Fenerbahçe, ikinci devrede oynadığı futbolla alkışlanıyor. Selçuk Yula yazısında "Şampiyon olabilir mi? diye sorarsanız 'neden olmasın' derim" diyor. Siz kalan son 9 haftada F.Bahçe'nin şampiyonluk şansını nasıl görüyorsunuz?
Fenerbahçe'nin avantajı şurada; medya ve federasyon arkasında. Hakemleriyle beraber. Nasıl yaptı bilmiyorum ama Aziz Yıldırım da Genç Fenerbahçelileri tribünden attı. Susturmayı başardı. Artık tribünde protesto yok. Son maçı Bursaspor da kazanabilirdi. Ama o hakemlerle Saracoğlu'nda kazanmasına imkan yok. F.Bahçe'nin eskiye göre daha iyi oynadığı açık. Kadrosunu hâlâ gerektiği gibi kullanamıyor, ama hücum oyuncuları maçı çevirmeye yetiyor. Savunmanın zaaflarına rağmen. Bir Sow var, Galatasaray'ın üç forvetinin üçü, bir Sow etmez. Drogba dahil! Drogba, Burak, Umut'un bugünkü hallerini üst üste koy Sow'un yarısı etmezler. Drogba, Sow'un tırnağı olamaz. Adam Fenerbahçe ceza sahasından top çıkarıyor gidiyor gol atıyor, şut atıyor. 60-70 metreler içinde oynuyor. Drogba bir adım atıp önündeki savunma adamının önüne geçmeyi düşünmüyor top almak için. Çünkü beleşçi!
90 DAKiKA DOLDUR BOŞALT
14. Lui koltuğu koyacaklar rakip 18'inin içine, beyefendi orada oturacak. Topu da getirip tam kafasına, ya da tam ayağına indirecekler. Kalede kaleci de olmayacak. Boş olacak! Beyefendi gol atacak. Bu Drogba'yı oynatacağız diye Galatasaray allak bullak oldu. Umut futbolu unutmuş. Ben olsam ben de unuturum. Kimsenin Umut'a laf söylemeye hakkı yok. Elmander sakat. Sercan ile Milan Baros gönderilmiş takımdan. Drogba iyi değil, hazır değil. Buna rağmen Umut oynamıyor takımda. Sen kendini Umut'un yerine koy. Daha evvel oynamadığı maçlara bak! Sene başında Galatasaray'ı liderliğe getiren adam. Ne zamanki Burak ile Elmander iyileşti Umut'un üzerine bir çarpı işareti konuldu. Drogba gelince iyice çarpı işareti konuldu. Şimdi futbol da oynamıyor Galatasaray. Schalke maçından sonra çok konuşacağız. Drogba hava topu istiyor, Burak da önüne top istiyor diye Galatasaray birinci dakikadan 90'ıncı dakikaya kadar doldur boşalt oynuyor. Böyle oynayacaksan Sneijder'i niye aldın? Selçuk'un orada ne işi var. Türkiye'nin en iyi orta saha oyuncuları mevcut Galatasaray'da ama!..
Görünen o ki bir Sow, Galatasaray'da yok. En umutsuz anlarda Sow maçı Fenerbahçe'ye getirebiliyor. Adam 3-1 galipken 70 metrelik koşu yapıyor. Drogba, Galatasaray mağlupken bile bir adım atmıyor, topu alayım diye koşmuyor, Sow takımı 3-1 galipken 70 metre koşu yapıyor. Bunu nasıl buluyorlar, nasıl alıyorlar ve nasıl o ruhu veriyorlar? Fenerbahçe'de olan şey bu şimdi. Fenerbahçe maçı bırakmıyor. Kötü de oynasa bırakmıyor. Skorda geriye düşse de bırakmıyor. 1-0'ı geç 2-0 geç, geriye düşse de bırakmıyor. Kaybediyor, berabere kalıyor ama Fenerbahçe'nin maçı bırakmadığını görüyorsun. Durum 4-1, bundan sonra gol olursa Fener atar diyorsun. Hâlâ gol peşinde Fenerbahçe.
ELENECEK RAKiPLER GELDi
Çek takımı çok güçlü deniyordu F.Bahçe deplasmandan galibiyetle döndü. Fenerbahçe'nin çeyrek final şansı var mı?
O gece bizim Kenan'ın oyunu vardı, Kent Tiyatrosu'nda ben de o ekibin içindeydim. Maçın son 15 dakikasını izleyebildim. Fenerbahçe'nin golü de o arada geldi zaten. Kafamdaki soru şuydu; "Bu takım Napoli'ye nasıl 5 gol atmış iki maçta?" Üç tane deplasmanda, iki tane kendi sahasında! Ben bu kadar beceriksiz bir takım görmedim. Ertesi gün Aykut Kocaman dedi ki "Biz oynatmadık" Ben maçın tamamını izlemediğim için Fener mi oynatmadı onlar mı oynamadı bilemiyorum.
Peki Fenerbahçe çeyrek finale yürür mü?
Bence Fenerbahçe, Plzen dahil bugüne kadar hep geçmesi gereken takımları yenerek geldi. Şunu geçemezdi denecek bir takım söylesin Aykut Kocaman'ın kendisi ya da başkanı... Plzen dahil bunlardan hangisi Fener'in G.Saray'ın önüne çıksa Türk medyası "Ooo harika kura çektik" derdi. Ama ikisi de kolay rakipleri güç bela geçtiler.
Bursaspor'u nasıl gördünüz Fenerbahçe önünde?
Trabzonspor- Beşiktaş derbisini nasıl buldunuz? Zevk aldınız mı maçtan?
G.Saray bir gün evvel yenildi diye sen nasıl beraberliğe razı olursun? Efendim 5 puan farkımız var ben 1 puan alırsam fark 4'e iner. 4'e inerse ne olacak? Ama kazanırsan fark 2'ye inecek. G.Saray'ın deplasmanda oynayacağı bir F.Bahçe maçı var. O maçı kaybederse sen 1 puanla liderliğe yükseleceksin. Şampiyonluk yolunu açacaksın kendine. Yani kaybedersen sana kimse hesap sormayacak, kazanırsan bugüne kadar yarattığın mucizeyi katlayacaksın. Kazanmak için oynamanın bundan daha güzel bir yanı var mı? Kaybedersen sorumluluğun yok kazanırsan offf... Calut'u yenen Davut peygamber muamelesi göreceksin futbol camiasında. Beşiktaş'ın kazanma arzusunu hissettiniz mi maç boyunca?
RIDVAN DA O KAFADA!
Beraberliğe yatan bir oyun vardı...
Tolunay Kafkas'ın yenilme korkusunu anlıyorum. Çünkü yeni gelmiş. Müthiş tepkili bir Trabzon ahalisi var. Yerel medya da alabildiğine kışkırtıyor. Zaten Sadri Şener'e de tepkiler büyük. O yüzden de kıyametler kopuyor. Bir de yenilirsek batarız! Ama beraberliklen buradan kazasız belasız çıkalım, vakit kazanalım davasında Tolunay Kafkas. Onun kayba tahammülü yok. Onun da aslında kazanması lazım ama kayba tahammülü yok. Beşiktaş'ın kayba tahammülü çok var. Yani G.Saray'dan 5 puan geride olmakla 4 puan geride kalmanın ne farkı var? Ama 2 puan geride olsaydı Galatasaray'dan da fazla şampiyon adayıydı!
TÜRKiYE, VOLEYBOLDA RESMEN DEVRiM YAPIYOR
Vakıfbank, Türk voleybol tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Sarı-beyazlılar, 2011'de kazandıkları Avrupa CEV Kupası'nı yine Rabita Bakü'yü yenip, ikinci kez Türkiye'ye getiren ilk takım olmayı başardı.
Turnuvada Galatasaray da dördüncü oldu. Üçüncülük maçını alabilecekken, kendi seyircisi önünde oynadığı maçı 2-0'dan 2-2'ye getirmeyi başarıp rakibin moralini de yıktıktan sonra üçüncü sette başarısız olarak kaybetti. Galatasaray'ın sıkıntısı bana sorarsanız hani voleybolda vurdu mu suyu çıkarır denen smaçörü olmamasıydı. Topa sert ve akıllı vuran, bloğa değil de sahanın da boş yerine gönderen... Havaya kalkar, rakip savunmaya bakar, öyle vurur. O smaca kalktığı zaman sayı dersin sen zaten içinden. Galatasaray'ın böyle bir vurucusu yok. Yani Kübalı Calderon'a en iyi smaçör ödülünü verdiler ama Calderon o ödülü keşke gerçekten hak etseydi... Bence orada oynayan her takıma bir şeyler vermek istediler ve bireysel ödülleri paylaştırdılar. Öyle hissettim ben. Calderon hakikaten o turnuvanın en iyi smaçörü olsaydı vurduğu yerden ses getiren, sayı kazandıran bir smaçör olsaydı sonuç farklı olabilirdi. En kritik anlarda Calderon üst üste sayı alamadı. Öyle olunca da Galatasaray avucunun içine kadar gelen üçüncülük kupasını kazanamadı. O zaman daha da güzel olacaktı. Üç kupadan ikisini Türkiye almış olacaktı.
MEDYA FiLEYE BAKMALI
Finale kalan dört takımın da antrenörünün İtalyan oluşu ayrı bir konu herhalde...
Görüntü şu, biz Avrupa'da yavaş yavaş İtalyanların oturduğu koltuğa talibiz. Ben öbür gazeteleri henüz görmedim, bizim gazeteyi gördüm bu sabah sadece. Tam sayfa vermişler, dün geceki televizyon haberlerine baktım. Yani medyamız da artık futboldan başka sporların da olduğunun farkında.
Başarının iki yönlü tarafı var ve hem Türkiye'yi dışarıda tanıtıyor, hem de o sporu içeride tanıtıyor. Böyle üç sene üst üste kadınlarda Avrupa şampiyonunun Türkiye'den çıkması, altı çok önemle çizilmesi gereken, birinci sayfalardan verilmesi gereken bir olay. Medya artık daha da
duyarlı olmalı.
Röportaj: Yılmaz ŞENOL