İtalyan futbolu bu mu!

Mancini'nin oynattığı futbolun Fatih Terim'den farkı yok. İki golü Kayseri'yi üstüne çeke çeke yedi. Mancini'nin bildiği İtalyan savunma futbolu bu mu! Kopenhag gibi palavra bir takım karşısında ikinci yarı gol atamadı. İlk 11'inde 6 eksik adamı bulunan Kayseri karşısında neredeyse aldığı maçı verecekti!

Galatasaray, Kayseri karşısında 2-0 öne geçse de sıkıntılı dakikalar yaşadı. 1 dakika içinde 2 gol yedi. İtalyan hocalar savunma futboluyla ünlü ama Galatasaray, Mancini ile gol yemeden maç tamamlayamıyor. Bu durumu bireysel hatalara mı bağlamak lazım yoksa oyun sisteminde mi bir sıkıntı var?
O ilk yarı 10 Kasım'da Kadıköy'de oynanacak maçta olsa Galatasaray 2-0 galipken 1 dakikada atılan 2 golle ilk yarı 2-2 bitse ne olur! Bizim bütün kusurumuz; Türk spor basınının bütün kusuru, yayıncı kuruluşun yorumcuları ve spikerleri dahil tabelacılıktan bir türlü kurtulamamamız!.. Birdenbire Galatasaray göklere çıkarılmaya başladı. 'Mancini geldi öyle oldu, Mancini geldi böyle oldu, Mancini geldi Galatasaray daha fazla koşuyor, Mancini bir dahi, fizik kondisyon uzmanı getirdi, şimdi Galatasaray'ın kondisyonu yükselecek!' Fatih Terim'den bu yana değişen hiçbir şey yok. Değişen tabelalar; tabelaya bakıp karar veriliyor. Süper Lig'i bırak, PTT 1. Lig'de bile Kopenhag'ı yenecek 5-6 tane takım var. Böyle bir takım karşısında ilk yarıyı 3-0 önde kapatıyorsun ama ikinci yarı dördüncü golü atamıyorsun; bu bizde zafer!.. Tabelada 3 yazıyor çünkü... Üstüne de başkanından başlayarak 'İşte Sneijder bu!..' diye övgüler... Niye; Sneijder 2 tane gol attı! Kayseri maçında Sneijder nerede? Sakatlandı, çıktı. Bütün Galatasaraylılar 'İyi ki sakatlandı' dediler. Çünkü senelerdir, 'Fatih Terim bunu niye oynatıyor?' diye eleştirdiğimiz, en başta ben, Emre Çolak oyuna girdi ve Galatasaray ikinci yarı daha iyi top oynadı.
CHEDJOU GÖKLERE ÇIKARILDI
Emre Çolak, Sneijder'den daha iyi top oynadı. Ünal Aysal dahil, Kopenhag maçından sonra Sneijder destanı yazanlarla birlikte Kayseri maçının ilk yarısındaki Galatasaray ile ikinci yarısındaki Galatasaray'ı birlikte seyredelim. Aynı futbolu oynayan iki adamın futbolunu... Sneijder nerede var, Emre Çolak nerede var? Sneijder'in katkısı ne oyuna, Emre Çolak'ın ne? Kopenhag gibi palavra bir takımla oynayan Galatasaray'ın savunmasında Chedjou göklere çıkarıldı! 'Fatih Terim bunu niye oynatmıyordu!' diye ithamlarla beraber... Adamın daha yeni geldiği, daha doğru dürüst antrenman dahi yapamadığı, savunmada kimsenin adını bile bilmediği dikkate alınmadan, Fatih Terim'e yüklenildi. Karşısında adam yoktu üstelik... Kayserispor maçında Chedjou nerede!.. Alınan maçı veriyordu neredeyse ki oynadığı Kayseri'ye lütfen bir bakın. En iyi 5 adamı yok; Bobo sakat, Biseswar ülkesine gitmiş, 3 iyi adamını da (Abdullah, Salih, Cleyton) Bursaspor maçında hakem temizledi. 'Galatasaray'ın önüne keklik gibi çıksınlar' diye adeta... En iyi üç adamını, iki kırmızı kart, bir de dördüncü sarı karttan Galatasaray maçı öncesi temizledi. Bunların hepsi hakem hatası yüzünden yenilen bir golün üzerine oldu! Maçı Bursa'ya hediye etti, yetmedi, bu maçı da Galatasaray'a hediye etti gösterdiği kartlarla... Altıncı adam Nobre aylardan beri yoktu, 75. dakikada oyuna girdi, topa vuramadı. İlk 11'de altı adamı eksik Kayseri önünde, Galatasaray'ın haline bakın!.. 'Dany çok iyiymiş, Chedjou çok iyiymiş!' 'Dany, Riera'dan da iyiymiş çünkü Kopenhag gibi palavra bir takıma karşı oynadılar.' Bunu kimsenin ifade ettiği yok. 'Kopenhag gibi bir palavraya karşı 3-0 öndeysen niye 6 atmıyorsun?' diye soran yok! 'Niye 8 olmuyor?' diye soran yok. İşte buyur... Oyuncularının yarısı olmayan, ligde bugüne kadar 5 puanı olan, 8 maçta 5 gol atabilmiş bir takıma karşı oynadığın futbol bu! Kayseri ligin başından bu yana attığı gollerin neredeyse yarısını Galatasaray'a attı.
8 haftada ilk yarıda atılmış golü yoktu.
Kayseri gibi bir takım Galatasaray'ı perişan ediyordu. Allah'tan Sneijder sakatlandı da, Emre girdi. Mancini'nin oynattığı futbolun Fatih Terim'den farkı yok. O iki golü Kayseri'yi üstüne çeke çeke zorla yedi! Böyle bir şey olmaz. 18'e kadar sahayı rakiplere bırakıyorlar, oraya 10 kişi çekiliyorlar. Bu mu savunma futbolu? Mancini'nin bildiği İtalyan savunma futbolu bu mu? Bu devirde böyle savunma kaldı mı? 'Ömer Bayram' diye bir çocuk var Kayseri'de... Allah razı olsun Prosinecki'den... Ömer'i oyundan aldı. Niye aldı onu da anlamadım! Darmadağın etti Galatasaray'ı... Maçları izleme gibi bir adeti olmayan Milli Takım Teknik Direktörümüz, Kayseri'de yok. Nerede olacak; çok merak ediyorum! Ondan sonra "Benim yeni takım yapacak vaktim yok" diyor. Tabii... Maçlara gitme gibi bir niyeti olmayan Milli Takım Teknik Direktörü olur mu? Vahiyle mi seçecek milli takımı! Hayır... Abdullah Avcı'dan devraldığı takım kimlerden oluşuyorsa... Tek fark, çocuklar kenara baktığında Abdullah Avcı'yı değil de Fatih Terim'i görecekler. Milli takım hocasını bunun için mi değiştirdik? Bunun için mi Galatasaray'ı allak bullak ettik? Ben böyle bir şey görmedim! Medyada da 'gık' yok. Fatih Terim'i en haklı olduğu yerden vuran medyada ses yok. 'Hoca, maçlara niye gelmiyorsun?' diye soran yok. 'Avrupa Şampiyonası'na katılan takımı nereden seçeceksin?' diyen yok. Herhalde benim gibi televizyondan seyrediyor. Ediyor mu acaba!.. Neyse... 'Ömer' diye bir adam allak bullak etti Galatasaray savunmasını... Hani nerede Chedjou, hani nerede Dany!.. Hani, nihayet Galatasaray savunmasını bulmuştu! İkinci yarıda 3-2'den sonra Kayseri mutlak goller kaçırdı. Sen, ben atarız.

KEHANET GERÇEK OLDU

Galatasaray'ın attığı üçüncü gol de ofsayt ayrıca... Fener'in attığı gol de ofsayttı. Bu haftanın güzel tarafı bu!.. Büyük takımlar lehine galibiyet golleri ofsayttan geliyor, ne güzel!.. Türkiye gazetesinde Öcal Uluç'un cuma günü yazdığı bir yazı var. Kehanet gibi... Yazısında, özetle diyor ki; "Artık çok açık anlaşılıyor ki yayıncı kuruluşu kurtarmak için Süper Lig'in sonuna kadar şampiyonluk yarışının üç büyükler arasında geçmesi gerekiyor. Yani Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın ve Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışından düşmesine izin verilmeyecek; bunların arasına da başkaları sokulmayacak." Öcal Uluç'un bunu dediği cuma gününün akşamı, Fenerbahçe ofsayttan kazanıyor; pazar akşamı Galatasaray ofsayttan kazanıyor. Tesadüf!! Cumartesi günü, Beşiktaş niye ofsayttan kazanamadı; onu çok merak ediyorum. Maçı 3-1'den 3-3'e getiren Beşiktaş'a bir gol daha attırması lazımdı hakemlerin!..
Zaman mı yetmedi acaba!
Zaman mı yetmedi yoksa Yıldırım Demirören ile Beşiktaş'ın yeni yönetimi arasında birtakım anlaşmazlıklar mı var? Ahmet Çebi konuşmuş; "100 milyon vermiş Beşiktaş'a... Bağışlayacak mı, bağışlamayacak mı? Açıklasın da biz de hesabımızı ona göre yapalım" diyor. Demek ki bir şeyler dönüyor. Onun için de 1 puan yeter!.. Gülüyoruz ama lig bu hale geldi! Bunları tartışması gereken medya; tabelaya bakıp kim kazandı ona şak şak, kim golü attı ona şak şak! Galatasaray'ın ne olduğunu anlayacağımız iki tane maç var; Fenerbahçe deplasmanı ve evinde oynayacağı Juventus maçı... Mancini'yi de Galatasaray'ı da, Galatasaray'ın döküldüğü ya da efsane olduğu iddia edilen oyuncuları da bu iki maçta göreceğiz. Çünkü gol kaçırırsan dökülüyorsun, golü atarsan senden iyisi yok; o ana kadar yaptıklarınla medyanın alakası yok. Tabelada kimin adı yazıyor; Sneijder, 'Çok iyi.' Burak'ın adı yazmıyor; 'Burak dökülüyor!' Neyin ak, neyin kara olduğunu gösterecek iki tane maç var; Fener deplasmanı ve kendi sahasında Juventus maçı...
***
GÖZLERiME iNANAMADIM
Kopenhag maçında birçok pozisyondan yararlanamayan Burak, Kayseri'de suskunluğuna son verdi. Kopenhag karşısında kaçırdığı gollere karşılık, taraftarın verdiği destek de dikkat çekiciydi.
Büyük destek vardı ama benim için inandırıcı bir destek değil. Galatasaray 3-0 galipken gol kaçıranı ben de alkışlarım. Galatasaray 3-0 mağlupken, Burak gol kaçırınca alkışlıyorsa tribünler, o zaman alınlarından öperim. Bu göz boyama olabilir. 'Göz boyamadır' demiyorum ama göz boyama olabilir.
Gol attığı maçta oyundan alınmasını doğru buluyor musunuz?
Bu adam uzun zamandır gol atamıyor, kendi de dahil herkesin kafasında 'Bir gol atsa da rahatlasa' var, adam nihayet golü atıyor ve nihayet rahatlıyor. Mancini ne yapıyor; haftalar sonra nihayet rahatlayan Burak'ı oyundan alıyor! Burak o sırada Galatasaray'ın kötü oyuncusu olsa tamam, Burak o sırada yorgun olsa tamam... Galatasaray'ın o sırada kötü olan oyuncularını sayayım size: Umut... Galatasaray'ın yediği gollerin ikisi de sağdan geldi. Umut, sağda Sabri'yi yapayalnız bıraktı, Sabri tek başına yetişemedi. Umut Bulut oyuna en az katkı sağladığı maçlardan birini oynadı. Galatasaray'ın en kötülerinden biri gene Selçuk... Galatasaray'ın en kötülerinden biri gene Melo... 'Hayır, haksızlık yapıyorsun' diyene, maçı izleyerek göstermeye hazırım. Galatasaray'ın en kötülerinden biri Sneijder'di, sakatlandı, çıktı.
BURAK HEDEFİNDE
Ceyhun'u kenarda görünce 'Hangisini çıkaracak' diye düşünüyorum. Savunmayı güçlendirme niyeti var adamda, belli... Melo mu, Selçuk mu, Umut mu çıkacak! Burak'ı çıkardı! Gözlerime inanamadım. Bir insan maçı bu kadar kötü okur; bir insan, insan psikolojisinden bu kadar kötü anlar. Bu nasıl bir Mancini'liktir, bu nasıl bir büyük hocalıktır; anlamama imkan yok. Fatih Terim davranışlarıyla Umut'u adeta yok ederdi; Mancini'nin hedefinde de Burak var herhalde... 'Fatih Terim bunu tutuyordu, ben de bunu yok edeyim.'
***
G.SARAY'IN HOCASI DROGBA
Drogba da oyundan alınabilirdi sanki... Sonlara doğru iyice yorgun göründü.
Drogba oyundan alınmalıydı. Adam yorgun, bitkin... Drogba maçın başından beri yorgun... 60. dakikadan sonra falan değil. Bizim tabelacı medyamızın gözünün önünde, Kayseri'nin attığı kornerde Drogba'nın kafayla çıkardığı bir top var. Drogba duran topa yürüyerek geliyor da ondan ordaydı. Drogba'yı, Kayserispor'un bir kontratağında geriye koşarken gören var mı ya da Galatasaray'ın ileriye açılmış bir topunda Drogba'yı ileriye koşarken gören var mı? Topu tam Drogba'nın ayağına vereceksin. Adam birebirde olağanüstü, hem fiziğini iyi kullanıyor hem vücudunu taktik olarak topla rakip arasına koymayı iyi biliyor hem de ayak bilekleri harika... Yani büyük futbolcu... Ama bir metre önüne ya da bir metre arkasına attığında topa atak yapmıyor. 'Yapıyor' diyen göstersin bana... 60'dan sonra da yüzünden belli, 'Ben çöktüm' diye bağırıyor. O Drogba'yı da almadı.
MUSLERA'YI ÇIKARABİLİRDİ

Muslera dahil ama Burak hariç o takımdan herhangi bir kişiyi alabilirdi, itiraz etmezdim. Dany'yi, Chedjou'yu, kimi alırsa... Sahadan almayacağı bir tek adam vardı; Burak... Hem sahada basmadık yer bırakmıyor hem de nihayet haftalardır beklenen golünü atmış, psikolojik olarak rahatlamış. Bırak oynasın. Üstelik bir tane daha atarsa gelecek maçlarda müthiş bir Burak kazanmış olacaksın.
Maçı yorumlayan Franz Beckenbauer, Drogba'nın Kopenhag maçında saha içinde oyunculara yaptığı konuşma için, "Ben böyle bir şey görmedim. Drogba hocasını zedeliyor, bu terbiyesizlik" dedi. Drogba'nın maç öncesi konuşma yapması hocasına bir hakaret mi?
Beckenbauer haklı... Drogba şov yapmayı seviyor. Ezik bir hoca, bu şovlara razı olur; ben olmam. Dünyanın hiçbir hocası olmaz. Ama tabii Türkiye'de half-time'da soyunma odasına giren başkanlara ses çıkarmayan hocalar olduğu gibi, sahanın içinde de Drogba'nın şovlarına ses çıkarmayan hocalar var. Ne diyor Franz Beckenbauer; "Böyle bir şey yapmasın demiyorum. Konuşacaksa soyunma odasında konuşsun. Seyircinin önünde böyle şovlar yapmak antrenörün itibarını azaltır." Evet... Bana da sorarsan bu takımın hocası Drogba... Bunun için ona dokunamıyor, dokunulmazlığı var. Drogba 'Ben çıkacağım' işareti yapmadığı sürece Mancini onu çıkaramaz. Bugün öyle düşünüyorum ben... Çünkü takımın lideri, teknik direktörü o... "Onun işaret ettiği adamı oyundan alıyorlar, onun oynat dediğini oynatıyorlar" diyorum ben... Bu da iyi bir şey değil. Kaiser Franz'ın dediği de bu... Kaiser Franz dünyanın en tecrübeli futbolcularından, yöneticilerinden, idarecilerinde, teknik adamlarından biri...
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.