Fener'in üç avantajı var
1- Galatasaray dahil rakipleri adından, forvetinden çekiniyor ve kapanıyorlar. 2- Hangi sahada olursa olsun hakemler, Fenerbahçe'den korkuyorlar. Çünkü medyanın Fenerli olduğunu biliyorlar. 3- Mücadeleyi son ana kadar bırakmayan bir takım. Bu üç unsur bir araya gelince şampiyon ortaya çıkıyor
- Galatasaray Haberleri
- 05 Kasım 2013, 22:05:36, Güncelleme: 06 Kasım 2013, 03:30:01
Üç unsur var maçta: 1- Bursaspor... Aslında bu Bursaspor'a has bir unsur değil, Fenerbahçe ile oynayan Galatasaray dahil bütün takımlara has bir unsur... Bunlar Fenerbahçe'nin adından korkuyorlar, forvetinden korkuyorlar ve kapanıyorlar. Kapandıkları anda da Fenerbahçe'nin ekmeğine ballı tereyağ sürüyorlar. Çünkü Fenerbahçe'nin bekleri dahil, golcü adamlar... Orta sahasındakiler golcü adamlar, Selçuk ve Mehmet Topal dahil... İyileri söylemiyorum bile... Fenerbahçe'den puan almak istiyorsan, Fenerbahçe'yi yenmek istiyorsan, Fenerbahçe'nin en zayıf yeri savunması; maçı Fenerbahçe yarı sahasında oynayacaksın.
CESARET EDEMİYORLAR
Fenerbahçe'ye yenilmek istiyorsan da maçı kendi sahanda oynayacaksın. Çünkü adamların rakip kaleye 40 metreden itibaren şut atacak, çalım atacak, gol atacak bir hücum gücü var. Ama Türkiye'de Fatih Terim dahil hiç kimse Fenerbahçe'nin zayıf olduğu yerde oynamaya cesaret edemiyor. Zannediyorlar ki Fenerbahçe topu kaptığı zaman bozguna uğramış ordular gibi geriye, kendi siperlerine çekilirlerse durduracaklar. Siper de 18 çizgisi!.. Orta sahayı Fenerbahçe'ye bomboş bırakıp 18'e kadar çekilince adamlar rahat rahat geliyorlar, 'ortadan mı atalım, kanatlara mı gidelim, şut mu atalım' diye rahat rahat karar veriyorlar. Bursaspor birinci yarıda Fenerbahçe'ye top göstermedi, çünkü oyunu Fener'in sahasında oynadı. Olağanüstü oynadı. İki açık oyuncusu Murat Yıldırım ile Ferhat darmadağın ediyordu Fenerbahçe'yi... Neredeydi müthiş Caner!.. Perişan ettiler. Ama Daum Efendi, ikinci yarıda "Geri çekilin" dedi. Ersun Yanal, Daum'a bir teşekkür e-mail'i çekti mi acaba! 'Biz bu maçı 3-0, 4-0 kaybederdik ama sen bize galibiyeti armağan ettin' diye... 2- Hakem... Hangi sahada olursa olsun hakemler, Fenerbahçe'den korkuyorlar. Çünkü medyanın Fenerbahçeli olduğunu biliyorlar. Maçın uzatma dakikasının da sonunda Fenerbahçe'nin kazandığı frikiği tartışan bir tane gazete gördünüz mü? Maçı 3-2'ye getiren pozisyon... 'Bu frikiği hakem yarattı' diyenden söz etmiyorum; 'Hakem mi yarattı acaba!' diye tartışan yok! O frikiği aynı pozisyonda Bursaspor lehine verseydi ve Bursa maçı 3-2 kazansaydı, tekrar söylüyorum: O hakem bugün yoktu! Şimdi tartışılmıyor bile!
HAKEMİ DE YENMELİ
Omuz omuza bir şarjın nizami mi, gayrinizami mi olduğunu tartışan yok! Bütün hakemler de bunu biliyorlar. Geçen hafta açık açık söyledim, yine açık açık söylüyorum: Fenerbahçe lehine olduğu anda yorumları, düdüğü çalmakta tereddüt etmiyorlar. Fenerbahçe aleyhine olduğu zaman yorumları yine tereddüt etmiyorlar, bu defa yapmamakta... Fenerbahçe aleyhine hareket etmiyor hakemler!.. Yani Fenerbahçe aleyhine yorum yapmıyorlar pozisyonlarda!.. Bütün yorumları ya Fenerbahçe lehine yapıyorlar ya da pozisyona karışmıyorlar! Böyle olunca Fenerbahçe'yi yenmek isteyen takımın hakemi de yenmesi lazım. Evvela kendi içindeki korkuyu yenecek, ardından da hakemi yenecek ki Fenerbahçe'yi yenebilsin. 3- Üçüncü unsur Fenerbahçe'nin alkışlanacak yanı... Adamlar hakem son dakika düdüğünü çalmadan, maçı hiçbir şekilde bırakmıyorlar; tabela ile alakaları yok, sanki 0-0'mış gibi, 1-0 kendileri galipmiş gibi sonuna kadar aynı şekilde oynuyorlar. Ben bu kadar mücadeleyi bırakmayan bir takım çok az gördüm. Fenerbahçe'nin alkışlanacak yanı bu... O durumda, hele 90+1'de beraberlik golünü yedikten sonra hakemle bile maçı kazanamazsın; yıkılırsın çünkü... Ama Fenerbahçe mücadeleyi son ana kadar sürdürüyor. Bu üç unsur bir araya gelince de bu senenin şampiyonu ortaya çıkıyor.
Siz ne düşünüyorsunuz; Civelli'nin Webo'ya hareketi faul müydü?
Bence faul yok; hakemce var! İki karşı fikir, bunun tartışılması lazım. Ama diyorum ki; tartışan yok! Hakem de bunu biliyor işte... Fenerbahçe lehine karar verdiği zaman bunun tartışılmayacağını, Fenerbahçe aleyhine karar verdiği zaman da ipinin çekileceğini biliyor. Şimdi Hüseyin Göçek payidar olacak; Fenerbahçe'den, İstanbul'dan bol bol maçlar alacak, Fenerbahçe'nin sevdiği hakem olacak, medyanın sevdiği hakem olacak!
Erciyes maçının tepki çeken ismi Caner, Bursa karşısında da agresif göründü. Öteki taraftan maçın da öne çıkan isimlerinden biriydi. Kullandığı iki korner golle sonuçlandı.
Şimdi hakem, hakem olsa Caner oyundan atılırdı. Maçın öne çıkan ismi olmazdı. Alper ve Caner iyi bir hakemle kırmızı kart görürlerdi. Alper'i korumak için elinden gelen her şeyi yaptı hakem!.. 'Haftaya Galatasaray maçı var, cezalı duruma düşecek' diye... Ama Alper o kadar çok ısrar etti ki o sarı kartı görmeye, adam çaresiz kaldı. 'Bu kadar da aleni olmaz kardeşim. Tamam, Fenerbahçe'yi tutuyoruz, seni tutuyoruz ama beni de zorlamayın' demek zorunda kaldı. Üçüncü ya da dördüncü pozisyonda nihayet Alper'e kart çıkardı! Caner'e hiç çıkmıyor! Caner rakibe en gaddar, kırıcı, yok edici, futbol hayatını bitirici faulleri yapıyor, kart yok! Hakemlere en ağır hakaretleri ediyor; diliyle, eliyle, vücuduyla, her şeyiyle; kart yok! Rakip takımdan birisi elini kaldırsa kart çıkıyor; Caner 'Has..r' diye bağırıyor, tribünler duyuyor ama hakemler duymuyor!
***
KADRO TASARIMI MÜTHiŞ
Yanal'ın oyuna dikkat çeken iki müdahalesi var. Birisi Webo'ydu. Sahada 3 forvet oyuncusu bulunmasına karşın 62. dakikada çekinmeden içeri sürdü. İkincisi de 85. dakikada Salih'i sokuyordu ancak Emenike 2-1'e getiren golü atınca vazgeçti, Selçuk Şahin'i oyuna aldı. İki tezat karar gibi görünüyor; siz nasıl yorumluyorsunuz?
'Ersun Yanal'ın hamleleri' dediğimiz şey, aslında Fenerbahçe'nin müthiş kadrosu... Ersun Yanal'ın yaptığı hamleleri Mancini yapamaz. Çünkü Galatasaray aptalca bir transfer politikası yüzünden hamle kabiliyetini yitirmiş. Galatasaray takımında sekiz tane birinci sınıf oyuncu var, sekizi de yabancı! Hele bu seneki Selçuk ve Burak'ın form durumuna bakarsan birinci sınıf oyuncu da yok. Bir yabancı çıkardığı zaman yerine koyacağı yabancı yok. Altı tane ile oynamak zorunda çünkü... Birini yedeğe çekemiyor; çünkü onun yerine oynatacağı Türk oyuncu yok.
KURTARICI AYDIN!
Türk oyunculardan birini değiştirip başka bir Türk oyuncu koyma imkanı da yok. Düşünebiliyor musunuz; Galatasaray'ın kurtarıcısıAydın! Düne kadar tu kaka, yüzüne bakılmayan, hatta sezon başında 'Sen kendine takım ara, gez de gel' denilen Aydın, seyircinin yuhaladığı Burak Yılmaz ile beraber Galatasaray'ın kurtarıcısı!.. Fenerbahçe'de öyle değil... Oyuna girenlere bakar mısınız: Webo ile Emre Belözoğlu. Neden Webo oyuna giriyor; çünkü altı yabancı ile başlamak zorunda değil. Fevkalade kaliteli Türk oyuncuları var. Bütün bu değişikliklerden sonra hala Salih gibi bir adam kenarda... Emenike golü atmasa o hamleyi de yapıyordu. Hücum hamlesini... Ama bence yanlış yaptı. Ben olsam Emenike golü attığı zaman, gene Salih'i sokardım, Selçuk'u değil. Çünkü Bursa şaşkınlaşmış, Bursa yok sahada... İşte nitekim durup dururken 2-2 oldu. Oysa Salih ile devam etse o maç 4-1'e giderdi. Bence yanlış bir hamle; korku hamlesi...
BEDELİNİ ÖDÜYORDU
Skor 1-1'ken Webo-Emre Belözoğlu hamlesini yapıyorsun, savunma gücü güçlü Mehmet Topal'ı ve Cristian'ı alıp Emre ile Webo'yu sokuyorsun. Bu tam bir hücum hamlesi... Yetmedi bir de Salih'i... Hücuma yönelik planlar düşünürken skor 2-1 olur olmaz, Bursa'nın hatasına düştü. Onun da bedelini ödüyordu hakem olmasaydı. F.Bahçe işi sezonun başında kadro tasarımıyla bitirdi. G.Saray Ünal Aysal'ın 'çilek' merakı yüzünden sosyetik transferler yaparken, kullanamayacağı transferler yaparken, oynatamayacağı transferler yaparken, Fenerbahçe harika bir yerli kadro kurdu. Seneye yabancı sayısı beşe indiği zaman, Galatasaray ne yapacak çok merak ediyorum. Fener seneye hazır, öbür sene dörde inerse ona da hazır. Fenerbahçe'nin Türk oyuncuları öyle... Galatasaray'da 'kurtarıcı' diye oyuna girenler; Aydın Yılmaz, Emre Çolak, Yekta!..
***
KULAĞIMLA DUYSAM İNANMAM
Fenerbahçe yönetiminin ılımlı kanadı olarak bilinen Abdullah Kiğılı'nın kongre öncesi CNN Türk'te dikkat çeken açıklamaları vardı. "Fenerbahçe'nin son maçta kaybettiği 3 şampiyonluk var. Bunların nasıl kaybedildiği ortada... Bu şampiyonlukları şaibelerle kaybettik. Bunda Galatasaray ve diğer takımların da parmağı var" dedi. Galatasaray ve diğer takımları hedef alan açıklamalarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yani inanamadım! Abdullah Kiğılı'nın ağzından böyle laflar çıkabildiğini kulağımla duysam inanmam. O kadar dengeli, o kadar barışçıl, o kadar dost bir Fenerbahçelidir. Onun için kendisine defalarca, "Ne işin var bu adamın yönetiminde. Yakışıyor mu sana!" dedim. Abdullah Kiğılı, Fenerbahçe ile Galatasaray'ın ortak mağaza açmasını düşünen, planlayan, teklif eden adamdır. "Feneriumlar ile Galatasaray Store'ları birleştirelim. Hem kamuoyuna karşı bir dostluk, kardeşlik gösterisi olur, hem de ticaret açısından çok daha kârlı oluruz. Çünkü aynı ailede hem Fenerliler hem Galatasaraylılar var" dedi.
GİRMEYECEĞİNİ SÖYLEDİ
"Karı kocanın birisi Fener, birisi Galatasaraylı; aynı dükkandan ikisi de alışveriş yaparlar girmişken... Galatasaraylı koca kendisine bir şey alırken Fenerli karısı da kendisine bir şeyler alır Fenerbahçe reyonundan" dedi. Bunları diyen adam, şimdi Aziz Yıldırım ağzıyla konuşuyor... İnanamadım!
Aslında Kiğılı, yeni dönemde görev almak istemediğini ifade ediyordu ama sürpriz bir kararla yönetimde yer aldı.
Bana 'kesinlikle girmeyeceğini' söylemişti. "Yönetime girmeyeceğim çünkü işlerim çok büyüdü. Şimdi Çin'e açıldık. İlk mağazayı açtık. Yakında Çin'deki mağaza sayımızı 40'a, 50'ye çıkarmayı düşünüyoruz. Benim işin başında olmam lazım. Fenerbahçe'ye vaktini ayıran adeta profesyonel adamlar lazım. İkisini birden yapmama imkan, ihtimal yok. Yeterince Fenerbahçe'ye hizmet ettim. Şimdi işime döneceğim" demişti; çok açık ve seçik. Demek ki Abdullah Kiğılı, markalarını geliştirmekten vazgeçip, Fener'de devam etme kararı aldı. Kendi bileceği iş, bilmiyorum ama bu tür bir konuşmayı ona 'hiç yakıştıramadığımı' açık bir şekilde ifade ediyorum. Abdullah Kiğılı son zamanlarda, yani son iki başkan döneminde çok gerginleşen, düşman haline gelen Fenerbahçe-Galatasaray ilişkilerini düzeltecek, toparlayacak adamlardan biri olarak görünüyordu bana... Ne yazık ki Ali Koç'un, Mahmut Uslu'nun ve Murat Özaydınlı'nın yoluna girmiş, eğer bu sözler gerçekten onunsa... Hâlâ inanmıyorum. Abdullah'ın böyle konuşacağına hâlâ inanmıyorum.
Mahmut Uslu ve Şekip Mosturoğlu da son anda yönetime giren isimlerdi.
Bu konuda konuşmamayı tercih ederim.
Röportaj: Bülent CAN
DİĞER HABERLER
-
Galatasaray'ın Uruguaylı orta saha oyuncusu Lucas Torreira, UEFA Avrupa Ligi'nin 5. haftasında 28 Kasım Perşembe günü Hollanda temsilcisi AZ Alkmaar ile deplasmanda oynanacak maçta görev alması halinde sarı-kırmızılı formayla 100. maçına çıkacak. -
Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi’nde AZ Alkmaar ile oynayacağı maçın hazırlıklarını bugün Metin Oktay Tesisleri’nde yaptığı antrenmanla sürdürdü. -
AZ Alkmaar Kulübü yayınladığı açıklamada, deplasman tribünü dışında herhangi bir yerden bilet satın alan Galatasaray taraftarlarının stadyuma ve stadyum çevresine giriş yapmalarına müsaade edilmeyeceğini duyurdu.