Galatasaray bölünsün istiyor
'Sakin olun' diye çağrı yapacağına fırsat kollar gibi "Kongreye gidilsin" diyor. Ne zaman diyor; Cluj maçından üç gün evvel!
- Futbol Haberleri
- 06 Kasım 2012, 23:30:37, Güncelleme: 07 Kasım 2012, 10:10:05
* Cluj'da sisli ve soğuk bir hava bekliyor Galatasaray'ı... Nasıl oynamalı; kontrollü mü yoksa ilk dakikadan itibaren gol bulmak için rakibe baskı mı uygulamalı?
Galatasaray hücumda bastırarak, pres yaparak başlamazsa kazanmasına imkan yok. Hele dört yabancılı savunma ile oynayacaksa... Eboue, Cris, Dany ve Riera geri dörtlüsü ile oynayacaksa...
Bu geri dörtlü Cluj'un değil, hiçbir takımın akınlarını kesemez.
Onun için Galatasaray'ın savunması rakip 18'de başlamalı...
Hücum presle başlamalı...
Rakip orta sahayı çok zor geçmeli...
Fatih Terim 'Cluj maçını düşünerek, Belediyespor maçında basmayın' demiş.
Terim bu görüşteyse ben buna katılmıyorum. 'Ben Cluj'da ileride basmayacağım' diyorsa yandı Galatasaray...
HARİKA BİR BEYİN VARDI
Galatasaray'ın, Fatih Terim'in en büyük silahı ileride basmak... Galatasaray ileride basarak UEFA şampiyonu oldu, Fatih Terim'in hocalığında... Savunmasıyla değil, ileride basarak...
Hakan Şükür gibi harika bir beyin vardı hücum presi yöneten... Aynı şekilde oynamak zorunda...
* Biraz da yönetim içi tartışmalara bakacak olursak... Arena'daki çamurlu maç çalkantıya sebep oldu ve "Sorumluluk yönetimin" diyen Öztürk tepkilerin odağında yer aldı. Polat da bu tartışmaların ardından, Aysal'ı kongreye çağırdı. Doğru bir zamanlama mı?
Polat'ın konuşması zamansız, gereksiz; ona hiç yakıştıramadım. Galatasaray'dan neredeyse mahkemelik olarak uzaklaşmış birisi olarak sanki fırsat kollar gibi bekliyor!
Görüntü bu...
Galatasaray'ın yaşayan bunca başkanı var; Ali Tanrıyar var, Selahattin Beyazıt var, Alp Yalman, Faruk Süren, Mehmet Cansun var. Bunların hiçbiri konuşmuyor, Polat konuşuyor; niye!
Fırsat mı kolluyor!
Sen Galatasaray'da bunca sene yöneticilik yapmış, başkanlık yapmış bir adam olarak, böyle bunalımlı durumlarda 'soğukkanlı olunması' gerektiğini en iyi bilen adamsın...
Konuşacaksa, 'Arkadaşlar, Galatasaray'ın içeride bu kadar, dışarıda bu kadar rakibi var. Böyle bir dönemde birbirinize girmeyin, sakin olun' diye konuşması gerekiyor. Tam tersine, üstüne gidiyor. İyice bölünsünler, parçalansınlar istiyor... "Kongreye gidilsin" istiyor. Ne zaman istiyor; Cluj maçından üç gün evvel...
Galatasaray'a başkanlık yapmış birine bu yakışmaz. Çünkü Galatasaray'da bir gelenek vardır. 'Bir gün bile başkan olsan artık ölene kadar başkansın'dır.
O sıfat sana yapışıp kalır. Bir kere başkan her zaman başkan... O itibarı, o saygıyı görürsün.
Öyle davranırlar.
Ya hiç konuşmayacaktı ya da 'Arkadaşlar sakin olun. Şimdi ortalığı bulandırmanın alemi yok. Hele şu Avrupa maçlarını geçelim.
Kendimizle kavga edecek vaktimiz çok' demesi gerekirken yangına körükle giden açıklamalar yapıyor.
Adnan Polat, bütün Galatasaray düşmanlarına, ne yazık ki sevgili başkanlarımız, bu kelimeyi Türk sporuna soktu, zil çaldıran bir açıklama yaptı.
Tabii ki fikir ayrılıkları olacak. Bundan doğal bir şey yok.
FİKİRLERİNİ SÖYLEYEBİLİR
* Galatasaray'ın çok sesli bir yönetimi var.
Biz demokrasiye alışamadık, demokrasiyi sindiremedik. Tek adam, tek fikir 'tiranizm'dir. 'Ben Galatasaray Yönetim Kurulu'na girdiysem susup oturmak için, başkan ne derse he demek için girmedim ki... Fikirlerimi söyleyeceğim. Her yerde de söylerim.'
* Öztürk'ün sorumluluğu kendisinin de dahil olduğu yönetimin üzerine alan açıklamasının ardından fırtına kopartılması da ilginç!.. Arena'dan başka kim sorumlu olabilir ki!..
En doğru laf... Galatasaray'ın bunca zamandır yöneticisiysen sorumluluk kimde olur!
BEŞiKTAŞ GARiBAN
* Beşiktaş, Mersin İdman Yurdu'nun 3-0 mağlup ederek üst üste ikinci galibiyetini aldı ve moral buldu. Oğuzhan maçın öne çıkan ismiydi. Attı, attırdı ve ikinci yarının başında atıldı.
Çok öne çıktı. Şimdi bak, o kırmızı kart Oğuzhan Fenerli olsa çıkmazdı. 'Kart çıkardı' diyene onlarca örneğini gösterebilirim. Beşiktaş gariban büyük! Fener'e, Galatasaray'a diş geçiremeyenler Beşiktaş'ta kendini tatmin ediyorlar.
Kart doğru ama aynı kartlar niye Galatasaray'a, F.Bahçe'ye çıkmıyor?
Galatasaray'a yine zaman zaman çıkıyor ama hele Fener maçıysa kartlar daha rahat çıkıyor. Fenerbahçe niye dokunulmaz?
İşte bu haftaki Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarını beraber seyredelim.
Ben kaç tane size Fenerbahçe'ye çıkarılmayan kart sayacağım. Üstelik de Fener deplasmanda bu hafta... Saracoğlu'nda birinci bile çıkmıyor. Deplasmanda da çıkaramıyorlar ama Beşiktaşlı Oğuzhan, genç Oğuzhan, yeni Oğuzhan cart!..
Bu hakemlerin kendi kendine tatmin ihtiyacı bence... Fener yemiyor ama isimsiz Beşiktaşlı kartı yiyor.
İLK DÖRT ARASINA GİRMELİ
* İkinci yarı Beşiktaş uzun süre 10 kişi oynadı ama Mersin İdman Yurdu bu fırsatı kullanamadı.
Mersin İdman Yurdu bu sene çok garip bir takım. Yani çok iyi oynuyor kazanamıyor, kötü oynadığı maçta puan alıyor. Son dakikalarda goller yiyor.
Bir türlü oturamadı. Geçen hafta iyiydiler bu hafta sahada yoktular.
Geçen haftanın başında Nobre'nin 'Fenerbahçe'ye, Beşiktaş'a dönebileceği' konuşulurken bu hafta sahada yok!
Mersin İdman Yurdu'nda bir şey var çünkü iyi bir kadrosu var. O kadronun daha iyi sonuçlar alması lazım. Hele de böyle bir ligde... Mersin İdmanyurdu'nun ilk dördün, ilk beşin arasında olması lazım kadrosuna baktığın zaman. Küme düşerse şaşılmayacak halde...
SELCUK YÜZDE 100 HAKLI
* Fenerbahçe geriye düştüğü karşılaşmada Akhisar Belediye'yi mağlup etti. Futbol olarak tatmin edici bulunmadı, siz Fenerbahçe'yi nasıl buldunuz?
'Hakem' olarak tatmin edici oldu. Hakemler yine büyük bir başarı ile Fenerbahçe'nin kazasız, belasız dönmesini sağladı.
İnanamıyorum. Akhisar'a iki sarı kart çıkardı, Kenan ve Bruno'ya... Bu kadar aleni Galatasaraylı oyuncuların itirazı gibi değil. Refleks olarak itiraz ediyorsun... Adama dokunmamışsın bile faul çalıyor ya da faulü sana yapmışlar, senin aleyhine faul çalıyor hakem...
Hakeme 'Ne oluyor!' diye dönersin.
Kart göstermesi gereken Fenerlilere değil, Kenan ve Bruno'ya kart gösterdi!
Tam tersineydi pozisyonlar ve ayan beyan ortadaydı üstelik...
İnanamadım; ikinci sarı kartları göstermedi Fenerlilere... Başta Kuyt olmak üzere... Oraya çıkmış, Samandra'da, Fenerbahçe'nin antrenman maçını yönetir gibi...
*Maçtan geriye Çağdaş Atan'ın golü kaldı. Ofsayt ve el yorumları yapıldı.Siz pozisyonla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Eliyle atmıyor. Dirsekten yukarısı zaten kola dahildir. Ofsayt olduğu kesin, tartışılmaz. Tabii orada orta hakemin (Bülent Yıldırım) hatası yok.
Orada ofsaytı görmeyen yan hakem...
NEFRET ETMEK İÇİN YETER
Ama sonra half time'da ne olduysa; o golün ofsayt olduğu kulağına mı geldi, 'Aman bu Bab-ı Ali bizi perişan eder' deyip, ikinci yarı durumu düzeltmek için başarıyla elinden geleni yaptı ve başardı!
* Fenerbahçeli taraftarların son dönemde en çok tepki gösterdiği oyuncular arasında yer alan Selçuk futbolu ve attığı golle dikkat çekti. Maç sonrası, sosyal medyadaki yorumlar ve eleştiriler için, "Benim de bir ailem var, bir sınır olması gerekiyor" dedi.
Selçuk yüzde 100 haklı... 'Yüzde 1, yüzde 2' demiyorum, 'yüzde 95' de demiyorum, yüzde 100 haklı... Selçuk kadar hem de senelerden beri hem de nasıl fedakarca, Fenerbahçe'ye hizmet etmiş bir adam bulunmaz.
Selçuk olayı insanın sosyal medyadan nefret etmesi için yeter. Sosyal medyayı bir takım kafalar linç unsuru haline getirdi. Kendilerine birini hedef seçiyorlar ve onu linç ediyorlar.
Selçuk için o yazıları yazanlar, Selçuk'un milyonda biri kadar Fenerli olmuşlar mı acaba!.. 'Fener'e hizmet etmişler mi?' demiyorum, o kadar Fenerli olmuşlar mı acaba!..
Bu adam üstelik milli futbolcu... 'Kazanacağım' diye uğraşacağına...
Aynı şeyi Hakan Şükür için yaşadık. "Yapmayın arkadaşlar, bu adam sadece Galatasaray'ın değil, milli takımın da bir adamı" dediğim için beni linç edeceklerdi.
Ersoy Çetin tribünlere kadar koşup, "Aman ağabey, sakın VIP'e girme, seni dövecekler" demese, ben saf saf half time'da kulise insem dayak yiyeceğim!
SANKİ HER ŞEY PIRIL PIRIL
Günahım, Galatasaray ve milli takımın santrforuna sahip çıkmak!
Çünkü onlar Galatasaraylı, Hakan Şükür değil, ben de değilim. Böyle bir şey olabilir mi!..
Allah'tan o zaman sosyal medya yok. Sosyal medya olsa biz gitmiştik.
Şimdi Selçuk'a yapıyorlar. Bu nasıl bir tatmindir! Bu nasıl bir tatmin yoludur, nasıl bir zevk alıyorlar!
Hani Fenerbahçe'nin her şeyi pırıl pırıl olur da bir Selçuk kalır, hadi...
Tam tersine, başkanından teknik direktörüne darmadağın olan Fenerbahçe'de ayakta duran tek adam bu çocuk...
Her şeye rağmen direnen, çıkan, oynayan, görevini yapan...
SPOR VE SİYASET ÇELİŞKİSİ VAR
* Türkiye Tenis Federasyonu Başkanlığına, PTT Genel Müdürü Osman Tural seçildi. Eski başkan Ayda Uluç da yeni yönetim kurulunda yer alan isimler arasındaydı. Genel Müdürün, Tenis Federasyonu Başkanlığına seçilmesiyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bütün federasyon başkanlarını sayın spor bakanımız atamaktadır, birer birer... Türkiye'de halteri sıfırlayan bir federasyon başkanının hem de Halil Mutlu gibi bir efsaneye rağmen seçimi kazanabileceğini aklın alıyor mu?
Türkiye, tarihinde ilk defa bir olimpiyatlara bir takımla gitti hem de bir kadın takımıyla gitti. Bunu başaran Voleybol Federasyonu Başkanı gitti, birisi geldi oraya!
GÜYA ÖZERK YAPTIK
Şimdi şu tenis turnuvasını İstanbul'a getirip bütün Türkiye'yi, İstanbul'u dünyaya tanıtan federasyon başkanını yolluyoruz, tenis sporunda adını ilk defa duyduğum bir genel müdür seçiliyor ve de mevcut federasyon başkanı da onun yönetimine giriyor. Ne biçim yerden emir gelmişse...
Ben 1957'de gazeteciliğe başladığımdan bu yana Türkiye'de spor ve siyaset çelişkisi vardı. Bunların birbirinden ayrılması gerektiğini söylüyordu herkes, siyasetçiler dahil...
Bu yüzden Türkiye'de birbiri ardına yasalar, yönetmelikler çıkmaya başladı.
Sonunda federasyonları özerk yaparak siyasetten ayırdık. Güya!..
Bugün görüyoruz ki bütün federasyon başkanlarını spor bakanı atıyor! O zaman özerkliği kaldırın, benim ona itirazım yok, spor bakanı atasın. O zaman ben sorumlunun kim olduğunu bilirim. 'Ey bakan! İşte Hıncal'ı atadın, futbolu bitirdi.' Şimdi ben bakana bir şey diyemiyorum ki. 'Kongre seçti' diyor bakan... Turgay Demirel'i kongre seçti, o adını bilmediğim tenis başkanını kongre seçti, o adını bilmediğim voleybol başkanını kongre seçti.
ATASIN OLSUN BİTSİN
Öyle güzel bir şey ki; lafta yasal olarak özerk!.. Böylece bütün sorumluluk federasyonlarda ama gene sen atıyorsun! Ooh! Yani böyle bir dahiyane düzen bulunmuş, inanamıyorum!
Ben şimdi diyeceğim ki; 'Ey bakan!
Türkiye'de kadın takımını olimpiyata götüren başkanı niye değiştirdin?' O da diyecek ki; 'Değiştirmedim, kongre seçti.' Halbuki atasın, alkışı da alsın. 'Bravo bakan, çok iyi başkan atamışsın' diyelim. Daha önce öyleydi.
1957'de spor bakanı yoktu spordan sorumlu devlet bakanı vardı. O bakan atardı, biz de hesabımızı o bakan ile görürdük; 'İyi atama yapmışsın, kötü atama yapmışsın' diye...
Şimdi kazanırsa bütün itibar onda, kaybederse kabahat sende!..
Röportaj: Bülent CAN
DİĞER HABERLER
-
Türkiye'nin en büyük spor kanalı A Spor'un canlı yayınını haberimizden takip edebilirsiniz. -
Futbolseverler maçları günlük olarak takip etmek için 'Bugün hangi maçlar var?' sorgulaması yapıyor. Desteklediği takımların maçlarını kaçırmayan futbolseverler, diğer karşılaşmaların kırmızı kart, penaltı, ofsayt kararlarını ve maç skorlarını takip etmek için 27 Kasım Çarşamba günü hangi maçlar var?' sorusunun cevabını araştırırken bugünkü maçları haberimizde derledik. -
MLS ekiplerinden Inter Miami'de flaş gelişmeler yaşanıyor. Arjantinli yıldız Lionel Messi'nin formasını terlettiği takımın başına Javier Mascherano getirildi. İşte detaylar...