Galatasaray, Fenerbahçe'yi uzatmalarda 1-0 mağlup ederek Süper Kupa'yı müzesine götürdü. Derbideki mücadeleyi ve hakem Bülent Yıldırım'ın performansını nasıl buldunuz? Hakeme kimsenin herhangi bir şey söyleyebileceğini tahmin etmiyorum. Bir takım hataları var ama her hakem, her maçta hatalar yapıyor. Biz yüzde 60 doğru karar veren adama, 'İyi hakem' diyoruz. Bülent Yıldırım'ın kararlarının yüzde 90'ı doğruydu. Bunun altını bir defa çizelim. Çünkü maçta bir kırmızı kart var, maçın kaderini etkileyen bir kırmızı kart... Orada doğru bir karar verdi hakem... Hatta Alves'e daha evvel hoşgörülü davrandığı bile söylenebilir. Alves ilk kartı daha evvel de alabilirdi. Bir insanın bu kadar sorumsuz oynayabilmesi inanılır gibi değil. Takımın savunmasının bel kemiğisin, takımın en iyi oyuncularından bir tanesisin, 5 dakika içinde iki tane aptalca sarı kart görüp kendini oyundan attırıyorsun! Birincisi inanılır gibi değil, pozisyon yok, bir şey yok, orada sarı kart gördü. Sarı kartı olmasına karşın ikinci hareketi de yaptı. Fenerbahçe, Alves'in kafasını düzeltemezse işi zor. Galatasaray'da bir sürü canlı bomba vardı, şimdi Fenerbahçe'de de var, savunmasının göbeğinde...
EVİRE ÇEVİRE DÖVÜYOR
Galatasaray, Süper Kupa'yı katiyen hak etmedi. Spor yorumculuğunu bir kenara bırakıyorum; Galatasaraylı olarak konuşursam, özellikle golden sonra, yani 99. dakikadan sonra, yani kalan 20 dakika içinde Galatasaraylı olduğumdan utandım. Beni Galatasaraylı olduğumdan utandıracak kadar utanç verici bir futbol oynadılar. 'Kötü oynadı' değil... Kötü oynamak başka bir şey... Utanç verici futbol oynadı. 120 dakika futbol oynamak zor. Bir de düşün ki karşındaki takım bu 120 dakikanın yarısını, bir saatini 10 kişi oynuyor. Yani senden iki misli koşmak zorunda... Sen maçın bitimine 20 dakika kala bir gol atmışsın. Rakip 10 kişi, yorgun ve sen 1-0 galipsin... Panik içindeki takım Galatasaray!.. İnanamadım!.. Aynı durumda Fenerbahçe, Galatasaray'ı yakalasa, 99'da golü atıp, 10 kişilik rakibine karşı 1-0 öne geçse, o maç geri kalan 20 dakikada yine 6-0 biterdi. 6'lık maç öyle oldu çünkü... Fenerbahçe, Galatasaray'ı yakaladığı zaman hakkını veriyor, evire çevire dövüyor. Galatasaray yakaladığı zaman dayak yememek için kaçacak delik arıyor! Kendi yakaladığı zaman!.. Ben kelime bulamıyorum. Aklıma, oynanan oyunu tarif edecek hafif kelime bulamıyorum. Ağır kelimeler de suça girer. Fenerbahçe, kalecisini santraya çıkarmış, o kadar riski göze almış oynuyor 10 kişi ile, Galatasaray 11 kişi ile oynuyor ve santraya gelemiyor. Çünkü santraya gelmek gibi bir niyeti yok. Galatasaray'da tesadüfen topu kim ayağına alırsa, sadece ileriye tepiyor. Aynen geri geliyor top... Maçın 99. dakikasına kadar Galatasaray'ın 30 şutu var. 1-0 öne geçtikten sonra attığı şut 4... Onlara şut denirse... Oysa Galatasaray'ın 1-0'dan sonra 30 tane daha atması lazım, Fenerbahçe bomboş çünkü... Savunmayı bırakmış, 'gol atacağım' diye yükleniyor. Bu Süper Kupa maçı çünkü... Averaj falan yok. '1-0 kaybedene yarım kupa, 5-0 kaybedene dörtte bir kupa verilecek' diye bir şey yok. Galatasaray'ın kulübesinde niye iki tane adam oturuyor, onların işi ne, ben anlamadım! Kenara gelip, 'Çılgın mısınız, deli misiniz, ne yapıyorsunuz?' diye adam bağırmaz mı? Fenerbahçe 10 kişi, bizim evde 20 tane Galatasaraylı var, herkesin gözü ekranın köşesindeki saatte... Kimse maça bakmıyor! 'Kaç saniye kaldı?' Onun için utandım Galatasaraylı olduğumdan... Keşke Sow'un kafa vuruşu girseydi içeriye... Belki Galatasaray bir ders alırdı. Bu kupayı kaybederdi. Çünkü Sow'un vuruşu ağlara gitseydi, Fenerbahçe arkasını getirirdi. Fener, Galatasaray gibi paniklemiyor. Utanç verici bir maç bitirdi Galatasaray!..
99. dakikaya kadar geçen süreyle ilgili neler söyleyeceksiniz? Zira o süre zarfına kadar gol yoktu ama Galatasaray'ın bariz üstünlüğü vardı.
SAMANDIRA'YA GİREMEZ
Maç öncesi Galatasaray favoriydi ama hiç kimse bu kadar kötü Fenerbahçe de beklemiyordu.
Fenerbahçe için en yanlış transfer Ersun Yanal... Ama Aziz Yıldırım niye Ersun Yanal'ı getirdi; çünkü aynen Aykut Kocaman gibi sözünden çıkmayacak bir hocaya ihtiyacı vardı da ondan... Mustafa Denizli'yi getirse soyunma odasına değil, Samandıra'ya gidemez. Dışarıdan doğru dürüst bir hoca getirebilirdi ama Aziz Yıldırım 'ben ben ben' demeyi seven bir adam olduğu için Ersun'u getirdiler. Bu Fenerbahçe ile bu Galatasaray 100 maç oynasa 100'ünü de Galatasaray oynar. Ama bu 100'ünü de 'Galatasaray kazanır' demek değil. Galatasaray kazanır, Galatasaray kaybeder.
***
YERLiYE öNEM VERMiYOR
Terim 'sürpriz' denilecek bir kadro sahaya sürdü.
Tek forvetle sahadaydı Galatasaray... Burak hiç forma şansı bulamadı.
Niye?
KERHEN OYNUYORLAR
Diğer sürpriz karar da defansın göbeğinde Gökhan Zan'ın oynamasıydı. Gökhan yakaladığı fırsatı da iyi değerlendirdi.
Gökhan Zan, geçen sene yüzüne bakılmayan adamdı. 6+0 Gökhan Zan'ı takıma koydu. Yani bir de Sabri'nin cezalı olması... Sabri cezalı olmasa Eboue'nin yerine yerli kontenjanından Sabri'yi koyabilir, Chedjou ile başlayabilirdi stoperde... Sabri de cezalı olunca kerhen ve mecburen Gökhan Zan oynadı. Hakan Balta... O da kerhen oynayanlardan... Takımın en iyilerinden biriydi. Geçen sene Reira'yı bu kadar şımartacak kadar ısrar etmenin anlamı yoktu... Hakan gibi bir adam orada dururken!..
***
SANTRAFOR ÖN DiREKTE DURAN ADAMDIR
Drogba attığı gollerle Galatasaray'ı sırtlamaya devam ediyor. Rıdvan Dilmen maçtan sonra "Bu Drogba Türkiye Ligi'ne fazla" yorumu yaptı. Katılıyor musunuz?
Türkiye skor yazarı ile dolu! Drogba'nın maçta bir tek olumlu hareketi var; attığı gol... Türkiye'de gene defalarca söyledim: Ön direk yoktur. Ön direk mayınlı arazidir. Herkes arka direkte bekler ki top kalecinin, stoperlerin üzerinden aşsın. O arka direkten boş kaleye topu vursun. Burak ile Umut beraber oynarlar, ikisi de arka direktedirler, birisi ön direğe gelmez. Golde Umut neredeydi; arka direkte. Ön direkte kim vardı; Drogba. Santrafor ön direkteki adamdır. Drogba bunu biliyor. Bir de olağanüstü güzel vuruş yaptı. Bana sorarsan maçın yıldızıydı Mert... "Galatasaray'ın en büyük talihi müthiş form tutmuş Volkan'ın olmamasıdır" diyordum bir Mert çıktı ki 'Bu Mert dururken Volkan oynar mı!' demeye başladım. Ama kalede Mert değil Volkan ile beraber dursalar o golü kurtaramazlardı. Köşeye ve yere vurarak, alttaki ve üstteki... Adam bunu bilerek yapıyor. Drogba'nın büyüklüğü orada... Tesadüfen denk gelmiş golü değil. Ön direğe gidişi de, topu oraya vuruşu da hepsi bilinçli... Ama onun dışında Drogba'nın maça hiçbir katkısı yok. Fenerbahçe'deki Alex gibi... Alex böyle durur durur bir gol atardı. Kaçta Alex olsaydı o da Fener'in yıldızı olurdu. Tam onlara göre maç işte... Kötü maç... Bir tane süper adamın, bir tane süper hareketi skoru değiştirecek. O adam Galatasaray'da vardı, Fener'de yoktu.
AMRABAT'A GÜVENİLMEZ
Drogba'nın etkisizliği biraz da kanatlardan top gelmemesinden kaynaklanıyor gibi... Sağda Hamit sahada yoktu, solda Amrabat istekliydi ama verimli değildi.
Röportaj: Bülent CAN