Galatasaraylılar kıskanmasın

Yatırımları yapan da F.Bahçe değil Aziz Yıldırım. Sezar'ın hakkı Sezar'a. Saldıracağına, Nevin'in yanına bir sporcu da G.Saray koysun

* Aslı ve Gamze'nin başarısı İngilizleri kıskandırmış görünüyor. 2004 Gençler Dünya Şampiyonası'nın ardından doping cezası alması nedeniyle Aslı'nın başarısının şüpheli olduğunu ima ettiler. İngilizlerin yorumları için neler söyleyeceksiniz?

Dwain Chambers gibi bir adamı olimpiyat takımında koşturan İngilizlerin utanmadan Aslı'ya laf etmesini aklım almıyor.
* Aslı'nın bu yıl Avrupa Kulüpler Kros Şampiyonası'ndan bu yana gösterdiği çıkışı gözden kaçırmışlar sanırım...

Tipik batı şımarıklığı bu... Yarışı kaydetmiştim; bir kez de İngilizce dinledim. 'İngilizler ne dedi' diye... 'The girls from nowerhere', 'Hiçbir yerden gelen; bu kızlar nereden çıktı' diyor yarışı anlatan spiker... Öyle bakıyorlar. Çünkü Afrika'yı bir yerde kabullenmişler.
Afrika bunların tepesine senelerden beri 5 binde, 10 binde vurduğu için...
Evvelden uzun mesafe koşularından İngilizler vardı. Birkaç tane de kuzeyli, Norveçliler, İsveçliler vardı.
Afrika bunların tepesine vurdu, vurdu; şimdi 5 bin, 10 binde sesleri kesildi. '1500 metrede bunlar nereden çıktı' diyor şimdi... Diyecekler...
Tipik... İngilizlerin, topraklarında güneş batmayan insanların, dünyaya bakışı bu!..
TAKTİK OLAĞANÜSTÜYDÜ

* Aslı ve Gamze'nin elde ettiği başarıların biraz da perde arkasına bakmak gerekiyor mu? Belli ki çok sıkıntılar çekmişler ama buna rağmen antrenörlerinin de desteğini arkalarına alarak hiç yılmadan çalışmışlar.
Bu derecenin arkasındakileri söyleyeyim; bir defa antrenörleri...
Her iki antrenör de atletlerini çok iyi hazırlamışlar. Birer altın ve gümüş madalya da onlara vermek lazım.
İki antrenörün verdiği yarış taktiği de olağanüstü... Yani, bana deselerdi ki; yarış 2.10'da bitecek, aklımın köşesinden geçmezdi. Ama hem rakipleri hem de kendi çocuklarını o kadar iyi analiz etmişler ve 'Biz yorulmadan son 400'e gelirsek bizim kızlar bunların hepsini geçer' demişler.
Formül bu! Yarışın formülü bu...
Bu formülü uygulamak için de yarış başlar başlamaz Gamze öne atladı ve yarışı bizim istediğimiz tempoda götürmeye başladı. Son 300'e girerken Aslı bastırdı atağını yaptı o atağını yaparken gördük ki artık Aslı'yı kimse tutamaz. Bunu belli etti Aslı.
Aslı'nın peşinden atak yapan Bahreynli Jamal Maryam Yusuf ve Etiyopyalı Aregawi, Gamze'yi geçti.
Son 100'e girerken 'Bu kız yarışı sonuna kadar bırakmaz. Sonuna kadar dayanır' dediğim Gamze, Aslı'nın peşinden kendisini geçen iki atlete, 'Geri zekalılar Aslı'yı geçemeyeceğinizi bilmeliydiniz. Gümüşe razı olup gümüşe yarışmalıydınız. Aslı'nın peşine takıldınız, benim ekmeğime yağ sürdünüz' dedi Gamze...
Onların ikisini birden son 100'de, son 50'de, son 20'de vurdu geçti. Yani olağanüstü bir mücadele azmi... Ama işte burada tüm mesele bu iki hocanın yarışta, finalde koşan atletleri ve kendi atletlerini iyi analiz etmeleri...
Bir defa kızlarını çok iyi yetiştirmişler.
1500 metre; son 400 metre, son 100 metredir. O son 100 metresi olmadığı için Süreyya Ayhan, Tomashova'ya 2003'te geçildi...
Yücel Kop onu hazırlayamadığı için, yetmediği için... Süreyya'nın yeteneklerine Yücel Kop yetmedi.
Şimdi 'Efendim kocasıymış, hocasıymış, bilmem nesiymiş' diye ortalığı karıştırmasınlar.
Süreyya'nın Yücel Kop'la evli olmasına kimse hiçbir şey demedi. Orada Cüneyt (Koryürek) ağabey, benim ve Kenan'ın (Onuk) dediğimiz, "Bu dünya çapında bir yetenek. Dünya spor tarihinin en büyük yeteneklerinden bir tanesi... Bu adamın bilgisi bu kıza yetmiyor. Yetmediğini de 2003'te gösterdi. Koca Süreyya, Tomashova gibi isimsiz bir Rus'a geçildi.
Burada ne yaptık?
Gamze, Tomashova'yı geçti, dördüncü bitiren oydu. Etiyopyalı ile Aregawi, 'Aslı'nın peşine takılalım' diye güya Gamze'yi geçtiler. Gamze de ağızlarının payını verdi. 'Aslı ile değil benle yarışacaktınız gümüş için aptallar' dedi.
Orada bizim evdekilerin halini görecektin.
* Oraya da bir kamera lazımdı.

Televizyonun başında herkes 'Aslı' diye bağırıyor, Aslı birinci geliyor. Ben Aslı'nın birinci geldiğini daha 100 metre kala anladım; 'Gamze geliyor, Gamze geliyor' diye bağırıyorum, millet de şaşkınlıkla bana bakıyor 'Bu adam kafayı mı üşüttü' diye...
Aslı'nın kazanacağı belli ama bir ve ikinci olursak olağanüstü bir tarih yazacağız ve Gamze de geliyor ikiye belli. Ben Aslı'yı bırakmışım o nasıl olsa kazandı 'Gamze' diye yırtınıyorum.
Yarışın büyük kahramanı Gamze'dir.
Muhteşem! Şimdi bu Gamze'nin arkasında kim var; Aziz Yıldırım.
Fenerbahçe değil; Aziz Yıldırım.
Aziz Yıldırım geldiğinden beri Fenerbahçe'nin 'amatör' dediğimiz şubelerine yaptığı yatırımların sonucudur Gamze...
Kafilede kaç tane Fenerbahceli sporcu var?
Efendim birtakım Galatasaraylılar, sunucuların, yorumcuların bazı sporcuların Fenerbahçeli olduğunu söylemelerinden alınıyorlar. Niye alınıyorlar?
Sende niye yok?
Ben sana bir şey diyeyim mi; Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'de yaptığını Galatasaray'da yapan biri olsaydı bu olimpiyat takımının madalya sayısı üç misli artardı. Kim ne derse desin; Türkiye'de en hızlı yükselme yolu Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinden geçer.
Fenerbahçe ve Galatasaray tekvando şubesi kursunlar, 2016 olimpiyatlarında kaç madalya alacağımıza dair iddiaya girerim. Aziz Yıldırım'ın bütün yanlışı futbolu yönetmekteki hırsı...
O olmasaydı Türk spor tarihinin gelmiş geçmiş en iyi başkanlarından biriydi. Bunu hep söyledim hâlâ da söylüyorum.
2016'YA HAZIRLANSINLAR

Bu olimpiyatın arkasındaki başarının büyük payı Fenerbahçe'ye ait...
Fenerbahçe'nin yaptığı yatırımlar karşılık buldu ama o yatırımları yapan da Fenerbahçe değil Aziz Yıldırım.
Aziz'den evvel neredeydi Fenerbahçe?
Sezar'ın hakkını Sezar'a vereceksin ki başka Sezarlar ona özensinler.
Aziz Yıldırım'ı, Fenerbahçe'yi yüceltmek bu olimpiyatlarda Galatasaray'ı tahrik etmektir. Kızacaklarına '2016'da da Galatasaraylılar olacak' desinler; göreyim bakayım. Nerede Galatasaray atletizm şubesi? Nerede Galatasaray atletleri?
Türkiye'de 'spor' dediğin her spor dalında Galatasaray vardı. Galatasaray getirdi öğretti. Çim hokeyi dahil...
Bugün Türkiye'de oynanmayan çim hokeyi Galatasaray oynuyordu.
Basketbolu, voleybolu Galatasaray öğretti. Atletizmi Galatasaray getirdi.
Türkiye'de sporun kurucusu Galatasaray, şimdi futboldan başka branşta yok. Ondan sonra vay efendim, 'Nevin Yanıt, Fenerli' dedi diye saldırmak. Yok ya...
Kıskanacağına yarış... Nevin Yanıt'ın yanına bir tane de Galatasaraylı sen koy. Göreyim bakalım.
TESİSLERİ YOK EDİYORUZ
* Kütahya'da tartan pist olmadığı için Aslı, antrenman için Eskişehir'e gidip geldiğini söyledi. İki atlet, Türk sporcuların neler yapabileceğini gösterdi. Artık bizim de sporculara rahat çalışma imkanı sağlayacak yatırımları yapmamızın zamanı gelmedi mi?

Tesis yapmak bir yana olanı yok ediyoruz. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en modern atletizm pisti İnönü Stadı'na yapıldı ve üzerinde bir tek atletizm yarışı yapılmadan kapandı! Cüneyt ağabey çok uğraştı, rahmetli...
Eskişehir'de Kent Şekerleri vardı. Kent Şekerleri'ni sponsor yaptı, İnönü Stadı'na muhteşem bir tartan pist yapıldı. Ancak üzerinde bir tek yarış yapılmadan Beşiktaş kulübü, 'futbol seyircisini üç tane artıracağım' diye bu pisti söktü. Malın sahibi devlet; Beşiktaş kiracı...
Ben kiracısı olduğum bir evi, ev sahibinden izin almadan tahrip edebilir miyim? Devlet sesini çıkarmadı!
REZİL BİR SALONDA YAPTIK
'Kütahya'da tartan pist olmaması' ne demek! Ama Kütahya'nın köylerine git çim futbol sahası var! Var yok futbol... Her şeyi futbola bağlamışlar.
Geçen hafta konuştuk; Konya'daki velodrom ne oldu; Beşiktaş stadındaki velodrom ne oldu? Sahip olabildik mi?
Ataköy'de 2000 Olimpiyatları için çok işlevli salon yaptık. Turgay Demirel geldi üstüne yattı; basketbol salonuna çevirdi! O salonda bisiklet yarışları yapılabilirdi. Gördün olimpiyatta...
O salonda atletizm yarışları yapılabilirdi.
Dünya Atletizm Şampiyonası orada yapılabilirdi. Derme çatma, rezil bir salonda yaptık Dünya Şampiyonası'nı...
Orada buz pateni yarışmaları yapılabilirdi. O salonda her şey yapılabilirdi.
Bizim umurumuzda değil!..
GOKLERDE KOYACAK YER YOK
* İki takımın rekabeti ayrıca keyifli olurdu.

Tabii... Gamze Fenerli; transfer et Aslı'yı...
Kur atletizm takımını ve Fenerbahçe ve Galatasaray yarışsın. Aslı ile Gamze yarışsın bakalım ne oluyor! Bu gerçekten çok önemli...
Aslı ile Gamze'yi göklerde koyacak yer yok. Gerçekten yok. Ama onları göklere çıkarırken, Tagore'un dediği gibi; "Arkada durarak lambayı tutanları unutmayacaksın." Lambayı tutanlar iki hoca ve bu iki sporcunun kulüpleri ve sponsorları...
Nevin Yanıt televizyonda sponsorunu söylemek istedi; TRT'ci susturdu.
* Bunu gerçekten hiç anlamıyorum. Sponsorları görmezden gelirsek nasıl destekçi bulacağız!

Ben Yaşamdan Dakikalar'ın her bölümünde yapılan iyi işin sponsorunu söyledim.
Söylerken sebebini de söyledim. 'Bu kitabı Denizbank hazırlamış, adının da altını çiziyorum; bütün bankalara örnek olsun. Onlar da böyle kitaplar yapsınlar' diye... 'Bu konseri bilmem kim destekledi' diye bütün her yerde açıklıyorum. Bu yüzden RTÜK ne bir ceza verdi ne de bir uyarı geldi.
Nevin Yanıt o muhteşem yarışının ardından sponsorunu (Nike) söyleyemedi.
TRT söyletmedi ona... Çünkü hiçbirinde o bilinç yok. Nevin Yanıt, olimpiyat finaline durup dururken mi geldi!
Ben orada öğreniyorum; Cüneyt Yüksel'in Burcu'nun da hocası olduğunu... Bir Türk hocası, olimpiyat finalinde iki genç kız yarıştırıyor. Bu adamın efsane olması lazım. Ben Jackie Joyner Kersee'nin kocasının Bob Kersee'yi biliyorum; kendi Cüneyt kardeşimi bilmiyorum.
Bu nasıl iş!

* Aslı 27 yaşında ve Gamze (20) çok daha genç. Yolun başında... 1500 metre finalinde Gamze'nin arkadan gelip iki rakibini geçmesi, 'Aslı'yı da geçer mi?' sorusunu da akıllara getirdi. Sonuçta farklı kulüpler için yarışıyorlar ve bu anlamda da güzel yarışlar izleyeceğiz gibi görünüyor.

Gamze'nin gençliği avantaj ama derecelerine baktığın zaman aralarında çok fark var.
* Aslı, Diamond Lig'de 3.56 gibi muhteşem bir derece koştu.

Ama atletizm açısından düşündüğünde Aslı artık koşabileceklerinin aşağı yukarı uç noktasına yaklaşmış.
Oysa Gamze her yarışında daha iyi koşarak önünün açık olduğunu gösteriyor.
Bu rekabette, Aslı-Gamze rekabeti de onları daha ileriye götürür. Bu rekabeti teşvik etmek, tahrik etmek güzel bir şey... Çünkü rekabetsiz spor olmaz. Söylediğim gibi keşke Galatasaray ve Fenerbahçe her spor dalında rekabet etse... Burada de örnek o...
Cahit Önel ile Ekrem Koçak tanıdığım en iyi dostlarım. Nur içinde yatsınlar, senelerim beraber geçti. Biri Fenerli, biri Galatasaraylıydı, o ikisinin rekabeti efsane oldu.
Türkiye'deki atletizmin doğuşunun sebebidir iki atletin rekabeti...
Rekabetten korkma...
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.