En zayıf yeri savunması

Prosinecki'ye F.Bahçe'yi çözmek için 45 dakika yetti. Bu savunma ile ayakta duramaz. Volkan'ın maç öncesi yorgun halsiz görüntüsü vardı. Bu durumda morali nasıl iyi olsun ki

* Fenerbahçe, deplasmanda aldığı kötü sonuçlara Kayseri'de bir yenisini ekledi. İkinci yarı nispeten daha çekişmeli, daha keyifliydi.
Cristian ve Sefa'nın karşılıklı cömertçe harcadığı pozisyonlar vardı. İki takımı nasıl buldunuz?

Türkiye'deki en az görev yapan en yeni hocalardan birisi Prosinecki... Ama 45 dakika yetti ona Fenerbahçe'yi çözmek için... Fenerbahçe'nin en zayıf yeri savunması...
Fenerbahçe'den puan almak istiyorsan üstüne oynayacaksın. O da atar ama sen de atarsın ve ikinci yarıda Kayserispor, Fenerbahçe savunmasına hallaç pamuğu gibi attı. Türkiye'de Süper Lig'de oynayan her takım Fenerbahçe savunmasına hallaç pamuğu gibi atar ama o savunmanın üstüne oynayan yok.
Ben 14 haftadır, her Fener maçından sonra "Oyunu Fenerbahçe'nin en güçlü olduğu yerde yani kendi yarı sahanda oynarsan bu adamlar öyle ya da böyle bir tane atıyorlar" diyorum.
Alex varken daha kolaydı ama şimdi de Sow var, Kuyt var yine atıyorlardı.
Kayseri maçında en olmayacak pozisyon gol oldu. Kuyt'ın attığı gol gibi bir gol yok. Ama olması gerekenler olmadı. Ama olsaydı ne fark eder ki! Baroni'nin kaçırdıklarının iki mislini Kayseri kaçırdı. Bu maçın hakkı 5-2 falandı. Fenerbahçe'nin üstüne oynarsan bunu görüyorsun.
KİĞILI GİBİ CANDAN YÖNETİCİ AZ

Bu savunmayla Fenerbahçe ayakta duramaz.
Fenerbahçe'nin üstüne oynamadıkları halde sene başından beri Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusu Volkan! Bu ne demek; her maç puanları kurtaran adam Volkan. Yine neler kurtardı!
* Golde önde yakandı ama kurtardıkları ile takımı ayakta tuttu.

Kayseri maçındaki Volkan en iyi günündeki Volkan değildi. Maçın başında, hatta bizim salondaki Fenerliler, 'Eyvah' dedi. Yorgun, halsiz görünümü vardı. Ama yani morali de nasıl iyi olsun. Adam önündeki müdafaayı biliyor.
* "Moral" deyince Kayseri maçı öncesi otobüsleri taşlanan futbolcuların, deplasman maçlarında yalnız kalmaktan şikayet ettikleri yönünde haberler çıktı. Bu konuda en büyük serzeniş de tabii ki daha önce maç kaçırmayan Başkan Yıldırım'a yönelik.
Futbolcular haklı mı, Yıldırım niye maçlara gitmiyor?

Kayseri için bu eleştiriyi kabul etmiyorum. Takımı, Kayseri'ye Abdullah Kiğılı götürdü. Abdullah Kiğılı gibi candan kucaklayan, severek kucaklayan yönetici Türkiye'de az... 'Kendimizi yalnız hissettik' diyen Fenerbahçeli futbolcu varsa bana söylesin de alnını karışlayayım ki Abdullah Kiğılı hastaneden yeni çıktı. Güç halle yürüyor. Kalçasının kırığını platinlerle düzelttiler güç halle yürüyor. Bizim kahvaltımıza zor geldi buna rağmen hafta sonu Kayseri'ye gitti.
TOPBAŞ'TAN ÇIT YOK

Tabii Aziz Yıldırım deplasmana niye gitmiyor; çünkü Fenerbahçe stadı kontrolünde... Alıyor eline mikrofonu kadınlara dahil fırçasını atıyor.
Ama kontrolünde olmayan her stadyumda fena halde protesto edileceğini biliyor. 'Her horoz kendi çöplüğünde öter. Ben Saracoğlu'nda öterim başka yere de gitmem' diyor. Bu kadar açık.
İşte Ünal Aysal kendisini açık açık davet etti. "Merak etmesin, çok iyi ağırlayacağız" dedi.
Bakalım Arena'ya gelecek mi, gelemeyecek mi?
* "Yazılı davet beklediğini" açıkladı.

Bir de kırmızı halı döşesinler Kadıköy'den Arena'ya!..
* Saracoğlu Stadı'nın imar, iskan durumu çok konuşuldu. Siz de sık sık bu konuyla ilgili sorular sordunuz. Bugünlerde Ülker Arena'nın durumu sorgulanıyor. Fenerbahçe, Kadıköy ve Ataşehir üçgeni arasında birtakım yolsuzluk iddiaları var. Siz bu iddialarla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Valla her şey olabilir. Ben senelerden beri "Saracoğlu Stadı'nın iskan müsaadesini bana gösterin" diyorum. Altında kimin imzası var, merak ediyorum. Ona 'Bu iskanı nasıl verdiniz?' diye soracağım. Sayın Kadir Topbaş belediyesinden çıt yok şu ana kadar! 'Sabah gazetesinin önündeki kaldırım taşı kırık' diye yazdığım zaman basın bürosu bana anında yazılı ve sözlü, "Sayın Topbaş dediler ki" diye yanıt verirken, Fenerbahçe stadını sorduğum zaman tıss yok!..
Senelerce Akmerkez'i sordum mesela... Ona da tıss yok. Hâlâ Akmerkez'in izinleri var mı bilmiyorum!
Durumu nedir bilmiyorum.
BAŞBAKAN İZİN VERMEMİŞTİ

Türkiye'de bazı yerler ya imtiyazlı ya da nedense oralar hakkında açıklama yapmaktan çekiniliyor.
Bunlardan bir tanesi de Saracoğlu Stadı...
Belki biri izin verdi ama 'Nasıl izin verdin?' sorusuna cevap veremeyeceğini biliyor. Çünkü Saracoğlu'nun olduğu yerde bir stat yapımına izin vermek, şehircilik cinayeti... Bunu benden iyi biliyorlar.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken, bugünün Sayın Başbakanı o izni vermemişti.
Galatasaray, Ali Sami Yen'i yenilemek için Başbakan'a gidip izin istediğinde verdiği cevabı unutmuyorum: "Arkadaşlar ben Fenerbahçe'nin kongre üyesiyim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken, Fenerbahçe'ye izin vermedim. 'Burada stadyum olur mu' diye...
Şimdi Mecidiyeköy'ün göbeğine stadyum yapılmasına benden nasıl izin vermemi bekliyorsunuz!"
Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak reddettiği bir izni, bir başkası vermiş. Ali Müfit Gürtuna mı vermiş, Kadir Topbaş mı vermiş; bilemiyorum. Ama ısrarlı sorularıma karşı cevap vermiyorlar.
Şimdi Saracoğlu Stadı kapkaranlık dururken, Ülker Arena'da her şey olabilir.
Bu tapu işleri, gayri menkul işleri lafla olmaz.
Hepsinin belgesi var. İçinde çalıştığım binaya kaplama yaptılar. Bina dikmediler, kat da eklemediler.
Cam da eklemediler. Mevcut binaya kaplama yaptılar. Ama kayıtları vardır, izinleri vardır. İzinsiz yapamazsın.
Nerede? Saracoğlu'nun izinleri nerede?
KİŞİSEL ÖFKESİNE KURBAN ETTİ
* Galatasaray voleybolda açığı kapatıyor. Ciddi yatırımlar yapıldı ve bu saha sonuçlarına da yansımaya başladı. Son yıllarda kadın voleybolunu domine eden Fenerbahçe'yi biri kupada olmak üzere üst üste iki maçta mağlup etti.

Ben son maçı seyrettim. Mehmet Ali Aydınlar'ın bu işi bırakmasından bu yana Fenerbahçe tepetaklak gitmiş.
Açık!..
Galatasaray eskisinden iyi olduğu için yenmedi Fener'i; Fener eskisinin yarısı değil de ondan yenildi. Tablo budur.
Aziz Yıldırım kişisel öfkelerine, kişisel hesaplarına Fenerbahçe'yi kurban etti. Aydınlar gibi bütün varlığıyla o voleybol takımının arkasında duran ve onu dünya şampiyonu yapan bir sponsoru attı, işte takım da bu hale geldi.
SAMET HAKLI ÇIKTI
* Beşiktaş çıkışına devam ediyor ve yeniden doğuş menemen partileriyle kutlanıyor. Ordu'yu deplasmanda 2-1 mağlup etti ve son 7 maçta, 5 galibiyet, 2 beraberlik aldı. Yaşanan sıkıntılara karşın saha içinde yüzler gülüyor.

Samet Aybaba'nın yıllardan beri bir hedefi vardı; Beşiktaş'a teknik direktör olmak. Beşiktaş camiasının da yıllardan beri bir hedefi vardı; Samet'i uzakta tutmak. 'Niye'sini bilmiyorum.
Beşiktaş'a kaptan olarak bu kadar hizmet etmiş, bu kadar taşımış Samet'e, Beşiktaş camiası niye bu kadar karşıdır bilemiyorum!
Ama ortada bir fitne olduğu kesin.
Ben bunu ilk Samet'in jübilesinde hissettim.
Oradaydım. Arkadaşı İbrahim Tatlıses'i jübilesine çağırmış. İbrahim de mikrofonu eline aldı sahaya indi; Samet için türkü söyledi.Tribünler de dolu ve orada dedi ki "Ben Fenerbahçeli olduğum halde Samet'i o kadar çok seviyorum ki Ankara'dan işimi gücümü bırakıp geldim, döneceğim."
Normalde alkışlanır. Bir yuh, Samet'e de İbrahim'e de... 'Sen bu Fenerliyi, jübilene niye çağırdın' diye!.. Kafalara bakar mısın!..
Beşiktaş taraftara göre doğru dürüst bir hoca getirecek para bulamayınca, Samet'e mecbur kaldı ve Samet'i mecburen getirdi. Yine de muhalefet!..
Ama gelinen noktada Samet'in, 'Ben bu takımı yönetirim. Burası benim hakkımdır' demekte ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu.
RIDVAN, ARDA'YI ALMAZDI

Olaya şüpheyle bakan kalemlerden, bir tanesi ağabeyimdir, Öcal Uluç; geçen hafta "Özür dilerim Samet. Beni yanılttın" diye yazı yazdı.
Samet Beşiktaşlı Beşiktaşlı olmayan çok insanı yanıltan ama 'Ben bu yeri senelerdir istiyorum.
Gördünüz haksız değilim' dedirten bir başarı gösterdi. Alnından öpmek lazım.
Yepyeni gencecik bir takım yarattı.
Bu sene Beşiktaş şampiyon olur mu, olmaz mı bilmiyorum ama gelecek yılların Beşiktaş'ının temelini atmış bulunuyor. Taa bir zamanlar 90'lı yılların sonunda Fatih Terim'in o Galatasaray'ın temelini attığı gibi...
* Oğuzhan, Ordu maçında da dikkat çeken isimler arasındaydı. Rıdvan Dilmen, genç oyunu için "20 yaşındaki Arda'dan daha iyi" şeklinde bir yorum yaptı. Katılır mısınız?

Oğuzhan iyi de Rıdvan, 20 yaşındaki Arda'yı pek seyretmemiş. O zamanki Arda'yı seyretmeyen bir sürü adam var. Hatta bunlar o kadar etkiliydiler ki Adnan Polat, Arda'yı Manisa'dan geri alma kararı verdiği zaman 'istemezük' diye bastırdılar! Başta Galatasaray'ın teknik direktörü Gerets... Polat dedi ki; "Ben alırım. İster oynat, ister oynatma."
Rıdvan da o istemeyenlerden herhalde... Rıdvan da olsaydı tahmin ediyorum o da almazdı Arda'yı!..
Ben bunu anlamıyorum yani birini övmek için başka birini kötülemeye gerek yok!
GiTMESE AYIP EDERDi
* Arda'nın Emre ile birlikte İspanya'da Fenerbahçe Ülker'in kampını ziyaret etmesi ve Fenerbahçe TV'ye röportaj vermesi olay oldu. Yaptığı yanlış bir davranış mı?

Ben Madrid'e gitmiş yerleşmişim Hıncal Uluç olarak... Fenerbahçe, Trabzon, Kayserispor, ne olursa olsun, basketbol, futbol, bisiklet ne olursa olsun... Bir spor ekibi Madrid'e geliyor.
1- Bana ev sahibi olarak, 'Hoş geldiniz' demek düşer.
2- Memleket hasreti, sıla hasreti çekiyorsun, memleketimden gelen birileriyle oturup konuşmak da benim keyfim.
Bu nasıl manyakça bir düşüncedir.
Ama işte Manchester United için dış hatları basan kafa ile yani o hayvanlarla, bu hayvanların farkı yok.
MANYAKÇA DÜŞÜNCE

Zaten bunlar Arda'yı Galatasaray'dan kaçırdı. Türkiye'nin en örnek özel yaşamına sahipken, sevgilisini kullanıp, tribünde protesto ettiler. Galatasaray'ın kaptanını!.. Ve o zaman ben "Arda git, bu adamlar seni bitirecek" diye yazdım ve Arda çok doğru bir karar verdi gitti.
Zerre kadar aldırmasın.
Madrid'e kim gelirse Arda orada ev sahibidir. Ben şimdi Madrid'e gitmeye karar verdiğim an Arda'yı ararım.
Bunlar korkunç, manyakça düşünceler 'Fenerlisin' diye Galatasaray'ın düşmanı mı olacaksın ya da 'Galatasaraylısın' diye Fenerliye düşman mı olacaksın!
Böyle bir şey olur mu?
Baban Fenerli sen Galatasaraylısın babanı Madrid'de karşılamayacaksın öyle mi! O Fenerli diye!
Arda 'Galatasaraylıyım gitmem' deseydi çok ayıp ederdi.
O zaman Arda'yı yerin dibine sokardım ben... Arda'nın yaptığı gayet doğru... 'Centilmence' de demiyorum insanca doğru...
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.