Abdullah Avcı'nın istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Abdullah Avcı istifa etmekte geç kaldı. Şimdi de istifa ettiğini değil, istifa ettirildiğini düşünüyorum.
Terim, milli takımla birlikte anılıyor. Özellikle de Gümüşdağ ile yaptığı görüşmenin ardından... Galatasaray ile birlikte milli takımı çalıştırmalı mı?
Fatih Terim'in böyle bir kumarı oynamaya ihtiyacı yok. 30 yaşında genç bir teknik direktör olursun, bu kumarı oynarsın. 4 maç kala takımı alırsın. Bütün ümidini yitirmiş milli takımı finale taşırsan, adını duyurmuş olursun. Çünkü buna ihtiyacın var. Fatih Terim'in böyle bir şeye ihtiyacı var mı! Neyi ispat edecek! Niye böyle bir şeyi göze alsın! Yumurta kapıya gelmiş, dört maç kalmış, Fatih Terim, ayağı kaydırılan bir meslektaşının yerini almayı kabullenir mi? Benim bildiğim Fatih Terim bir yandan Süper Lig, bir yandan Şampiyonlar Ligi'yle uğraşırken kendisine zerre manevi getirisi olmayacak, böyle bir görevi aklına bile getirmez.
SANTRAYI GEÇMİYOR
Galatasaray önde olduğu maçların sonlarında oyundan düşüyor. Gaziantepspor karşısında da son dakikalarda büyük bir sıkıntı yaşadı. Bu düşüşün sebebi nedir ve tedavi için ne gerekiyor?
Galatasaray'ın sorunu net; Sevgili Fatih Terim'in takıntıları... Fatih Terim bu takıntılarından kurtulmaz, maçları objektif bir gözle izlemezse bu Galatasaray'dan hayır gelmez.
Çok basit bir matematik söylüyorum:
Galatasaray'ın en zayıf yeri neresi; defansı...
Senelerden beri stoper sorununu çözemediler. Galatasaray, Türkiye'nin en çok stoper alan ve en çok stoper satan takımı... Bu seneye bile dört tane stoper ile girdi.
Kim oynar, ne oynar, belli değil.
Galatasaray'ın en güçlü yeri neresi; hücumu... Çünkü Galatasaray'ın iki beki de Türkiye'nin en iyi hücum bekleri...
Eboue, Hakan Balta, Riera; hangisi oynarsa oynasın. Bunlar bek olmanın ötesinde, hücumcular. Bek yanları yüz üzerinden 60 ise, hücum yanları yüz üzerinden 90... Yani bekleri bile hücuma yatkın.
Hücumu bütün Avrupa'nın gıpta ettiği adamlardan oluşuyor. Dört tane harika golcü var. İkisini gönderdiler hâlâ var.
Orta sahada da yine bütün Avrupa'nın hayran olduğu Sneijder gibi, Selçuk gibi beyinler var.
DELİ DOLU KONUŞUYORDU
Savunması zayıf, çok hata yapan, hata yaptığı zaman gollük hata yapan ama muhteşem bir forvet ile rakibi bunaltan, öldüren takım, oyunu nerede oynar?
Şansal'ın Maraton'da yapmadığı şey bu...
O imkanlar benim elimde olacak, ben maçın sonunda dört kişiyi oturtup, gevezelik yapacağım!
Türkiye'deki herkes, en kenar kahvede oturan adam dahil herkes, futbolu, Hakan Şükür'den de Tümer Metin'den de Markus Merk'ten de iyi bildiğini zaten düşünüyor.
Onlar için bunların söylediğinin bir ilginç yanı yok.
Erman hoca deli-dolu konuştuğu için ilginçti.
Bir de Erman'ın bilgisine herkesin saygısı vardı. Adam yıllar yılı Türkiye'nin en iyi hakemi...
Markus Merk bir derece ama federasyon ve RTÜKartık pozisyonların tartışılmasına eskisi kadar izin vermediği için o da palavraya döktü işi...
O zaman sen başka bir şey yapacaksın. Birinci devrenin sonunda, topa hakimiyet oranları yayınlanıyor: 'Yüzde 68 Galatasaray, yüzde 32 Gaziantepspor...' diye... Yüzde 68 Galatasaray topa hakim de yüzde 68'in kaçı, Gaziantep tehlikeli bölgesinde, 1 numaralı alanda oynanmış.
Yüzde kaçı Drogba'nın ve Burak'ın olduğu alanda oynanmış? Yüzde kaçı 2 numaralı alanda, yani rakip 18 ile santra arasında, yani Gaziantep yarı sahasında oynanmış?
Yüzde kaçı Galatasaray yarı sahasında oynanmış? Top Galatasaray'dayken...
Kalan yüzde 32'den söz etmiyorum.
Bu istatistiği bir de renkli, şekilli olarak koyduğu zaman saha üzerinde, kabak gibi ortaya çıkacak. Hakan'ın da konuşmasına gerek kalmayacak, Markus'un da Tümer'in de...
Galatasaray top kendisindeyken maçın yüzde 70'ini kendi sahasında oynuyor. Bir pozisyonda 27 pas yapıp, santrayı geçmediklerini saydım. Geride yaptığı bu ahmakça ve aptalca paslaşmalar; 1- Galatasaray'ın zaman kaybına sebep oluyor. 2- İleriye çıkmış olan rakip takımın, tekrar geriye yerleşmesine sebep oluyor.
Yani Drogba'nın önünde üç kişinin, Burak'ın önünde iki kişinin kademeye girmesine sebep oluyor. Yani senin o muhteşem golcülerinin hiçbir işe yaramaz hale gelmesine sebep oluyor.
Kontratak yapmaktan ödü patlayan bir Galatasaray, hızlı çıkmaktan ödü patlayan bir Galatasaray!.. Hızlı çıktığı her akında gol pozisyonuna giriyor Galatasaray üstelik...
Fatih Terimde kulübede değil, cezalı olduğu için tribünde oturuyor. Görmüyor mu; hızlı çıktığı zaman Galatasaray'ın nasıl gol pozisyonuna girdiğini!.. Nasıl oluyor da kızmıyor; Chedjou, Semih, Hakan, Chedjou, Hakan, Chedjou, Eboue, Eboue, Hamit, Hamit, Chedjou, Chedjou, Muslera, Muslera...
Dinlerken sıkıldın değil mi? Bir de seyirciyi düşün! Ve de bunu 27 kere söylediğimi düşün.
TORKU'NUN OYUNUNA BAK
Sıkılıyorsun çünkü... Bunca muhteşem hücum adamların, orta saha adamlarla slow motion top oynayacaksın, ben de onu seyredeceğim, öyle mi!.. Açar film seyrederim, sonra da döner skora bakarım. Çünkü kaybettiğim bir şey yok.
Fatih Terim'de son zamanlarda dehşetle fark etmeye başladığım bir şey var. Hocam korkmaya başlamış. Öne geçer geçmez skoru koruma telaşına düşüyor!
Fenerbahçe'ye karşı Torku'nun oynadığı oyuna bak, aynı Fenerbahçe'ye karşı Galatasaray'ın oynadığı oyuna bak.
Galatasaray galibiyeti koruma telaşındayken bu defa futbolu unutuyor. 27 pasla santrada oynayan takım birden bire panik içinde topu kendi kalesinden mümkün olduğu kadar uzağa tepmeye çalışan mahalle futboluna dönüyor!
Hani 27 pas yapıyordunuz demin?
Yapsana şimdi 27 pas! Hayır, 'bam' diye ileriye vuruyorlar, ileri vurdukları top aynen rakibe gidiyor, gittiği anda geri geliyor! Ve Galatasaray kendi kendini baskı altına alan, kendi kendini bunaltan bir panik oyunu oynamaya başlıyor.
PANİKLE OLMAZ
Galatasaray'ın 5 atacağı, 6 atacağı maçlarda, Galatasaray seyircisi elinde kronometre, televizyon başındaysa gözü ekranın köşesindeki saatte, saniye sayıyor!
Son üç dakikada, üç kere beraberliği yakalayabilirdi Antep! Bu mu galibiyeti korumak?
Koskoca Galatasaray galibiyeti böyle mi korumaya çalışıyor?
Panikle bir şey korunur mu? Panikleyecek takım, vakit daraldıkça mağlup durumdaki rakip... O panik içinde senin üzerine gelirken kalecisine varıncaya kadar senin forvetlerine bak! Ama korku öyle dağları bekliyor ki bak örnek; Burak'ı çıkarınca yerine doğal olarak girecek adam Umut. Engin'i soktu! Çünkü Umut forvet, Engin savunmacı! Onu da yanlış sokuyor.
Eğer senin niyetin skoru korumaksa Galatasaray'da oyuna alınacak en iyi adam Ceyhun Gülselam. Geçen sene Kayserispor'un yıldızıydı, bu sene Fatih Terim'in şans verdiği bütün hazırlık maçlarında Galatasaray'ın en iyisiydi ama Ceyhun'u düşünmüyor!
İkinci yarıda yaptığı değişikliklere bak!
Emre; Emre mi iyi futbolcu Ceyhun mu? Emre'yi oynattı. İkinci oyuna giren Erman Kılıç.
Erman mı, Ceyhun mu? Erman'ı oynattı.
Üçüncü oyuna giren Engin. Engin mi, Ceyhun mu? Hangisi iyi futbolcu; Ceyhun. Hele skoru korumak niyetindeysen hangisi daha yararlı; Ceyhun... Engin'i soktu!
Bu ne demek? Fatih Terim, Ceyhun'dan hoşlanmıyor. Geçen sene de Umut'tan hoşlanmıyordu. Geçen sezon Galatasaray'ın ilk maçlarını kazanan adam yok oldu. Burak sakatlanana kadar takımı tek başına sırtında taşıyan Umut!..
Şimdi Fatih Terim çapında, kalitesi, üstünlüğü tartışılmaz, bütün dünyanın kabul ettiği bir isim, internet sitelerindeki yazıları okuyorum, neler yazıyorlar Fatih hoca için, iftihar edersin, bir adamın artık çok daha rahat, çok daha özgür düşüncede olması lazım.
Emre'nin ikinci yarıda oynadığı oyun utanç verici! Aldığı bütün topları ezdi, Antep akınlarının yarısı Emre'nin kaptırdığı toplarla başladı.
Ceyhun gibi bir adam kenarda duruyor, Emre oyunda...
GöKHAN NiYE YEDEK! Hamit de kötü olmasına karşın oynamaya devam ediyor.
Kafası herhalde kaza yapan Porsche Cayenne'de kalmış. Kaça mal olacak, onu mu hesaplıyor, ne yapıyor bilmiyorum! Bir futbolcu niye Porsche Cayenne alır onu da anlamıyorum. İstanbul'da Ferrari, Maserati, Porsche Cayenne sürecek bir yol var mı!
Araba yola göre alınır, bir de trafiğe göre alınır.
Selçuk'un, 'Benim Porsche Cayenne'im var' demeye ihtiyacı mı var; adam olduğunu etrafa kabul ettirmek için... Ben bakacağım; 'Vay be Selçuk'un Porsche Cayenne'i var. Ama böyle kötü paslar atıyor!' Ben arka arkaya Selçuk'u bu kadar kötü görmedim. "Burak Galatasaray'dan kopmuş" diyorum ya bu da Burak'ın kankası ya, bir şey olabilir. Aklıma kötü ihtimaller geliyor.
Selçuk'un ölüsü bundan iyi oynar, ölüsü bile yok sahada! Sonunda kendi anladı da 'Çıkarın beni' dedi.
Savunmada bu defa Chedjou ilk 11'deydi ve Amrabat tribüne çıktı. Gökhan Zan kalsa daha iyi olmaz mıydı? Fenerbahçe karşısında sahanın iyileri arasındaydı
OYUNDAN ATILABİLİRDİ
Burak'ın penaltıyı Melo'nun elinden almasını alkışladım. Adam kendini 'penaltıcı' ilan etmiş! Melo gibi dengesiz bir adama penaltı attırılmamalı... Selçuk'un olduğu taraftan Eboue'ye top gitmedi
Fenerbahçe maçında oynatılmaması çok konuşulan Burak, Gaziantep karşısında ilk 11'deki yerini aldı. Hırslıydı, penaltı kazandırdı ve kendi kullanmak istedi. Melo biraz bozulur gibi oldu. Ama çok da iyi bir penaltı kullandı. Burak'ı nasıl buldunuz, penaltıyı atmak istemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çift forvet, Drogba ve Burak ile Galatasaray daha iyi oynuyor gibi gözüküyor. Son dakikaları saymazsak...
Oraya top gitmiyor ki!
Maçtan sonra 5 dakika Maraton'u seyrettim, sinirlendim kapattım. 'Palavra konuşuyorlar' diye. "Eboue bu maçta çıkmadı" diyor ya! Eboue kaç kere çıktı, top atmadılar Eboue'ye!
Herhalde birbirleriyle konuşmaktan maçı seyretmiyorlar!
Televizyonda maçı izlerken 'Eboue boş' diye bağırmaktan boğazımız yırtıldı. Ama 'ortada Sneijder ile Drogba var' diye ille bütün toplar Sneijder ile Drogba'ya gidecek!
Kaç kere Hakan, kaç kere Eboue atak yaptılar, atak yaptılar, atak yaptılar.
Hakan'ın arkasında Sneijder var da topu o tarafa attı. Ama Selçuk'un olduğu taraftan Eboue'ye bir tane top gitmedi. Selçuk'un gözü ya Burak'ta ya Drogba'da... Kanatlarda adam yok!
Şimdi kendini Eboue'nin yerine koy. Kırk tane depar yapıyorsun bir kere top alamıyorsun.
Hıyar mı herif! 'Ben de gitmiyorum.
Boş gidip boş gelmenin âlemi yok. Niye yorayım kendimi!' dedi!..
Röportaj: Bülent CAN