Kağıt üzerinde Galatasaray ve Fenerbahçe'nin gerisinde görünen Beşiktaş ligde 3'te 3 yaptı ve liderliğini sürdürdü. Beşiktaş ve Bilic'i nasıl buldunuz?
Beşiktaş çok iyi oynuyor. Oynadığı futbol ve kadrosu çok iyi... Bilic de bu kadroyu gayet iyi kullanıyor. Beşiktaş daha da iyiye gidecek. Geçen senelerde 'Galatasaray mı şampiyon oldu yoksa öbürleri mi şampiyonluğu ikram ettiler Galatasaray'a' diyorduk. Bu sene öyle bir Beşiktaş ve öyle bir Fenerbahçe görüntüsü var ki... Puan cetveline bakıyorum: Akhisar 6 puan, Galatasaray 5 puan! Akhisar'ın oynadığı futbolu seyrettim pazar akşamı... Trabzon'a 3 tane attılar. Hele son 10 dakika, 2-0 galipken üçüncü golün peşindeki Akhisar'ı seyrettim ve 'Fatih Terim bu maçı seyretmeli ve biraz ders almalı' diye düşündüm. Galatasaray'ın oynadığı maçlar, son dakikaları öndeyse eğer işkence halinde geçiyor. Panik içinde topu ileri tepen bir Galatasaray'a karşılık, 2-0'a rağmen ve Trabzonspor gibi büyük bir rakibe karşı hala üçüncü golü arayan bir Akhisar. O üçüncü golde topun bir çıkışı var Akhisar savunmasından... 4 kere topu ileriye vurma şansı varken vurmadılar, topu oyunda tuttular, akını geliştirdiler ve golü attılar. Fatih Terim'e ders olacak bir pozisyondu. Acaba dedim; 'A Milli Takım'da Hamza Hamzaoğlu esas hoca olsa da Fatih Terim yardımcısı olsa ne olur!..'
DERBİ OYNAMADI
Aman dikkat Hıncal ağabey; 24 saatlik bir uyarı daha yiyeceğiz!..
Güldüm tabii... Galatasaray'ın son dakikaları bütün Galatasaray seyircisine işkence!.. 0-0 biten son Eskişehir maçı dahil... Yirmi Galatasaraylı evde maç seyrediyoruz, 'Aman 0-0 bitsin' diye herkesin gözü saatte!.. Oynanabilecek en kötü futbolu, en kötü şekilde oynuyor Galatasaray... Galipse bir koruma telaşı içinde... İnanılır gibi değil! Akhisar ders verir gibi top oynadı Trabzon'a karşı. Akhisar'ın 6 puanı var. Galip geldiği rakiplerinden bir tanesi derbi rakiplerinden... Galatasaray daha derbi oynamadı, 5 puanda kalırken. 1 maç kazanmış!..
***
AVANTAJLI DURUMDAYIZ
7 Eylül büyük gün... 2020 Olimpiyat Oyunları'nın ev sahibi açıklanacak. Türkiye olimpiyatlara çok büyük önem veriyor ve bunun için hiçbir masraftan kaçınılmadı. Başbakan'ın başkanlığında 600 kişilik bir kafile gidiyor. Tokyo ve Madrid karşısında şansımızı nasıl görüyorsunuz? Bu defa alabilir miyiz olimpiyatları?
Bu teşkilatın çok içinde olan bir adamdır Uğur Erdener ve bundan 15 gün önce bana, "Ağabey sana samimi olarak söylüyorum; ümidim çok fazla" dedi. Başbakan'ın varlığı, oradaki oy verecek 97 kişiyi etkileme bakımından önemli... Başbakan'ın varlığı 'Bunlar çok ciddi... Laf ola aday değiller, ülke olarak olimpiyatları istiyorlar' görüntüsü vermek için önemli...
BU KEZ ÇOK ÜMİTLİ
Önemli olan 97 adamın bireysel olarak düşünceleri ve onların içinde yaşayan biri olan Uğur Erdener'in "Bu kez ben çok ümitliyim." demesidir. Arkadaşça ve dostane bir konuşmada... 'Off the record' koşuyoruz. 'Ağabey haybeye uğraşıyoruz' da diyebilirdi bana Uğur. 'Ağabey, çok ümitliyim' dedi. Ümitli olmasının iki sebebi var. Tokyo daha evvel Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapmış bir şehir ve saat farkı Avrupa ve Amerika ile çok fazla. Televizyon yayıncılığı olimpiyatların en büyük gelirlerden biri... Bir de İspanya'nın maddi kriz içinde olması ve Barcelona'da 1992'de bir olimpiyat yapmış olması... Bunlar Türkiye'yi fevkalade avantajlı duruma getiriyor.
***
BAŞKAN iÇiN BiR KiTAP
Volkan Şen, Trabzonspor-Çaykur Rizespor maçı sırasında taraftarlardan aldığı tepki sonrası gözyaşlarına boğuldu ve sahayı terk etti. Biraz da futbolun duygusal yanını konuşalım. Profesyonelliğe ters düşen bir hareket miydi?
"Delikanlı adam ağlar mı!" diyen kahraman Trabzonspor Başkanı var ya; ona bir kitap tavsiye edeceğim. Feridun Fazıl Tülbentçi'nin yazdığı bir roman. Başlığı; Yavuz Sultan Selim Ağlıyor. Yavuz Sultan Selim, İstanbul'un üçüncü köprüsüne adını veren en büyük Türk kahramanlarından bir tanesi... O kitap Yavuz Sultan Selim'in nerede, niçin ağladığını anlatıyor. Hayatta ilk okuduğum romanlardan biridir. Trabzonspor Başkanı da okusun ve anlasın ki çok büyükler, çok kahramanlar da ağlar. Geçen hafta tesadüfen bir Amerikan gazetesinde okudum. Türk gazeteleri böyle şeyleri pek yazmazlar. Barcelona'nın A takım kadrosuna genç bir oyuncu yeni girmiş. Tello adı çocuğun. Antrenman maçı yapıyorlar. Tello topu başkasına atınca, Messi 'Gel buraya' diye bağırıyor çocuğa ve 'Sen nerede oynuyorsun, kiminle oynuyorsun farkında değilsin! Topu niye bana atmıyorsun? Bu takımda herkes bana çalışır, bunu öğrenemedin mi hala? Defol git!' diyor. Çocuk ağlayarak antrenmanı terk ediyor. Barcelona'da... Aynı hafta... Yetti bu cevap!..
Messi'yi böyle bilmezdik.
Messi'yi de tanıyın böylece...
RÖPORTAJ: BÜLENT CAN