Zarar veriyorlar

'F.Bahçe, G.Saray'dan iki senede niye 19 puan fark yedi' diye bir analiz yazısı okudunuz mu? Seneye yine Aziz Yıldırım'ın peşine takılacaklar fark 12 olacak. Çünkü artık ortada ‘F.Bahçe’ diye bir kulüp yok, Aziz Yıldırım Spor var. Fener medyası da yok, Aziz Yıldırım medyası var. Galatasaray da çok mutlu

Kadıköy'de muz gösterilmesi televizyon programlarının ana konusuydu. Erman hoca, doktor olup muzun faydalarını anlattı! Siz derbiden bu yana yaşananları ve Fenerbahçeli yöneticilerin muz gösteren taraftarla basın toplantısı düzenlemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir ırkçılık gösterisini savunan Fenerbahçe Kulübü için Kadıköy Savcısı ne yaptı, ben onu merak ediyorum. Kendisine de açık seçik soruyorum: Resmen sorduğum için de telefon beklemiyorum, yazılı cevap bekliyorum. 'Hıncal Bey o harekette bir ırkçılık görülmemiştir ve takibat yapılmamıştır' ya da 'Hıncal Bey o hareket için gereken incelemeler başlatılmıştır ve şu aşamaya gelmiştir' diye... Kadıköy Savcısı lütfen bir cevap versin bakalım. Ben söyleyeyim mi; cevap gelmeyecek. Çünkü bugüne kadar bir cevap gelmedi. Türkiye'de böyle bir anlayış var. Cevap verme, yazar yazar geçer. Cumhurbaşkanı'na yazıyorum, saat 8'de gazete çıkıyor, saat 11'de Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü beni arıyor. "Hıncal Bey, Sayın Cumhurbaşkanı, yazınızı okudular ve şu talimatı verdiler" diyor. Cumhurbaşkanı... Türkiye'nin bir numarası... Her hafta ben burada "Savcılar, savcılar" diyorum, daha şimdiye kadar muhatap alan, 'bu adam bu soruyu bana soruyor' diyen bir savcı çıkmadı.
Maçlarda özel savcılar da var.
Fenerbahçe-Galatasaray maçında görevli özel savcıya bu kez sorum. Kadıköy Savcısı'na değil... O maçta bir özel savcı oturuyordu tribünde... O özel savcı ne yaptı?
YER YERİNDEN OYNARDI

Basın toplantısına katılan sarı-lacivertli taraftar, "Ben muzu gösterdiğimde Drogba ve Eboue yoktu" dedi ama daha sonra Galatasaray TV'nin yayınladığı fotoğrafla bu iddianın doğru olmadığı anlaşıldı.
Olayın tevil edilir tarafı yok. Eğer bu olaylar Arena'da olsaydı ve iki tane Galatasaraylı, o muzları mesela Webo'ya gösterselerdi, bugün yer yerinden oynuyordu, bugün o iki Galatasaraylı sokağa çıkamaz haldeydiler ve bugün en başta Galatasaray Kulübü, o iki adama gereken cezayı vermişti. Fenerbahçe bunları himaye eden basın toplantısı yapıyor! Neden; çünkü arkasında medya olduğunu biliyor. Böyle bir medya olduğunu biliyor Fenerbahçe Kulübü... O medyayı kendileri yarattılar çünkü...
Fenerbahçe Kulübü, yapılan haberler, suçlamalar nedeniyle FIFA ve UEFA nezdinde, Avrupa'da Türkiye'nin imajının zedelendiğini açıkladı ve herkesi dikkatli olmaya çağırdı. Olaya bu açıdan mı bakılmalı?

Türkiye'nin FIFA ve UEFA ezdindeki imajını sarsan adam kim? Hiç olmazsa temize çıkmayı bekle konuşmak için... Konuşan adamın bir de konuşma hakkı olması lazım. Son çıkan Emenike kararı bile neyin ne olduğunu gösteriyor. Şike teklifi yapıldığı kesin ama Emenike'nin bu şike sebebiyle mi oynamadığı şüphede... Şüphe yüzünden Emenike'ye ceza verilmedi. Ama 'Emenike'ye şike yapıldığı kesin' diye Şekip Mosturoğlu'ndan başlayarak isimler, telefon numaraları, telefon konuşmaları var. Hani nerede Türk medyası? 'Türkiye'nin FIFA ve UEFA'daki imajı sarsılıyor' diyenlere 'Bu ne arkadaşlar!' diye yazan bir tane gazete çıkmaz mı Türkiye'de! Haberi yazmadılar. Emenike haberinin gerekçesi Türk medyasında çıkmadı! Aslında Türkiye'de Fener medyası da yok. Fener medyası, Fenerbahçe'ye yararı olan bir medyadır. Bunların zararı var. Bunlar Aziz Yıldırım medyası... Fenerbahçe geçen sene 34 haftayı 9 puan farkla kapattı. 'Aslan Aziz, yaşa Aziz' diye Aziz Yıldırım'ın peşine takıldılar, bu sene fark 10'a çıktı. Seneye yine Aziz Yıldırım'ın peşine takılacaklar fark 12'ye çıkacak. Çünkü orada 'Fenerbahçe' diye bir kulüp yok artık. Aziz Yıldırım spor var! Fener medyası da yok, Aziz Yıldırım medyası var. Aziz Yıldırım da orada kalsın. Galatasaraylılar da çok mutlular. Allah razı olsun. 8 şampiyonluk gören başka Fenerbahçe Başkanı yok. Aziz Yıldırım, Aykut'u ile beraber kaldığı sürece Galatasaraylılar, her sene 8 puan, 10 puan farkla işi götüreceklerini biliyor. Çok da mutlular. Onun için Fener medyası değil, Fener medyası olsa, 'Geçen sene 9, bu sene 10 puan fark var. Bunun sebebi nedir?' diye hesap sorardı. Televizyonlarda ya da gazetelerde böyle bir soruya rastladınız mı? Bir analiz yazısı, bir yazı dizisi var mı? 'Fenerbahçe iki senede 19 puan farkı niye yedi?' merak eden bir Fenerbahçeli çıktı mı? Rıdvan Dilmen kardeşim, kapalı kapılar ardında Aziz Yıldırım ile esrarengiz yemekler yerken niye NTV elevizyonu'nda ve Sabah gazetesinde bu sorunun cevabını araştırmıyor. Türkiye'nin en iyi yorumcusu değil mi, sözü senet değil mi? 'İki senede Fenerbahçe nasıl 19 puan geride kaldı' diye konuşsa dinlenecek adam değil mi? Ama hayır... Aziz Bey ne derse o!.. İsim veriyorum; Rıdvan Dilmen -ki arkadaşım, meslektaşım- ama nedir Rıdvan'ın lakabı; şeytan!..

DİKKATLİ OLMALILAR

İki sezondur sık sık karşıya karşıya gelen, araları oldukça gerilen Fenerbahçe ve Trabzonspor, Türkiye Kupası final oynayacak. Maç için Ankara seçildi, protestolar bekleniyor. Nasıl bir maç olur, neler yaşanır?
Ankara doğru bir seçim. Orada iyi bir stat var. Ankara'da yeterince güvenlik var. Cumhurbaşkanı, Başbakan orada olduğu için güvenlik Ankara'da her zaman üst düzeydir. Fazladan olabilecek en kötü şey polisin biber gazı biraz azalır. Ama o maç Ankara'da oynanır. Oynanması da lazım. Burada tabii esas görev Fenerbahçeli ve Trabzonlu futbolculara düşüyor. Maçın içinde gerginlik yaratmamalılar ki ben bu konuda iki tarafın futbolcularına da güveniyorum. Futbolculardan yana endişem yok. Mesela Emre'nin kendini kontrol etmesi lazım. Emre kötü insan değil ama maçta kendini kaybediyor, açık. Maç içinde onun bir panikatak hali var. Ben yıllardan beri söylüyorum; Emre'nin psikolojik yardıma ihtiyacı var. Milli takımın da değerli futbolcusu çünkü... Onu kazanmamız lazım, iyi oynaması lazım. Sahada kaybediyor kendini... Derbide Melo'ya yaptığı hareketi, kim kime yapar, niye yapsın? Aklı başında bir adam o işi yapar mı? Onun ötesinde ben futbolcuların bu gerginliğin üzerine gideceklerini düşünmüyorum. Ama iki tarafın da çok hırslı olması için sebepler var; bunlardan biri, Trabzonspor finali alamadığı şampiyonluğun bir rövanşı gibi görüyor. Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman bu sezon 'Üçte üç' diye yola çıktı, sözler verildi, iki kupayı alamadı, son şansı bu... Bunlar dünyanın her yerinde maçın güzel geçme sebepleri ama bizde endişe sebebi... Ne yazık ki... Bunun sebebi de medyamız. Maça kadar neler yazacak, neler yapacaklar bilemiyorum ama Ankara'da emniyet güçleri herhangi bir olaya göz açtırmaz. O maçı orada oynatır
***
iKiNCi VAKA-i HAYRiYE
Bir lig kapanışı yapsak neler söylersiniz?
En sevindiğim şey Belediye'nin küme düşmesi. Bülent Korkmaz'ı çok severim, hakikaten çok severim. Onun adına üzüldüm ama Bülent Korkmaz'ın görevi kabul etmesi hataydı. Ara transferden sonra Belediye'deki zihniyetin ne olduğu ortaya çıkmışken böyle bir kulübü kümede bırakmak üzere görev kabul etmesi Bülent Korkmaz'ın profesyonel hayatındaki en büyük yanlışıdır bana sorarsan. O da bu cezayı hak etti ama Belediyespor iki sebepten küme düşmesi gerekiyordu: 1- İstanbul gibi 380 tane profesyonel kulübü olan bir kentte 'Belediyespor' diye belediye tarafından futbol kulübü beslemenin, milyonlar harcamanın hiçbir anlamı yok. İstanbul Belediyesi'nin halkın yapabileceği sporlara açık olması gerekirken o şubeleri kapatıp parayı futbol takımına harcıyor. Ne bileyim Doka'ya, ona-buna verilen parayla İstanbul'da neler yapılabilir!
WEBO'YU HEDİYE ETTi

Belediye'nin menfaati ne Webo'yu almakta ve Fener'e satmakta? Bana biri açıklasın! Birileri bu işten sebepleniyorsa onu bilemem. 'Birileri sebeplensin' diye yapıyorsa onu bilmem! Ama Belediyespor'un İstanbul'da seyircisiz, stadyumsuz bir kulüp olarak yeri yok. Belediye kalacak ama bir Anadolu takımı Karabük düşecek, bir Anadolu takımı Sivas düşecek, bir Anadolu takımı Elazığ düşecek, bir Anadolu takımı Akhisar Belediye düşecek! Niye? Fenerbahçe var İstanbul'da, Galatasaray var, Beşiktaş var. İstanbul'un Diyarbakır gibi takımı olmaz, 'Yörede futbolun desteklenmesi lazım' dersin belediye bir takım ama İstanbul'da böyle bir şey yok! İstanbul'da kulüp enflasyonu var, bir de belediye takımı kurmanın alemi var mı? Süper Lig'de Kasımpaşan var, İkinci ligde bir sürü takımın var, üçüncü ligde bir sürü takımın var, dördüncü ligde bir sürü takımın var! Şimdi sen zamanında başkanlığını yapmış Göksel Gümüşdağ'ın lafıyla en kritik dönemde en golcü adamını Fenerbahçe'ye hediye edersen işte bu olur. Bu da ikinci sebep... İstanbul Büyükşehir Belediye, Türkiye Ligi'nin çirkinliğiydi. Bu kadar hayırlı bir şey olmaz. Sayın Kadir Topbaş'ın çok iyi anlayacağı bir deyim ile 'Vaka-i Hayriye'dir (Hayırlı olay). Belediyenin düşmesi İstanbul'un tarihindeki ikinci Vaka-i Hayriye'dir. İnşallah kaparlar.
***
DROGBA VE SNEiJDER'i DAHi DÜŞÜNÜRÜM

Galatasaray'da Quaresma yeniden konuşuluyor. Beşiktaş'tan olaylı bir şekilde ayrılan Portekizli oyuncu Galatasaray için doğru isim mi?
Mesele şurada; şampiyonluk oldu, kutlamaları yapıldı. Ünal Aysal ve Fatih Terim şapkalarını önlerine koyup karar vermeliler; 'Galatasaray seneye Türkiye ligi şampiyonluğuna mı oynayacak, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna mı oynayacak?'
KAFAMDAN SİLERİM

Böyle Fenerbahçe gibi yarı final, final değil hedef. Yarı finalden dönerlerse ben alkışlamam Galatasaray'ı... Geçmiş ola! Niyetleri Şampiyonlar Ligi'nde şampiyonluğa kadar gidebilecek bir takım kurmaksa bu takımdan temizlik yaparak başlamaları lazım. Gelecek adam da herhalde Quaresma değil! Portekiz niye adamı milli takıma çağırmıyor senelerden beri, niye kimse Avrupa'da talip olmuyor, Beşiktaş'ta niye oynayamadı, Katar'da ne halt etti! Ünal Aysal'ın "Quaresma'yı düşünürüz" demesi benim Ünal Aysal'ı kafamdan silmeme sebep oluyor. Quaresma'yı düşünen bir Galatasaray başkanı olur mu? Fatih Terim, Hagi'nin Popescu'nun, Taffarel'in ölülerini almıştı. Onlardan devler yarattı. Ama Popescu, Hagi ve Taffarel zaten devdiler zamanında... Quaresma'nın tarihinde ne var ki? Kime ne faydası olmuş? Nerede adı 'büyük futbolcu' diye geçmiş? Geçen sene Ronaldinho'yu istemeyen Fatih Terim şimdi Quaresma'ya 'evet' derse onun da aklına şaşayım.
EMRE'Yİ KAPTAN YAPTI
Ronaldinho, Brezilya'da harikalar yaratıyor. Fatih Terim'in elinde Ronaldinho ne hale gelirdi ve Galatasaray ne hale gelirdi. Samimi söylüyorum; eğer amacım gelecek sene Şampiyonlar Ligi'nde başa oynayacak bir takım yaratmaksa Drogba'yı ve Sneijder'i dâhil düşünürüm. Drogba'yı yaşından, Sneijder'i esrarengiz sakatlığından dolayı... 'Gönderirim' demiyorum ama düşünürüm. Şimdi ben bunu düşünürken benim başkanım Quaresma'yı düşünüyorsa aramızda 'Himalayalar kadar fark var' demektir. Ronaldinho'ya, Kaka'ya 'Hayır' diyen Fatih Terim, Quaresma'ya 'Evet' diyorsa aramızda 'Himalayalar kadar fark var' demektir!..
Derbide birbirlerinin gırtlağına sarılan Volkan ve Sabri milli takıma alınmadı. Milli bir ceza verilmesi doğru mu? Örnek olabilir mi?
Türkiye'de kimler kimler milli takıma alınıyor! Bunlar palavra. Emre'nin milli takım kaptanı olduğu bir dönemde hem de yeni bir sayfa açılmışken Abdullah Avcı ile yepyeni bir dönem başlamışken Avcı'nın ilk işi Emre'yi milli takım kaptanı yapmak oldu! Orada da ben Abdullah Avcı'ya noktayı koydum; "Bundan yeni bir şey olmaz. Bu da eyyamcıların devamı olur" dedim. Emre'nin milli takımda olduğu yerde Volkan niye oynamasın, Sabri niye oynamasın! Biz Frankenstein canavarlarını yaratıyoruz. Yaratıyoruz ortaya salıyoruz ondan sonra 'vay etrafta canavarlar var. Bunlara tedbir alalım.' Yok ya! Canavarları yaratanlar serbest...
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.