* Sahalardaki şiddet olayları bu defa tekerlekli sandalye basketbol maçında yaşandı. Beşiktaş ve Galatasaray taraftarları maç boyunca birbirleriyle dalaştı, maç sonunda da tekerlekli sandalyelerin kırılmasına varan olaylar yaşandı. Göz yaşartıcı bombalar atıldı. Yıllardır konuşuyoruz ama bir çözüm bulunamıyor.
O maçta olanları televizyonda seyrettikçe tüylerim ürperiyor. Allah'tan ben bu ülkenin diktatörü falan değilim. 'İkinci bir emre kadar bu ülkede spor yapmak yasaktır' derdim.
Senelerden beri söylemekten dilimde tüy bitti. Türkiye'nin neresine gidersen git her kulüpte bir avuç hayvan var ve bunların kimliklerini de herkes biliyor. Eğer İstanbul Emniyet Müdürü eğer İstanbul Asayiş Müdürü 'Ben bilmiyorum' diyorsa yazıklar olsun onlara... Çünkü bunlar geçimlerini böyle sağlıyorlar. Bunlar her maça organize, çete olarak gidiyorlar.
Suç... Çete suçu işliyorlar.
Benim tek başıma seni dövmem suç ama 5 kişi çete kurup seni döversek çok daha ağır bir suç.
ORGANİZE ÇETELERİN İŞİ
Bu ne demek? Bu benim Anayasal hakkım. Ben maça giderim. Devletin görevi de benim maça gitmemi sağlamak.
Ben Galatasaray'ın Portekiz'deki maçına, Yunanistan'daki maçına, Güney Kıbrıs'taki maçına gidiyorum, Fenerbahçe'nin stadına, Beşiktaş'ın stadına gidemiyorum.
Neden; çünkü benim devletim aciz olduğunu ilan ediyor! Bir avuç hayvana karşı aciz!
Ben bunu kabul edemiyorum.
Bazen onlarca, bazen yüzlerce, bazen binlerce kişi görüyorsun tribünlerde ama gerisi tribün psikolojisi, toplum psikolojisi...
Herkes kendi halinde otururken, biri 'Vurun kahpeye' bağırır. Tarih boyu böyle olmuş.
Ondan sonra masum bir kadın ölür.
Tribünlerde yaşanan tamamen bu organize çetelerin yarattığı 'Vurun kahpeye' olayıdır.
FEDERASYON NEDEN UYARMADI?
Sandalyeler paramparça edilmiş.
Bir engellinin hayatı o sandalye... Kimbilir hangi koşullarda aldı. Yenisini alabilecek gücü var mı, yok mu? Olsa da hazır mı o sandalye!
Bu kadar gözü döner mi insanın ve bu kadar gözü dönmüş insana devlet nasıl teslim olur? Bedensel Engelliler Federasyonu bilmiyor mu? 'Burada Beşiktaş-Galatasaray engelli maçı var ama bu hayvanlar engelli, engelsiz tanımaz, gelebilirler. Tedbir alın' demiyor mu?
Polisin aldığı tedbir bu mu!..
Biber gazı sıkıyorlar. Engellinin olduğu yerde biber gazı sıkılır mı! Arabası da kırılmış, engelli nasıl kaçacak! Çocuklar nasıl kaçacaklar!
Türk polisinin protestoyu, olayı bastırmasının bir tek yolu var: Biber gazı sıkmak!
Digiturk'ün elinde görüntüler var. Pazar günü Manchester City ile Manchester United karşı karşıya geldi. Dünyanın en korkunç derbilerinden biri... İki tarafın da seyircileri stadyumda... Maç da olay çıkarmaya uygun bir havada cereyan etti.
Maçın başında konuk takım Manchester United 2-0 öne geçti. Ardından Van Persie üçüncü golü attı. Yan hakem aptalca bir bayrak kaldırıp, ofsayt verdi!
Ondan sonra sazı Manchester City eline aldı, 85. dakikada 2-
2 beraberliği sağladı.
Hani derler ya 'Yukarıda var' diye... Uzatma dakikalarında, attığı gol iptal edilen Van Persie üçüncü golü bir daha attı. Maçı 3-
2 konuk takım kazandı.
Maçta tek olay var. Önce ne olduğunu göremedik.
Bir baktık Ferdinand'ın yüzü kanamış.
30 saniye sonra kamera tribünlere döndüğünde üç tane polis, bozuk para atan adamı yakalamış ve götürüyor. 30 saniye sonra...
Neden? Çünkü orada polis maç seyretmeye gitmiyor. Orada polis tribünleri seyretmeye gidiyor.
O adam oradan alındı ve bütün İngiltere de gördü. Her defasında da böyle oluyor ayrıca...
Şimdi o adam bir daha o stadyumu göremez.
Başka bir ceza almazsa maç saatinde gider karakolda oturur. Alacağı en hafif ceza bu...
O adam artık takımının maçını seyretme hakkını kaybetti. Hadi bakalım, sen bir dahaki maçta sahaya bir şey at bakalım!
Hadi at!..
Arkadan Fenerbahçe-Büyükşehir Belediye maçı başladı. Bir ara sahaya girmiş bir Fenerli gördük. Lütfen gazeteci olarak bir araştırın. O adam o gece nerede uyudu? Hakkında en ufak bir soruşturma açıldı mı? Savcılık 'Onu bana getirin' dedi mi?
Ya da polis onu alıp savcıya götürdü mü?
BAĞIRA BAĞIRA GELDİ
Hatta gelecek senelerde maç Fener stadındaysa, Galatasaraylıların Kadıköy'e gitmeleri yasaklanacak! Ben mesela maç günü Bağdat Caddesi'nde bir kahve içemeyeceğim.
Çünkü Bağdat Caddesi'ndeki Fenerbahçelileri tahrik etmiş olacağım! Bunun için Galatasaraylılar o tarafa geçmesin!
Maç eğer Arena'daysa, bu defa da 'Fenerbahçelilerin Avrupa yakasına geçmesi yasaktır' diyecekler. Hatta köprüleri, yolları kapayacaklar!
Böyle bir şey olabilir mi? Şaka gibi geliyor ama oraya gidiyoruz!
Dünyanın hangi ülkesinde deplasman takımının seyircisinin maça gitmesi yasak! Bu yasak devletin aczinin ifadesidir ama engelliler maçında görüyoruz ki devlet hakikaten aciz!
Küçücük salon... 150 kişi orada var, 150 kişi burada var. Bunları kontrol edemiyorsan...
Üstelik de olaylar bağıra bağıra geliyor.
iÇiŞLERi BAKANI iSTiFA EDERDi
* Maçın başından itibaren gerginlik olduğu ve olayların tırmanacağı hissediliyor.
O zaman polis niye var? O zaman savcılar niye var? Bu ülkede hafifletilmiş de olsa Sporda Şiddet Yasası var.
Harika bir yasa çıkarmışlardı, ödü patlayacaktı milletin. Yani 'Beni tutmazlar ama ya tutarlarsa beş sene yatarım' diye ödü patlayacak, yapamayacaktı.
Son meclis açıldığından bu yana ilk kez bütün partiler bu yasayı hafifletmek için birleştiler.
AKP'si, MHP'si, CHP'si, BDP'si... Başka hiçbir ulusal konuda terör dahil birleşmeyenler şiddet suçlarını hafifletmek için birleştiler! O hafifleyen yasayı da polis de izlemiyor, savcılar da izlemiyor. 'İzliyorlar' diyorlar, hikaye...
Ferdinand'ın kafasına bozuk parayı atan adamı ben gördüm, polislerin arasında... Bana Türkiye'de böyle bir tane görüntü göstersinler.
Polisin anında olaya anında el koyduğunu göstersinler. Bana bir tane Kadıköy Savcılığı'ndan, Şişli Savcılığı'ndan yapılan açıklama göstersinler. 'Dünkü maçta olay çıkaran şu kadar kişi savcılığa sevk edilmiştir, şu kadarı tutuklanmıştır, şu kadarı hakkında dava açılmıştır' diye isim listesi versinler bana.
Türkiye'de bu hayvanların hepsi yaptıklarının yanına kar kalacağını biliyorlar.
KAPTANI ÖLÜME YOLLADIK
Şu alakası var: Böyle bir olayın içişleri bakanının istifasına sebep olacağını Fransa'nın bütün içişleri teşkilatı biliyor ve o teşkilat biliyor ki bakanın istifa ettiği olayda kendileri de paçayı kurtarmaz. O salondaki polisten silsilei meratip, bakana gelene kadar aradaki her kademe gider. Bunun için de Fransa'da böyle bir şey olmaz. Onun için de İngiltere'de taşı atan adam 30. saniyede yakalanır.
Korkunç fırtınada sandal gibi bir botla kaptanı ölüme gönderdik! O botun bırakın başkasını kurtarmayı o fırtınada kendisini kurtaramayacağı belli... Kaptan öldü. Ne oldu bugün; konuşan var mı? Ölen öldüğüyle kalıyor. Ailesi acısıyla kaldı biz olayı unuttuk. Kim gönderdi, niye gönderdi, nasıl gönderdi hesabını soran yok.
Bizde hiçbir şeyin hesabı sorulmuyor.
Devlet gücünü gösterecek.
1- Yasama gücünü gösterecek. Oy hesabı peşinde olmadan.
2- Yürütme gücünü gösterecek. Yani, güvenlik güçleri.
3- Yargı gücünü gösterecek.
Devleti devlet yapan üç kuvvet değil mi bunlar? Yasama, yürütme, yargı... Yargı savcıları ve yargıçlarıyla anında o engelli maçında olaylara sebep olanlar bir hafta içinde cezalarını almalılar öyle hızlandırılmış mahkeme ile... Her şey meydanda çünkü...
Görüntü önünde...
SEYİRCİSİZ SPOR OLMAZ
İşte buyur.' Bugün iddianame, yarın savunma öbür gün ceza, bitti.
Başka yolu yok ya da bu ülkede sporu yasaklarsın.
Çünkü seyircisiz spor oynanmaz.
Sporun anlamı seyirdir. Adı da öyle zaten seyir sporu...
Taraflardan birini yasaklamak insanlığa sığmaz, anayasaya sığmaz. Onun için spor yapmazsın ya da devletin devlet olduğunu gösterirsin. Tabii devletin bir de dördüncü gücü var; basın. Hani o nerede?
Bu ülkede basın basın olsa, basın görevini yapsa böyle mi olur? Sana temin ederim şu konuştuğumuz korkunç olaylar üç gün sonra unutulacak. Çünkü yarın mecburen yazacaklar bu görüntü üstüne... Salıdan itibaren derbi başlayacak spor sayfalarında!..
Editör: Bülent CAN