmış?
Galatasaray hoca yetiştirme yeri değil. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmiş bir takım.
"Riekerink maçı okuyamıyor" demekten benim dilimde tüy bitti.
Bu bitik Beşiktaş'a 30 dakika oynattı ve iki gol buldu. G.Saray açısından oyun 2-1'e gelmiş. Skoru korumaya uğraşıyorsan, Hamit gibi bir yedeğin var. Deneyimli, yetenekli… Koy sahaya!
Oyunu iyi okumak lazım. Bir de ne istediğini bileceksin! Galibiyeti korumak mı? Oyunu kazanmak mı?
Chedjou'nun iki hatası ile gelen iki gol sonrası yapılan Cenk-Adriano değişikliği… Beşiktaşlı futbolcu olsan ne düşünürsün? Galibiyete koşarken? Hoca demek ki 2-2'yi yeterli görüyor diye düşünür elbet!
ESKİŞEHİR VE SAKARYA VALİLERİNE SORUYORUM...
Derbide 'deplasman yasağı' kalktı.
İnsanlık adına, spor adına utanç verici bir yasaydı. Ve Beşiktaş-G.Saray maçını iki taraf da izledi. Küfür oluyormuş. Tabii olacak.
Almanya'da, İngiltere'de olmuyor mu?
Ama bu hafta Eskişehir taraftarı ile Sakarya taraftarı hiç beklenmedik yerde karşı karşıya geldi. Laf atmayla başlayan kavga büyüyor. Polis geliyor. O zaman aranıyor.
Arabalardan ne kesici aletler çıkıyor. Valiliklerin olağanüstü yetkileri var. Bu otobüsler yola çıkarken ya da yol boyunca nasıl denetlenmiyor?
Yaralılar var. Ölümler de olabilirdi.
Belki bir şakadan başladı. Sinirler gerilince otobüsteki satırlar, kıyma bıçakları, kamalar, sapanlar çıkıyor. Yani savaşa gider gibi maça gidiyorlar. Bu ilk değil. Olay çıkmadıkça bunlar görülmüyor. Oysa polisin ilk görevi önlemek. Sonra yakalamak! Tam seyircili oynama, deplasman yasağı kalkmışken tertemiz bir derbi oynanmışken bu alakasız kavga yakıştı mı Türkiye'ye sayın Eskişehir ve sayın Sakarya valileri?
Bu şunu gösteriyor Spor Bakanı (Teşekkür ediyoruz bu yasağın kalkmasında önemli rol oynadılar) içişleri bakanı ile bir araya gelip bütün valilere yönelik bu deplasmanlara giden otobüslerle ilgili bir genelge yayınlamalılar ki, bu tertemiz insanların maç seyretme hakları birkaç öfkeli yaratık yüzünden yeniden iptal edilmesin!

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.