Türkiye Ligi'ndeki klasik Galatasaray'ı seyrettik. Gençlerbirliği'nin ne yapacağı ve ne yapamayacağı belli. Ama Türkiye Süper Ligi'nde Galatasaray'ın ne yapacağı da belli. Galatasaray'da kesinlikle kadro çarpıklığı var. Bunun sorumlusu da kesinlikle Mancini değil. Galatasaray şampiyonluğa gidecek. Rakip Gençlerbirliği. Genelde kapanacak olan takım Gençlerbirliği. Peki Galatasaray'ın bu kapanan takıma karşı ne yapması lazım? Topu yan çizgilere götürüp, taç çizgilerini köküne kadar kullanması gereken takım Galatasaray. Neden? Çünkü buraları kullanınca rakip defans "ramazan pidesi" gibi açılacak. Top da kenardan geldiği için rakip defans oyuncuları hem topa bakacaklar, hem topa doğru psikolojik olarak ellerinde olmadan o tarafa doğru yürüyecekler. Hem de rakip hücum oyuncuları yanlarına ve arkalarına bakarak gidecekler. Peki bu görüntüde hatayı en fazla yapacak olan kim? Defans oyuncuları! Şimdi dönelim Galatasaray'a; Onlar ne yapıyorlar? Burak, Umut, Drogba, bir de araya Sneijder giriyor, etti 4... Rakipten de en az 5 oyuncu orada, onları karşılıyor. Yani ceza alanı ön çizgisinde kaç kişi oldu? Tam 10 kişi! Topu nereden geçireceksin? İğne deliğinden. O da geçerse! Peki bu kadar kalabalık Eminönü pazarı gibi, kime yarar? Gol yemeyecek takıma. Bakınız hep şunu söylerim; "Fazla seks yaparsanız çocuk olmaz. Her şeyi zamanında yapacaksınız ve kitabına uydurarak." Geçtiğimiz maçlarda ve dün gece Galatasaray bunu yapamadı. Sebebi de kesinlikle kadro yapısı. Bakın şöyle bir Galatasaray'a, kenarları kullanacak ve etkili orta yapacak kaç tane oyuncusu var? Bu kadar kalabalık forvetle bir halt yapamazsın.
YUNUS YILDIRIM BU iŞi BIRAKSIN!
Drogba sakatlanıp çıkana kadar 5 tane okkalı tekme yedi. Sonra da sakatlandı ve sakat sakat oynamaya devam etti. Peki bunun sorumlusu kim? Hakem Yunus Yıldırım. Peki, Yunus Yıldırım FIFA hakemi olabilir mi? Hayır! Peki, Yunus Yıldırım'dan bundan sonra bir şey olur mu? Hayır! Peki, Yunus Yıldırım şimdi ne iş yapıyor? Maçları idare ediyor. Bakın, Yunus Yıldırım maçları yönetmiyor! Hasbel kader, idare ediyor. Ben olsam Yunus'a artık üst düzey maçlar vermem. Çünkü hakemlikten beklediği hiçbir şey kalmadı. İdeali yok. Düzgün adam mı? Sonuna kadar inanıyorum düzgünlüğüne. Ama sevgili Yunus; "Böyle maç idare edeceksen eğer, bence bırak! Senin gibi bir isme böyle idareler yakıştıramıyorum."
5'E 5 MAÇ YAPARSIN
19 MAYIS STADI VE ARENA...
15 Aralık ve maç Ankara'da oynanıyor. Yani Türkiye'nin soğuk kentlerinden biri. Bu statta 3 sene evvel suni çim uygulamasına kalktılar, bazıları para kazanacak diye. Futbolcunun sağlığını düşünen olmadı. Çok ahkam kesenler oldu. Peki sonunda ne oldu? Alttan ısıtmalı bu zeminde normal çime geçildi. Ve dün gördüğünüz gibi tıkır tıkır futbol oynandı. Bir de milyonlar harcanan Galatasaray'ın muazzam stadının zeminini düşünün. 15 gün önce bir Türkiye Kupası maçında ısıtıcıdan benim bacağım yandı. Daha üç gün evvel o statta Şampiyonlar Ligi maçı bir gün sonraya tehir edildi. Dünyaya rezil olduk. Ama üç kuruşa, beş kuruşa yapılan 19 Mayıs Stadı'nın zemini ortada. Kusura bakmayın, benim biraz aklım karışıyor ve bazı şeyleri yazmaya ve konuşmaya dilim varmıyor. Herkese hayırlı işler!
AVRUPALI, BURAK'A BUNUN iÇiN YANDAN BAKIYOR
DROGBA SANTİMLE AMA OFSAYTTA
SNEiJDER VE SELÇUK ALDIKLARI PARANIN HAKKINI VERMiYOR
Galatasaray takımında Semih hatasız oynadı. Çok faydalı işler yaptı. Neden? Çünkü basit oynadı. Galatasaray orta sahasında Sneijder ile Selçuk'u karşılaştırıyorsunuz; aldıkları paralara bakıyorsunuz, yaptıkları işlere bakıyorsunuz, inanılmaz derecede ters orantı var.