UEFA, Galatasaray'ı istemedi

Galatasaray, Real Madrid karşısında tur için umutlandı ama sonunu getiremedi. Tabii dünya devi bir takım karşısında alınan bir galibiyet de sarı-kırmızılı ekip adına güzeldi. Hakemler yine sahnedeydi. Siz maçla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Maçı meraklı olan herkes seyretti zaten... Benim asıl merak ettiğim günlerden beri Fatih Terim'i yerin dibine sokmak için söz birliği etmiş Türk medyasının daha doğrusu tabela, skor yazarı Türk medyasının neler yazdığıydı. Henüz okumadım ama bütün tükürdüklerini yalayacaklarını hatta yalamış olduklarını adımı bildiğim gibi biliyorum. Kim bilir neler yazacaklar, neler diyecekler.
Oysa ilk maçtaki Galatasaray'ın oyun düşüncesiyle ikinci maçtaki oyun düşüncesi arasında hiçbir fark yoktu. Aynı düşünce ile oynadılar.
1- Bu defa Eboue ve Drogba birinci maçta atamadıkları golleri bu defa attılar.
2- İlk maçta verilmeyen penaltılar bu defa da verilmedi. Fransız hakemin görmezden geldiği Drogba'ya yapılan çok net bir penaltı var. Galatasaray'ın 3-1'den sonra Real Madrid'i bunaltmaya başladığı dakikalardan itibaren de hakemi dikkatle izleyin oyunun temposunu düşürmek, Galatasaray'ı soğutmak, muhtemel bir beşe gidişi önlemek için elinden geleni yaptı. Real Madrid lehine akıl almaz fauller çaldı. Galatasaray aleyhine yapılan faullerin hepsine göz yumarken yanından hızla geçen birisi için dahi Real Madrid lehine faul çaldı.
Artık adımı bildiğim gibi biliyorum ki UEFA bu turda Galatasaray'ın elenmesine karar vermiş. Artık kura çekildiği zaman da bir şeyler oldu mu, olmadı mı, onu bilmiyorum. Ama bir Barcelona-Real Madrid final maçı UEFA'nın utancı olacak gibi geliyor.
Maç 3-1 olduktan sonra Galatasaray'ın turu geçebileceğine inandınız mı?
Zor. Yani yine işte en olmadık anda da ikinci golü yediler. Galatasaray'ın savunması, Real Madrid'in önünde gol yemeden vakit geçirebilecek durumda değil. Böyle bir şey yok! Kapandıkları zaman daha feci oluyor.
Galatasaray korkak Türk medyasının iddia ettiği gibi savunmaya yönelik bir oyun oynasaydı orada beş, burada da beş yerdi. Galatasaray her iki maçta da turu atlayacak futbol oynadı ama hakemler ve UEFA izin vermedi. Fatih Terim'in cesareti ve 'Ben bu Real Madrid'e karşı turu nasıl geçerim?' diye düşünmesi yüzünden... Terim iki maçta da amacına ulaştı ama başta hakemler Galatasaray'a engel oldu. O penaltılar verilseydi, bu maç çok farklı olurdu. Drogba ve Eboue'nin kaçırdıklarını saymıyorum, oradaki maçta verilmeyen penaltılar verilseydi ve maç 3-2 bitseydi bu maçta neler olurdu! Ama öyle karar verilmiş. Finali Barcelona ve Real Madrid oynayacak ki UEFA paracıkları cebine koysun.
İki ciddi rakip olmalarına karşın Terim ve Mourinho dostluğu da dikkat çekiciydi. İki hoca da birbirlerini tebrik etti, hatta Mourinho, Galatasaray'ın soyunma odasına gitmiş.
Mourinho ve Fatih Terim öteden beri dostlar. Birbirlerini seviyorlar. Onun için o görüntüleri yadırgamadım. Ama Fatih Terim'in bu işte bir tertibe uğradığını hissettiğini biliyorum. Bu tertibin içinde Mourinho'nun olmadığını da biliyor. Çünkü bu tertip Mourinho ve Real Madrid'in hazırladığı bir tertip değil. Bu tertip Barcelona-Real Madrid finalinden en büyük kârı bekleyenlerin tertibi...

EDİTÖR: ÖZGE AYDIN