* Beşiktaş ve Galatasaray derbisine Burak'ın müdahale yokken kendisini yere atması sonucu kazanılan penaltı damgasını vurdu. Burak'ın kendini yere atmayı alışkanlık haline getirmesi, hakemin pozisyona yakın olmasına karşın kararı yardımcı hakeme bırakması için neler söyleyeceksiniz? Tabii Galatasaray'ın böyle 1 puana ihtiyacı var mıydı?
Olaya yanlış bir açıdan bakıyoruz! Mesele Galatasaray'ın 1 puana ihtiyacı olup olmaması değil. Mesele hakemin yanılması da değil. Bütün dünya hakem hataları ile dolu. Hakem hatası futbolun içinde var. Olaya böyle bakmayacağız. Olaya bakış açımız; Burak'ın iğrenç bir futbolcu olduğu...
İğrenç!..
Bu tür iğrenç adamların Galatasaray forması giymemesi lazım. Türkiye'de en çok taraftara sahip olan yani Türk gencine en çok örnek olan kulüp Galatasaray...
Üstelik bir de dünya kulübü Galatasaray...
Patagonya yaylalarından Singapur sahillerine kadar 'Türkiye' dediğin zaman 'Galatasaray' diyorlar. Böyle bir dünya kulübü Galatasaray... Kenya'da birbirlerini okla, mızrakla öldüren kabilelerin sazlıktan evlerine git, 'Galatasaray' de, 'Türkiye' derler.
Böyle bir formayı giymenin de giydirmenin de bir sorumluluğu var ama ne yazık ki Galatasaray'da bu sorumluluğu duyan ferdi vahit yok.
Engin Baytar'a 11 maç ceza veriliyor, 'Az bile verdiler' diyeceklerine Tahkim'e, Engin'i savunmaya gidiyorlar.
Kimi savunuyorsun; ayıp savunmak Galatasaray'a düşer mi?
TERİM'DEN TEPKİ BEKLEDİM
Ben, Hıncal Uluç hangi sebeple, iftiharla sokaklarda dolaşırım artık! Boynum eğik geziyorum, Galatasaraylı olduğuma utanıyorum. Beni utandıran da Galatasaray'ın yönetimi... İdari ve teknik yönetimi... Tepki göstermiyorlar.
Fatih Terim hocam rahat uyudu mu acaba?
Tabii orada Burak'a müdahale var mı, yok mu; kenarda durduğu yerden görmesine imkan yok. O anda oyuna müdahale etmesine imkan yok ama sonra ben ondan bir tepki bekliyorum.
Şimdi Terim, Galatasaray ile kampta iken bir hırsız, Bodrum'daki evine girip, mallarını yükleyip götürse Fatih hocam ne hisseder? Puan hırsızlığının bundan ne farkı var? Fatih hocanın evini soyan hırsızla, Beşiktaş'ın puanını çalan Burak'ın yaptığının ne farkı var; anlam olarak, kafa olarak!
Beşiktaşlı futbolcular galibiyet primi alacaklardı. Alamadılar.
Bırak puanı onların paralarını da çaldı.
Beşiktaşlı futbolcuların paralarını çaldı Burak!..
Burak bunu yapınca pek mi şaşırdınız! Hayır.
Adamın hayatı bu...
Böyle adamları Galatasaray'a nasıl alıyorsun?
Hadi aldın parmağını sallayacaksın; 'Bu giydiğin forma Galatasaray formasıdır arkadaş... Bu forma ile sahtekarlık yok. Öldürürüm.
Yok ederim sizi Galatasaray'dan...' diyeceksin.
Engin'i ödüllendiriyorlar; ortaya Burak çıkıyor.
YA ŞAMPİYON OLURSA
Sezon sonunda Galatasaray buradan aldığı puanla şampiyon olursa ne olacak? Ya da Beşiktaş buradan kaybettiği 2 puanla şampiyonluğu veya Avrupa'ya katılma hakkını kaybederse ne olacak?
Hakem hatasından falan söz etmiyorum.
Hakem hatası futbolun içinde var. Hakem, 'Yüzde 60 doğru düdük çalıyorsa, iyi hakemdir' lafını ben koymadım.
Futbol istatistikleri koydu.
Önemli olan bir adamın hakemi aldatmayı adet haline getirmesi ve bunu her sene her sene ısrarla yapması... Hakemlerin de bunu yutması!
Hakemde benim affetmediğin bir tek şey var: Ben Burak'ın maçını yönetsem, Burak gerçekten düşürülmüş dahi olsa lehine faul çalmam. Çünkü adam sahtekar...
Ya beni yine kandırdıysa... Yanlış karar vermek, aldatılmış olmaktan daha iyi...
Ancak burada eksik olan Türkiye Futbol Federasyonu... Her maça hakemlerin ve futbolcuların elini tutarak 24 tane çocuk çıkıyor. Bunların tişörtlerinde 'Fair-Play' yazıyor. Bu sadece bir gösteri mi? Gösteri değil gerçekse ve fair-play istiyorsan uygula... Burak'ı derhal ceza heyetine ver. 'Hakeme yutturdun ama bana yutturamazsın. Sen bunu hep yapıyorsun, bunun cezasını ödeyeceksin.' Birisi yutmamalı...
Hakem yutuyor, Galatasaray teknik yönetimi yutuyor, Galatasaray yönetimi yutuyor!
Burak payidar, gol kralı!..
Türkiye Futbol Federasyonu'nun var olduğunu göstermesi lazım. Mehmet Topal hiç olmazsa özür diledi. "Elime değdi, hissetmedim" dedi! En azından özür diledi. Bunda o da yok. Bu maçtan sonra kafayı çekmiştir; 'nasıl yutturdum' yine diye...
Herhalde kendi kendini kutlamıştır.
Marifet zannediyor çünkü...
10 MAÇ CEZA VERİLSİN
Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu hakem aldatmalarına karşı çok ağır ceza vermesi gerekiyor. Çünkü maçın sonucunu değiştiremezsin ama işin ahlakına sahip olabilirsin. Orada gözlemcilerin var, temsilcilerin var. 'Bu adam hakem aldatmayı adet haline getirmiştir' der, 10 maç ceza verirsin, hadi görelim bakalım. Bir daha yapabilecek mi?
Batuhan da öyle... Şimdi Beşiktaş'a geldi. Göreceksiniz onu da... Baros nereye gidecek göreceksiniz. Çünkü neden; yüz buluyorlar. Teşvik görüyorlar, sırtları sıvazlanıyor.
Maçtan sonra Florya'ya dönerken Galatasaray'ın otobüsünde utanan bir kişi var mıydı, acaba!..
Samimi olarak merak ediyorum. 'Biz Beşiktaş'ın puanını çaldık, götürüyoruz' diye...
HAKEME BAĞLAMAYIN
* Hakem Bülent Yıldırım'ın bu olaydaki payı nedir? Süper Kupa maçındaki çizgi hakem uygulamasının ligde kullanılması fayda sağlar mı?
Efendim o konuyu tartışmak dahi Burak'ın yaptığı iğrençliği hafifletir. 'Hakem hatası' futbolda olacaktır.
Hakem hatası futbolun bu kadar çok sevilmesinin, ilgi görmesinin sebeplerinden bir tanesi...
Ertesi gün bitmeyen maç futbolda... 20 sene sonra bitmeyen maç futbolda.
Hala 1966 Dünya Kupası'nın golünü hâlâ tartışıyoruz. Bu futbolun içinde var hakem hatası. Olacaktır; olsun! Ama hırsızlık, ahlaksızlık, fair-play'e ihanet olmamalı.
Onun için sakın ha burada hakemleri araya koyarak işi kimse hafifletmesin.
Bugün gazeteyi elime alınca 'Utanmadın mı Burak!' diye manşet bekledim.
Ben spor servisi yönetecek olsam öyle atardım. 'Hırsız Burak! Utanmadın mı' diye atardım.
Hakemin ne kabahati var herkes yanılır. Sen de yanılırsın, ben de yanılırım. 2 Umut'un attığı gol de el var mıydı?
Bence gol, gol...
iNATLA YANLIŞ OYNATIYOR
* 6 golün atıldığı bir derbi izledik. Genelde keyifli ve zevkli bulundu. İki takım da istekliydi. Galatasaray ilk yarıda, Beşiktaş ise ikinci yarıda daha etkiliydi. Bir futbol kalitesinden bahsedilebilir mi?
Kalite falan yok. 'Futbol kazandı' diye manşet atmış Sabah. O başlığı nereden çıkardılar merak ettim!
Bunun adı 'Futbol kazandı' oluyorsa!..
İki tane koridor savunma geleni-gideni yiyip de maç 6-6 oldu mu futbol mu kazanmış oluyor! 'Heyecan kazandı' dese anlarım. Bir o atıyor, bir o atıyor; tamam heyecanlı ama bu maçın neresinde futbol vardı?
Galatasaray'ın savunması kepaze...
Hakikaten kepaze... Senin böyle bir savunman olduğu sürece 5 gol atsan bile galibiyetten emin olamazsın. Rakip takımın her akını gol pozisyonu...
Bir matrak kaleci var; nasıl oynatıyor bu Muslera'yı! Terim yabancı kontenjanında bu kadar zorlanırken Muslera ile bir yabancı hakkını ziyan ediyor resmen... Hazırlık maçları dahil bana Muslera'nın kurtardığı 'bir tane pozisyon' söyleyin.
Vazgeçtik; yediği gollerin hangisi yenir! İyi bir kaleci o golleri yer mi?
Çıkışlarına bakın; çıkmayışlarına, durduğu yerlere bakın.
Tam bir anti kaleci örneği veriyor Muslera... Birisi Galatasaray'ın kalecisini satın alsa ancak bu kadar kötü oynar bir kaleci...
Buna rağmen Ufuk'u oynatmıyor, Aykut'u serbest bırakmışlar. İnanamıyorum!
Adı 'Muslera' diye... Yabancı pasaport ne zaman benim pasaportumun önüne geçti bu ülkede!..
Eboue... Sağdan gelen her akında Galatasaray savunması çöktü. Adam bek değil. Koşamayan adam bek olur mu? İlerisine top atıyorlar ona da koşamıyor, tutamıyor. Oraya gittiği için geri dönemiyor. Sağ kanat bomboş!
DANY ÜÇ UJFALUSİ EDER
* Eleştiriliyor ama Sabri en azından koşuyordu ve rakibe baskı yapıyordu. Sabri hiç olmazsa aslanlar gibi savaşıyordu.
Senin Ujfalusi gibi esas yeri sağ bek olan bir adamın var. Dany gibi de harika bir stoper almışsın. Stoper olarak üç Ujfalusi eder. Ujfalusi de sağ bek olarak 10 Eboue eder. Ama Fatih Terim inatla ve ısrarla yanlış oynatıyor.
Dany kenarda, koridor Eboue bekte, Ujfalusi gibi stoper oynamayacak adam da stoperde...
O zaman işte her Beşiktaş akımı gol pozisyonu... Her Kasımpaşa akını da gol pozisyonu oluyordu geçen hafta...
O Kasımpaşa maçını analiz etsen şu savunma dörtlüsünü aynen çıkarmazsın yeniden...
Nereden geliyor bela belli. Ayakta duran tek adam Dany, kesilen o! Çünkü bütün Galatasaraylı futbolcular biliyorlar; 'Benim bu takımda yerim garanti' ya da 'Ben o adam sakatlanmadıkça ya da ceza almadıkça bu takıma giremem.' O zaman nasıl hazırlanırsın?
Oynama umudun yoksa kesilme korkun da yoksa nasıl hazırlanırsın?
Bir 'Aman bu kadro çok geniş, hoca her hafta en iyilerden takımı seçiyor, kimsenin yeri garanti değil' diye çalışmak var; bir de böyle 'Benim ölüm oynar' diye sahaya çıkmak var!
TİTREMEYE BAŞLADILAR
* Terim, 'rüya takım' benzetmelerine tepki gösterdi. Siz Galatasaray'ın kadro kalitesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fatih Terim'in doğru bir tek lafı var: "Bu takım rüya takım değil." Evet, bu takım kabus takımı, nasıl rüya takımı olur! Büyük ümitler bağladığın Amrabat'ı seyrettiniz. 19. yüzyıldan kalma kaleci çalıştırma ve orta yapmanın dışında modern futbolun 'm'si yok adamda! Habire sallıyor oradan... Kenardan bir kişi de demiyor ki 'Ya Amrabat attığın bütün toplar Beşiktaş'a gidiyor. Yapma kardeşim. Biz bu topu kazanana kadar anamız ağlıyor. Bu kadar ucuz kaybetme topu!' Oradan sallıyor ya tutarsa, biri vurursa! Hangi biri vuruyor?
Duran toplarda bütün kafaları Beşiktaşlı oyuncular vurmadı mı; her iki kale önünde de... Her iki kale önünde de... Yine golü duran toptan yediler!
Galatasaray yarı sahasında duran top oldu mu; bütün Galatasaraylılar tir tir titremeye başladılar, penaltı atışı gibi... Çünkü o savunma hâlâ duran topta nasıl savunma yapacağını öğrenemedi. Vurduğu zaman da işte böyle vuruyorlar. Muhteşem bir gol attı Melo!
Galatasaray'ın çok ağır bir reformdan geçmesi lazım. Herkes bilecek ki bu takımda hiçbirinin yeri garanti değil. Kalecisinden sol açığına kadar! Çünkü bu takımda büyük oyuncu yok zaten. Hagi gibi bir adamın olur da 'Hagi'nin yerine ben kimi koyayım.' Tamam!
Bu takımda herkesin yerine konulacak biri var. Sahaya çıkan 14 kişiyi sil, geri kalanlardan bir 11 yap Beşiktaş ile oynar. Belki de daha iyi sonuç alır. Çünkü böyle aptalca goller yemez. Bir tane atar üstüne yatarlar.
Bu kadar geniş bir kadron varken bu kadar kötü top oynamaya hakkın yok arkadaş!
MAJİNO HATTI GİBİYDİ
Şimdi haftaya Bursaspor ile karşılaşacak.
Dakika 20, 2-0 Galatasaray galip. Ben ayağımı uzatıp puromu yakıp maçı seyredebilir miyim?
Her an dört yiyebilir. Kim olursa olsun rakip... Üstüne gelen her takım bu G.Saray savunmasını çökertir, çünkü savunma yok.
Fransızların Majino hattı gibi...
İsmen var, cismen yok, delik deşik.
24 saatte geçti Almanlar... İşte Galatasaray savunması da Majino...
Gelen geçiyor.
Bir kaleci var topu tutamıyor. İstersen 3-0 bitir devreyi... İkinci yarıda perişan olursun. Nitekim maçın ilk yarısı 3-0, 4-0 biterdi. Daha 30. saniyede biterdi. Ama ne oldu ikinci yarıda? Savunman çöktüğü zaman takımda moral kalmaz. Futbolcu olarak güvenle oynaman için arkaya güveneceksin. Arkada bir koridor olduğunu bilirsen oynamazsın.
Ujfalusi de, Semih de süper stoper değil. Oradaki stoperlerden bir tanesinin savunmanın lideri olması lazım. Kademeleri kurduracak, sağa sola havale edecek, kaymaları yönlendirecek. Ama kendisi nerede duracağını bilmeyenlerden oluşmuş bir savunma, diğerlerini idare edebilir mi?
Ujfalusi'nin maç boyu varlığını hissettin mi? Hadi Semih çırpınıyordu; Ujfalusi ne yapıyordu?
Röportaj: Bülent CAN