* Fenerbahçe-A.Gücü'nü, G.Saray da G.Birliği'ni 2-0 yendi. Bu maçlar için neler söyleyeceksiniz?
F.Bahçe o gece Barcelona'yı yendi (!) Yani ben ertesi gün gazeteleri görünce öyle zannettim. Ben öyle zannettim ki Fenerbahçe o gece Barcelona ile deplasmanda oynadı!
Aykut Kocaman kükredi, İşte nihayet Fenerbahçe'nin deplasman fobisi sona erdi! Sahaya çıkacak 11'i bulamayan, onların üstüne giydirecek forma bulamayan, Spor Bakanı'nın yolladığı formalarla maça çıkabilen, 11 maçtır kazanamayan, rekor kıran(!) Ankaragücü'nü yenmiş Fenerbahçe! ŞAŞIRMIŞIZ,
BARCELONA'YMIŞ!
Ertesi gün gazeteleri açıyorum, bizim gazetemiz dahil. Vay anasını yaa. Yok biz şaşırmışız! Barcelona ile oynamışlar! Barcelona'da Messi'lerle oynamışlar, onları darmadağın etmişler de! Vay anasını yaa. Gazeteciliğin ben bu kadar ayağa düştüğünü görmedim. Güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum.
* Cumartesi günü oynanacak olan Fenerbahçe-Galatasaray maçı için ne düşünüyorsunuz? Galatasaray, Fatih Terim başındayken en son 12 yıl önce Kadıköy'de kazanmış. Sizce hangi takım galibiyete daha yakın?
Çünkü Fenerbahçe'nin savunması da rezalet, Ankaragücü dahil kim üstüne gelirse darmadağın ediyor, Galatasaray'ın da! Ama Galatasaray yanlış oynuyor. Galatasaray, Fenerbahçe'nin istediği oyunu oynuyor.
Nedir o Fener'in istediği oyun? Rakip takım kendisinden korksun, kendi sahasında top çevirsin.
Galatasaray'ın oynadığı oyun da bu! Semih Ujfalusi'ye, Ujfalusi Eboue'ye, o tekrar Semih'e, ondan Hakan'a, ondan geriye Muslera'ya, o bir tepiyor, öyle saçma sapan vuruyor ki toplara rakibin kontratağı başlıyor.
Gençlerbirliği'ne karşı böyle oynadın mı mesele yok.
Ama Fenerbahçe'ye karşı böyle top oynadın mı Fenerbahçe seni döver orda. Fenerbahçe'de öyle adamlar var ki orda top kapacak.
FENER KAPARSA HEZİMET OLUR
Gençlerbirliği maçında Gençlerbirliği'nin bütün akınlarını başlatan Galatasaray oldu kaptırdığı toplarla.
Ama topları kapan Gençlerbirliği olduğu için gol olmadı. Fenerbahçe kaparsa o topları hezimet olur zaten.
Çünkü Galatasaray'ın savunması çok kötü.
Fenerbahçe'nin savunması da ayakta duramıyor. Galatasaray topu öbür tarafta oynamayı düşünürse yani Gençlerbirliği maçının ikinci yarısının ilk 20 dakikası gibi hücum pres yaparsa, perişan eder Fenerbahçe'yi.
Hem de Saracoğlu'nda perişan eder!
6-0'ı geri alacak kadar perişan eder.
Ama Fatih Terim'de bu sene o cesaret yok.
Galatasaray orada hasbel kader öne geçerse, Galatasaray orada hemen 1-0'ın 2-1'in üstüne yatmaya kalkıp, hücum adamlarını çıkarıp, geriye Ceyhun'larla Servet'lerle Gökhan'larla takviye yaparak, üçüncü, dördüncü, beşinci stoperleri koyup savunmaya çekilir. Savunmaya çekildiği andan itibaren de Fener alır götürür. Yani Galatasaray hücum pres oynamaz, hazırlık pası denilen hiçbir işe yaramayan rakibe top kaptırıp kontratak oyunda ısrar ederse 6-0 da unutulur, Fener öyle bir tarihi zafer daha kazanır ki Galatasaray temizleyemez.
Yani iki takıma baktığın zaman, desen ki bana maç 7-0 bitti, 7-1 bitti, zerre kadar şaşırmam.
Ama sorarım kim kazandı diye.
Çünkü ikisi de kazanabilir 7-1 veya 6-0. İkisinin de ayakta duran savunması yok. Bu bir taktik maçı.
İYİ ANALİZ EDEN KAZANIR
Hangi hocanın yüreği daha dayanıklı çıkarsa, hangi hoca rakibinin zaaflarını daha iyi analiz etmişse o kazanır.
Fenerbahçe savunmasına yerden kısa paslarla gidersen perişan edersin.
Fenerbahçe savunmasını top çıkarırken bastırırsan onlar top çıkaramaz.
Oyun o sahada kalır!
Ama G.Saray yan paslarla hazırlanacam diye kendi sahasında paslarla oynar da topu kaptırırsa Fenerbahçe hezimete uğratır Galatasaray'ı.
BU YÖNETiMDEN KURTULMALI
* Galatasaray Başkanı Ünal Aysal "Başkanı olmayan kulübün stadına benim gitmem doğru olmaz. Eşitlik olmalı" diyor. Bu düşünceyi siz nasıl karşılıyor sunuz?
Çünkü bu kararı o kulüp başkanları aldılar. Benim adıma karar alacaksın Hıncal gelmesin maça, Yılmaz gelmesin maça Özge gelmesin maça!
Ama ben gideyim oturayım Şeref tribününe! Yok öyle yağma yok sen de gitmezsin arkadaş.
Benim tribünde yerim nasıl olsa ayrılmış, taraftar gelmesin!
Dışarda da olsa Aziz Yıldırım, Ünal Aysal'ın oraya gitmemesi Aziz Yıldırım'ın da bu tarafa gitmemesi lazım. Çünkü bu kararı onlar aldılar.
Taraftar karşı takımın maçına gitmeyecek diye! Bir karar aldın mı önce sen uyacaksın ki örnek olacaksın. "Bak ben gitmiyorum arkadaş, siz de gitmeyeceksiniz." Bir tek G.Saraylı yönetici sahada olmayacak. Sahadaki görevli gider o kadar.
GALATASARAY'DA KRİZ VAR
* Galatasaray Başkan yardımcısı Adnan Öztürk'ün, 'Türk futbolunu yalı çocuklarının oyuncağı olmaktan kurtaramazsak...' açıklamasını nasıl yorumladınız? Daha sonra Ünal Aysal'ın Demirören'den özür dilediği iddia ediliyor. Galatasaray'da bu durum kriz yaratır mı?
Buna katılıyor musunuz?
Var var! Kim ne söylerse söylesin, ben başından beri söyledim. Yani Ünal Aysal yanlış bir seçim yaptı.
Yanlış bir yönetim kurdu, tek başına girdiği halde, rakibi olmadığı halde.
Onun bunun hatırına bir çok adamı doldurdu.
Onun için bu garip şey oldu. Ünal Aysal en kısa zamanda kongreye gidip kendi kafasına uygun, eskilerin deyimiyle mütecaniz bir yönetim kurulu yapmalı.
* 31 Mart'ta Galatasaray'da bir mali kongre var. Ünal Aysal rahat olmalı mı bu kongrede?
Galatasaray'ın bu yönetimden gelecek sene kurtulması lazım.
* Adnan Polat'ın hafta içinde açıklamalırı vardı?
Daha da sert olabilirdi, hatta yumuşak konuşmuş. Asıl bu konularda konuşması gereken kişi Galatasaray'ın Başkanı Ünal Aysal.
TULUN, AYSAL'IN SAĞ KOLU
Ne yazık ki susarak, eylem ve söylemleriyle Adnan Polat'ı yani bir Galatasaray Başkanı'nı bir başka Galatasaray başkanı çok müşkül bir durumda bırakıyor.
Bu olayın baş müsebbibi Bülent Tulun! Bülent Tulun, Ünal Aysal'ın sağ kolu. Manzaraya bakar mısınız?
Yani Galatasaray'ı mahkemelere düşüren, Galatasaray Kulübü'nün Florya'nın ve Telekom'un polis tarafından basılmasına sebep olan adam şu anda Galatasaray başkanının sağ kolu ve Galatasaray'dan alıyor maaşını. Ünal Aysal değil.
RIZA İMAN GÜCÜNÜ GÖSTERDİ
* Röportaj için teşekkür ediyoruz. Efendim unuttunuz, bir de Avrupa Güreş Şampiyonası vardı. Orada özellikle grokoremen ağır siklette Rıza Kayaalp, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Khasan Baroev'i yenerek Avrupa şampiyonu oldu.
Televizyona uysun diye güreşi perişan ettiler. Seyredilmez hale getirdiler.
Yakında da herhalde olimpiyatlardan çıkarırlar. Evvelden hiç değilse 'Ata sporu' diye Türk gazetelerinde manşetlere çıkardı.
Adam Avrupa Şampiyonu olmuş şimdi bakıyorum tek sutun! Neden?
Kimse umursamıyor çünkü. Niye?
Güreşi öyle bir duruma getirdiler ki iki dakika, iki dakika iki devre, tenis gibi.
İstersen sen devreyi 10-0 önde bitir, ikinci devreyi ben 1-0 önde bitirirsem üçüncü devreye gidiyoruz.
GÜREŞ'İ TENİS'E ÇEVİRDİLER
Puan alamazsak da kura çekiliyor.
Kurada biri kazanıyor. Kazanan o 30 saniyelik bölüme avantajlı başlıyor.
O avantajı kullanırsa bir puan alıyor, kullanamazsa bir puanı öbürü alıyor o devreyi o kazanmış oluyor.
İkinci devrede de kura sana gülerse hiçbir şey yapmadan iki kurayla dünya şampiyonu oluyorsun, olimpiyat şampiyonu oluyorsun. Böyle güreş olur mu? O hale gelince... Ama Rıza iki sette de kuraya kaldı. Grekoromen son 30 saniye... Biri altta yatıyor, öbüründe de öbürü altta yatıyor.
Kendi alta yattığı devrede o olimpiyat şampiyonun aldığı oyunlarına harika paratlarla cevap verip adama puan aldırmadı 30 saniye boyunca ve o yüzden o devreyi 1-0 o kazandı.
Kendisinin üste olduğu son 30 saniyede ben böyle güreş görmedim.
30 saniyede güreşin güzellikleri bu kadar olabilir. Dünya şampiyonun da orada müthiş paratları var.
Ağır sıklet; 120 kilo. Bütün o yüküne rağmen Rıza nasıl oyundan oyuna geçiyor, adam yani bel kündesinin paradını alırken suplekse geçiyor, supleksin paradını alırken, çırpmaya giriyor ve birkaç saniye kala çırpmayı bağladı.
Yani döndüremeyeceğini hissediyorsun.
İman gücü derler ya. Ekranda resmen onu gördüm. Saniyelerin eridiğini biliyor fakat bırakmadı.
Koca olimpiyat şampiyonunu nasıl bir çevirdi. Hakikaten 'Vay' dedim. 10-
15 senedir ilk defa bir güreşi seyrederken zevk aldım. Bravo Rıza'ya!
Röportaj: Yılmaz ŞENOL