F.Bahçe miras mı kaldı!
Kendisine yöntem olarak her yere saldırmayı seçmiş. Hiç kimse itiraz dilekçesi Tahkim'deyken "UEFA çatırdıyor" demez. Demirören ve Erzik'i itham etmesi çok ayıp. Türkiye dağ başı mı? Aziz Yıldırım yargı kararlarına uymak zorunda. "Ben F.Bahçe'yi teslim etmem" ne demek? Neyi etmiyorsun! F.Bahçe, babanın malı mı!
- Futbol Haberleri
- 02 Temmuz 2013, 00:07:16, Güncelleme: 02 Temmuz 2013, 01:42:17
Aziz Yıldırım partiyi kaybettiğini biliyor ve şimdi artık kendine yöntem olarak her yere ve herkese saldırmayı seçmiş. 'Ben masum, tertemiz bir adamım. Beni bunlar yaktılar' demeye getiriyor. Görüntü bu... Çünkü aklı başında hiçbir kişi, itiraz dilekçesi UEFA Tahkim Kurulu'ndayken "UEFA batıyor, UEFA yıkılıyor, Platini bunun bedelini ağır ödeyecek" gibi karar mekanizmasını tahrik eden, öfkelendiren açıklamalar yapmaz. Yıldırım Demirören ve Şenes Erzik'i itham etmesi ayıp. Komik de değil... Komiğin ötesi ayıp. Şenes Erzik bir Türk...Yıllardan beri UEFA'nın içinde ve UEFA'nın en saygın adamlarından bir tanesi... Orada fanatik Türkiye taraftarı olarak ortaya çıksa saygınlığınımuhafaza edebilir miydi, oraya bir daha seçilebilir miydi? Aklı başında bir insan uluslararası bir kuruluşta çok dikkatli davranmak zorunda ki etkili olabilsin. Şenes Erzik'in Türkiye için yıllardır neler yaptığını en iyi bilenlerden biriyim ben... Başarılı olmasının sebebi de kendini meydana atmaması...
İÇERİDEKİ KOMEDİ AYRI
Yıldırım Demirören'in Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak yapacağı bir şey yok. Fenerbahçe'nin ceza alan yöneticileri, Yıldırım, Ekşioğlu, Mosturoğlu, Fenerbahçe'ye bir takım haksız maçlar kazandırmışlarsa bu aynı zamanda 'bir takım kulüpler haksızlığa uğramışlar' demektir. Yıldırım Demirören neye göre; haksızlığa uğramış kulüplerin hakkına saygı duymayacak da Fenerbahçe'yi destekleyecek? Suçluyu destekleyen bir federasyon olabilir mi? Federasyonun yapması gereken saygı ile Türkiye'de Yargıtay'ın kararını, Avrupa'da UEFA'nın kararını beklemek. Kendisine bir şey sorulduğu zaman da gereken cevapları veriyorlar zaten... 'Belge gönder' diyorlar gönderiyorlar.
Tabii Demirören, "Şike sahaya yansımamıştır" diyerek Fenerbahçe'ye ceza vermeye gerek duymamıştı. Bu aşamada Yıldırım, federasyondan kararının arkasında durmasını istiyor.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun kendi içerisindeki komedisi ayrı!.. Türkiye Futbol Federasyonu içeride bugüne kadar yüz karası bir tutum izledi. Kaçak oynadı, rüzgara göre oynadı, sıyrılmaya göre oynadı. Ama dışarıdaki tutumu doğru... Oraya gidip Fenerbahçe'yi savunma hakkı yok.
Basın toplantısında, "Aziz Yıldırım ne teslim olur, ne teslim eder. Kellemi isteyenlerin kursağında kalır" dedi. İstifa beklentileri var ancak, Yıldırım'ın görevi bırakmayı kesinlikle düşünmediği anlaşılıyor.
Türkiye dağ başı mı? Aziz Yıldırım kendisini Dadaloğlu falan zannediyor herhalde!.. "Ferman padişahın dağlar bizimdir" diyor. Bir yanda uluslararası bir kuruluş var; UEFA... Bir yanda ulusal bir kuruluş var; federasyon... Bir de yargı var. Bunların kararları ne ise uymak zorunda Aziz Yıldırım... Bu kararlar 'aleyhinde çıktı' diye 'Ben uymuyorum' derse Bağdat Caddesi'nde, vardır ya her mahallenin bir delisi, dolanır tek başına, ona döner. - Ben seni tanımıyorum! - 'Ben de seni tanımıyorum. Sen kimsin!' derler adama...
NASIL TAHAMMÜL EDİYOR!
Şu anda Fenerbahçe Başkanlığı, Fenerbahçe A.Ş Başkanlığı tartışmalı durumda... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği tedbir kararı nedeniyle... Her taraftan boğazına kadar batmış, kendi savunmasını yapacağı yerde; "Ben teslim etmem!" Neyi etmiyorsun! Fenerbahçe babanın malı mı, Fenerbahçe miras mı kaldı sana! Fenerbahçeliler böyle konuşan bir başkana nasıl tahammül ediyor, anlayamıyorum! 'Fenerbahçe demek ben demek. Ben her türlü rezilliği yaparım. Bunu Fenerbahçe'den ayıramazsınız, benim yaptığım her şey Fenerbahçe yaptı demektir.' Aynen sözleri bunlar... "Ben Fenerbahçe'yi teslim etmem." Fenerbahçe'yi teslim mi aldın ki teslim etmiyorsun! Fenerbahçe ile yan yana konulduğun zaman sen bir noktasın, plajdaki kum tanesisin Aziz Yıldırım... Sen daha Fenerbahçe'nin büyüklüğünün farkında değilsin. Kaç Aziz Yıldırım gördü bu kulüp... Şimdi isimleri hatırlanmıyor bile...
UEFA verdiği cezaları açıkladı ama şimdi Tahkim Kurulu süreci var. Yıldırım, şike yapmadıklarını ve suçsuzluklarını ispat edeceklerini söyledi. "Bir uçak dolusu insan ile savunmaya gideceğiz" dedi. Bu noktadan sonra savunma ne kadar etkili olur, kararlarda bir değişiklik olur mu?
'Değişiklik olmaz' demek 'Tahkim'e de inanmamak, Yargıtay'a da inanmamak' demek. Bu kurumlar niye var; tarih boyu, değiştirilen binlerce karar var. Yargı kesinleşene kadar, yani bütün hukuk yolları kapanana kadar o dava devam eder. Davanın devam etmesi 'ümidin de devam etmesi' demek. Ama Aziz Yıldırım'ın kendi tavrı, 'ne kadar umutsuz olduğunu' ortaya koydu. Sen şimdi Yargıçsın ve benim hakkımda karar vereceksin. Ben çıkıp, basın toplantısı yapıyorum. 'Bülent hilebazın biridir, üç kağıtçıdır' diyorum. Sen de bunları gazetede okuyorsun. Bu senin insan olarak, benim hakkımda vereceğin kararı etkilemez mi? Bana kızmaz mısın, öfkelenmez misin? Yani 'Biz itirazımızı yaptık. Haklı olduğumuza da inanıyoruz. Bunu da UEFA'da kanıtlayacağız. UEFA'nın, Tahkim Kurulu'nun da çok gerçek bir karar vereceğine inanıyorum' de, adamları onore et. Bunun yerine "UEFA çatırdıyor" diyor ya!.. Aziz Yıldırım, UEFA'yı çatırdatıyor! Vay anasını sayın seyirciler! O zaman Platini de diyecek ki 'Aman bizi çatırdatmadan biz bunu çatırdatalım. İşini bitirelim.' İnanılır gibi değil...
KARAR VERMESİ GEREKİRDİ
UEFA'nın verdiği cezanın ardından eski federasyon başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın ismi de sıkça konuşuluyor. Aydınlar'a hak verilirken, "Puan silme cezası uygulansa böyle olmazdı" şeklinde yorumlar var. Siz bu görüşlere katılıyor musunuz?
Mehmet Ali Aydınlar iyi bir Fenerbahçeli olarak Fenerbahçe'nin bu işte en az zararla sıyrılması için çalıştı. Bu doğru bir tutum değil. Gerçekçi olup kısa sürede bir karar vermesi gerekirken 'Fenerbahçeli olarak' olaya yaklaştı. Fenerbahçeli olarak olaya yaklaştığı içindir ki Aziz Yıldırım tarafından da gönderildi. Yani İsa'ya da Musa'ya da yaranamadı Mehmet Ali Aydınlar... Bugün Fenerbahçe için ne kadar akıllı ve taktikli davrandığı ortaya çıkıyor.
Tabii öteki taraftan bakarsak, Trabzonspor cephesi de Aydınlar'a tepki gösteriyor ve "Kupamızı vermedi" diyor.
Evet...
***
AMACINA ULAŞTI
Fenerbahçe, Aykut Kocaman'ın yerine Ersun Yanal'ı getirdi. UEFA'nın verdiği karara kadar isminin açıklanmaması dikkat çekiciydi. Ayrıca 1 yıllık anlaşma yapılması da ilginç bulundu. Yanal'a karşı bir güvensizlik mi var?
Burada nasıl bir kriz olursa olsun öbür tarafta işlerin yürümesi lazım. Çünkü sezon ilerliyor. Yarın öbür gün açılacak, belki Fenerbahçe, Avrupa kupalarında oynayacak. 'Kulübün antrenörünü seçmek için bunların sonunu bekleyelim' deme hakları yok. Zamanı durduramıyorsun. Oradaki o bütün hareketler doğru. Ersun Yanal'a karşı tavırda yanlışlık var. Adama 'gel' deyip, yedekleyip, Avrupa'daki bir sürü yere başvurup her ne sebeptense, onlardan 'Hayır' cevabı aldıktan sonra Ersun'a tekrardan dönüşleri yanlış. Ama Ersun'un bunlar umurunda değil. Ersun Yanal'ın çocukluğundan beri hayali var, her ne olursa olsun Fenerbahçe'nin başına geçmek. Buna son bir ay içinde kendisine karşı oynanan ikili oyun da dâhil. Bunları da görmezden geldi. 'Ben bir Fenerbahçe'nin başına geleyim.' Şimdi Ersun amacına ulaştı.
Beşiktaş da hocasını buldu ve Hırvat teknik direktör Bilic ile anlaşmaya vardı. Bilic, hırslı, heyecanlı, genç bir çalıştırıcı... Siyah- beyazlı ekibe yeni bir hava getirir mi?
Bilic henüz antrenörlük konusunda kariyer yapmış bir isim değil... Futbolculuğu fevkalade iyi ama özellikle kulüp antrenörü olarak kariyerli değil.
MİLNE ŞAMPİYON YAPTI
Milli takım antrenörlüğü başka bir şey. Kulüpte yakalanmış herhangi bir istikrarı daha yok. Onun için bakacağız. Hiç kimsenin ummadığı bir adam geldi Beşiktaş'a; Gordon Milne... Üç sene üst üste şampiyon yaptı. Teknik direktör bile değildi. İngiltere'deki görevi fizik kondisyon vermek olan bir adamdı. 'Teknik direktör' diye yutturulup Türkiye'ye getirdiler ama üç sene üst üste Beşiktaş'ı şampiyon yaptı adam. Ne olacağı belli olmaz. Umutsuz da umutlu da olmamak lazım.
***
HiÇ BEKLEMEDiĞiM BiR DAVRANIŞTI
Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki gerginlik U20 Dünya Kupası'na da yansıdı. Trabzon'da oynanan Avustralya maçında Salih'e küfürlü tezahürat yapıldı. Yerel çekişmelerin milli formaya karıştırılması yanlış değil mi?
Trabzon'daki ayıbın sonu yok. Sadece Salih'e karşı değil. Türkiye için çok önemli bir maç. Turu geçmesi için Avusturalya'yı yenmesi lazım muhakkak. O kadar kritik maç ve biletler 5 lira. Trabzon'da o gece hangi önemli, hangi güzel olay var ki Türkiye'nin sana bu kadar ihtiyacı olan bir günde sen maça gitmiyorsun da o tribünleri bomboş bırakıyorsun? İyi ki boş bırakmışlar! Ekrana yansımıyor bunlar tabii, sonradan maçta olanları öğrendim ve 'iyi ki boş bırakmışlar' dedim. Gelenler de Salih'e sövmek için gelmiş oraya meğerse! Fenerbahçe başka bir şey, Salih gencecik bir futbolcu başka bir şey, Fenerbahçe'nin başındaki birtakım adamların yaptıkları başka bir şey, federasyonun yaptığı işler başka bir şey. Ya bunları ayırt edemiyorsan sen nasıl futbol seyircisi, futbol taraftarı, futbol meraklısı olursun? Ben Galatasaraylıyım ama Allah bana Fenerbahçe'siz bir Türkiye göstermesin. Galatasaraylı olmanın keyfi 'Fenerbahçe var' diye... Bütün yakın dostlarım Fenerbahçeli, iyi dostlarım değil, en iyi dostlarım Fenerbahçeli... O ayrı o ayrı. Ben hiçbir Fenerbahçeliye 'düşmanım' diye bakmadım. Bakamam. Kendimi inkâr etmiş olurum. Sporda düşmanlık olur mu! Sporda rekabet var.
BAŞKAN NİYE KONUŞMUYOR!
Rekabetin adı da 19 yaşındaki bir genç futbolcuya hem de milli takımın gözbebeği bir futbolcuya 'Fenerli' diye küfretmek değil. Çok ayıp. Trabzon'dan katiyen beklemediğim bir davranış. Trabzonluların ne kadar fanatik olduklarını biliyorum. Bana zamanında ne tehditler yağdığını biliyorum. Trabzon'un başkanı "Öbür bacağına dikkat etsin" diye yerel radyolara, televizyonlara konuştu bir zamanlar. Biliyorum ama bunu beklemiyordum. Bir milli maçta, milli bir davada hem de bu kadar kritik bir maçta sen 'Fenerli' diye Salih'e söveceksin!
Öteki taraftan bunlara diğer statlarda da sıkça rastlıyoruz. Milli formayı rekabetle karıştırıyoruz galiba...
Yani bunu yapan birkaç tane fanatik, tamam da... Okudunuz mu gazetelerde? Trabzon'da herkesi tehdit eden, herkese saldıran yeni başkanının, 'Ayıp etti bizim çocuklar' diye bir lafını duydunuz mu, okudunuz mu? Ya da eski başkanının! Akıllı, soğukkanlı Sadri Şener'in 'O kupa bizim hakkımız ama bunda Salih'in ne günahı var arkadaşlar. Ne yapıyorsunuz?' dediğini duydunuz mu?
Röportaj: Bülent CAN
DİĞER HABERLER
-
FIFA kokartlı hakem Cansu Tiryaki, UEFA 19 Yaş Altı Kadınlar Futbol Şampiyonası B3 Grup müsabakalarında görev yapacak. -
Süper Lig'in de içerisinde yer aldığı dünyanın en değerli ligleri açıklandı. Liglerde yer alan oyuncuların güncel piyasa değerlerini toplayarak oluşturulan listede İngiltere Premier Lig ile diğer ligler arasındaki uçurum dikkat çekti. -
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun bugün gerçekleştirdiği toplantıda hakkında istifa edeceği yönünde iddialar ortaya çıkan TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'na destek kararı çıktı.