Aynaya bakmalıyız
Öncelikle kendimizle yüzleşmeliyiz. Kimse 'Türkiye, olimpiyatı hak ediyor mu?' sorusunun cevabını yürekli ve açık bir şekilde veremiyor. Olimpizm bir felsefedir. IOC'nin trafik, olimpiyat köyü, tesisler, ırkçılık, şike gibi kriterlerden oluşan 14 maddelik raporunda İstanbul'un iyi olduğunu söyleyebileceğimiz kaç madde var?
- Futbol Haberleri
- 16 Ekim 2013, 00:31:38, Güncelleme: 16 Ekim 2013, 00:37:04
İstanbul niye kaybetti, 60-36 fark nereden kaynaklandı? Nerelerde hata yaptık? Kaybettiğimiz ilan edildiği anda yani Rogge, Tokyo levhasını açtığı anda Türkiyemizin Spor Bakanı Suat Kılıç, "Kına yaksınlar" dedi ve böylece ortada bir olimpiyat mücadelesi değil, bir siyasal mücadele olduğu ortaya çıktı; en azından Spor Bakanı açısından... 'Biz bu olimpiyatı alsaydık, onu siyasal anlamda kullanacaktık, oya dönüştürecektik, muhalif partiler onun için engel oldular.' "Kına yaksın" bu demek! Böyle bir ortamda, 'Biz bu olimpiyatları niye kaybettik?' diye tartışmanın anlamı yok. Olimpiyatları niye kaybettiğimizi iyi analiz etmeliyiz ki bundan sonra talip olduğumuzda kazanabilelim. 2024 en yakını... 11 sene sonraki olimpiyatlar... Böyle bir amacın yoksa zaten tartışmaya da gerek yok. Kapatırsın defteri biter gider. Ortada bir siyasal savaş varken 'Biz bu olimpiyatları niye kaybettik?' laf etmenin manası yok. Çünkü kimse okumayacak, kimse dinlemeyecek. O günlerde kavga, siyasi kavga!.. Kimse demiyor ki 'Olimpiyatlarla siyasetin ne alakası var!' Niye kaybettiğimizi anlayabilmek için bakmamız gereken iki ayna var. Birinci aynada onlar...
CNN VE COCA COLA BASTIRDI
IOC...
Hepsi... 107 tane üyesi var ya bunun... 3'ü oy kullanmadı, taraf oldukları için... Onlar... Bizim dışımızdakiler... İkinci aynada biz varız. Onların aynasına baktığımız zaman: 1- Hemen dönüyorum; 1996'ya... 1996 olimpiyatların 100. yılıydı... Olimpiyatlar, Antik Yunan Olimpiyatları felsefesi üzerine kurulmuş oyunlardır. Bu yüzden ilk oyunlar Yunanistan'da yapıldı. Bu yüzden bütün olimpiyatlarda Yunan takımı önde girer, ondan sonra geri kalan ülkeler alfabetik sırayla girerler, ev sahibi ülkenin alfabetik sırasına göre girerler. Senin adın her ülkede başka yazıldığı için... Bir olimpiyatta 27. geçersin, bir olimpiyatta 45. geçersin. Ama bu sıra ne kadar değişirse değişsin en önde giren hiçbir zaman değişmez: Yunan takımı... Antik Yunan'a saygı... 'Bu sporu onlar başlattılar, bunu unutmayalım.' Olimpizm ruhu bu iken 100. yıl oyunlarının Yunanistan'da yapılması neredeyse herkes için garanti görülürken Atlanta'da yapıldı. Niye Atlanta yaptı; çünkü Atlanta'da Coca Cola vardı, çünkü Atlanta'da CNN vardı. İkisinin merkezi... Dünyanın en büyük iki markası oradaydı ve onlar 100. yıl oyunlarının Atlanta'da yapılmasının kendilerine dünya çapında ne kadar büyük imkanlar sağlayacağını bilerek ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve Yunanistan'ı silindir gibi ezip geçtiler. Yunanistan 2004 Olimpiyatlarını yapabildi ancak...
PARAYA TESLİM OLDU
Aslında 2004'ü de vermezlerdi Yunanistan'a ama 96'nın özrü olarak verdiler. Olimpiyatlar amatör olarak başladı. Her olimpiyatın başlangıcında sporcular sahada toplanır 'Biz amatörüz' diye yemin ederdi. 'Bu sporu para için değil, spor için yapıyoruz.' Olimpiyat böyleydi, para girmiyordu. Hatırlayın; olimpiyatlarda altın madalya alıp, bu madalyaları geri alınan sporcular var. Yazın iki köy arasında oynanan maçta oynamış, kazanmış, ödül olarak da bilmem kaç dolar para vermişler. Bu olimpiyat madalyasının geri alınmasına sebep oluyor. O kadar hassas... Ama daha sonra profesyoneller olimpiyatlarda yarışmaya başladı. Çünkü para her şeyin önüne geçti. Olimpizm amatörlükten kopup paralı oyunlara dönünce para bu defa organizasyonun içine de girdi ve bu yüzden de kimsenin aklına gelmezken oyunlar 100. yılında Atina'ya değil, Atlanta'ya gitti. Şimdi 2020 oyunları için İstanbul, Tokyo yarışıyor. Dünya vatandaşı olarak düşün kendini, Kenyalı olarak, Avustralyalı olarak düşün, bir çırpıda kaç Japon markası sayabilirsin ve kaç Türk markası sayabilirsin? t Fazla değil... THY yollar ı . . . Sonra... Yok... Öbür tarafta Hondalar, Mitsubishiler, Sonyler, Toyotalar... Hollywood'un yarısı Japon... Neticede 107 adama lobi yapacaksın. Çünkü 107 oy verilecek. Türkiye'ye lobi yapmayacaksın, Amerika'ya lobi yapmayacaksın, Hıncal Uluç'a lobi yapacaksın. Çünkü gelip o oy veriyor. Arjantin'e lobi yapmayacaksın, Arjantinli üyeye lobi yapacaksın. Şimdi bu korkunç Japon markalarını düşün, bir de bize bak! Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
***
MADRiD TEHLiKELiYDi
Japonya sportif anlamda da çıkışta. Pekin'de aldıkları 25 madalyayı, Londra'da 38'e çıkardılar.
Bu anlattığım işin ticari yanıydı. İkincisi ise; IOC'nin bir ekibi var. Aday ülkeleri geziyor ve bir rapor hazırlıyor. 'Türkiye'ye gittik şunu gördük, Tokyo'ya gittik bunu gördük, Madrid'e gittik onu gördük, Doha'ya gittik bunu gördük, Bakü'ye gittik şunu gördük' diye rapor hazırlıyorlar. O raporlara dayanarak üç ülke finale kalıyor. O üç ülkeyi 107 üye oyluyor. O hazırlanan raporlarda İstanbul 4. sırada... İstanbul'un geçebildiği tek şehir Bakü... Doha iklim ve takvim sebebiyle elendiği için İstanbul son üçe kalıyor. O rapor 14 madde üzerinden verilen notlardan oluşuyor. Mesela trafik, mesela olimpiyat köyü, mesela tesisler, mesela ırkçılık, mesela şike... Bu 14 madde içinde şu saydıklarımdan İstanbul'un iyi olduğunu söyleyebileceğin kaç tane var? Nitekim verilen raporda Tokyo'nun puanı İstanbul'un iki misli... O ekipten İstanbul'un alabildiği not Tokyo'nun yarısı... İşin ticari yanı, sponsor yanı, lobi yanı, aklınıza ne geliyorsa, masanın üstünde, altında neler tahayyül edebiliyorsanız onlara baktığınız zaman İstanbul'u göremiyorsun bile... İstanbul'un Madrid'i geçip Tokyo ile finale kalması görünüşte başarı... Aslında değil!.. Neden? Tokyo açık ara birinci ilk oylamada... Madrid ile İstanbul 24'er oy almışlar. Bu ikisi arasında play-off oynanıyor. İstanbul'un 24 oyu var, Madrid'in 24 oyu var. Play-off'u belirleyecek olanlar Tokyo'ya oy verenler. Sen Tokyo'nun kazanmasını istiyorsan kuvvetli rakibe mi oy verirsin, zayıf rakibe mi oy verirsin? Fatih Terim'e diyorlar ki: 'Play-off'a kaldın. Play-off'ta Fransa ile mi oynamak istersin, Kıbrıs Rum Kesimi ile mi oynamak istersin?' Fatih oyunu kime verir? Üçüncü oylamada bizim Madrid'e fark atmamızın sebebi; 'Tokyo kazansın' diye verilen oylardır. Madrid'i öyle geçtik biz... Madrid, bu dediğim ticari anlayışlar içinde Tokyo'yu tehdit edebilen bir rakipti. Madrid hazırdı. Gördük filmlerini, her tesis hemen hemen hazır. Biliyorlar ki İstanbul, Madrid kadar tehdit etmeyecek Tokyo'yu, onun için oylarını İstanbul'a verdiler ve biz finale kaldık.
O da bize bir teselli oldu. Finale kaldığımız açıklandığında büyük sevinç yaşadık.
O günlerde konuşmamamın sebeplerinden biri de bu... O gün biz öfke içinde şu değerlendirmeyi dahi yapamadık. Şimdi gayet mantıklı gelen 'Biz Madrid'i nasıl eledik?' açıklamamı o günlerde herhangi bir kişi imasını yaptı mı? Canlı yayında seyrediyorum; Buenos Aires'te bizim arkadaşlar Tokyo ile beraber finale kaldığımız zaman zıp zıp zıpladılar, 'İşte istediğimiz buydu, biz de bu finali istiyorduk' dediler. Ya Tokyo ile finale kaldın da kimin oyuyla kaldın arkadaş! Demek ki biz 2024'e aday olacaksak onların aynasındaki görüntüyü iyi bilmemiz lazım ve bugünden başlayarak ona göre 14 sene hazırlık yapmamız lazım.
ÖNEMLİ OLAN YARIŞMAK
Ülkelerin bütçeleri de bunun bir göstergesi gibiydi. Büyük oranda hazır olan Japonya ve İspanya 5 milyar dolar civarı bütçe ayırırken, Türkiye 19 milyar dolar ile rekor bir bütçeyle IOC karşısındaydı.
Şimdi gelelim bizim aynaya... Bizim aynada kendimizle yüzleşelim samimi olarak, açık olarak, dost olarak; Türkiye, olimpiyatı hak ediyor mu?
Kritik soru...
Bu sorunun cevabını kimse yürekli ve açık vermiyor. Olimpiyatın o'sunun olmadığı bir ülkeye olimpiyat verilmemesi lazım zaten. Çünkü olimpizm bir felsefedir, bir yaşam ve spor felsefesidir. Olimpiyat kazanmak değil, katılmak; kazanmak değil iyi yarışmaktır. Önemli olan katılacaksın ve önemli olan kazanmak için değil, iyi yarışmak için katılacaksın. Türkiye'de iyi yarışanı geç, yarışan var mı? Futbol, birazcık basketbol...
***
DÜNYA ŞAMPiYONLUĞU MAÇINI iZLETMEDiLER
Biraz kadın voleybolu...
Yahu bir Türk Kadın Voleybol Takımı, Dünya Şampiyonu oldu! Fenerbahçe ya da Galatasaray adı duyulmadık bir takımı yendikleri zaman ellerinde bayraklarla Mecidiyeköy'de, Bağdat Caddesi'nde, Sahil Yolu'nda arabalar, kornalar, kıyametler koparken bir Türk takımı Dünya Şampiyonu oldu, haber televizyonlarını dolaşıyorum 'son dakika yazan var mı?' diye!.. Düşünebiliyor musunuz; Şampiyonlar Ligi'ni Galatasaray kazansaydı o an ne olurdu bütün televizyonlar, o an ne olurdu bütün ülke, Hakkari'sinden Edirne'ye kadar... Türkiye'nin haberi yok! D-Smart'ın bilmem hangi kanalından yayınlıyor NTV! D-Smart 'üç tane dekoder satsın, para kazansın' diye!.. Bağıra bağıra gelen bir şampiyonluk bu... Vakıfbank bağırıyor 'Ben Dünya Şampiyonu olacağım' diye, kimsenin izlemeyeceği bir televizyondan naklen yayınlanıyor maç!.. Söylesinler bana bakayım, açıklasın NTV, kaç kişi izlemiş!.. Kaç tane kutusu var ki DSmart'ın? Türkiye'nin bu kadar gururu olan bir maç Digiturk ile D-Smart arasındaki pis ticarete alet edilir mi! Nerede TRT? İşte işin can alıcı noktası burası... Bir ülkenin özel medyası yani ticari medyası böylesine ucuz ticari oyunların peşinde... 'D-Smart kutu satsın' diye bir Dünya Şampiyonluğu maçını Türkiye'den kaçırdılar!
BUNDESLİGA'YI YAYINLIYOR
Kamu televizyonunun görevi ne? Benim odamda elektrik yanıyor. Bu yanan elektrikten TRT para alıyor. Ben ödüyorum o elektrik parasını... TRT'nin parasını ben ödüyorum, Türk vatandaşı ödüyor ve TRT o Dünya Şampiyonluğu maçı oynanırken bir Alman Ligi futbol maçını gösteriyor; özel televizyonlarla futbol üzerinden sidik yarışına girmek için!.. NTV maçın hakkını 3 kuruşa D-Smart'a satmış, TRT'ye satmaz mıydı? TRT talip olmaz mıydı? Ama TRT'nin kendisinin olimpik sporlarla alakası yok. Olimpiyatta bir numara hangi spor: Atletizm... Dünya Atletizm Şampiyonası'nı kim verdi: TRT. Nereden verdi: Kimsenin izlemediği, fevkalade çirkin görüntülerle yayın yapan TRT Spor'dan... 1977'den kalma kameralar var herhalde... Ben her gün televizyonun başındaydım. HD kanalından yayına başlıyordu TRT, baştan iki tane yarışı veriyordu, sonra Bundesliga maçı başladığı zaman yayını kesiyor ve TRT Spor'a dönüyor, HD kanalından Bundesliga maçı yayınlıyor. Bundesliga maçı da Dortmund-Bayern Münih şampiyonluk maçı değil, adını duymadığım iki tane takımın maçı... Elazığspor'un Türkiye'de forsu neyse öyle bir takım! Olimpiyata talip bir ülkede olimpiyat oylamasından bir ay evvel, o devletin televizyonu atletizm naklen yayını yapmıyor, Bundesliga futbol maçı yayınlıyor. Bu ülkenin olimpiyat yayınlamaya hakkı var mı? Senelerden beri bağıra bağıra sesim kısıldı. 2000 Olimpiyatları'na talip olduğumuz zaman, 1993'ten beri... "Arkadaşlar olimpiyat demek; olimpizmi bilen, olimpik sporları bilen seyirci demektir, yapandan önce. TRT bu sidik yarışından vazgeçsin."
KAFALARI DEĞİŞMEDİ
TRT'de herkes değişti, bu sidik yarışının içindeki spor servisinin kafası değişmedi. Yapmayın! Olimpik sporları yayınlayın, millet tanısın, millet sevsin. Duyurun yaptığınız yayınları. Gazetelere ilanlar verin. Özel televizyonlarla, Muhteşem Süleyman'la yarışacağına bunları duyur! Çünkü bir olimpiyat topyekun seferberliktir. Senin medyan o işin içinde olmadığı zaman kamu medyan o işin içinde olacak, TRT o işin içinde olacak. TRT o işten nefret ederken benim olimpiyat almaya hakkım var mı? Umurlarında değil... Olimpiyat, TRT'nin umurunda değil. TRT'nin umudunda olan bir tek şey var: 'Reytinglerde yarım puan daha yukarı alır mıyız?' TRT, Anayasal bir kurum... TRT'nin yasası var. Bu yasanın birinci maddesini okusalar, görevlerinin ne olduğunu anlayacaklar. TRT'nin görevi, onun bütün parasını ödeyen Hıncal Uluç'un gelişimini sağlamak. ATV ile Kanal D ile Show TV ile yarışmak değil. TRT'yi seyreden biraz daha öğrensin, bir şeyleri daha tanısın. Bu dünyada sadece Muhteşem Süleyman yok, başka şeyler de var. Ama diyorum; TRT her türlü iktidarla çalıştılar, her iktidara göre genel müdürü değişti ama spor servisindeki kafa Arman Talay'dan bu yana değişmedi! Çocuk seyretmezse, bilmezse yapar mı? Bir karşılaştırın bakalım Tokyo'da spor yapan insanlarla, Türkiye'de spor yapan insanları?
Röportaj: Bülent CAN
DİĞER HABERLER
-
FIFA kokartlı hakem Cansu Tiryaki, UEFA 19 Yaş Altı Kadınlar Futbol Şampiyonası B3 Grup müsabakalarında görev yapacak. -
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun bugün gerçekleştirdiği toplantıda hakkında istifa edeceği yönünde iddialar ortaya çıkan TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'na destek kararı çıktı. -
FIFA kokartlı hakem Kadir Sağlam, Fransa temsilcisi Monaco ile Portekiz'in Benfica takımı arasında yarın yapılacak UEFA Gençlik Ligi müsabakasını yönetecek.