G.Saray ve Beşiktaş hiç heveslenmesin
Ben Türkiye'de adı büyük olan iki takımın bu kadar kötü futbol oynadığını hatırlamıyorum. İki takımın da şampiyonluk hesabı yapmasına gerek yok. Galatasaray-Beşiktaş maçı Türk futbolunun geleceğini simsiyah gösterdi. Bu futbolu naklen yayınlamak için hiçbir televizyon şirketi 400 milyon dolar vermez
- Futbol Haberleri
- 25 Şubat 2014, 00:05:58, Güncelleme: 25 Şubat 2014, 00:11:36
İki takımın da şampiyonluk hesabı yapmasına gerek yok. Bu defa medyayı, hakemleri falan söylemiyorum. Ben Türkiye'de, adı büyük olan iki takımın, bu kadar kötü futbol oynadığını hatırlamıyorum.
1957'den beri, maç izliyorum ve yazıyorum.
Beşiktaş, hiç heveslenmesin; bu kadar kötü Galatasaray'ı yenemiyorsa...
Galatasaray, hiç heveslenmesin; bu kadar kötü top oynuyorsa...
Sahada, futbolun f'si yoktu; zevkin z'si yoktu. Türkiye'de, derbilerin düzeyi buysa eğer; futbolun sonu geliyor.
Bu futbolu naklen yayınlamak için hiçbir televizyon şirketi, 400 milyon dolar falan vermez.
6+0'ı, 5+0'a indirecek olan Türkiye Futbol Federasyonu, oturup düşünmek zorunda... 'Ben, bu futbolu nasıl kurtarırım?' diye... Tribünlere seyirci gelmezse, televizyonlar kutu satamazlarsa; futbol biter.
Bunun sorumlusu da federasyonun başında olduğu için, Yıldırım Demirören'dir.
Ama Yıldırım Demirören'in, böyle bir hesabı yapabilecek çapı var mı; onu da bilmiyorum.
O Aziz Yıldırım ne derse, 'he' dediği için; Aziz Yıldırım da kendisinden başka hiçbir şey düşünmediği için...
Galatasaray-Beşiktaş maçı, Türk futbolunun geleceğini simsiyah gösterdi.
Galatasaray'ın attığı golde ve penaltıya sebep veren Dany ile ilgili, imalı yorumlar yapılıyor.
O imalar, Fenerbahçe medyasının yaptığı işlerden bir tanesi... Lig TV, nasıl Fenerbahçe'nin resmi televizyonu ise; Hürriyet gazetesi de yazılı basının Lig TV'si oldu. İnanamıyorum; Mehmet Arslan gibi yakından tanıdığım bir arkadaşımın, Fenerbahçe gazetesi çıkarmak için bu kadar yırtınmasını, aklım hayalim almıyor!
Ya Mehmet, yıllar yılı beni kandırmış, başka bir yüzle görülmüş ve şimdi ortaya çıkıyor; ya da ne biçim baskılar altında ki bu hale gelmiş! Galatasaray ile ilgili, öyle abartılı haberler yapıyor ki ben, okurken utanıyorum. Maçtan önce de, maçtan sonra da... Ben, bakarken utanıyorum.
Dany, Galatasaray'dan niye gitti? Galatasaray'ın stoper ihtiyacı olduğu, açık... Hâlâ "Stoper istiyorum" diyor Mancini... Bana sorarsanız, futbolu bilen, anlayan pek çok kişiye sorarsanız; Dany, Galatasaray'ın mevcut en iyi stoperiyken gönderildi. Niye? Çünkü, Galatasaray'ın içindeki canlı bombaydı.
1- Harika oynarken bile, her an bir penaltı yaptırabilir.
2- Her an oyundan atılıp, takımı 10 kişi bırakabilir.
Bu iki sebep nedeniyle, Galatasaray'dan gönderildi Dany... Bu sebeplerle Galatasaray'dan gönderilmiş bir adam, Galatasaray maçında penaltı yapmışsa, 'Efendim bu kiralık oyuncu... Seneye de Galatasaray'a dönecek.
Bu yüzden Beşiktaş'ı sattı' iması yapmak; çok ayıp, çok vicdansızca ve çok tehlikeli...
İlk yarıdaki Beşiktaş-Galatasaray maçında; hâlâ anlaşılmayan bir takım tahrikçilerin, neler yaptığını gördük. Yarın birilerinin tahrikiyle, yine bir takım insanlar tribünden sahaya iner de Dany'yi döverlerse, ne olacak; iftihar mı edecekler!
Ben, "Dany canlı bombadır" diye bas bas bağırırken; iki sezondur Hürriyet, bu deyimi bir kez kullanmış mı?.. Galatasaray'da oynarken, çok mutluydular. 'Devam etsin' diye... Şimdi Galatasaray'a karşı canlı bomba olunca, Dany birdenbire kötü oldu!
NOUMA'NIN YAPTIĞI FARKLI
Maçtan geriye kalan, üç tane olay var. Semih, topun kendisinden dışarı çıktığını söyleyerek, güzel bir mesaj verdi. Drogba, Cenk'e ilk müdahaleyi yapan isimdi. Melo ise maç sonunda, bu güzellikleri gölgeleyecek bir harekette bulundu. Üç futbolcu ve yaptıklarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Melo'nun herhangi bir hareket yapmış olması, bence sürpriz değil. Gol attığı zaman pitbull taklidi yapan bir adam, her şeyi yapabilir.
Melo, dengesiz bir adam... Bana sorarsanız; Galatasaray'a yakışmayan bir adam... İşte yine, Brezilya Milli Takımı'na çağrılmamış.
Futbol yetenekleri de sınırlı...
Ama Fener medyası, Melo'yu çok sever. 'Galatasaray'da kalsın da yabancı kontenjanını doldursun' diye...
Beşiktaş cephesinden, sert tepkiler geldi. Nouma örneği veriliyor ve "Biz gönderdik; Galatasaray da gerekeni yapsın" deniyor.
Nouma'nın yaptığı hareket ile Melo'nun yaptığı hareket arasında, Himalayalar kadar fark var. Melo'nun yaptığı hareketi, Türkiye'de yapmayan futbolcu yok.
Doğru bir hareket değil ama Ronaldo'dan Kuyt'a kadar, bu hareketi yapan birçok futbolcunun görüntüsü de yayınlandı.
Herkes yapıyor. Tribünde de herkes yapıyor.
Kapak hareketini ve Melo'nun yaptığını, herkes yapıyor.
Çok basit bir örnek vereyim: Etrafta genç kızlar varken, bir derbi sonrası konuşan bir Fenerbahçeli veya Galatasaraylıdan bir tanesi, rahatlıkla o hareketi yapar. 'Dün size nasıl geçirdik?' de der... 'Vay etrafta kızlar var, aileler var; ayıptır' diye düşünmez. Çünkü o hareket, klişeleşmiş. Sokak hareketi olmuş.
Ama etrafında kızlar varken, Nouma'nın yaptığını yapacak birini göster bakalım! Bu, ayrı bir şey ama ben olsam, Melo'yu Galatasaray'da futbolcu olarak tutmam.
Semih'in yaptığı, fevkalade güzel bir jestti.
Özellikle Galatasaray gibi, takımın yarısından fazlası hakemi aldatma peşinde olan bir kadronun oyuncusu olması açısından güzeldi.
Bence Semih, başta Burak ve Eboue olmak üzere; kendi arkadaşlarına ders verdi.
EN KÖTÜSÜ ÇAKIR'DI
Drogba'nın yaptığı, normal bir şey...
Kim olsa yapar ama orada yapılmaması gereken şey, Hipokrat yemini etmiş Beşiktaş doktorlarının, Cenk'e 'Oynamaya devam et' demesiydi.
Hangi maç ve hangi puan, bir insanın hayatından önemlidir, değerlidir!.. Cenk'in halinin ne olduğunu, biz ekrandan seyrettik.
Üç defa ayağa kalktı; duramadı, çöktü. Hatırlamıyor; sorulara cevap veremiyor. 'Beşiktaş'ın, oyuncu değiştirme hakkı bitti.
Takım, sahada 11 kişi kalsın' diye bir adamın hayatıyla oynamak, doktorluğun neresinde var! İnanamadım!
Cüneyt Çakır'a da inanamadım tabii. Sen nasıl hakemsin ya! Özellikle kafa darbeleriyle ilgili, orta hakemlere verilen yetkinin ölçüsü yok.
Diyelim; kaleci degajını yaptı, o sırada kafasına bir darbe aldı, düştü. Yaptığı degajla da kendi takımının santrforu, santradan atağa geçti; kaleci ile karşı karşıya kaldı. 'Orada dahi, oyunu durduracaksın. Pozisyonun bitmesini bekleme. Kafa darbesi varsa, gol olacak pozisyonu dahi durduracaksın. Çünkü insan hayatı, hiçbir şeyden önemli değildir' diye her hakeme öğretiyorlar.
DAMGA YEMEMEK iÇiN
Bu hakem, Dünya Kupası'nda maç yönetecek Cüneyt Çakır! Ben ne diyorum: "Dünya Kupası'nda maç yönetebilir; Türkiye'de yönetemez."
O kötü maçın en kötüsü, Cüneyt Çakır'dı. Maçı, 'idare' etti. Durumu, idare etti. Cüneyt Çakır eğer hakem olsaydı; iki takım da maçı 9, hatta 8 kişi ile bitirirdi. Ne kartları çıkarmadı! 'Fenerbahçeli' diye damgalı ya 'Galatasaray'dan, Beşiktaş'tan kırmızı kartla oyuncu atıyor ki Fener'in işi, gelecek haftalarda kolaylaşsın demesinler' diye yemin etmiş sanki, kırmızı kart çıkarmaya... İnanamadım! Ben, Cüneyt Çakır'dan bunları bekliyorum da ben bile, 'İnanamadım' anlamında söylüyorum...
Türkiye'nin, en kötü hakemlerinden biri Cüneyt Çakır. Zerre kadar güvenim yok kendisine...
***
G.SARAY HEZiMETE UĞRARSA ŞAŞIRMAM
Galatasaray, Beşiktaş karşısında öne geçtikten sonra, galibiyeti korumaya çalıştı. Bunu, birçok maçta da yapıyor aslında... Bu nedenle, kritik puanlar da kaybetti. Şimdi sırada, Chelsea maçı var. Nasıl bir maç bekliyor bizi? Galatasaray'ın şansı nedir?
Chelsea, bu sene iyi değil... Galatasaray, biraz 'top oynar' ümidi verseydi bana; Galatasaray'ın tur atlama ihtimalinin yüksek olduğunu, en kötü ihtimalle Mustafa Denizli klişesi ile şansının 'yüzde 51' olduğunu söylerdim.
Şimdi hezimete uğrarsa, şaşmam.
O kadar kötü oynuyor Galatasaray...
Beşiktaş önünde bu kadar dökülen Galatasaray'ın karşısında, şimdi Chelsea olacak.
Chelsea affetmez; Beşiktaş'ın affettiği kadar... Öyle bir tokat yerler ki... Savunma, savunma değil. Yani o çizgi savunmadan vazgeçmiyor!..
Üçlü savunmada ısrarlı görünüyor.
Üçlü falan değil; geç onları... Üçlü, dörtlü, beşli; bunların hepsi palavra... Ne oynadığı belli değil! Oynanan bir tek şey var; savunma görevi olan adamlar, top rakibe geçtiğinde Galatasaray 18'inde çizgi oluşturuyorlar.
Adam almak yok; saha almak da yok.
Dünyanın tüm takım sporlarında, savunma iki esas üzerinde yapılır: Alan savunması ve adam savunması... İkisini de yapmıyor Galatasaray! 'Bir tek adamı, beş kişi çizgide bekleyeceğiz' diye; rakibin dört tane adamı, orta sahadan itibaren bomboş... Bu adamları, Chelsea'nin adamları olarak düşünün; bombardıman ederler Galatasaray'ı...
Bütün duran toplara, ortalanan toplara kafayı rakipler vuruyor. Galatasaray savunması vurmuyor. Hâlâ duran topta adam paylaşımını, yer paylaşımını öğrenemediler. Fatih Terim zamanında da öyleydi, Mancini zamanında da öyle...Bu, Mancini'ye ait değil. Çizgi, Mancini'nin günahı... Kademe falan yok; beş adam, orta sahayı rakip takımın oyuncularına bırakarak bir çizgi oluşturuyor!
Hücuma gelince... Beşiktaş maçında, artık ayyuka çıktı görüntü... Galatasaray'da, ileride dolaşan bir tane adam var; bitkin, yorgun, ölmüş Drogba... Muslera ve kenardan taç atan adamlar dâhil; ellerinin yetişme mesafesinde olan oyuncuların hepsinin görevi, topu Drogba'ya atmak!
BURAK'I ŞiKAYET ETTi
'Selçuk, oyun kuramıyor.' 'Kurma' diye bir şey yok ki Galatasaray'da; Selçuk oyun kursun!
Selçuk topu aldığında, 'Drogba boşta mı?' diye bakıyor. Drogba'nın olduğu yer boşsa, oraya sallıyor. Drogba'nın olduğu yerde üç kişi varsa, Drogba'nın etrafındaki veya yanındaki adama pası veriyor; bir daha geri alıyor, bir daha veriyor, bir daha alıyor! Bakıyor ki Drogba, orada biraz boşalmış gibi; o zaman Drogba'ya!.. Galatasaray'ın oynadığı futbolun adı; Drogba'ya sallama oyunu!
Peki Drogba ne yapıyor o topları? Yüzde 80'ine, hamle bile yapmıyor. Aldığı yüzde 20'yi de - Mancini ile, hâlâ Galatasaray'ın yardımcısı olduğunu iddia ediyorsa Tugay Kerimoğlu ile maçı izleyelim- eziyor.
Buna karşılık tribünlerin, Burak'a sövmesine sebep oldu. Yaptığı jestlerle; 'Bana niye pas vermiyorsun da şut atıyorsun' diye... Şut atan adam, yuhalanmaz! Futbolun amacıdır şut... Hele o şutu atan adam, senin gol kralın ve santrforun ise hiç yuhalanmaz.
Drogba gol pozisyonundayken, alakasız bir adam şutu atar; 'Niye pas vermedin?' dersin ama Burak gibi gol kralı bir adam şut atıyorsa, alkışlayacaksın. En evvel de Drogba alkışlayacak ki tribünler tepki göstermesin.
Drogba, tribünleri Burak'a karşı tahrik etti resmen... Dökülen Drogba, Burak'a karşı tribünleri tahrik etti ki Burak, en iyi maçlarından birini oynuyordu.
Röportaj: Bülent CAN
DİĞER HABERLER
-
FIFA kokartlı hakem Cansu Tiryaki, UEFA 19 Yaş Altı Kadınlar Futbol Şampiyonası B3 Grup müsabakalarında görev yapacak. -
FIFA kokartlı hakem Kadir Sağlam, Fransa temsilcisi Monaco ile Portekiz'in Benfica takımı arasında yarın yapılacak UEFA Gençlik Ligi müsabakasını yönetecek. -
MLS ekiplerinden Inter Miami'de flaş gelişmeler yaşanıyor. Arjantinli yıldız Lionel Messi'nin formasını terlettiği takımın başına Javier Mascherano getirildi. İşte detaylar...