Avrupa ayağa kalkar

Başkanı şikeden mahkum olmuş bir kulübü UEFA Disiplin Kurulu 'Şampiyonlar Ligi'nde oynayabilir' diye ödüllendirir mi; çok zor

* Sonucu merakla beklenilen şike davasında karar çıktı. Fenerbahçe Başkanı Yıldırım şike ve teşvikten suçlu bulunurken, Ekşioğlu ve Turanlı ile birlikte tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak serbest bırakıldı. Dava sürecine baktığınızda kararla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Biraz hukuk bilenler ve bu davanın gidişatını izleyenlerin hemen hemen hepsi geçen haftanın sonunda 'Aziz Yıldırım mahkûm olacak. Ama yattığı süre mahkumiyetinden düşürülerek tahliyesine karar verilecek' diyorlardı. Yani cümlesi cümlesine benim de beklediğim karar buydu. Tabii burada şu ortaya çıkıyor: Böyle bir davada Aziz Yıldırım niçin bu zamana kadar tutuklu kaldı? Beraat da edebilirdi. Beraat etseydi bu yattığı sürenin hesabını kim verecekti? Ceza alırsa Yargıtay da onaylarsa girer çekerdi cezasını... Aziz Yıldırım'ın çete suçundan ceza yiyeceğine inanan hukukçu çoktu ama merakla beklenen şikeden ceza alıp almayacağıydı. Çünkü şikeden ceza alırsa bu defa UEFA Disiplin Kurulu'na topu attı ya Platini!.. Disiplin Kurulu'nun elinde ihmal edemeyeceği önemli bir belge olacak. Yani başkanı şikeden mahkum olmuş bir kulübü UEFA Disiplin Kurulu 'Sen Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde oynayabilirsin' diye ödüllendirir mi; çok zor!
PLATİNİ RAHATLAYACAKTI

Sadece çeteden ya da nitelikli dolandırıcılıktan mahkum olsa şikeden olmasaydı Platini'nin eli rahatlayacaktı ama Türk mahkemesinin kulüp başkanı için şikeden mahkumiyet kararı verdiği bir takımın Şampiyonlar Ligi'nde oynaması Avrupa'da çok tepki yaratır. Şimdi UEFA Disiplin Kurulu'nun kararı çok önem kazandı.
* Oysa Şampiyonlar Ligi'ne kabul edilmesi Fenerbahçelileri çok sevindirmişti. Şimdi her şey yeniden yazılacak.
UEFA, Şampiyonlar Ligi'ne davet etmedi. Platini topu üzerinden attı. 'Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılmasına dair yazısını bize gönderdi. Şu anda Fenerbahçe'ye 'hayır' diyecek bir belge elimizde olmadığı için ben bu yazıyı kabul ediyorum, onaylıyorum. Ama...' İşte o 'ama'dan sonrasını Türkiye'de kimse okumadı. 'Ama UEFA Disiplin Kurulu henüz', açık açık ifade edilmiş o yazıda, 'Fenerbahçe ile ilgili dosyaları incelemedi. Etik Kurulu'nun raporunu okumayı tamamlayamadı. Bu yüzden asıl kararı UEFA Disiplin Kurulu verecek' dedi ancak o 'ama'dan sonrayı Türkiye'de kimse dikkate almadı.

ÇOK KRİTİK BİR AŞAMADA
Şimdi UEFA Disiplin Kurulu, Türk mahkemeleri tarafından başkanı şikeden mahkûm edilmiş bir kulüp hakkında karar verecek artık; kendi elindeki belgelerle de değil. 'Efendim ben bunlarda bir şey görmedim' dedi diyelim UEFA Disiplin Kurulu... Mesela İtalya'da mahkum olanlar, mesela İsviçre'de mahkum olanlar ayağa kalkmayacaklar mı? 'Türk mahkemesinin verdiği kararlar ne oluyor? Sen Türkiye'de olanı Türk mahkemesinden iyi mi biliyorsun?' demeyecek mi? Yani şimdi çok kritik bir aşamada. Asıl beklenmesi gereken karar o. Şimdi UEFA Disiplin Kurulu ne karar verecek onu çok merak ediyorum.
ETİK OLMAKTAN ÇIKTI
* Futbol Federasyonu Etik Kurulu, 'Yıldırım'ın herhangi bir suça karışmadığı' yönünde rapor verdi ve disiplin kurulu da bu rapor istikametinde karar aldı. Ancak görülen dava sonucunda Yıldırım ceza aldı. Burada bir çelişki yok mu?
Etik Kurulu zaten kendisiyle çelişki içinde... Kendi verdiği ilk raporu yalanlayıp, 'Biz efendim alelacele karar vermiştik' dediler. Bu Etik Kurulu'nun kendisi etik olmaktan çıktı. Şimdi ortada mahkemenin kararı var. Ama bu mahkemenin kararı nihai değil. Yargıtay'a gidecek. Yargıtay onaylarsa bu karar kesin. Yargıtay kararı bozarsa yeniden yargılanacaklar. Yani iş daha da uzayabilir. Bu kararın bir tane faydası var, Aziz Yıldırım tahliye edildi. Baştan beri dışarıda olması gereken Aziz Yıldırım nihayet tahliye edildi. Bu kararın faydası bu. Ama daha her şey soru işareti.
Dava Trabzonspor tarafından da yakından takip ediliyordu ve Karadeniz ekibinin şampiyonluk kupasının kendilerine verilmesine dair istekleri vardı. Mahkemenin kararı, Trabzon'un talebini destekler mi?
Şimdi, federasyonun aldığı kararlar disiplin kararları, o ayrıdır. Mahkemenin aldığı kararlar adli kararlar, o ayrı. Bunları birbirinden akla kara gibi ayırmak lazım.
HUKUKA EMSAL OLMAZ

Federasyon 'Benim disiplin kurullarım inceledi" deyip ligi onayladı. Ligi onayladığı içindir ki Fenerbahçe'nin adını Şampiyonlar Ligi'ne bildirdi.
Şimdi federasyonun elinde olmayıp da mahkemede olan bir belge yok ki!..
Senle ben aynı olayı inceleyen iki ayrı bağımsız kuruluşuz. Ben suçlu buluyorum, sen suçsuz buluyorsun. 'Ama Hıncal.' 'Banane. Ben baktım bu kağıtlara bana göre suçsuz.' O yetkin de var. O yetkini kullanıyorsun. 'Bülent 'Suçsuz' dedi ama ben bakıyorum, bana göre suçlu.' O yetkim de var, ben yetkimi kullanıyorum. Olay hukuksal açıdan böyle.
Yani, federasyon kararı hukuka emsal olmaz, hukukun kararı da federasyona emsal olmaz. Ayrı ayrı şeyler bunlar.
* Fenerbahçe camiası açısından bu tahliye neyi ifade ediyor? Yıldırım sonuçta şike ve teşvikten ceza aldı. Başkanlığı da tartışmalı hale gelecek.
Kesinleşirse... Fenerbahçe camiasının zaten ne kadar sevinçli olduğu meydanda... Tahliyeyi bekliyorlardı. O tahliye de oldu. Ama ben Fenerbahçeli olsam benim kulübümün başkanı şikeden mahkum olsa ne düşünürdüm bilmiyorum!..
HAK ETMİŞTİ
* Avrupa Şampiyonası'nı bizim açımızdan çekici kılan bir unsur da Cüneyt Çakır'ın görev yapmasıydı. Çakır'ın turnuva performansını nasıl buldunuz ve final maçını yönetmemesinin sebebi ne olabilir?
Bana sorarsan final Cüneyt Çakır'ın hakkıydı. Mantık olarak da onun hakkıydı. İspanya-İtalya maçına Portekizli bir hakemi vermek; Türkiye-İspanya maçına Azerbaycanlı hakem vermek gibi!.. İşte Cüneyt Çakır yarı finale verildiği zaman Portekiz medyası kıyametleri kopardı. Amaçları da belliydi; o verilmiş hakemi değiştirecek halleri yok ama finalde 'Portekizli hakem kayrılsın' diye bu işi yaptılar ve başarılı da oldular. Platini çünkü nabza göre şerbet veren bir UEFA Başkanı... 'Portekiz'i de kaybetmeyelim' dedi. Yine de bir Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde madalya alan hakem heyeti arasında bir Türk hakemini görmek hoş bir olay... Ama baştan söylediğimi tekrar söylüyorum: Hangi Türk hakemi gitse aynı başarıyı gösterirdi. Bizim hakemlerimiz Avrupa'da başarılı... Ben Cüneyt Çakır'ın Saracoğlu'nda yöneteceği ilk maçı merak ediyorum!..
GS TAKINTISI
* Fenerbahçe, Galatasaray'dan Valencia'ya giden Mehmet Topal'ı renklerine kattı. Doğru bir transfer midir; iki taraf açısından baktığınızda nasıl görüyorsunuz?
Mehmet Topal'ı Valencia'da seyretmediğim için ne durumda olduğunu bilmiyorum. Ben olsam Mehmet Topal'ı Valencia'dan almazdım. Mehmet Topal görev adamı... Sen Türkiye'den bir görev adamı bulamıyorsan çok yazık. Türkiye'de Mehmet Topal gibi yığınla futbolcu var. Arayıp bulabilirsin. Bu kadar para verip Mehmet Topal alınır mı? Fenerbahçe'de Galatasaray'dan adam almak gibi bir takıntı var. Sırf o bence...
Mehmet Topal büyük bir yetenek değil, görev adamı. Ama görev adamını herhangi bir teknik direktör bulup alabilir. Aykut Kocaman iyi bir teknik direktör olsaydı, 'Böyle bir transfere lüzum yok. Ben Türkiye'den Mehmet Topal'ı çıkarır bulurum' diyebilirdi; demesi lazımdı.
YENiKÖY KASABI'NIN KISMETi
* İspanya, İtalya'yı yenerek Avrupa Şampiyonası'nda şampiyonluğa ulaştı ve son 3 büyük turnuvada kupayı müzesine götürmeyi başardı. Almanya'yı elemesinin ardından İtalya'da kupaya yakın yakın görünüyordu ama İspanya'ya rakip olamadı.
Açık söylemek gerekirse İtalya'nın finale gelmesi bir mucizeydi... 'İtalya' diye bir takım yok. Evde 15-20 kişi maçı seyrediyoruz. Hemen hemen hepsi Galatasaraylı... "İtalya takımından 'Keşke Galatasaray'da olsa' diyeceğiniz bir isim söyleyin" dedim; bir tane isim söyleyemediler. Koca İtalyan Milli Takımı'ndan bahsediyoruz! Benim gördüğüm en kötü İtalya... Yine de final oynuyor; anla Avrupa Şampiyonası'nı!.. Kadrolar 20 kişi ya; İspanya'nın yedek kulübesinde oturan 11 kişinin 11'i de İtalya'da oynardı. O kadar fark var iki takım arasında... Buna rağmen finale kadar işi başarıyla götüren Pirendelli, hiç beklemediğim yanlışlar yaptı. Hem sahaya çıkardığı takım da yanlışlar yaptı hem oyuncu değişikliklerinde yanlışlar yaptı.
* Motta sakatlanınca İtalya yarım saat 10 kişi oynamak zorunda kaldı. Pirendelli'nin oyuncu değişiklik haklarını 57. dakikada bitirmesi büyük bir risk değil miydi?
Futbol ilahları bazen müdahale ediyorlar bu işe... En başta zaten orada olmaması gereken biriydi. Sol bek oynayacak adam Balzaretti olması gerekirdi. Yanlış adam ile başladı. Yanlış adam sakatlandı, doğru adam girdi ama bir oyuncu değiştirme hakkını kaybetti. Yanlış adam Chiellini'nin yediği bir çalımın ardından da gol yedi İtalya!.. Ben böyle çalım yiyen bek görmedim. Hem de savunmasıyla ünlü İtalya'nın beki!.. Bu kadar kritik bir maçta, böyle çalım nasıl yer!.. Sakatlandı da yerin gerçek sahibi Balzaretti oyuna girdi.
HATASINI GÖZÜNE SOKTU

Bir de İtalya 2-0 mağlup; doğru dürüst hücuma çıkamıyor. Hücuma çıkamayan takım için ne yaparsın; bir hızlı adam sokarsın. Kontratak ararsın.
Bunu yapacak adam kim; Diamanti... Diamanti dururken Motta'yı oyuna sokuyor. Motta girer girmez sakatlanıyor. Yukarılardan biri müdahale ediyor. 'Yanlış yaptın' diye Prendelli'nin gözüne sokuyor. İtalya'da uzaktan sert vuran, tehlikeli olan bir numaralı adam Cassano... Vuruyordu da yine... Sen zaten hücum yapamıyorsun. Bir de o ceza sahası dışından şut atan Cassano'yu da oyundan aldı! İnanamadım; sen Cassano'yu nasıl oyundan alıyorsun? Oyuna hızlı adam Diamanti'yi sokmuyorsun! Ama Del Bosque, Del Bosque olsa zaten kimi oynatsa fark etmezdi. Yani ilk devre maç 4-0 biterdi. İki takım arasındaki fark o kadar büyük...
İspanya'nın iyi bir takım oyunu oynadığını söyleyebilir miyiz?
İspanya hiçbir şey oynamadı. İspanya tesadüfen finale geldi. Çok iyi kadrosuna rağmen kötü yönetildiği için tesadüfen finale geldi. Finalde de karşısında zaten zayıf ve de üstelik yanlış oynayan bir İtalya buldu.
TORRES'İ KULLANMADI

* Son üç büyük turnuvadan şampiyonluk çıkarmasını neye bağlıyorsunuz?
Yeniköy Kasabı'nın kısmeti! İspanya çok iyi bir kadroya sahip. Rakiplerde müthiş düşüş var. Almanya, Almanya mı? Genel olarak söylüyorum; Brezilya, Brezilya mı; Arjantin, Arjantin mi? Avrupa ve dünyada bütün rakipleri düşüş içindeyken İspanya çok iyi bir kuşak yakalamış. Bu nedenle de kötü hocaya rağmen şampiyon oluyor. İspanya'nın son iki kupası Del Bosque ile kazanılmış değil. Del Bosque'ye rağmen kazanılmış kupalar; bunun için çok değerli olabilir. Gördünüz; Torres gibi bir forveti adam kullanmadı! 0-0 biten ve penaltılara giden maçta Torres oyuna girmedi.
İtalya maçında oynadığında neler yapabildiğini gördünüz.
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.