Savunma değil hücum

Galatasaray'ın hocası Roberto Mancini birkaç haftadır "Takım savunmamızda ve bireysel savunmamızda problemler var" diyordu. Acaba 3-5-2'ye dönmesi bu sebepten miydi, yoksa salı günkü kritik Juventus maçının provası mıydı? Çünkü Juventus genelde üçlü defans oynayan bir takım. Galatasaray'ın Kasımpaşa maçından sonra acil üç puana ihtiyacı vardı. Aynı zamanda da salı günü Şampiyonlar Ligi'nde oynanacak zorlu Juventus maçı öncesi bulunabilecek en rahat takım gibi gözüküyordu Elazığspor.
Haneye sıfırı yazmıştı
Hele maçın başında Selçuk ve Burak'la iki gol bulunca Juventus maçı öncesi her şey lehine dönmüştü Galatasaray'ın. Elazığspor yediği iki golden sonra sürekli hücumu düşündü. Galatasaray yarı alanında etkili ama ceza alanı içinde hemen hemen hiç etkili olamadıkları gibi pozisyon bulamadılar. Zaten Elazığspor TT Arena'ya gelirken '0' yazmıştı puan hanesine. Galatasaray buna karşılık çabuk çıkarak kontratak denedi. Üç, dört pozisyondan faydalanamadılar, birkaç tane son pastaki başarısızlıktan dolaylı da farkı açamadılar. Ama kötü gidişata dur demek için ilk yarıda kalan 4 maçı kazanmak zorunda olduğunu bilen Galatasaray ilk sınavını geçti. Galatasaray da yeni formatında hata yapmadı. Savunmanın göbeğinde biraz sarkık Ceyhun. Sağ stoper Chedjou, sol stoper Gökhan oynadı.
Mancini ters düşünüyor
Riera ve Eboue orta alanın kenarlarında. Aslında oyun karakterleri de tam 3-5-2'nin kenar adamları. Ne savunmayı ne hücumu çok düzgün yapıyorlar. Tam 3-5-2'nin kenar oyuncuları.
Galatasaray, eski teknik direktörü Fatih Terim zamanında skora hakim olan, maçı yönlendiren bir havadaydı. Sistemi buydu. Ancak Mancini bunun tam tersini düşünüyor. Galatasaray'ın kültüründe gümbür gümbür oynamak vardır. Buna alışmıştır bu takım. İtalyan teknik adam ise öncelikle savunmayı düşünüyor. Bence asıl sıkıntı hücum bölgesinde. Dün Elazığ karşısına 3'lü stoperle çıktı. Ancak şöyle bir 10 dakika rakip sahada baskılı oynayamadı. Nedeni ise 3 stoperin oyuna sokulamaması. Eğer 3'lü stoper ileriye çıkmazsa oyuna hakim olamazsın. Bunu Elazığ karşısında yapamazsan, Juventus maçında hiç yapamazsın. Mesela Fenerbahçe orta sahayı üçlüyor ama Galatasaray bunu hiç yapmıyor.
Elazığspor'un işi zor
Elazığspor'un kaybedecek bir şeyi yok. Çok uzun süredir puan alamıyorlar. Maçın başında iki gol yiyince maç boyu oynamaya çalıştılar. Ama kapasiteleri sınırlı. Golü de bulamadılar. Oyun oynanırken hem bizde, hem Elazığsporlu oyuncularda puan alma umudu yoktu. Devre arası iyi transfer yapmazlarsa işleri çok zor görünüyor. Karşılaşmanın hakemi Çağatay Şahan ise iyi maç yönetti.
FEDERASYON OLAYA HEMEN EL ATMALI
Ziraat Türkiye Kupası'nda 3 büyük takım elendi. Peki şimdi kupanın heyecanı ne kadar kaldı? Bu kupayı ATV yayınlıyor. Şimdi ne oldu? ATV bu kadar yatırım yapıyor ama bizim büyük takımlar ilk maçlarında eleniyor. Peki burada ATV'nin suçu, günahı ne? Bu kadar emek veriliyor, yatırım yapılıyor bunun karşılığı bu mu? Fenerbahçe kulübü pazartesi günü eğlence düzenliyor. Bu neyin eğlencesi. Tabii ki camia bir araya gelip eğlenebilir ama maça bu kadar kısa bir süre kala bunu yapmak ne kadar mantıklı? Bu büyük bir yanlıştı. Mesela Beşiktaş... Fernandes kafileden ayrıldı ve İstanbul'a döndü. Bunu anlamam mümkün değil. Mesela Galatasaray... Sneijder nerede? Tedavi olmak için yurt dışına gitmiş. Ya arkadaş Türkiye'de doktor yok mu? Nerede olduğu bile bilinmiyor. Bunu Galatasaraylılar bile bilmiyor. Tabii ki Fethiye'ye, Balıkesir'e, Buca'ya saygı duyuyoruz. Büyük takımlar tam kadro çıksalar bile bu rakipler tur atlayabilirdi. Ancak biraz ciddi olmak lazım. Futbol acımasız bir oyundur. Eğer sen onu ciddiye almazsan o da seni ciddiye almaz ve böyle elenirsin. Yabancı futbolcular burayı hangi gözle görüyor, bunu anlatmak istiyorum. Bu olayı Futbol Federasyonu'nun çözmesi gerekir. Türkiye Kupası'nın cazibesini artırmak için gerekli önlemleri acilen almalıdır.