Birisi Aysal'a 'Sus artık' desin

Çok çabuk havaya girdi. Ben bu kadar konuşan G.Saray Başkanı görmedim. Televizyonlarda kendini görmekten büyük zevk alıyor

* Aysal, Alex'in heykelinin dikildiğinin hatırlatılması üzerine Galatasaray'da Terim ve Hakan Şükür'ün efsane olduğunu ve heykellerinin dikilebileceğini söyledi. Siz yaşayan kişilerin heykelinin dikilmesine nasıl bakıyorsunuz ve tabii Terim ve Şükür'ün heykelleri dikilmeli mi?

Ünal Aysal çok konuşuyor. Cevabım budur. Hemen havaya girdi. Sanıyorum gazetelerde, televizyonlarda kendini seyretmekten çok zevk alıyor.
Bir kulüp başkanı için en büyük tehlike bu...
Bu senenin sonunda Ünal Aysal, Aziz Yıldırım olur. Böyle giderse...
Birisi ona 'sus başkan' demeli...
Galatasaray'da kimin heykelinin dikileceğine ne zamandan beri Ünal Aysal karar veriyor.
Birisi gelip ona 'Başkanım siz olsanız kimin heykelini dikerdiniz' diye sorsa lafın arasında belki bir şey söylersin ki ben Galatasaray Başkanı olsam söylemem. Lider böyle yerlerde konuşmaz.
Ayrıca söz konusu kişiler hayatta...
Hayattaki bir adamın adını verdiğin zaman hayatta olan diğer kişileri rencide edebilirsin. Ölen bir kişinin adını verirsen ölenler rencide olabilir ama onlar ölmüş zaten... Onun şu anda kulübe bir zararı dokunmaz.
Oysa sen "Hakan Şükür ve Fatih Terim" dediğinde Galatasaray'ın bugün ve yarınında görev alacak en az 100-
150 ismini rahatsız edersin. 'Biz bu kulübe emek vermedik mi?' diye...
Bir kulübün başkanı ne zaman konuşacağını, ne zaman susacağını bilmezse...
Ünal Aysal ki konuşmayı sevmeyen bir kişiydi. Ağzından laf kerpeten ile alınırdı. Şimdi gördüğü kameraya, gördüğü teybe konuşuyor.
Susturamıyorsun!
Galatasaray Divan Kurulu'na eski başkanlar gelmeli... Selahattin Beyazıtlar, Alp Yalmanlar, yaşayanlar gelmeli ve başkanın nasıl olması gerektiğini Ünal Aysal'a anlatmalılar. Ben bu kadar çok konuşan bir Galatasaray Başkanı görmedim şimdiye kadar...
Galatasaray Başkanı iken Alp (Yalman) benim yakın arkadaşımdı. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Bir gün Galatasaray'ı konuştuğumuzu hatırlamıyorum.
Açın bütün yazılarımı bakın. 'Alp Yalman dedi ki...' diye bir satır göremezsiniz.
Bayılıyor!.. Resmi çıkıyor gazetelerde, manşetlerde... Televizyonlarda görüntüleri çıkıyor. Bayılıyor!.. Yandı gülüm keten helva... Aziz Yıldırım-2 geliyor!
PENALTISI VERİLMEDİ

* Galatasaray ikinci kez sermaye artırımına gitme kararı aldı. Yüzde 400 gibi büyük artırım nedeniyle küçük yatırımcının mağdur olduğu yönünde şikayetler var. Siz eleştirilere katılıyor musunuz ve hisse satarak borç kapatmak doğru mu?

Hiç aklım ermez. Borsayla bugüne kadar hiç ilgilenmedim. Ne hisse senedi aldım, ne sattım, ne de merak ettim.
Bu işlerden nefret ettiğim için Mektebi Mülkiye'nin en cazip şubesine girmedim. Ne olup bittiği hakkında bir bilgim yok.
Ama kafamda tek bir şey var; ortada bir usulsüzlük varsa SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) bu işe müdahale eder.
* Ordu-Galatasaray maçında iki tartışılan pozisyon var. Eboue ve Monje'nin yerde kaldığı. Hakem Barış Şimşek 'devam' kararı verdi ancak birçok yorumcu, iki pozisyonun da 'penaltı' olduğunu savundu. Sizce de penaltı mıydı?

Melo'nun Monje'ye yaptığı hareket penaltı. Melo da bu sene çok kötü... Niye ısrarla oynatılıyor anlamıyorum.
Melo'yu almak için o kadar çırpınmalarını da anlamadım. Yönetim olarak adamın bulunmaz Bursa kumaşı haline getirdiler. O sırada Galatasaray'a gelecek kimler vardı! Garip bir şekilde Melo'yu aldılar. Melo bu sene berbat oynuyor.
Terim, geçen sezonki performansına istinaden alınması konusunda oldukça ısrarlıydı.

'Terim niye ısrar etti' onu da bilmiyorum. Melo her zaman tehlikeli bir adam. Her zaman penaltı yapabilir, her zaman kırmızı kart görebilir. Benim için Galatasaray'da makbul bir adam değil. Ama Fatih Terim onda ısrar etmeye devam ediyor!
Eboue'nin düşüşünde Fatih Terim yüzde 100 haklı... Ben de olsam 'Devam' der, Eboue'ye de bir sarı kart gösteririm.
Eboue de fevkalade hakem kandırmaya meraklı oyunculardan bir tanesi...
Bu yüzden hakemler, Eboue'ye karşı sarı kartlarını kullanmalılar ki onu terbiye etsinler, adam etsinler.
Adamı kandırmak sadece 18 içinde olmaz.
Fenerbahçe yarı sahasında taç çizgisinin kenarında dahi Eboue faul almak için kendini yere attığı zaman hakem sarı kartını çıkarmalı.
Eboue topu kaptırdığında kendini yere atıyor.
Kaptıracağını hissettiğinde kendini yere atıyor.
Burak kendine geliyor, Eboue aynen duruyor. Bu tür oyuncuların adam olması hakemlerin elinde... 'Hakemi aldatmak' sahanın her yerinde sarı kart...
Topu kendisini taca çıkartıyor yine atışın kendisine verilmesini istiyor!
Tak sarı kartı göstereceksin. Sarı kart işareti yapana gösteriyorsun da kendi ayağınla dışarı attığı topa 'aut' ya da 'taç bende' diyen adama niye göstermiyorsun!
Sarı kartı alnına iki kere çakarsın bak bakalım, futbolcu adam oluyor mu, olmuyor mu?
KAÇIRDIKLARINA BAKINCA

* Ordu maçında goller Galatasaray'ın eski oyuncularından geldi. Terim maç sonunda, "Hasan Kabze ve Stancu'yu tebrik ediyorum. Demek ki Galatasaray terbiyesini iyi vermişiz" dedi! Bir serzeniş miydi yoksa diğer takımlardan ayrılan oyunculara bir mesaj mıydı?
Serzeniş yoktu gerçekler vardı: Olcan ve Özer'in kaçırdığı gollere bak. Kasımpaşa-Fenerbahçe maçında Özer'in, Fenerbahçe-Trabzon maçında Olcan'ın kaçırdığı gollere bakınca...
Ama bu bir mesaj falan değil. Bu bir mizah...
ARA TRANSFER ÖNEMLİ
* Son yıllarda ilginç bir silsile oluştu. Bir büyük takım puan kaybedince diğerleri de onu takip ediyor. Galatasaray'ın ardından, Fenerbahçe, Trabzon ve Beşiktaş haftayı kayıpla kapattı. Bunu neye bağlıyorsunuz? Bir etkileşim mi söz konusu!..

Sezon başında arşivi karıştırırsan bulacaksın; "Her takım her takımı yenebilir. Çünkü aşağıdakilerin düzeyi yükseldi" demiştim.
Sonra bu yükselme kaybolur gibi oldu ama son iki hafta bakıyorum Anadolu takımları gerçekten iyi oynuyor. 'Dört büyük' dediğimiz takımların iyi oynadıkları zaman dahi artık onları yenebilecek güçleri yok.
Beşiktaş güçsüz, sebepleri meydanda...
Trabzon güçsüz, sebepleri meydanda... Fenerbahçe zaten...
Burada sıyrılıp gidecek tek takım görünümünde Galatasaray...
Gidiyordu da... Bu hafta yenildiği halde hâlâ lider...
Fatih Terim, ocak ayındaki ara transferi iyi değerlendirebilirse sezonu açık ara önde götürür. Bir takım olmayacak adamlardan vazgeçip, gerçekten iyi adamları, gelecek sene Galatasaray'ı Avrupa'da taşıyabilecek adamları transfer ederse başarısını Türkiye ötesine de taşıyabilir. Yoksa yine 'bu hafta kim yenecek' diye bakarsın.
MAHMUTİ'NİN BAŞARISI
* Beşiktaş, Türkiye Kupası, EuroChallenge, Beko Basketbol Ligi'nin ardından Anadolu Efes'i devirerek Cumhurbaşkanlığı Kupası'na ulaştı ve önemli bir başarının altına imza attı. Kadrosu dağılan Beşiktaş'ın başarısı ve tabii siyah-beyazlı ekibin son çeyreğinde kısa bir süre 4 yabancı ile oynamasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Cumhurbaşkanlığı Kupası için talimatname ne yazıyor bilmiyorum. Lig kuralları mı geçerli mi onu bilmiyorum. Ama Efes'in böyle bir kural ihlalinin farkına varmaması mümkün değil. Çünkü basketbolda itiraz hakemler imzalamadan yapılması lazım. İtiraz etmediğine göre Efes demek ki bu özel maç statüsünde kabul edilmiş resmi maç değil. O zaman yapacak bir şey yok. Yani orada sadece Erman Kunter değil Oktay Mahmuti'nin de büyük başarısı olduğuna inanıyorum.
Galatasaray'dan sonra...

Evet; şimdi Efes'i düzeltiyor Oktay kardeşimiz...
MAÇLARI TRT YAYINLAMALI
* Radyo yayınlarının yüksek bedel nedeniyle halen ihale edilmemiş olması tepkileri de beraberinde getiriyor.
Bu anlamda federasyon ve 'İşine geliyor' diyerek yayıncı kuruluşu suçlayanlar var. 6. hafta geride kalmasına karşın halen bir orta yol bulunmaması garip değil mi?

Türkiye Futbol Federasyonu'nun beceriksizliği, başarısızlığı ve Türk halkını hiçe sayması... Aslında maçların yayınına şu ana kadar başlanmaması Anayasa ihlali... Çok açık ve çok net konuşuyorum: Halkın haber alma hakkını engelleyemezsin.
Ben vatandaş Hıncal Uluç olarak dünyanın ücra bir köşesinde televizyon bulup maçı izleyemem. Ama dünyanın neresine gidersem gideyim bir radyodan maçı dinleme şansım var, haberin en iyi ulaştığı an canlı yayındır. Bunu engellediği anda halkın haber alma hakkını engellersin. 2 Üstüne bir de maça gidemeyen, radyo dışında bir seçeneği olmayan engelli kişiler var.
Türkiye Futbol Federasyonu'nu o kadar kötü yönetiliyor ki, öyle bir baş var ki orada baş değil. Şimdi okuyorum: 'Vergi usulsüzlüğünden mahkemeye verilmiş.' 'UEFA'ya yalan belge göndermekten' Beşiktaş'ın Avrupa kupalarından ihracına sebep oldu.
ORTAM DEDİKODUYA AÇIK
İçeride, dışarıda sabıkalı... Beşiktaş'ı da 520 milyon TL borca sokmuş bir adamı federasyon başkanı yaptık! Böyle bir adam olduğu zaman her türlü dedikoduya ortam açık.
Tabii 'Digiturk bastırıyor parayı radyo yayınlarını engelliyor' diyenler; bakıyorlar federasyon başkanı Yıldırım Demirören: 'Ee olabilir.' Bunu önleyecek bir tane adam var; Türkiye'nin Spor Bakanı... Çünkü benim temsilcim o. Benim haklarımın savunucusu, yürütme gücü onda... Sakın ha bana 'Federasyon özerk falan' demesin.
Ben hukuku iyi bilirim. İdari vesayet vardır. Denetim ve gözetim hakkı...
Türkiye Futbol Federasyonu, Türk halkının haber alma hakkını engelliyorsa, Suat Kılıç çıkar der ki; 'Ey kamu televizyonu TRT, federasyon ihaleyi gerçekleştirene kadar sen maçları yayınlayacaksın.
Beş kuruş da ödemeyeceksin.
Federasyon ihaleyi yaptığı gün kim kazanırsa o kuruma devredersin.' Ben Spor Bakanı olsam...
Ama Türkiye'de Spor Bakanı yok!.. Ne yazık ki Türkiye'de Spor Bakanı yok!..
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.