Eboue iyi niyetli değil

Zaten seyirci sinirli. O seyirciyi daha da azdırmanın alemi var mı! G.Saray'da böyle insanlar var, Terim mücadele etmeli

* Galatasaray, Beşiktaş'ı yenerek aradaki 5 puanlık farkı korudu. Ancak tribün olayları maça damgasını vurdu. Hakem Hüseyin Göçek, Eboue ve Melo'ya büyük tepkiler vardı.
Son gerginliğin sebebi Eboue... Tacı atsa maç devam edecek, bitecek. Eboue'nin iyi niyetli olduğuna inanmıyorum.
O taç atışını bir yerine bir şey geldiği için, çekindiği için, korktuğu için kullanmadığına inanmıyorum.
Eboue bunu seyirciyi tahrik etmek için yaptı. Çünkü Eboue iyi niyetli bir futbolcu değil.
Galatasaray'da böyle insanlar var. Fatih Terim bununla mücadele etmeli.
Bunlar Galatasaray'ın başına iş açacaklar.
Galatasaray forması giymeye yakışmayan insanlar... Futbolda sahtekarlık yok. Adam yanından hızlı geçiyor, Eboue üç takla atıyor. Zannediyorsun ki ambulans ile hastaneye gidecek. Görüntü o... Sonra kalkıyor ayağa tazı gibi koşuyor. Hiçbir şey yok.
Eboue öyle, Milan Baros öyle... Bunlar top oynamıyorlar, kendilerini yerden yere atarak seyirciyi, hakemi ve rakibi tahrik ediyorlar. Ben maçın gözlemcisi olsaydım; Eboue'yi rapor ederdim ve ceza almasını sağlardım.
Allah'tan Beşiktaş seyircisi, çok iyi bir seyirci... Onca olaydan sonra, sahaya girenler iki kişiyle sınırlı kalmayabilirdi.
On bin kişi sahaya girseydi, onları durdurmaya polisin gücü yeter miydi! Yürüyerek sahaya girebiliyorsun sonuçta...
Ben bir insanın bu kadar bilinçsiz olabileceğini düşünemiyorum. Galatasaray yöneticisi olsam, Eboue'yi IQ testine sokarım. İki dakika kalmış, zaten seyirci sinirli, azmış... Onu daha da tahrik etmenin, azdırmanın alemi var mı! Hayatın tehlikeye girebilir.
Bırak futbolu, Beşiktaş'ın sahasının kapanmasını...
CEZA ALSA KİME YARAR?

Kaldı ki Beşiktaş'ın sahası kapandı; sen zaten Beşiktaş ile oynamışsın ve kazanmışsın. Bundan sonra Beşiktaş'ın sahası kapanırsa kime yarar?
Senin rakiplerine; Trabzon ve Fener'e...
Bir insan bunu düşünmez mi? Bunu düşünmeyen insanın, zeka seviyesini ben ölçtürmem mi?
Ama bunlar her maçı, 90 dakika böyle oynuyorlar. Üstelik bunlar iyi futbolcu...
Baros da, Engin de, Eboue de iyi futbolcu!
Ama futbollarıyla değil... Bunlar Galatasaray'dan gittiği gün bayram ederim. Melo'ya forma giydiren Galatasaray, herkese giydirir.
* Galatasaray'ın ilk golü ofsayttan geldi ve hakemin yönetimi fazla beğenilmedi. Siz nasıl buldunuz?
Nasıl görünüyor; ondan da çok emin değilim. Kim görmüş?
* Kamera görüntüleri var ama insani açıdan da pozisyonu süzmek oldukça zor görünüyor.
Kimse göremez. Görse görür. 'Aferin nasıl görmüş' dersin. Ama görmeyene de 'Nasıl görmemiş?' diyemezsin.
Önemli olan şey şu; o görülmesi neredeyse imkansız ofsayt yüzünden Türkiye'de kıyametler kopuyor. Herkesin gayet kolay, görebileceği ofsayt ile Fenerbahçe gol attığı zaman 'Efendim, o pasif ofsayttı' diye bütün gazeteler makaleler yayınlıyor!
Trabzon maçında Baroni'nin attığı o gol Türk spor medyasının olaylara nasıl çifte standart ile yaklaştığının, nasıl Fenerbahçeli olduğunun, nasıl taraftar olduğunun göstergesi... Hep söylüyorum ya; "Bunlar başka bir takımın başına geldiği zaman neler olacağını göreceksiniz" diye... İşte gördünüz.
Bu golle kazanan Fenerbahçe olsaydı, yazının arasında 8 punto harf ile 'Pozisyon ofsayttı ama hakemin tespiti zordu' diye geçer!
Fenerbahçe maçlarında neler oluyor!
Ben Lig TV'de maç anlatan, 'Fenerbahçe' talimatlı, (artık öyle olduklarına inanıyorum), sadece Fenerbahçeli de değil, Fenerbahçeli olmak üzere talimat almış spikerlerin Fenerbahçe'nin aleyhine bir tanesinin yorum yaptığını görmedim. "Pozisyonu görüyorsunuz!"
Lafları bu...
Beşiktaş-Galatasaray maçındaki ofsayt golü, Melih Şendil yorumlamaktan yoruldu! "Nasıl ofsayttan gol attı Galatasaray!" diye...
Melih çünkü bayılıyor ve inatla, Galatasaray'ın maçlarına Melih'i veriyorlar.
En fanatik Fenerli spikeri veriyor Lig TV! Onun için bana kimse 'İyi niyetten' söz etmesin.
Ben Lig TV'nin çizdiği ofsayt çizgisine dahi inanmıyorum.
Çünkü herkes, her şey hareket halinde...
Çizgiyi 10'da bir saniye önce çizersen, ofsayt değil.
10'da 1 saniye sonra çizersen, bu defa ofsayt olmayan pozisyon, ofsayt gibi görünür.
Stüdyo'ya kendim gidip çizmezsem, o çizginin doğru çizildiğine inanmıyorum. Lig TV'ye güvenimi o kadar kaybettim.
Melih Şendil, Galatasaray kasabı gibi maç anlatıyor. Gitsin Fener TV'de çalışsın.
ZEKERİYA ALP BEŞİKTAŞLI

* Hüseyin Göçek'in maç öncesi Galatasaray formalı fotoğrafının internette dolaşması Beşiktaşlı taraftarları germiş olabilir mi?
Bunların hepsi Fenerbahçelilerin çok iyi başardığı işler. Hem normal medyada hem sanal medyada bunlar işlerini gayet iyi biliyorlar. O gün fotoğraf, inatla ve ısrarla yayınlanıyor ki hakemi etkilensinler. Çünkü normal şartlarda aradaki farkı kapatmasının mümkün olmadığını biliyor Fenerbahçeliler.
Hayatında bir gün hakemlik yapmamış Beşiktaş'ın milli futbolcusu Zekeriya Alp'in Merkez Hakem Koitesi Başkanı olmasında bir şey yok ama Göçek, mahallede basket oynarken üzerine o 'formayı giymiş' diye, 'Vay bu adam Galatasaraylı!' İnanılır gibi değil.
GALATASARAY KÖTÜYDÜ
* Lider Galatasaray sahadan 2-0 galibiyetle ayrıldı. Melo ve Aydın'ın muhteşem golü var. Buna karşılık Beşiktaş'ın arka arkaya bulduğu ama değerlendiremediği pozisyonlar var. İki takımı nasıl buldunuz?
Ben geçen hafta ne dedim: "Galatasaray'ın çok büyük şansı Emre'nin kırmızı kart görmesi ve de Melo'nun bu haltı etmesi. Bu yüzden Galatasaray sahaya Emre'siz ve Melo'suz çıkacak. Fatih Terim mecburen Aydın'ı ve Riera'yı oynatacak ve Galatasaray mecburen çift açıkla oynayacak."
Engin oynaması gereken yerde orta sahada oynadı. Ama ne yazık ki Melo gibi bir adamı Galatasaray affetti. O yüzden sahaya Melo ile çıktılar. Bence futbolcu değil Melo!
Galatasaray'ın orta sahasında oynayacak adam değil. Melo, Galatasaray'ın kadrosunda bir tek yeri var; Selçuk'un yedeği... Çünkü bir ön libero yeter Galatasaray'a...
İki ön libero koyduğun zaman orta sahada oyun kurucuya yer yok. O zaman iki ön liberonun önüne sağ açıktaki adamı yani Engin'i ya da sol açıktaki adamı Emre'yi mecburen ortaya çekiyorsun 'oyun kursun' diye... Takım bir kanadı eksik yengece dönüyor. Ya sağ açığı olmuyor, ya da sol açığı olmuyor.
Oysa Galatasaray'ın göbeğinde oynayacak adam Engin. En iyi kanat oyuncuları da Riera ve Aydın.
Aydın'ın girdiği anda, Engin'in orta sahaya geçmesiyle Galatasaray'ın nasıl değiştiğini bütün Türkiye seyretti.
Bir hafta evvel söyledim; "Böyle oynamalı Galatasaray." Ama Fatih hocamın kafasındaki bazı şeyleri değiştiremiyorsun. Bazılarına aşırı sempati duyduğu için onları ille oynatacak.
Eboue haftalardan beri kötü oynuyor.
Eğer Tayfur, Quaresma'yı biraz akılcı ve taktisyen olarak kullansa Eboue kırmızı karttan gitmişti, kesin gitmişti. Hele o birinci sarıyı gördükten sonra onun üstüne üstüne Quaresma oynasın faul mecbur yapacak. Çünkü yavaş, hızını kaybetmiş, yetişemiyor... Quaresma ne kadar kötü olursa olsun o çalımları atıyor. Diyecekti ki 'Quaresma ile oynayın on dakika.' Görecektik Eboue neredeydi? 10 kişi kalırdı Galatasaray... Tayfur tersini yaptı; Quaresma'yı oyundan alıp Eboue'yi rahatlattı.
HAKAN'A İNANAMADIM

Galatasaray çok kötü oynadı. Kötü değil çok kötü oynadı. Gazetelere bakıyorum, Hakan Şükür'ü dinledim; inanamadım! "Bu Galatasaray iyi oynadı" diyor. Beşiktaş'ın girdiği tonla pozisyon ne? Onlar gol olsa ne olacaktı?
* Kale önünde eridi belki ama Beşiktaş birçok pozisyona girdi.
Tabii... Bir sürü eridi, bir sürü Muslera kurtardı, bir sürü aptalca vuruşlarla dağlara, taşlara attılar topları... Beşiktaş'ın en az 10 tane net gollük akını var, en az. Tabelacılığın bu kadarını ben görmedim! 'Galatasaray 2-0 kazandı' diye 'Yaşasın Galatasaray, kahrolsun Beşiktaş!'
FATİH TERİM'İ ASARLARDI
* Riera ve Melo affedildi. Siz özellikle Melo'nun hemen gönderilmesi gerektiğini söylemiştiniz. Sizce Terim neden affetme gereği duydu?
Niye duymasın? Ben de Fatih Terim'in yerinde olsam aynı kararı verirdim.
Bu konuda karar alacak mekanizma Galatasaray yönetimi... Galatasaray yönetimi, Melo'ya ceza vermedikten sonra...
Fatih Terim diyelim; ceza verdi ve de diyelim; Galatasaray, Süper Final'de kaybetti. Fener şampiyon oldu. Fatih Terim'i asmazlar mı? 'Kardeşim koskoca Galatasaray yönetimi ceza vermedi de sen şov yapacağım diye camiaya ceza veriyorsun. Sen kimsin?
Sen Galatasaray'ın maaşlı teknik direktörüsün.
Yönetimin ceza vermediği adama sen kim oluyorsun da ceza veriyorsun! İşte buyur şampiyonluğu kaybettin.'
MELO'YU AFFEDERDİM

Türkiye'yi bilmiyor musun? Yönetim ceza verirse Fatih Terim saygı duyar, yönetim ceza vermediyse görevi Galatasaray'ı şampiyon yapmak olan antrenör elindeki kadroyu en iyi şekilde kullanmayı düşünür. İster Melo olsun, ister kokainman Maradona olsun. Sen bana 'Al bunu oynat' diye veriyorsan, parasını vermişsin, almışsın, eşek yükü ile para ödemişsin.
Hiç tereddüt etmezdim. Fatih Terim'in yerinde ben olsaydım Melo'yu oynatmakta tereddüt etmezdim.
* Yönetim konuyu Terim'e bırakıp bir noktada yolu açmış oldu!
Yönetimin hiçbir şey olduğu yok. Galatasaray'da yönetim falan yok. Galatasaray'da yönetim olmadığını her geçen gün biraz daha görüyorum. İşte basket takımının perişan hali...
Gerek kız takımının, gerek erkek takımının... 'Biz hocaların arkasındayız!' Niye hocaların arkasındasın? Ne yapmış ki hocalar? Bu takımlarda hangi başarıyı göstermişler? Kız takımın da erkek takımın da hangi başarıyı göstermiş de sen bu hocanın arkasındasın?
TULUN YÖNLENDİRİYOR

Ya kapa ağzını da sezon sonu üçbeş adamla oturun karar alın. Bakın 'ne oldu' diye. Ünal Aysal basketbolun hangi 'b'sini biliyor da 'Ben hocaların arkasındayım' diyor. Hayır!
Orada basketbolu bildiğini iddia eden Bülent Tulun! Ortaköy Basket Takımı'nın yöneticisiydi çünkü... Mavi Jeans, Ortaköy'ün sponsoruydu. Bülent Tulun da Mavi Jeans'in memuruydu. 'Sen meşhur ol' dediler. Ortaköy'ün yöneticisi oldu Bülent Tulun.
Oradan basketbol dehası oldu.
Şimdi Ünal Aysal'a diyor ki "Bunlar çok iyi, kalsınlar." Bülent Tulun'un bütün amacı bu. Fatih Terim ile geçinememesinin sebebi de o... Kendi emrinde adamları takımların başında istiyor Bülent Tulun.
Ünal Aysal'a 'Aman bu kız takımının, erkek takımının hocaları iyi' demiş.
Ünal da 'Arkasındayım' diyor. Niye?
Hadi gelsin benimle bir konuşsun bakalım Ünal Aysal. Hadi benimle bir konuşsun! Anlatsın bakalım Oktay Mahmuti'nin ve öteki adını bile bilmediğim kız takım hocasında hangi cevher varmış da daha ligler bitmeden bunların arkasında olduğunu ilan ediyor.
F.BAHÇE TARİHİ FARK YAPAR
* Bu futbol derbiye nasıl yansır?
Pazar günü seyrettiğim Fenerbahçe, pazartesi günü seyrettiğim Galatasaray'a tarihi fark yapar.
Bu hafta oynayacaklar. Galatasaray böyle oynarsa kendi sahasında tarihi fark yer. Geçen defa karşıdaydı, mazeretleri vardı; bu defa kendi sahalarında yerler.
Bu darmadağınık savunmayla Beşiktaş'ın önünde olduğu gibi kapanıp, kendi on sekizinde baraj kuracak gibi dokuz oyuncuyu dizerse, Fenerbahçelilerin orta sahada bomboş ilerlemesine fırsat verirse, o Fenerbahçeliler Galatasaray'ı perişan eder.
Dua etsinler de Emre ceza alsın. Emre oynarsa; Emre, Baroni ve Alex'in orta sahadan yirmi metreden, yirmi beş metreden atacağı şutlar Muslera'yı şaşkına çevirir.
Fenerbahçe'yi mağlup etmenin tek yolu üstüne oynamak. Oyunu Fener yarı sahasına yaymak. Bunu artık bilmeyen yok, anlamayan yok. Galatasaray çekilerek başladı maça 2-0 mağlup duruma düştü. Açıldı 2-2 yaptı. Vakit olsa 3-2 olacaktı. Bunlardan ders alındı mı; alınmadı. Yine Beşiktaş gibi bir takım karşısında çekilerek oynadı, Beşiktaş'a bu fırsatların hepsini Galatasaray verdi. Koskoca Galatasaray takımında hala kaleciye pas atılıyor. "Kardeşim Muslera'ya pas atmayın. Çünkü baskı altında Muslera dünyanın en kötü topa vuran, ayakla müdahale eden kalecilerinden bir tanesi." Kaç defa söyledim?
Yani karıştırın arşivi, kaç defa söyledim! Beşiktaş maçında en güzel asisti Muslera yaptı! Durduk yerde dönüp Muslera'ya top attılar, adam koşunca, Muslera şaşkına döndü, Beşiktaşlılara attı topu. Adam penaltıyı üstüne attı Muslera'nın! Bunun dahi farkında değil Galatasaray!
Yan pas, yan pas, yan pas kaptırıyorlar kontratak oluyor. Koskoca Galatasaray'da ileriye oynayan bir tek adam 61. dakikada oyuna giren Aydın'dı.
Geriye kalan hepsi yana ve geriye oynuyor! Bu tam Fenerbahçe'nin istediği oyun.
Kendi sahasında yana, geriye oynadığı anda Fener, Galatasaray'ı perişan eder. TT Arena da fark etmez.
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.