Mancini doğruyu buldu

'3-5-2 kokuşmuş, eski bir sistem' deniliyor ama sistemin eskisi yenisi olmaz. G.Saray, UEFA Kupası'na 3-5-2 sayesinde kaldı. Şu anda kadrosuna çok uygun. Mancini sistemi değiştirerek ilk defa olumlu bir iş yaptı G.Saray'da. Başarılı bir 3-5-2 uygulaması, Galatasaray'a aradığı galibiyeti getirebilir

Türkiye Kupası'nda ancak penaltılarla tur atlayabilen Galatasaray, ligde Elazığ'ı ilk 7 dakikada bulduğu golle geçti. Mancini, bu maçta 3-5-2'ye dönüş yaptı. Bazı eleştiriler de var. Siz ne düşünüyorsunuz; 3-5-2 Galatasaray'a uyar mı?
Kupadaki takımı, 'Galatasaray takımı' diye eleştirmenin anlamı yok; başka yapacağı bir şey yok. Ben de Mancini'nin yerinde olsam, o takımla oynardım. Çünkü o çocukların da takımda oynamak hakları... Oradaki yanlış, federasyonun 6+0 kuralından başlıyor. İşin ruhu orası... O 6+0 şaşkınlığından vazgeçersek ve adam gibi bir yönetmelik getirirsek, takımlar oyuncularını daha iyi kullanma imkanı bulur. Elazığspor maçında önemli olan tek şey; Mancini'nin, Galatasaray'ın oyun sistemini 3-5-2'ye çevirmesiydi. Medyada tartışılıyor; '3-5-2 eski, kokuşmuş bir sistem. 1995'ten beri 4-4-2 oynanıyor. Böyle bir şey olmaz' diye!.. Galatasaray, UEFA Kupası'nı aldığı sene harika bir kadroya sahipti. Bu harika kadro, Şampiyonlar Ligi'nden elendi ve UEFA'ya kaldı. Aslında, UEFA Kupası'ndan da eleniyordu. Galatasaray, UEFA Kupası'na kalmasını sağlayan puanları, 3-5-2 oynayarak kazandı.
KAÇ TANE POPESCU VAR?
Fatih Terim, 4-4-2 reformunu yapmıştı takımda... Ama takım 4-4-2'yi yerleştirememişti. Yerleştiremediği için Galatasaray'ın, Şampiyonlar Ligi'ni kazanacak kadar güçlü kadrosu; ancak UEFA Kupası'na kalabildi. 3-5-2 oynayarak kazandığı puanlar sayesinde... Bunu, şunun için söylüyorum: Taktiğin, sistemin; eskisi, yenisi olmaz. Elindeki adamlar neyse, onlara uyacak taktikle oynayan hoca, hocadır. Dünya, 3-5-2'den niye vazgeçti? Çünkü 3-5-2'nin ortasında oynayan liberonun; çok büyük bir futbol ustası ve futbol zekası olması gerekir. Galatasaray'da, Popescu gibi bir adam vardı. Dünya futbolunda kaç tane Popescu var; 1995'ten bu yana?Yani hem savunmayı toparlayacak, hem savunmayı yönetecek, hem de oyunu başlatacak. Bu yetenekte kaç futbolcu var? Oysa stoper bulmak, bir teknik direktör için -Türkiye hariç- en kolay iştir. Çünkü stoperde oynamak için olağanüstü futbol yetenekleri gerekmiyor. İyi bir fiziğin varsa; iyi bir antrenör, iyi fizikli bir adamdan, iyi bir stoper çıkarır. Türkiye'nin en iyi stoperlerinden bir tanesi Egemen... Futbol kalitesine not versen 10 üzerinden...
5 falandır herhalde...
Tandemde liberoya ihtiyaç yok; 4'lü savunmada... İki tane stoper bulduğunda bitiyor iş... O zaman, bizim Fatih Terim ile tartışmamız şuydu: 4-4-2, modern bir sistem ama koşulların getirdiği bir sistem... Çünkü Popescu gibi, Fatih Terimgibi, Kaiser Franz gibi liberolar yetişmiyor artık... O yetenekteki futbolcuları, artık insanlar savunmanın en gerisinde değil; orta sahanın önünde oynatıyorlar. Artık '10 numara' diye oynattığımız adamlar onlar... Onun için çift stoperli sistemler doğdu.
7. DAKİKADA MAÇ BİTTİ
Galatasaray'a bak; iki tane sağlam beki yok. Çift santrforla oynuyor. Çünkü Türkiye'nin en iyi 3 santrforu orada... İkisini oynatacak. Çift santrforla oynadığın zaman, o çift santrfora kanatlardan top getirecek adam lazım. Galatasaray'ın iki sağlam beki yok ama kanat adamı gibi oynayan, iki tane vasat beki var. Bek olarak vasat; forvet olarak çok iyi... Eboue ve Riera... Galatasaray'ın kadrosu 'beni 3-5-2 oynat' diye bağırıyor. Ceyhun gibi de gerçekten yetenekli, fiziği yerinde, sarkık libero oynayabilecek bir oyuncu var elinde... Aslında bunu, Fatih Terim düşünmeliydi. Aslında bunu Mancini geldiği gün düşünmeliydi. Mancini, "Ben daha takımı yeni yeni tanıyorum" diyor. Tanımaya başlayınca gördü ki bu kadrodan 4-4-2 çıkmaz. Ama bu kadrodan 3-5-2 çıkar. Onu denedi. Deneyemedi ama... Çünkü 7. dakikada maç 2-0 olunca, bitti. Sen salı günü (bugün), Juventus ile bütün dünyanın merak ettiği bir maç oynayacak adam; 2-0 galip olduğu Elazığ maçından sonra kendini riske eder mi, kendini yorar mı, kendini sakatlayabilecek bir hareket yapar mı? Kim olsa maçı bırakır. Ben olsam, ben de bırakırım. Bütün Avrupa maçlarının tarihlerine bakın; Avrupa'da oynayan, hele de iddialıysa, o hafta Türkiye liginde en kötü takımlara puan kaybetmiştir. Galatasaray, Maraş'a puan kaybetti; gitti Xamax'ı yendi, aynı hafta... Çünkü adamın kafasında Monaco var.
YEKTA ÇOK İYİ OYNADI
Mancini'nin yaptığı iş doğru... Bu takım 3-5-2 oynar. Orta sahanın göbeğinde, Yekta da gayet iyi oynadı. Melo ile Selçuk'u da daha ileriye sürdü böylece... Selçuk ile Riera bir tarafta, Melo ile Eboue öbür tarafta; kanat akınları geliştirdiler. Geride dört adam... İki stoper, bir sarkık libero, bir ön libero Yekta... Bana gayet mantıklı, gayet olumlu geldi. Mancini ilk defa olumlu bir iş yaptı Galatasaray'da...
Oyuncular arasında kriz yaratan 'duran top' konusu da çözülmüş görünüyor. Selçuk kullandı genelde... Sadece Burak izin isteyip kullandı ve o da gol oldu.
Bence Galatasaray'ın en iyi frikikçisi Burak...
Juventus maçı ne olur? Galatasaray'ın kazanmak zorunda olduğu bir karşılaşma...
Zor maç... Juventus iyi oynamaya başladı. Arka arkaya kazanıyor.
Ligde, üst üste 7 maçtan galibiyetle ayrıldı.
Sene başının kötü Juventus'u değil. Başarılı bir 3-5-2 uygulaması, Galatasaray'a aradığı galibiyeti getirebilir. Her ne kadar 'çilekçi' başkanımız Ünal Aysal, Juventus'u yenmekten umudunu kesmiş; "Real, Kopenhag'ı yensin; biz UEFA'ya gidelim, yeter" diyorsa da hiç belli olmaz.
Geçen sene Terim varken Braga maçından sonra söyledikleriyle, bu sene söyledikleri çelişkili bulundu. O zaman, "Elenmek başarısızlıktır" demişti. 'Galatasaray'ın hedefini düşürmekle, başarısızlığa zemin hazırlamakla' suçlanıyor.
Ünal Aysal, çırpındıkça batıyor. Ağzından çıkan her laf, kendisini biraz daha gözden düşürüyor. İyi de oluyor. Ben mutlu oluyorum. Konuşmaya devam etsin!..
Sakatlıktan yeni çıkan Sneijder'in de oynama durumu var. Mancini, Sneijder'i düşünmeli mi? 3-5-2'de nasıl sonuç verir?
Şu Galatasaray ile şu Juventus oynadığı zaman, Juventus'un kazanması normal. Bu durum, Mancini'ye şu hakkı veriyor: Deneyebileceğin her şeyi dene kardeşim! Başkanın da ifade ettiği gibi, peşinen kaybettiğin maça çıkıyorsun. Bu sana kumar oynama hakkı da verir. Sneijder'i de oynatabilir. Sneijder oynayabilirse, büyük silah; oynayamazsa da değiştirir.
***
ANTEP'E HAVA KATTI
Sergen Yalçın'lı Gaziantepspor, futbolu ve aldığı başarılı sonuçlarla dikkat çekiyor. Kupadan elendiler ama Trabzonspor'u mağlup ederek ligdeki çıkışlarını sürdürdüler.
Gerçek şu; Türkiye'deki futbol düzeyi çok düşük. Çok kötü top oynuyoruz. Avrupa maçlarımızdan da belli... Türkiye Kupası maçlarından da belli... Takım moral olarak, düşünce olarak, taktik olarak biraz toparlandığı zaman; birdenbire çıkıyor.
Sergen de o havayı verdi.
Bülent Uygun veremiyordu. Bülent Uygun, perişan ediyordu Gaziantep'i... Gaziantep, Anadolu'nun en önemli takımlarından bir tanesi... Taraftarı da var; takım özelliği de var. Sergen de futbolu iyi bilenlerden bir tanesi... Sadece futbolcu olarak değil; yorumcu olarak da benim çok sevdiğim ve saydığım birisidir. O havayı da vermiş demek ki takıma...
MOTİVASYONU YOK

Trabzon ilginç tabii... Avrupa'da iyi gidiyor. 5 maçta; 4 galibiyet, 1 beraberliği var. Ama ligde pek parlak değil!
Efendim, aynı şey. Motivasyon, orada önemli. Türkiye'de şampiyonluğa ulaşması çok zor. Düşme tehlikesi de yok. Rahatlar...
***
YANAL DESTANLARI YAZIYORLAR
Fethiye'ye elenerek büyük bir şaşkınlık yaratan Fenerbahçe, Çaykur Rize karşısında da kötü başladı; geriye de düştü ama son dakikalarda bulduğu golle hanesine bir galibiyet daha yazdırmayı başardı. Fenerbahçe'yi nasıl buldunuz?
Medyaya göre destan!.. 'Harika Ersun Yanal. Muhteşem Fenerbahçe. Gene kazandı!' Fenerbahçe nasıl 'iyi oynamış' olabilir; onu anlamıyorum! İki golün, ikisi de duran toptan... İkinci golde, Webo antrenmanda dahi bu kadar rahat vuramaz topa!.. Civarında rakip yok. Webo oyuna girdiği zaman; ne kadar dinamik olduğunu, girer girmez kaç kere gol attığını bilmeyen yok. Webo oyuna girmişse ve Fenerbahçe korner atıyorsa, o rakip savunmanın dikkat edeceği bir tek adam var: Webo... Yüz kere seyredin. Webo'nun civarında adam yok! Bomboş vurduruyorlar adama... Bu maçtan sonra Fenerbahçe şampiyon olsaydı ve ben Galatasaray'ın yöneticisi olsaydım; bu maçın şike olduğunu, bu görüntüyle iddia edebilirdim. Webo'yu öyle bıraktılar. Fenerbahçe televizyonundan beter yayıncı kuruluş; nasıl beyin yıkıyor, nasıl beyin yıkıyor! 'Fenerbahçe öyle fizik kondisyonla, öyle yükleniyormuş ki eziyormuş!' Adamlar yaslanıyorlar! Bunu, bir kere telaffuz etmedi! Durup dururken Rize geriye yaslanmaya başladı; Fenerbahçe'yi üstüne çekmeye başladı. Fenerbahçe'yi üstüne çekersen, intihar edersin arkadaş! Çaykur Rize, Fethiyespor'dan kötü takım mı? Yapmayın, etmeyin gözünüzü seveyim! Kendi sahanda oyunu kabul ettiğin andan itibaren, Fenerbahçe'nin ekmeğine tereyağını sürersin; biri olmazsa biri olur. Fenerbahçe'nin kalecisi hariç, sahaya çıkan 10 adamının 10'u da golcü vasıflı adamlar... Gökhan gol atar, Alves gol atar, Egemen gol atar; sol bek Caner gol atar, orta sahanın tamamı gol atar, forvetleri zaten gol atar. Böyle bir takıma karşı, sen kendi yarı sahana çekilirsen kaybedersin!.. Fenerbahçe'nin üstüne gittiğin anda gol atarsın. Türkiye'nin en kötü savunmalarından biri Fenerbahçe'de, biri Galatasaray'da, biri Beşiktaş'ta... Bunların üstüne oynayacaksın. Ama bunu ben söylüyorum; ben dinliyorum.
İLK SARI KART, BERAAT
Maçın başında, Fenerbahçe karşısında müthiş baskı kurdular.
Maçın başında, 3-0'a gidiyordu maç... Zorla Fenerbahçe'yi üstlerine çektiler, çektiler, çektiler... Fenerbahçe de bir halt oynamıyor. İki tane duran top; bir harika frikik, bir de kornerde bomboş bırakılan Webo'nun kafa vuruşu ile kazandı maçı!.. Sonra gazeteleri okuyorum; Ersun Yanal destanları!.. Üç gün evvel, Fethiye'ye elenmiş aynı Ersun Yanal! Onu unuttuk!..
Maçın hakemi Yunus Yıldırım'ı nasıl buldunuz?

Fenerbahçe amigosu yazarlar bile, 'Caner niye atılmadı?' diye soruyorlarsa... Caner, Alves ve Egemen; dünyanın en kötü hakemi yönetsin, yine de bitiremez maçı... Bu isimleri tekrar tekrar sayıyorum: Alves, Egemen ve Caner! Ama Türkiye'de bunlar, en fazla bir tane sarı kart görüyorlar; o sarı kartı gördükleri anda da biliyorlar ki bu, onların beraat belgesidir. Ondan sonra, istedikleri her şeyi yapabilirler.
Caner'in elle oynadığı pozisyon üzerinde yoğunlaştı tartışmalar.
Kaç tane var? Her maç oluyor. Ben ne diyorum: Herhangi bir Fener maçını seçip getirsinler bana; Caner'in oyundan atılmasını gerektiren bir sürü pozisyon gösteririm. Şu maçta Bruno Alves kırmızı kart görmeliydi, bu maçta Egemen kırmızı kart görmeliydi, bu maçta Caner kırmızı kart görmeliydi; hiçbiri görmedi. Fenerbahçe'nin her maçı böyle!..

Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.