Geçtiğimiz hafta iki önemli spor adamını kaybettik. Selçuk Yula ve Nazmi Bilge ile ilgili neler söyleyeceksiniz?
İki değerli futbolcuyu kaybettik; bir tanesine sayfalar yapıldı, 'efsane' diye kıyametler koptu, Selçuk Yula için... Her gazetede, birinci sayfalardan... Nazmi Bilge'nin ölümünü gazetedeki ölüm ilanından öğrendim! Nazmi Bilge, Selçuk'tan farklı olarak bir de olağanüstü sportmenliği ile ünlüydü. Selçuk deli dolu, lafını sakınmayan, aklına geleni söyleyen bir yapıdaydı, yorumlarını hatırlayın... Nazmi tam bir beyefendilik ve sportmenlik örneğiydi ve Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük forvetlerinden bir tanesinin de beyniydi. Bir kuşak Türkiye'de 'forvet' deyince 'Arif-Nazmi-Şenol-Birol-Gol' derdi. Beşiktaş'ın sol açığı zavallı, Küçük Ahmet bir türlü adını yazdıramadı. Arif-Nazmi-Şenol-Birol-Gol... O zaman beş forvet ile oynanıyordu oyun, o beşinci adamın adı geçmezdi. Arif-Nazmi-Şenol-Birol-Gol... O forvetin beyniydi. Muhteşem bir adamdı. Hakkında destanlar yazılacak, örnek yapılacak, gençliğin önüne 'örnek' diye konulacak adam Nazmi'ydi bana sorarsanız. Ama neden; Bâb-ı Âli oldum olası Beşiktaş'a uzak. Toshack'ın Beşiktaş'tan giderken bir lafı vardır; "Hiçbir şey yapmadıysam Beşiktaş'ı manşete çıkardım!" Hakikaten öyleydi. Toshack, Beşiktaş'ı manşete çıkarmayı başardı. Bir spor programı yap, Beşiktaşlı yorumcu bulmak da zorlanırsın. Çünkü Beşiktaşlıları yaşatmazlar Bâb-ı Âli'de... Yirmi spor adamı girsin, Fenerli olanlar kesin ilerler, Galatasaraylıların süper olmaları lazım ilerlemeleri için, Beşiktaşlılar ağzı ile kuş tutsa bir şey olamaz. Bugün kaç tane Beşiktaşlı var spor sayfalarında, imza olarak? Atilla Gökçe!.. Ama ölünün ardından taraftarlık olur mu!.. Selçuk'a o kadar sayfalar yaparken Nazmi'ye olur mu!.. Nazmi'nin anısına haksızlık ama Türk medyası da bu... Taraftarlığı ölülere kadar vardırmışlar, sadece yaşayanlara değil...
ÇERÇİ HOCALAR
Sezon başlamadan hoca göndermeler başladı. Bursaspor, Sırbistan temsilcisi Vojvodina'ya elenince Hikmet Karaman'ı gönderdi.
Bursaspor, Hikmet Karaman'ı getirerek yanlış yaptı. Ben diyorum ya; artık Türkiye'de çerçi hocalar var. Eski zamanlarda, köylerde, aktarlar, bakkallar, falanlar yok. Elinde torba ile dolaşan satıcılar var. Gittiği yerde 3 gün kalır, kendisine yer verirler, yatak verirler. Bunlar Türkiye'nin çerçi hocaları... Çerçi hocalarla, Bursaspor gibi bir kulübün anlaşması yanlış. Ha, iki elin kanda olur. - Gel beni kurtar. - Tamam. Onların işi bu... Ama Bursa gibi, Türkiye'deki büyüklerin arasına girmeyi göz dikmiş bir kulübün, bir çerçi ile anlaşması çok büyük yanlıştı. Hikmet hoca kızmasın, yakın dostumdur. Kendisini çok severim. Yılmaz Vural da öyle... Bunlar çerçi...
Hemen ardından Daum getirildi. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı çalıştıran Alman hoca, Bursa'da neler yapar?
Daum, Bursa'nın yeni seçilmiş, seçilir seçilmez de protestolara uğramış yönetiminin, taraftarı susturmak için bulduğu bir kalkan... Ahı gitmiş vahı kalmış, Almanya'da iş bulamamış Daum'dan, Bursa'ya ne hayır gelir bilmiyorum ama 'Neye lazım, bir Hikmet Karaman olayı daha yaşamayalım' denilerek getirilmiş olabilir. 'İşte Daum'u getirdik!'