Hamza geç kalıyor

Öyle bir maç ki yazılacak çok şey var. Galatasaray iyi işler yapıyor.
Hücumda yaptığı bu iyi işleri defansta öyle işler yaparak çürütüyor ki taraftarını da delirtiyor.
Önce "Zorlanır" diyorsunuz, sonra "Çok rahat bu maçı alır" diyorsunuz.
Oyun öyle bir şekilleniyor ki "Bu maçtan galip çıkamaz" diyorsunuz. Peki bunlar nasıl oluyor?
Aynen teknik direktörü Hamza hocanın yaptıkları gibi. Geldiğinden bu yana iyi işler yaptı. Bu sahaya yansıdı.
Ama Hamza iyi yaptığı şeyleri "Ben bu tabloyu çok güzel yaptım" diyerek karşısına geçip seyretmeye başlayınca oyunun gidişini de elinden kaybediyor, maçı da. 3-1 öndesin. Artık Karabük'e öldürücü darbeyi vurman lazım. Yılmaz Vural kendi takımının çapına göre her şeyi zorluyor.
Her şansı deniyor. İşte bu sıralar Hamza hoca maçı seyrediyor! Çok ani bir veya iki hamle yapsa maçı tehlikeli hale sokmayacaktı.
Yani maç 3-2'ye gelmeyecekti.
Orada geç kalıyor.

MUSLERA OLMASA DAĞILIR
Bakınız Muslera çok iyi bir kaleci.
Aksini iddia eden yok. Ama Galatasaray takımının yediği gol adedine bakıyorsunuz bayağı fazla. Bu şunu gösteriyor; Alın Muslera'yı Galatasaray kalesinden bugünkü şampiyonluğa oynayan Galatasaray'ın yerinde yeller eser! Karabük'ün yediği ikinci golde kaleci Abdulaziz yapabileceğini yaptı ama Sneijder çok iyi yere vurdu. Bu konuda kaleciyi fazla suçlayamam.
Ama Karabük barajından "hesap" sorarım.
Zaten maçtaki bütün barajlar 8 metreyi geçmedi. 9.15 olan baraj yok! Öyle veya böyle 6 tane gol var. Ve bir de sahada Sneijder diye bir oyuncu var. Aslında yanındakine ayak uydurabilseler daha da farklı şeyler olacak ama onun gibi düşünemiyorlar.

HAMİT HIZLI OYUNDA YOK
Oyun yavaş oynandığı zaman Hamit, Melo'nun görevini yapıyor.
Hızlı oynandı mı oyundan düşüyor.
Ama topu oyuna sokmada Melo'dan iyi.
Selçuk çok çalışıyor görünüyor ama öyle pozisyonlarda top kaptırıyor ki hepsi Galatasaray kalesinde pozisyon oluyor. Umut güzel bir gol attı.
Ama Galatasaray'ın aradığı santrfor mu? Değil! Burak ondan iki tık önde. O da tribünde! Galatasaray bin tane sağ bek aldı hala Sabri oynuyor! O da "Ben G.Saray"ım diyen bir takımda sağ defans olarak taraftarı tatmin eder mi? Bence hayır!
Neyse biz bizdeki futbol kalitesine göre yorum yapalım. Heyecanlı bir maçtı, 6 tane gol vardı. Kalite var mıydı? Zaman zaman! Seyirci memnun kalmışsa bize fazla laf söylemek düşmez.

HAKEMLER TOPU ÇOK SEVİYOR
Bazı korner atışları da çeyrek yuvarlağın dışından yapıldı. Avantaj kuralı mı? O da ne demek? Böyle bir şey var mı? Tabii hakeme göre! Peki hakemler topla çarpışırlar mı? Türkiye'de artık olağan işler. Hakemler, "Biz topu çok seviyoruz" diyorlar ve topla "halvet" oluyorlar! Bu arada hakemi de yazmış olduk.
BRUMA İŞLENSE ALIR GÖTÜRÜR
Bruma tam "sırat köprüsü"nde. Üzerinde biraz işlense bir şeyler yapılsa alıp götürecek. Belki de 4-5 maçı kurtaracak oyuncu görünümünde. Ama böyle giderse bu "sırat köprüsü"nden düşecek gibi. Buradaki olay Bruma'da mı, yoksa eğitiminde mi? Bu da Hamza hocanın sorunu.
KAYAHAN HEP 1. LİG'DEYDİ!
Ankara'dan mahalle arkadaşım Kayahan'ı kaybettik, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilerim. Biz Küçükesat'ta ufak sahada saatlerce futbol oynardık.
Aramızdan yıllar sonra Türkiye liginde oynayan 4 futbolcu çıktı. Biz top oynarken o gitarını alır kendi antrenmanına giderdi. O bizden daha uzun yıllarca birinci ligde top oynadı.
Ve hiç küme düşmeden, sayısız şampiyonluklarla hayata veda etti. Rahat uyu sevgili mahalle arkadaşım.