Spor yazarları Fenerbahçe-Trabzonspor maçını değerlendirdi!

EMRE BOL - İÇERİDE BİZİM BİLMEDİĞİMİZ BİR ŞEYLER Mİ OLUYOR?

İlk yarıda sahaya çıkan kadronun, 14 maç sonra sistemi değiştirmenin bence tek bir açıklaması var. Bir teknik direktör rakibiyle 3 puana düşme maçında böyle bir şey yapıyorsa kovulmak istiyor demektir! Islak zeminde uzaktan şutlar atabilecek Talisca nerde, kanat ortalarına şiddetli kafa vurabilecek En- Nesyri nerede? Sezonun en iyisi Oğuz Aydın nerede? Kostiç' neden kadroya bile almadın? Yoksa içeride bizim bilmediğimiz bir şeyler mi oluyor? Fred'in şutunda top çok net bir şekilde Zubkov'un dirseğine çarpıyor. Oyuncu kendisini büyüterek topu engellediği için net penaltıydı. Ama Mehmet Türkmen VAR'a dahi gitmedi. Arkadaş git bak, kararı sen ver. Böyle kritik pozisyonlarda sorumluluğu VAR'a bırakamazsın.

İkinci yarıda savunmadan bir oyuncu çıkarıp hücuma ekstra bir adam koyan Mourinho bu sayede oyun üstünlüğünü ele geçirdi. Talisca'dan beklenti işte tam olarak buydu. Attığı gollerle bir anda maçın seyrini değiştirdi. Bu maçı Talisca'nın aldığı ilk maç olarak kaydediyorum. Tadiç ve Dzeko'un artık performans yılları sona ermiş. Takım hızını düşürüyorlar. Çok önemli bir maç kazandı Fenerbahçe… Ligin boyu kısaldı ve maçın ilk yarısında alınan gereksiz risklerin kabul edilemeyeceği haftalar. Bundan sonra her maç topunla, tüfeğinle ve elindeki en iyi oyuncularla oynamak gerekiyor. Puan farkı 3,5 olmuşken en küçük hataya yer yok. Kazan ve bekle.

MUSTAFA ÇULCU - SIRADAN VAR'LA BU KADAR

Fenerbahçe, hafta içi oynadığı Galatasaray derbisinden 7 değişiklikle sahaya çıktı. Bu değişiklikler böyle zamanda bir teknik direktör için rotasyon değil çare ve arayıştan başka bir şey değil. Savunmada; sert, hava hakimiyeti yüksek ve top rakipteyken daha etkili görünen bir 11. Kilolu, gitti gidiyor derken Maximin tercihi ve onun kanadından etkili olmaya çalışma anlayışı, enteresan! Fenerbahçe adına oyunun kaderini çizen oyuncuydu. Trabzonspor, Okay ve Savic, önlerinde Lundstram ve Mendy ile stoper oynama becerisi olan dörtlü savunma kurgusu ile sahada. Lakin kanatlar zayıf kalıyor.

Malheiro- Maximin mücadelesi ilgi çekti ancak Malheiro sahanın en kötüsüydü. Sarısı olan Djiku'nun yerine Talisca girince Amrabat stopere geçti. Fred ve Szymanski ikili önde Talisca, Fenerbahçe'nin hücum hattını ateşledi, 12 dakikada; 3 gol geldi. Trabzonspor etkisiz kaldı. Fenerbahçe etkili oyunu ile galibiyeti hak etti. Oyuncular futbol oymamaya odaklı olunca, Mehmet Türkmen'in işi kolaylaştı. Bu hakemin özelliği majör kararları asla sahada verememesi. VAR sistemine yaslanarak, yükü hep oraya bırakması. Roberto Rosetti, tüm FIFA hakemlerine "VAR yokmuş gibi maç yönetin " derken, Türkmen "Ben VAR'sız var olamam" diyor...

Zubkov'un attığı gol açık ofsayt iptal doğru. İlk yarı uzatma dakikalarında Fred'in şutunda Zubkov kolları önde, vücuda yapışık ancak top geçerken sol kol oynayan, açılan, topun geçişine engelleyecek hamle yapan kol oluyor, topun gitmesi gereken yeri değiştiriyor, bu pozisyon penaltı olmalıydı. Hakem zaten sahada çözemedi, Polonyalı VAR da çözemedi. Fenerbahçe lehine 49'da verilen penaltıda önce faulü; Osayi mi yapıyor yoksa Mustafa mı? Pozisyon net çizgi üzerinde. Türkmen Mustafa yaptı diyor.

VAR 'hareket çizgi üzeri, içeride' diyor. VAR'dan tespitle penaltı geliyor. Oysa önce Osayi, sol ayakla Mustafa'nın ayağına basıyor, sonra Mustafa sağ ayağı ile Osayi'yi süpürüyor. Hakem Trabzonspor, lehine faul vermesi gerekirken VAR destekli Fenerbahçe lehine penaltı verildi. Nasıl olsa 'yabancı VAR' var. Hakem de VAR desteğini iyi kullandı ancak evrensel kalite tartışılır. Maç sonu toz kalkar mı? Kalkmaz, belki de alkışlanır. Sıradan yabancı VAR ile bu kadar...

GÜRCAN BİLGİÇ- PLAN VE PERFORMANS!

İki teknik adamın müthiş satrancını izledik. Fatih Tekke, üç hücumcu ile Fenerbahçe'nin orta sahasını direkt paslarla geçerek, oyuncularını defans ile hep yüz yüze bıraktı ilk 45'te. Özellikle Mert – Maximin kanadını Zubkov ile de koridora çevirdi. Biri direkten, biri Livakovic'den dönen iki pozisyondan sonra da devreyi önde kapamayı başardı. Bu arada tek net pozisyon verdi rakibine. Bu etkisizliği düzeltmek adına Mourinho'nun sarı kartlı stoperi Djiku'dan vazgeçip, Talisca ile forveti ikilemesini izledik. Hücum diziliş dörtlü forvet oldu. Birebir oynamaya başladı kanatlar. Osayi ile penaltı geldi, duran toptan öne geçme sayısı. Maximin üçüncü golü Talisca'ya attırdı. Dördüncü golde ise Talisca'ya neden bu kadar çok para verildiğini anladı herkes.

Maçtaki format değişimi, üçlü'den dörtlüye dönüş, Ambarad'lı orta sahanın dikine ve çabuk oyunda çok eksik kalması, stopere geçmesiyle tamir edildi. Talisca sadece attığı goller ile değil, Trabzonspor'un öndeki baskısını kırmasındaki rol ile de önemliydi. Kostic'in tribüne gitmesi, İrfan Can Eğribayat'ın hastalanıp, kadroya girememesinden muhtemelen. 12 yabancı seçiminde Livakovic mecburiyeti getirdi.Bugünün performanslarının Mourinho'nun gelecek maç planlarına etkisi nasıl olacak? Performanslarla kazandı bu maçı, Fatih Tekke'nin planı gibi bir detay yoktu Fenerbahçe adına… Zirvede fark üçe düştü. Artık iki tesiste de "ateş" var. Bakalım bu "yangını" kim söndürecek.

REHA KAPSAL - HAYATA DÖNDÜ!

Fenerbahçe derbi mağlubiyeti sonrası elde kalan tek kulvarda hedeften kopmamak için galip gelmek zorundaydı. Trabzonspor için de kupada geçilen turun verdiği moral ve güven ile derbide alınacak galibiyet çok önemliydi. Fenerbahçe oyuna 3'lü diziliş yerine 4'lü dizilişle başladı. Jose Mourinho haftalardır olması gereken formasyona yani fabrika ayarlarına döndü ve macerayı bıraktı. Ancak eldeki geniş kadrodan çıkan bu ilk 11 doğru değil.

Trabzonspor, hücum bölgesinde Zubkov, Banza ve Draguş'la başladı. Santrforda Banza, Draguş'la Zubkov da yer değiştirdi. Mustafa Eskihellaç ile de geniş alanları kullanmaya çalıştı. Hızlı hücum geçişleri ve savunma arkasına yapacağı koşuları bu oyuncuların üstünden yapmak Fatih Tekke'nin planıydı. Ayrıca ön alanda top kayıplarında da oyunculardan reaksiyon istemişti. İki takım tempolu oyun oynadı ilk yarıda. İlk yarıda iki takım da net pozisyonlardan yararlanamadı ama devre biterken bordo-mavililer Draguş ile soyunma odasına önde girmeyi başardı.

İkinci yarı çok enteresan bir saha görüntüsü ile başladı. Trabzonspor'un ilk yarıdaki istekli oyunu yoktu. Bunda fiziksel yetersizlik de etkili oldu. Skoru koruma telaşıyla bir anda golleri kalesinde buldu bordo-mavililer. Fenerbahçe ikinci yarıda daha coşkulu başladı.

Bu gayet normaldi çünkü maçı kaybetseler sezon da onlar için bitmiş olacaktı. Çok doğru reaksiyon verdiler. Bir de Ara Anlar futbolda çok önemlidir. Bu farkı da özel oyuncular takımın lehine çevirir. Talisca bunun için alındı, Talisca kriz anlarında anahtar oyuncu olarak problemi çözdü attığı gollerle. Bunun yanında Jose Mourinho ve yönetimin üstündeki baskıyı alıp sarı-lacivertlileri hayata döndürdü.

ZEKİ UZUNDURUKAN - FENERBAHÇE İÇİN YARIŞ YENİ BAŞLADI!

İlk yarıda Fenerbahçe karşısında her şeyi doğru yapan Trabzonspor'un, ikinci 45'te bu doğrularını bırakıp her şeyi yanlış yapması, bordo-mavililer adına bir skor felaketine dönüştü. Evet maçın seyrini ikinci yarıda oyuna giren Talisca değiştirdi. Ama Trabzonspor da ikinci bölüme o kadar kötü başladı ki... Kadıköy'de iyi bir oyunla ilk yarıyı önde kapatan bir takımın daha telaşsız ve kontrollü bir oyun oynaması gerekiyordu. Bodrum FK maçından sonra Mustafa Eskihellaç için gayretli, çalışkan bir oyuncu ama basit oynamayı bilmiyor demiştim. Fatih hocanın bunun üzerinde durması gerektiğinin altını çizmiştim.

Dün de Mustafa özellikle ilk yarıda müthiş işler yaptı. Ama ikinci yarının başında Osayi ile girdiği mücadeledeki kontrolsüz hareketi, Trabzonspor'un dağılmasının başlangıcı oldu. Hemen söyleyeyim, pozisyon kesinlikle penaltı değildi. VAR odası neyi gördü, nasıl gördü, pozisyon çizgide değildi. Aslında hakem Mehmet Türkmen doğru karar vermişti. Beni kimse bu pozisyonun penaltı olduğuna ikna edemez.

Skor 1-1'e geldikten sonra Fatih Tekke'nin morali bozulan, enerjisi düşen takımını ayağa kaldırması için değişiklikler yapması gerekirdi. Ama Fatih hoca, 65'te değişikliklere başladı. Banza ile uyum içinde oynayan Draguş'un çıkması da bence doğru değildi. Malheiro, Maximin karşısında çok etkisiz kaldı. Buraya bir çözüm üretebilirdi Fatih hoca.

Fenerbahçe'ye gelirsek, ilk yarıda kötü oynayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Sanki şampiyonluğu istemiyormuş havasında mücadele ettiler. Ama ne olduysa soyunma odasında olmuş bence. Mourinho tarihi bir motivasyon konuşması yapmış olabilir.Çünkü ikinci yarıya çıkarken Fenerbahçeli oyuncuların gözlerinden adeta alev fışkırıyordu. Fenerbahçe'ye geldiği günden beri 'eski gücünde değil' eleştirileri yapılan Talisca, adeta Trabzonspor maçını bekliyormuş. Fenerbahçe'nin kaderini değiştiren adam oldu! Yönetimi de Mourinho'yu da adeta ipten aldı Talisca...

Attığı üçüncü gol gerçekten muazzamdı. Sezonun en güzel gollerinden birini attı Talisca. Estetik, kalite, beceri ve ustalığı bir araya getirerek topa hükmetti Talisca ve Messivari bir gol attı. Fenerbahçe'nin ikinci yarıdaki futbolu şampiyonluk oyunuydu. Çok iyi oynadılar ve haklı bir galibiyet elde ettiler. Bu galibiyet ile Galatasaray'la aradaki puan farkını 3'e indirip, şampiyonluk yarışına tekrar dört elle sarıldılar.

Büyük oyuncular, büyük maçlarda ortaya çıkar. Fenerbahçe, Talisca'ya yaptığı büyük yatırımın karşılığını 'ya tamam ya da devam' maçında aldı. Talisca'daki bu futbol patlamasının bundan sonraki maçlarda da devam edeceğini düşünüyorum. Yarışa ortak olan Fenerbahçe, sezon sonunda ipi göğüslerse, Talisca'nın bu maçtaki golleri ve futbolu çok konuşulacak. Fenerbahçe için şampiyonluk yarışı, bana göre Trabzonspor maçından sonra başladı.