Ciddi bir kadro kuran Galatasaray Medical Park istikrarsız bir grafik çiziyor. Son olarak Banvit'e yenildi ve deplasmanda oynadığı son 3 maçı kaybetti. Beşiktaş'ta forma giyen Arroyo ile anlaşıldığı belirtiliyor. Arroyo çözüm olur mu?
31 Aralık akşamı Lutfi Arıboğan beni aradı. Kendisi çok yakın arkadaşımdır. Dedim ki "Ben de seni arayacaktım. Ama kutlamak için değil azarlamak için..." "Hayırdır ağabey!" dedi.
Dedim ki "Bak senin gibi basketbolun içinden gelmiş, senin gibi yıllar yılı Galatasaray'da şampiyonluklar yaşamış bir kaptanın, bir numara olduğu kulüpte Galatasaray kız takımı ve Galatasaray erkek takımı dökülme yarışındalar. Fenerbahçe'ye şamaroğlanı oldular, önüne gelene de yeniliyorlar. Bu iş mi!
Ya Lutfi Arıboğan'a layık Galatasaray basket takımları olur ya da o şubeleri kapat. Lutfi Arıboğan takımın başındayken bile Galatasaray basket takımları sürünüyorsa...
Benim sana basketbolu anlatmama gerek yok. Sen basketbolu benden iyi bilen, yaşayan, içinde olan adamsın. Oyunculuğunu yaptın, kaptanlığını yaptın, antrenörlüğünü yaptın, yöneticiliğini yaptın. Yapmadığın bir şey kalmadı basketbolda."
Banvit, boyalı alana koyduğu bir pivotla '5 numara' diyorlar şimdi ona, Galatasaray'ı bitirdi.
Çünkü Galatasaray'ın 5 numarası yok!
Senin teknik direktörün hala atıcı arıyor!
Uzaktan sallayacak! Çünkü kafasında herhangi bir pota altı oyunu yok.
HİÇ BASKETBOL OYNAMAMIŞ
Kısalar da basketbol oynama hakkına kavuşsun, uzun bulamayanlar da maç kazanma imkanı olsun' diye uzaktan atışa '3' dediler.
Şimdi Galatasaray'a bak uzaktan atacak bir sürü adamı var ama potanın dibinde bir tane adam yok, 5 numara yok doğru dürüst. 'N'Dong' diye birisini almışlar, tam bir dong! İnanılır gibi değil. Potanın dibinden bu tarafından atıyor öbür tarafından düşüyor top! Eli de potanın üstünde o sırada... Adam hayatında hiç basketbol oynamamış, belli yani.. Onu almış!
Hala Beşiktaş'a para ödeyip, Arroyo'yu transfer etmeye uğraşıyor! Niye; atıcı!
Neden; çünkü Türkiye'de sadece Ergin Ataman değil, Ergin ekolündeki hocalar bunu yapıyor.
Dikkat edin.
Efes Pilsen'in teknik adamı kim; Oktay Mahmuti... Oktay Mahmuti nereden geldi koçluğa; Ergin Ataman'ın yardımcısı... Fenerbahçe'nin koçu kim; Simone Pianigiani...
Siena'da Ergin'in yardımcısıydı.
Türk basketbolunun tepesinde Ergin Ataman ve onun yardımcıları var şu anda ve bunların hepsi center'sız, 5 numarasız oynuyorlar. Çünkü dışarıdan atıcı olduğun zaman oyun bilmene, oyun yapmana gerek yok.
Basketbolda pota dibinde, boyalı alanda oynamak için topu oradaki adama geçirmen lazım.
Topu oradaki adama geçirmen için de oyun kurman lazım. Gard topu öteki alana getirirken eliyle işaret yapar; '3 numaralı, 5 numaralı oyunu yapacağız' diye... Bu oyunların hepsi topu potanın dibinde ki adama geçirmek için...
FARKI DORSEY YARATTI
Barcelona-Fenerbahçe maçı Türk basketboluyla alay maçıydı. NTV'nin çok değerli spor yorumcularıyla ve spikerlerine göre "Avrupa'nın en iyi liglerinden birisiymişiz!"
Barcelona, kedi fare gibi oynadı Fenerbahçe ile ve Barcelona'nın attığı 100 atıştan 90'nı pota dibinden... Boyalı alandan... Dışarıdan üçlükle değil. 'Dışarıdan üçlük atacağım' dersen işin Allah'a kalmış. Girerse kazanıyorsun; girmezse kaybediyorsun! Potanın dibinde öyle bir şey yok. Potanın dibinde, adın N'Dong değilse, elinle içeri bırakıyorsun.
Yunanistan'da canavar gibi oynuyordu Dorsey ve Galatasaray da peşindeydi ama almadı.
Niye almadı; çünkü Ergin Ataman istemiyor!
Nerede oynuyor Dorsey; Gaziantep'te...
Galibiyetleri yoktu, Dorsey geldi kazandılar.
Gazetelerden biri şunu yazdı: "Galibiyeti olmayan Gaziantep'in maçı kazanması sürpriz oldu." Fark Dorsey işte...
Öyle bir 5 numara almadı Galatasaray... Avrupa'nın en iyi 5 numaralarından bir tanesi Dorsey. Geçen sene Euroleauge'in playoff'larında göze batan isimdi, Galatasaray peşindeydi almadı. Çünkü Ergin Ataman boyalı alanda oynamayı bilmiyor. Oktay Mahmuti boyalı alanda oynamayı bilmiyor.
Pianigiani boyalı alanda oynamayı bilmiyor. Oyunu bilmediği için savunmayı da bilmiyor.
Barcelona potanın dibinden yağmur gibi atıyor. Orada oynayabilecek, savunma yapabilecek bir tane adam var Oğuz; onu kenarda oturtuyor!
Türkiye'de basketbol koçluğu kalmamış. Salladıkları üçlük girerse 'koç iyi yönetti, takım harika oynuyor', salladıkları üçlük girmezse 'kötü yönetti kötü oynattı!' Bu hale gelmişiz.
Ne yazık ki bunları bu şekilde rahat rahat yazan ve söyleyen basketbol yazarı da kalmamış Türkiye'de... Çünkü herkes birbirinin arkadaşı o üzülmesin o kırılmasın ! 'Barcelona hezimetinden sonra utanmadın mı Pianigiani' diyen bir yazar okumadım. 'Utanmadın mı NTV' d i - yen bir tane yazı okumadım.
PARLATMAYA UĞRAŞIYORLAR
Ama bunlar NTV'de NBA anlatan adamlar.
Utanmıyorlar mı! NBA bilen adam o Fenerbahçe'yi överken o Galatasaray'ı överken o Efes'i överken benim bunu yemeyeceğimi bilmiyorlar mı? NBA'de oynanan basketbol ise bu ne? Buna eğer sen 'basketbol' diyorsan üç rekat namaz kılmadan 'NBA' lafını ağzına alma!
O Murat Murathanoğlu, İsmet Badem, Murat Kosava'ya inanamıyorum! Bu kadar kötü bir basketbolu 'parlatacağız' diye... 'Acaba bunlar da Turgay Demirel'in 28.5 milyon lira listesinde var mı?' diye düşündüm.
Çünkü bu bedavaya yapılacak iş değil. Kimse bana kızmasın . Hepsi de arkadaşlarım.
Kendi arkadaşlarımı tanıyamıyorum!
Türk basketbolu ile İspanyol basketbolunu mukayese etme cüretinde bulunuyorlar.
Kedi fare gibi oynadı adamlar; kedi fare gibi!..
CUMHURBAŞKANI'NA GİDECEĞİM
O hala geçiştirme düşüncesinde!..
28.5 milyon lira bankaya ne gün yattı? O 28.5 milyonun kuruşu kuruşuna bankadan hangi gün çıktı? Bu aradaki faizler ne oldu?
1- Dağıtılan bu memleketin kuruşudur. Bu memleketin insanının tek kuruşunu yemek haramdır. Dinen haramdır, yasalara göre de suçtur.
Yani bu dünyada da sorarlar hesabını, öbür dünyada da sorarlar.
2- Kimlere, ne zaman kaçar lira ödendi, imzalı belgelerini istiyorum. 'Hidayet Türkoğlu'na şu kadar verdim' diye değil. Ne gün almış Hidayet; imzası. Ya da bankaya yatırılmışsa o bankanın dekontu...
Hidayet adına falanca almışsa 'şu günde, şu saatte alınmıştır.' Bankada bunların hepsi var.
Bilgisayar çağında yaşıyoruz. Bunları açıklayacak birer birer...
BELGESİ OLMASI LAZIM
Bir yönetmelik var ödül yönetmeliği...
O yönetmelikte kimlerin, hangi oranlarda ne alacağı kayıtlı...
Bu yönetmeliğin dışında bir şey ödüyorsan bunun bir belgesi olması lazım.
O ödül yönetmeliğinde adı olmayan insanlara sen neye göre ödül veriyorsun? Niye 300'er bin vermiyorsun da 1 milyon 200 bin veriyorsun? Niye 3 milyon vermiyorsun da 1 milyon 200 bin veriyorsun? Adama sorarlar.
Bunların hiç biri yok hesaplarda!..
Almışlar hoop! Bunu Spor Bakanlığı müfettişleri çözmez ise sonuncu aşamam Cumhurbaşkanlığı...
Cumhurbaşkanlığı'na resmen dilekçe ile vatandaş olarak başvurup, Sayın Cumhurbaşkanı'ndan Devlet Denetleme Kurulu'nu harekete geçirmesini isteyeceğim...
Bu iş bu kadar ciddi...
Editör: Bülent Can