İngilizlerin kafası çalışmıyor!

Play-off gibi muhteşem bir sistem var da niye dünyada uygulanmıyor! Şu anda Türkiye şampiyonu hakemlere teslim

* Geçen hafta gözler alt kısımdaydı. Fenerbahçe-Antalya ve Samsun-Sivas karşılaşmaları sonunda düşen son takım Samsun oldu.
Bu sene herkesin kötü top oynadığı bir lig oluyor. Küme düşen Manisaspor ligin ilk yarısını 10. sırada tamamladı.
Üst sıraları zorlama hedefindeydi.
İkinci yarıda kazandığı maç yok. Önüne gelene yenilip küme düştü.
Samsun, Fenerbahçe'yi, Beşiktaş'ı yendi! Play-Off'taki Fenerbahçe'yi, Beşiktaş'ı yenen Samsun küme düştü!..
Bu neyi gösteriyor; Türkiye'deki futbol yelpazesinin aşağıda daraldığını gösteriyor.
Yukarıda daralsa 'futbolun kalitesi yükselmiş' demektir. Galatasaray ile küme düşen Manisa arasındaki farkı gördük. Yiğit'in kırmızı kartı ve tartışmalı penaltı. Fark o kadar... Bunun ötesinde maç ne biterdi bilmiyoruz.
Fenerbahçe ile Beşiktaş ile küme düşen Samsun arasındaki farkı gördük.
Samsun ikisini de yendi. Türkiye'de bu sene futbol oynanmadı.
ŞİKE SENİN KAFANDA
* Süper Final oynanacak olması son hafta alınacak sonuçları etkilemiş midir? Zira Fenerbahçe ve Sivas'ın da kazanması gereken karşılaşmalardı.
Bunu böyle konuşmak; 'Türkiye'de ligler kurulduğundan beri maçlar hep şikeydi' demek. Çok ayıp bir şey... 'Ondan sonra bunlar niye şikeden yargılanıyor' diyorsun! Şike senin kafanda var! Play-Off olmasaydı, 'Samsun, Sivas'ı yenerdi' diyorsan eğer zaten şike senin kafanda var! Böyle bir şey olur mu?
* 'Son haftalarda istenilen sonuçlar sahada çıkıyor' şeklinde bir kanı var kamuoyunda!.. Böylece Süper Final'e de pay çıkarılmış oluyor aslında!..
9 puan farkla, 34 haftalık ligi şampiyon bitirmiş Galatasaray, 6 maçını kaybederse bu adalet mi? O 34 maç niye oynanıyor?
DİGİTURK KAZANSIN
İşte voleybolda oldu... 24 maç namağlup, ligi şampiyon bitirdi Fenerbahçe Universal, play-off'ta bir tek, Vakıfbank Türk Telekom'a kaybetti, elendi?
İkinci bile olamadı.
Böyle bir sistem olur mu? O zaman ligi niye oynuyorsun? Türkiye Kupası gibi kura çek, ikişer ikişer oynasınlar, biri kazansın. 'Digiturk para kazansın' diye böyle bir rezilliğin hali yok!
Sırada Süper Final var. Fikstür belli oldu. İlk hafta Beşiktaş-Galatasaray, Fenerbahçe-Trabzon maçları var. Nasıl bir mücadele ve nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Benim bir şey beklediğim yok. Ben sene başından beri hep aynı şeyi söylüyorum:
Adını Süper Final değil, Mega Final, Ultra Final de koysan bu bir fasulye ligdir, kötü bir ligdir, futbolun fevkalade kalitesiz olduğu bir ligdir.
Hakemlerin fevkalade kötü olduğu bir ligdir. Hakem hatalarını 34 haftaya yayabilirsin, ama 6 haftaya yayamazsın.
Çıkacak ya da çıkmayacak bir kırmızı kart, çalınacak ya da çalınmayacak bir penaltı play-off'un kaderini değiştirebilir.
Şu anda Türkiye şampiyonu hakemlere teslim! Kimi isterse yaparlar. Bu mu yani!..
DEHA SADECE BİZDE VAR

* Gelecek sezon da play-off sisteminin sürmesi düşünülüyor.
Sistem baştan aşağıya leş... Böyle bir sistem olmaz. Böyle muhteşem bir sistem var da İspanyolların kafası çalışmıyor mu, İngilizlerin kafası çalışmıyor mu, İtalyanların, Fransızların, Almanların kafası çalışmıyor mu! Bu deha sadece biz de, Mehmet Ali Aydınlar da mı var! Böyle matrak bir şey olur mu!
* 'Fenerbahçe'nin, CAS'taki davasını çekmeye hazırlandığı' şeklinde haberler çıktı ama yönetim tarafından doğrulanmadı.
Türkiye'de gazetecilik bitti. Haber yok ortada... Herkes aklına geleni sallıyor.
Bir de manşet lazım. 'Fenerbahçe davayı çekti' diye sallıyorsun; ertesi gün Fenerbahçe 'Çekmedik' diye açıklıyor; bir manşet daha sallıyorsun. İki manşet sahibi birden oluyorsun!
OYLARI FİKRET ORMAN ALDI
* Son haftalarda büyük düşüş yaşayan Beşiktaş'ta Carvalhal gitti, Havutçu geldi. Orman'ın Süper Final öncesi teknik direktör değişimine gitmesini doğru buluyor musunuz?
Çok şaşırdım. Fikret Orman, "Ben olsam göndermezdim ama yönetim böyle istedi" demiş. Külahıma anlatsın.
Başkan isteyecek de yönetim 'aksini düşünüyor' diye başkanın dediği olmayacak!.. Beşiktaş Kongresi kime verdi oyunu; Fikret Orman'a verdi. Sokaktan Beşiktaşlı birini çevir bakalım; Beşiktaş yönetiminden üç isim saysın!
Bizim kulüplerimizde başkanlık sistemi vardır. Fikret Orman, 'Düşüncelerinize saygı duyuyorum ama ben Carvalhal'i göndermiyorum' diyecek de yönetim baskı yapacak!
Beşiktaş başarısız olursa; kimin kellesini isteyecek taraftar; Fikret Orman'ın... Geçiniz.
DÜNYANIN EN GÜZEL YERİNDE
* Bugünlerde, İnönü Stadı, Beşiktaş'ın aklını kurcalıyor gibi... Siz İnönü Stadı'nın yenilenmesine nasıl bakıyorsunuz?
Ben stadın bu hale gelmesine bile üzüldüm. Atletizm pistinin kaldırılmasına...
İnönü Stadı atletizm pistiyle beraber muhafaza edilmeli, hatta olimpik koşullara uygun olarak 8 kulvara çıkarılmalıydı. Bugünkü kapalı tribün yolu altına alarak karşı taraftaki Maçka tepelerine yaslanmalıydı. Böylece 40 bin kişilik hale gelebilirdi ve harika bir olimpik stat olurdu. Gerçek olimpiyat stadı olurdu orası...
Çünkü kim düşünmüşse, dünyanın en güzel stadyum yerinde İnönü Stadı... Denizden, karadan, metrodan, yerin üstünden, yerin altından, her taraftan, bu kadar ulaşımı kolay olan bir merkez olmaz.
Ben dünyanın her yerinde maç seyrettim. Maçtan sonra stadyumdan çıkmak, her yerde olaydır. Seni otele götürecek, otobüse yarım saatte ulaşırsın.
İnönü Stadı'nda maç oynanıyor 40 bin kişi izliyor; maç bitiyor bir kişi yok etrafta... Taksim'e yürümüşler, Karaköy'e yürümüşler, Beşiktaş'a yürümüşler, karşıya yürümüşler, Dolmabahçe rıhtımından teknelere binmişler, Kadıköy'e gitmişler.
10 dakika sonra geç; 'Burada maç oynandı' demezsin. Böyle bir stadyum yeri dünyada yok. Orası stadyum olarak kalmalı.
CEZA ALMIŞ BiR KiŞi VAR MI?
* Fenerbahçe maçında çıkan olaylar ve sahaya atılan maddeler nedeniyle Trabzonspor'a 2 maç seyircisiz oynama cezası verildi. Bu yeterli midir, değil midir?
Kulüplere ceza vermek Türkiye'de şiddeti önlemez. Şiddeti yaratanları bireysel olarak mahkum etmediğin sürece Trabzon'un sahası, Fener'in sahası, Beşiktaş'ın sahası daha çok kapanır. Çünkü adamın umurunda değil. Şimdi bana Trabzon'dan mesajlar geliyor: "Hıncal ağabey, o olayları çıkaranlar yönetimin maaşlı adamlarıydı" diye... "Yönetimin maaşlı adamı" dediği şu; yönetimler holigan gruplara, amigolara artık bilet veremiyorlar, para veriyorlar. 'Bilet alsınlar' diye... Biletleri kenarda ayırtıyorlar. Bunu bilmeyen yok.
O gün harika güzel tribünler vardı.
Şimdi oradaki 50 holigan yüzünden, o güzel insanlara ceza vermek nasıl cezaların şahsiliğine giriyor! 'Kötüler yüzünden iyileri cezalandırmak' diye bir sistem dünyanın hangi hukuk anlayışında var! Hangi demokraside var!
Ben liste istiyorum. 'Trabzon maçında polis tarafından, güvenlik kamerasından tespit edilmiş insanlar şunlardır. Kaç kişi? 50 kişi, 81 kişi, 91 kişi... Savcılığa sevk edilmiştir.' Ertesi gün liste istiyorum. 'Savcılık bunlardan şu kadarını tutuklu, bu kadarını tutuksuz mahkemeye sevk etti; şu kadarını serbest bırakmıştır' diye...
Ergenekon davasında öyle olmuyor mu? Balyoz davasında öyle olmuyor mu? Bu davada niye her şey gizli? Bir tane isim yok ortada... 'Parayı veren yöneticiler devreye giriyor, o işi kapattırıyorlar!' Türkiye buna inanıyor. Karakoldan gidiyor adam, karakola gittiyse... Bunların hepsini yaşadık. 'Bunlar artık yaşanmasın' diye yasa çıkardık; yasayı uygulamıyoruz.
Önce piç ettik Cumhurbaşkanı'nın uyarısına rağmen... Kalan o ucuz yasayı da uygulamıyoruz.
ADIMIZ AFİŞE EDİLSİN
'Derbi' diye iki tane maçını kapasan ne olacak, kapamasan ne olacak!
Zaten Trabzon 20 puan geride... İddiası yok, bir şeyi yok. O holiganın, o hayvanın umurunda mı kapanması!
Bir sene ceza almıştır. 'Hıncal ve Bülent Efendiler bir sene boyunca Trabzon'da oynanan her Trabzon maçında karakolda oturacaktır' diye adımız afişe edilsin bakalım bir daha sahaya bir şey atabiliyor muyuz?
Peki Türk hukukunda bugüne kadar bir tane verilmiş ceza var mı? Biri bana onu söylesin!.. Futbolda Şiddet Yasası'na göre verilmiş bir ceza...
Bunun uzun sürecek bir davası da yok. Görüntü ortada... Bülent'in elinde meşale var, Hıncal'ın elinde şişe var. Sahaya atıyorlar. Onların ikisinin de sahaya girmesi yasak. Bülent ile; 1- Sahaya sokma suçunu işlemişiz.
2- Fırlatarak tehlike yaratmışız. İki suçumuz da belli, cezası da belli. Bir celsede biter. Hani nerede!..
Tekrar söylüyorum; Türk hukuk sistemi bana desin ki 'Hıncal Uluç abartıyorsun. Bir kişi cezalandı şimdiye kadar. Hakkındaki hüküm de şudur!' Cezalanan kulüpler, cezalanan iyi insanlar, iyi seyirciler... O hayvan holiganın yaptığı yanına kar kalıyor, adam da bunun bilincinde...
Onun için her maç yapmaya devam ediyor. İstediğin kadar sen saha kapat!..
KAPICILARA HAKARET
* Hafta içinde çok konuşulan konulardan bir tanesi de Galatasaray Sicil Kurulu Başkanı Serdar Eder'in, Sivasspor ile oynanan kupa maçında Çalımbay'a "Kapıcının çocuklarına elendik" demesiydi. İstifaya davet edenler oldu. Siz bu çağrılara katılıyor musunuz?
1- Mesele büyütülecek bir mesele değil. Çünkü yazıldığı gibi değil olay.
Diyorum ya; Türk medyasının işi gücü Galatasaray'ı karıştırmak. Onun için Galatasaray'ı nasıl karıştıracaklarsa öyle yazıyorlar olayı...
2- Galatasaray'ın içinde de Sultanili Galatasaray, Sultanisiz Galatasaraylılar çatışması var. Onlar da yangına körükle gidiyorlar. Galatasaray'ı karıştırmak için bahane arayan medyaya koz vermek için... Böylece pire deve yapılmıştır.
Madde 1- O laf Galatasaray'ın konuğu olanlara karşı edilmiş bir laf değil.
Madde 2- Biri bana söylesin kapıcı çocuğu olmak ayıp mı?
Rıza'nın babası benim Rıza'dan evvel arkadaşım. Ben Rıza'dan önce babasını tanıdım. İstanbul'a geldiğim zamanlarda, 80'li yıllarda, Küçük Bebek'te, göbeğin orada bir tane kahve vardı. Ertekin ile pazar sabahları kahvaltıya oraya giderdik.
Çok şirin bir adam geldi masamıza "Hıncal Bey, ben Rıza'nın babasıyım" dedi. "Aaa" falan, filan... Çok hoş, tatlı bir adam... "Şu yandaki apartmanın da kapıcısıyım" dedi ve biz her hafta Rıza'nın babasıyla orada Ertekin ile beraber oturup kahvaltı ettik.
Rıza sonra, 86'da falan Gelişim Spor'u çıkartmaya başladığımız sıralarda, bir gün Rıdvan ile geldi. "Hıncal ağabey babamla tanışmışsınız.
Ahbap olmuşsunuz" dedi. "Yıllardan beri ahbabız. Sen daha yeni geliyorsun" dedim. Dünya şekeri bir adam.
Yani, bu lafın aşağılayıcı kabul edilmesi, bunun hakaret kabul edilmesi ve bu tür yazı yazılması kapıcılara hakaret.
Hangimiz ne laflar ediyoruz, neler söylüyoruz!..
DENETLEME YAPILMIYOR
* Bursaspor'un ardından Gaziantepspor'un da hesapları incelenmeye alındı ve kulüp başkanı İbrahim Kızıl dahil 36 kişi gözaltına alındı. Ciddi iddialar var. Bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz ve sizce kulüpler yeterince denetleniyor mu?
Geçen hafta Çaycuma'da bir köprü çöktü, 15 kişi öldü. Gazeteler yazmış; "Bu köprü çökebilir" diye... Belediye Başkanı söylemiş "Köprü çökebilir" diye...
Türkiye Cumhuriyeti Karayolları'nın denetiminde o köprü!.. Köprü çökmüş, sorumlu kim? Sorumlu; takdir- i ilahi...
Öyle demişler, aynen cümle bu "Takdir-i ilahi." O zaman bütün mahkemeleri kaldıralım. Kenan Evren'i niye yargılıyoruz; takdir-i ilahi! Bir tane karayolları görevlisi çıktı mı; 'Sorumluluk bende' diyen... Ya da bir idareci çıktı mı; 'Sorumlu karayollarıdır' diyen...
Türkiye'de 'denetleme' diye bir mekanizma yok.
Türkiye'de 'ihbar' diye bir mekanizma var. Biri ihbar edecek herhangi bir sebeple ki sen bir işin yanlış gittiğini öğrenesin.
Gaziantep'te neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Fikrim olmadığı için de herhangi bir yorum yapamıyorum.
Voleybolda çekişmeli maçlar izliyoruz. Kalitenin yükselmesinden bahsedebilir miyiz?
İki şey var: 1- Bu yabancıların gelmesi voleybolun popüler olmasına faydalı oldu. Ama öte yandan da Türk voleyboluna herhangi bir katkıda bulunmadı.
Onun için Türkiye Voleybol Federasyonu'nun bu dengeyi çok iyi bulması lazım. Kaç yabancıya izin vereceklerini ve gelen yabancıların vasıflarını iyi belirlemesi lazım.
2- Bu saçma sapan play-off sisteminden derhal vazgeçilmeli ki voleybol ciddi olsun.
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.