-Beşiktaş'ta son dönemde öne çıkan isim Fernandes... Siz Fernades'i nasıl buluyorsunuz; 'Quaresma'nın olmamasının da etkisiyle daha rahat oynadığı, birbirleriyle konuşmadıkları' yönünde iddialar var.
Sen ile ben, Portekiz'de gazetecilik yapsak ve iyi derecede Portekizce bilsek. İkimiz beraberken mi daha iyi verim sağlarız, sen ya da ben kovulursa, geri kalan mı daha başarılı olur? Bu tartışılmayacak bir şey...
Üstelik aynı mevkide oynayan adamlar olsa bir an düşünürsün.
Fernandes, Quaresma'yı besleyen adam. Bildiği, tanıdığı biriyle hücum etmek var, bir de kendini gariban hissettiğin bir yerde hem de sağ kanatta unutulmuş bir adam olmak var. Bunun tartışılmasını hayretler içinde izliyorum.
Quaresma ve Portekizlilere karşı alınan bu tavır yüzünden, Fernandes de bir Portekizli olduğu için kendini itilmiş, kakılmış hissediyordu.
Kendisine, 'Beşiktaş'ta Portekizlilere karşı bir düşmanlık yok. Bizim kendi birtakım hesaplarımız var.
Oradan... Yoksa seninle bir sıkıntımız yok' deyip ikna ettiler.
ADİL YÖNETİM BEKLİYOR
Fernandes de hevesle oynamaya başladı. Fernandes hevesle oynamaya başladığı zaman da iyi futbolcu...
Bir de biliyor ki bundan sonra transfer olması gösterdiği performansa bağlı...
Burada unutulur, kenarda kalırsa, kendisine talip olan takım çıkmaz.
Oynamaya mecbur olduğunu biliyor, 'Sana karşı bir kastımız yok' da dediler. Niye oynamasın! 'Fernandes, Galatasaray'da olsa müthiş olurdu' şeklinde yorumlar var. Katılır mısınız?
Galatasaray'ın Fernandes'e ihtiyacı yok. Galatasaray'ın orta sahada fazlaları var. Olmaması gerekenler var. Onlardan kurtulsa, olanlar Galatasaray'ın orta sahasını götürür. Aklı başında bir Engin'i, ben Fernandes'e değişmem. Önemli olan Engin'in aklını başına getirmesi...
İnşallah aklı başına gelmiştir.
Selçuk süper...
Teknik direktörün, adil olduğuna inandığı anda Aydın'ın da çok iyi olacağına inanıyorum ben... Hamit var.
Fatih hocam inatla kullanmıyor ama Sabri'yi bek oynattığı zaman, Eboue fevkalade iyi bir orta saha oyuncusu olur.
Yine sol bek oynayan Riera var.
Galatasaray'ın orta sahasında adil bir yönetimi bekleyen kalabalık var. Bu çok önemli... Uğur Meleke'nin yazısına bu yüzden bayıldım.Orta sahada oynayabilecek adamlar, kenarın adil olduğuna inanırlarsa, performansları artar. Beşiktaş'ta Almeida'ya da ışık tutmak gerekiyor herhalde... Sahada çok istekli ve büyük bir çaba harcıyor ama gol vuruşlarında sıkıntı yaşıyor.
Almeida o kadar büyük bir golcü değil ama bütün dünyada golcü sayısı çok az olduğu için topa vuranlar kıymetli oluyor.
Milan Baros için bile hâlâ 'Niye oynamıyor' diyenler var. Oynadığı zaman Galatasaray'ın neler çektiğini herkes unuttu.
- İki tane zıpkın gibi golcü var. Umut ve Burak varken oynaması biraz garip olur.
Gerçekten zıpkın iki adam var, Burak ile Umut... 'Vay efendim, Baros niye oynamayor!' Bunların amacı 'Galatasaray'ı karıştırmak mı?' anlamıyorum.
HAKAN'I iZLEMESiN
-Kasımpaşa maçında kaçırdığı golden sonra yazılı basında 'Almeida, Hakan Şükür'ün kasetlerini izleyecek' şeklinde haberler çıktı.
Hakan Şükür, 'gol vuruşu' dersi alınacak sonuncu adamdır. Hakan Şükür gol vuruşu yapmayı bilseydi ya da Hakan Şükür'e senelerce hocalık yapanlar, Fatih Terim dahil, ona özel gol vuruşu antrenmanı yaptırsalardı, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük golcüsü olurdu.
Girdiği pozisyonların onda birini gol yaptığı halde, hala adam, Türkiye'nin bütün gol rekorlarına sahip... Milli takımda en çok gol atan oyuncu, Avrupa'da en çok gol atan oyuncu, Türkiye liglerinde en çok gol atan oyuncu...
REFLEKS HAREKETİ MÜTHİŞ
Bu kadar müthiş bir oyun zekası ama bu kadar kötü gol vuruşu!.. Ben Hakan Şükür topla bomboş kaleye giderken, topu kalede görmeden, 'gol' dediğimi hatırlamıyorum.
Çünkü Hakan ne yapar eder o topu kalecinin üstüne atmanın bir yolunu bulurdu. Büyülenmiş gibi...
- Sıkışır sıkışır en olmayacak golü de atardı. Öyle de ilginç bir yanı vardı.
Evet... Ben kaç defa şöyle yazdığımı hatırlıyorum; Hakan'ın düşünme fırsatı olmazsa, refleks hareketi olağanüstü...
Ama topa vurmak için vakti varsa, kafayı kaldırıp kaleye bakıyorsa, kaçırması yüzde 99... Çünkü gol vuruşunu bilmiyor.
Refleks olarak vuruyor, kafayı da ayağı da sağı da solu da... Ama kaleciyle karşı karşıya ise vakti varsa, 'sağa mı atayım, sola mı atayım, ortadan mı atayım' diye düşünüyorsa gol kaçmıştır.
AZ DAHA DAYAK YİYORDUM '
Kaleci zaten yatıyor yerde... Topun altına gir ve vur' diye kimse öğretmedi.
Hakan Şükür'ün kasetlerini izlemenin Almeida'ya şöyle bir faydası olabilir; 'gol vuruşu nasıl yapılmaz' öğrenir. Hakan Şükür gibi vurmaz, doğru vurmuş olur.
Bir Galatasaray-Fenerbahçe maçında ben dayak yiyordum. Arkadaşım Ersoy Çetin, VIP'i, kulisi işletiyor. Devre bitmeden evvel tribüne geldi, 'Hıncal ağabey, sakın kulise girme, orada seni bekliyorlar, dövecekler' dedi.
Suçum şu; 'Ey Galatasaray seyircisi, bu Hakan Şükür, Galatasaray'ın da gözbebeği, milli takımın da... Tribünlerden ona sövmeyin' dediğim için beni dövmeye karar vermişler!
O senenin sonunda Galatasaray şampiyon oldu, Hakan Şükür gol kralı oldu.
Maç sonunda tribünden VIP'e gidiyorum, 'gelip benden özür dileyecekler' diye bekliyorum. Geldiler ve aynen şunu dediler: 'Hıncal ağabey, sen bize kızıyordun ama biz o kadar sövmesek bu adam olmazdı!' Şimdi Hakan Şükür bu...
Editör: Bülent CAN