Fenerbahçe, rakipleriyle arasındaki farkı açmaya devam ediyor. Fark; Kasımpaşa ile 8, Galatasaray ile 11 ve Beşiktaş ile 12'ye ulaştı. Daha 15. haftadayız ama bundan sonra zirvede bir değişiklik olabilir mi?
Fenerbahçe bu sene şampiyon...
1- Fenerbahçe'ye göre diğer takımlar kötü...
2- Fenerbahçe'nin gayet iyi bir kadrosu var; 6+0 gibi hain bir kurala karşı üstelik... Ki hâlâ bu kuralı değiştirmek için kimse teşebbüste bulunmuyor. Gelecek sene 5+0 olacak. Süper hain bir kural olacak. Futbol seyircisi için temaşa ve seyir zevki açısından hain bir kural, ülkenin çöpe atılan dövizleri açısından hain bir kural, ziyan edilen futbolcular adına hain bir kural... Ama hâlâ kimse konuşmuyor, tartışmıyor! Bu 6+0'a en uygun kadro, Fenerbahçe'nin elinde... Tepeden inme bir kararla 'kural 4+0 olacak' deseler, uyacak bir tane takım var; Fenerbahçe... Kadrosunun bu avantajı var.
3- Hepsinden önemlisi; Fenerbahçe'nin bitmeyen, tükenmeyen bir hakem avantajı var. Ben bunu anlayamıyorum.
Hakemler sahaya Fenerbahçe formasıyla çıksalar, bu kadar Fenerbahçeli olamazlar! Akhisar maçını izlerken; hakemin kasten Fenerbahçe lehine hareket etmediğini gördüm. Adam öylesine yıkanmış bir beyinle izliyor ki maçı; öyle görüyor. 'Fener'den korkuyor, Fener'i tutuyor, menfaati var' diye değil. Öyle görüyor adam! Maçın kırılma anı, Sanko'nun gördüğü kırmızı kart... Bunu herkes kabul ediyor mu? Bütün gazeteler öyle yazdı. Sanko, iki sarı karttan kırmızı kart gördü. Birinci sarı kartı; santra civarında, çizgiye yakın bir yerde faul yaptığı için gördü. Faulün kendisi sarı kartlık değil ama pozisyon icabı sarı kart... Çünkü gelişmekte olan bir kontratağı kesti. Kart, yüzde yüz doğru... Fenerbahçe lehine çalınan bütün düdüklerin, yüzde 90 doğru olduğu gibi... Fenerbahçe lehine çıkarılan bütün kartların, yüzde 60 doğru olduğu gibi; o kart da doğru...
MEHMET VE HASAN YAPTI
Fark 20 puana çıkabilir ama kapanmaz.
AYSAL OYUNCAK OLMUŞ
Galatasaray, sürpriz bir seçim yaptı ve Mustafa Denizli, Can Çobanoğlu, Bülent Korkmaz, Cüneyt Tanman gibi isimler konuşulmasına karşın; sportif direktörlüğe yabancı bir ismi getirdi. Türkiye için de bir ilk... Ujfalusi seçimini nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu seçim takım içi sorunlara bir çare olabilir mi?
Umurlarında değil
Bu hafta, gazetelerden birinde Erman Toroğlu'nun röportajı vardı. Erman Toroğlu, futbolculuktan gelme... "Futbolcunun en kritik gecesi, maç gecesidir. Ben teknik direktör olsam; futbolcuyu, maç gecesi kampa alırım" diyor. Erman Toroğlu, ayrıca Türkiye'nin en çapkın adamlarından bir tanesi; en gececi adamlarından bir tanesi... O diyor bunu! "Maç gecesi kampa alırım. Çünkü yorgun adaleyle, sabahlara kadar eğlenmek kadar feci bir şey yoktur. O adaleden, bir daha hayır gelmez. O adaleye, bir hafta antrenman dayanmaz. Bol sakatlıkların, maçtaki verimsizliklerin sebebi de budur" diyor. Gençlerbirliği maçının en kötü adamlarıydı; Burak ve Selçuk. Bu gerçeği bilmeyen yok ama Mancini'nin de, Galatasaray'daki herhangi bir yöneticinin de umurunda değil.
Mancini hiç bir şeye karışmıyor
Sabaha karşı bardan çıkarken fotoğrafları yayımlanan Selçuk'la Burak'ın; kulağının çekildiğini, uyarıldığını duydunuz mu? Mancini buna kadar karışmıyor. Mancini; antrenman ve maç... Maç bitti; İtalya'ya gitti özel işlerini görmek üzere... İstanbul'dan havaalanına aktarma yapmış; Florya'ya bile gelmemiş. Mancini'nin, Bülent Tulun'a herhangi bir zararı yok ama oraya Can Çobanoğlu gelirse, hele Mustafa Denizli gelirse; Bülent Tulun'un esamesi mi okunur! Fatih Terim'den beter olur. Sadece Galatasaray'ın Florya tesislerine değil; Florya semtine giremez. Onun için göstermelik Ujfalusi getirirsin; Ujfalusi de durduk yere böyle bir piyango düşmüş, gelene gidene 'Emredersiniz' der; Bülent de orada bildiği gibi at oynatır! Helâl olsun Ünal Aysal!.. (Röportaj, Ujfalusi'nin görevi açıklanmadan önce yapılmıştır.)
Editör: Bülent CAN