Sadece hakemler duymadı

Gökhan, Abay'a herkesin gözü önünde küfür etti. Dört hakem duymadı. Lig TV de örtbas etti. Saracoğlu'nda kartlar çıkmıyor

* Fenerbahçe-Büyükşehir Belediye maçının hakemini iki taraf da fazla beğenmedi. Siz nasıl buldunuz?

Aykut Kocaman tam bir yavuz hırsızı oynuyor. Caner'i oyundan atan hakem üzerine kopan kıyametin geriye dönüşü olmayacağını, buna rağmen medyanın bu kıyameti niye kopardığını sana söylemiştim. İşte 'niye'sinin bir nedenini gördük. Hakem Süleyman Abay, kameraların önünde, herkesin önünde kendisine bilmem ne çocuğu diye küfür eden Gökhan'a kırmızı kart çıkaramadı. Aydınus için o kıyamet kopmasa o kart çıkardı.
Çünkü herkes duydu. Duymayan orta hakem, duymayan yan hakemler, duymayan dördüncü hakem, duymayan temsilciler, gözlemciler ve duymayan Lig TV tabiatıyla...
Fatih hocanın hareketlerini, sözlerini ekrana tekrar tekrar getiren Lig TV, Büyükşehir Belediye maçında özellikle seyrettim, Gökhan'ı görmezden geldi. Bir örtbas etme çabası!..
Markus Merk ile Hakan Şükür'ün yorumlarına da inanamadım. Aynı pozisyonda topu sağ ayağı ile ileriye atan iki futbolcu... İkisinin de topu atmakta olan sağ ayağına darbe var. Biri Büyükşehir Belediye'den sarı kart var, Fenerbahçeliye yok. Markus ile Hakan'ın yorumlarına güldüm.
Desene, 'Bu Fenerli, bu Büyükşehirli... Burası Saracoğlu Stadı, bu kart böyle olur!' Ne diye lafı dolandırıyorsun.
Hakan Şükür, "Ayak öne doğru hareket ettiği için arkadan gelen darbe acıtmaz" diyor. Yani aynı yönden oluyor.
SEYİRCİYE ŞİKAYET ETTİLER

Ben senin arabana arkadan vurayım bakalım ne hale geliyorsun! Allah'tan trafik polisleri böyle yorumlamıyorlar. 'Karşıdan vurma tehlikeli de arkadan vurursan o kadar acıtmaz. Hadi çekin arabanızı' demiyorlar! Bilakis, arkadan vuranın canına okuyorlar. Çünkü arkadan vurana karşı, senin kendini savunma şansın yok.
FIFA, 'Aynı darbeyi önden yapmakla, arkadan yapmanın farkı kırmızıdır. Çünka arkaya karşı kendini koruyamaz futbolcu' diyor. FIFA'nın yorumu tam tersiyken, Hakan ile Markus Merk gibi iki adam Fenerbahçe'ye göre yorumluyor pozisyonu...
Yine hatırlayacaksın, "Saracoğlu Stadı'nda Fenerbahçeli futbolcuya çıkan birinci sarı kart berattır, özgürlük beratı... 'Bundan sonra her istediğini yapma hakkın var evladım. Çünkü ben sana ikinci sarıyı göstermem.' Hakemler böyle bakıyor" demiştim.
Bunun en canlı örneğini Hasan Ali Kaldırım'da yaşadık. 30 saniye içinde öyle bir tekme savurdu ki sarı karttan sonra geçiştirildi! Aykut fark etti ve hemen oyundan aldı. 'Hakemin de göz yumamayacağı işler yapacak, kendini kaybetti' dedi ve oyundan aldı. İnanılır gibi değil!
Her şeyi Fener'e göre yorumlayan bir hakeme Aykut dil uzatıyor; niye? Çünkü bir hafta sonra derbi var. Derbinin hakemini etkilemesi lazım.
Derbi Saracoğlu'nda değil, Arena'da... Hakemler Arena'ya, Saracoğlu Stadı'ndaki gibi mahkum çıkmıyorlar. Onun için ne yapacak, medyayı da arkasına alarak...
Fenerbahçeli oyuncular son dönemde saha içinde sinirli ve agresif görünüyorlar. Büyükşehir maçının ilk yarısının sonunda bir sahne var; Volkan başta tüm oyuncular hakeme büyük tepki gösterdi, ardından da Sow'a sarı kart çıktı! Bu kadar gergin olmalarını neye bağlıyorsunuz?

Sow'a göstermesine de şükürler olsun. Maç başladığı andan itibaren taç dahil, her şeyde futbolcular, hakeme itiraz etti. Seyirci, Fenerbahçe aleyhine çalınan her düdükte tepki gösterdi!
FIFA'nın en ifrit olduğu durum bu... FIFA, hakeme, 'Seni seyirciye şikayet eden futbolcuyu affetme' diyor. Fenerbahçe stadında, futbolcuya, hele de ikinci kart katiyen çıkmayacağı için böyle bir hakem komedisi izliyoruz.
Gözlemci de 8.2 not vermiş! Bu Fenerbahçe'ye verilen ödülün karşılığı... 'Sen Fenerbahçe'yi bu kadar kayırırsan ben de sana 8.2 veririm.' 8.2 çok kritik bir not. Yani 'İyisin' demiyor gözlemci ama 'Cezayı da hak etmedin, haftaya yine maça çıkabilirsin' notu...
Tam öyle limitte not veriyor, uyanıklığa bakar mısın? 'Bu hakemi nasıl beğendin' diyecekler 'Beğenmedim ki verdiğim not 8.2.' 8.2 bizim karnelerdeki 8.2 değil! 'Ama Fener'i kayıran bir hakeme nasıl ceza istersin?' 'Oo ceza istemedim ki 8.2.' Yani cımbızla seçilmiş bir not koymuş gözlemci!
Bu hafta derbi maçtaki hakemini göreceğiz.
* Kocaman, Belediye'nin sert oynadığını ve hakemin de buna müsaade ettiğini söyledi.

Sert mi oynamış? Aykut Kocaman sert oyun görmemiş herhalde...
Sarı kart gören ve görmesi gereken hareketlerin onda sekizini Fenerliler yaptı! Ama Aykut hep geleceğe dönük konuşmayı çok iyi biliyor.
Medyanın kendisinden yana olduğunu biliyor bütün hedefi derbi maçını etkilemek.
* Bazı gazetelerde hakemin Fenerbahçe aleyhine yaptığı hatalar manşetti.

Yani iki şey zaten neredeyse resmi Fener organı gibi; birisi Lig TV birisi Hürriyet gazetesi, birisi de NTV... Ama buna rağmen Hürriyet de NTV de Lig TV de Fenerbahçe'yi tatmin etmiyor!
TERİM DEĞİLSE KİMİ KAST ETTİ

* Korkmaz'ın Caner'in elini sıkmaması da yadırgandı... Gerçi kendisi de daha sonra yanlış yaptığını kabul etti.

Maçın öfkesi içinde oluyor. Ama teknik direktörün kendi futbolcularına neler yaptığını görüyoruz.
Fatih Terim'in evladı manevisi Emre'ye neler yaptığını görmedik mi, Aykut Kocaman'ın Stoch'a neler yaptığını görmedik mi? Bir de çocuğu kadro dışı bıraktı!
O arada da Bülent Korkmaz rakip futbolcunun elini sıkmış sıkmamış. Caner herhalde teşekkür etmeye gitti, 'Bu maçı bize hediye ettiğin için Allah sizden razı olsun' diye!..
* Basın toplantısında "Başkalarına da aynı soruları sorabiliyor musunuz" sözlerine de açıklık getirdi ve Terim'i kastetmediğini söyledi.

İnsanları geri zekalı mı zannediyor! Eskilerin bir lafı var; 'Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın!' diye... Fatih Terim'i kastetmiyorsa acaba kimi kastetti? 1461 Trabzon hocasını mı? Ya da Mardinspor hocasını mı? Arkasından da "Galatasaray'ı izleyen muhabirlerin sorularına istersem cevap veririm, istersem vermem" dedi.
Bölücülüğe, ayrımcılığa bakar mısın! "Galatasaray muhabirleri umurumda değil" diyor ve buna karşı Türkiye'nin kurumlarının sesi çıkmıyor! Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin yeri yerinden oynatması lazım. Gazeteciler Cemiyeti yeri yerinden oynatmalı... Çünkü muhabirin bireysel olarak Fenerbahçe'ye gücü yetmiyor. Adamlar istediklerini attırıyorlar, istedikleri programı bitiriyorlar, istediklerini susturuyorlar. Bugün hâlâ en büyük gazetelerin, spor müdürleriyle uğraştıklarını biliyorum.
Onun için bu aşağılamaya muhatap olan Galatasaray muhabirinin, kendi kendini korumasına imkan yok, işini kaybeder.
Cemiyetler bunun için var. 'Sen kim oluyorsun Aykut Efendi' diye masaya yumruğunu vuran cemiyet gördünüz mü?
Türkiye'de gazeteci yapayalnız. Yargıya karşı yapayalnız, hükümete karşı yapayalnız, kurumlara karşı yapayalnız, kendi gazetesinde bile yapayalnız! 'Aman Fener'i kızdırmayalım!' Hadi buyur gazetecilik yap.
MESSi'Yi KADRO DIŞI BIRAKIR
* Stoch'un kadro dışı kalmasını doğru buluyor musunuz?
Ben başından beri söylüyorum; Aykut Kocaman, Fener'i yönetebilecek çapta bir hoca değil. Gerek teknik açıdan gerek taktik açıdan gerekse de insan yönetme yeteneği açısından...
* Stoch 'Tam konsantre olmuşken oyundan alınmak sinirlerimi bozuyor' diyerek hocasını hedef aldı.

Yani bilmiyor işte... Aykut'un orada olmasının tek sebebi var; Aziz Yıldırım'a 'He' demesi...
Bunu ben sürekli söylüyorum ya bunu ortadan kaldırmak için bir haber medyaya sızdırılıyor; 'Aykut ile Aziz Yıldırım üç aydır konuşmuyorlarmış.' Öyle bir şey olsa Aykut gününde gider. Çünkü Aykut'un orada kalmasının tek nedeni Aziz Yıldırım!..
Aykut, Alex'i ziyan etti. Geleni gideni ziyan ediyor. Başkaları da bu listeye girer, hiç merak etmeyin.
İyi futbolcuyu, küçük futbolcuyu, ucuz futbolcuyu, basit futbolcuyu herkes yönetir, herkes yönetir. Böyle bir adamı getir herkes yönetir.
Çünkü her söylenene 'he' demekten başka çaresi yok o takımda olması için...
İnsanlar büyüdükçe kaprisleri artar. Marifet büyük futbolcuyu yönetmek. Messi'yi Fener'e getir 3 ay sonra Aykut kadro dışı bırakır.
Alex'in gidişinin tek sebebi bu... Yarın Stoch öbür gün bilmem kim!.. Bunun sonu yok.
Aykut'un adam yönetemediği için futbolcular kendi kendilerini yönetecekler, Aykut'a tahammül edecekler. Edemeyen de gidiyor.
* Beşiktaş gol atıyor ama çok da gol yiyor. Eskişehir karşısında son yedi dakikada 2 gol yedi ve maç berabere bitti. Aybaba defansif yönden neler yapmalı?

Beşiktaş ile ilgili sözlerimde bir değişiklik yok. Samet hoca belli gelecek senenin takımını yapıyor ve elindeki imkânlarla da en iyi işi yapıyor.
McGREGOR'U NEREDEN BULDU!

Samet hocanın anlayamadığı bir tek şey var; 'Cenk' diye iyi bir kalecisi var. McGregor'u nereden buldu getirdi? Türkiye'de adının yabancı olması kaleci olmak için yeterli neredeyse!
Bu kalecinin geldiğinden bu yana iyi kurtarışlar yaptığını hatırlamıyorum.
Cenk çok iyi bir kaleci, milli takıma çağırılan...
Çağrılmadığı zaman 'niye çağrılmadı' diye kıyameti kopardığımız kaleciyi sen kenara it! Neymiş McGregor!..
SEZON BAŞINDA NiYE SUSTU?
* Terim, "Başkan Sneijder ve Diego'yu önerdi ama ben Kaka'yı istiyorum" dedi. Kaka alınmalı mı, gelirse Galatasaray'a katkısı ne olur? Tabii Terim'in zamanlamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Fatih Terim'e bir tek şey sormak istiyorum. Sezon başında Kaka'nın alınması söz konusuydu, gazetelerin manşetlerinden düşmüyordu. Başkan Ünal Aysal da 'kapının açık olduğunu' söyledi. 'Çilek' lafı Kaka'dan doğdu. O zamanlar Fatih Terim bu konuda bir cümle etti mi? Kaka gündemdeyken susan Fatih Terim şimdi durup dururken niye konuştu? Hem de artık Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde tur atlamışken, Şampiyonlar Ligi'nde oynamasına imkan olmayan bir adamı istemesini anlamakta güçlük çekiyorum.
HARİKALAR YARATIYOR

Ben Kaka'yı Galatasaray'da görmek isterim. Ama ben Ronaldinho'yu da görmek istiyorum.
Yılın futbolcusu seçildi Brezilya'da... Harikalar yaratıyor.
Transfer olduğu zaman 'Atletico Mineiro diye isimsiz bir takıma gitti' dedi bütün gazeteler...
Şimdi Atletico Mineiro şampiyonluk mücadelesi veren takımlardan biri hem de Brezilya Ligi gibi o korkunç ligde. Flamengo'lar, Fluminense'ler, Santos'lar, Corinthians'ların olduğu ligde başarıyla aradan çıktı Atletico Mineiro...
Ronaldinho ve de Galatasaray'ın şutladıklarından Jo'nun sayesinde. Fatih hoca bunları nasıl oynatırdı hem de nasıl oynatırdı! Hagi'yi, Pocescu'yu oynatan adam bunları oynatmaz mı? Ama ne Ronaldinho'yu istedi ne de Kaka için bir laf etti. Şimdi birden bire "Ben Kaka'yı istiyorum." Anlamakta çok güçlük çektim!
MUKAYESE EDiLMEZ
* Messi için ne düşünüyorsunuz? Müller'in bir yılda attığı 85 golü geçip rekor kırdı ve başarılarına bir yenisini daha ekledi. Dönemler ve şartlar aynı değil ama iki futbolcuyu karşılaştırdığınızda kim daha ağır basıyor? Hangisinin golleri daha değerli?

İkisinin de ortak yanları çok. İkisinin de arkasında harika on adam var. Müller'in santrforluğunda, Almanya gelmiş geçmiş en büyük Almanya'ydı, Barcelona da öyle... Bu iki takımda da on adam ona oynardı. Orada Müller'e, burada Messi'ye...
Onun için zaten bu ikisi lider vaziyetindeler.
Bir tek kişiye oynayan başka bir takım olmadı.
Ama tarzları çok ayrı... Müller ile Messi'yi futbol tarzı olarak mukayese edemezsin.
Müller sadece santrfor, yani Batılıların 'striker' dedikleri golcü santrfor... Bunun dışında takımda bir görevi yoktu.
Messi hücuma dönük orta saha oyuncusu hatta santrfor da değil. Ama bu tabii Messi'ye bir de avantaj sağlıyor; stoper markajından kurtuluyor. Stoperler başka bir santrforla uğraşmak zorundalar.
Durumlar birbirinden çok farklı... 'Messi mi, Müller mi?' diye yani 'ikisi de çok gol attı' diye bir mukayese yapamazsın.
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.