F.Bahçe, maça hızlı ve atak başladı. Kısa sürede attığı golle de çok erken skor avantajı yakaladı.
Bu golden sonra İstanbulspor'un da güçlü rakibine kafa tutan hücum girişimleri vardı. İki kere Livakovic'e takıldılar. Ve de beraberlik golünü attılar.
Bu golden iki dakika sonra öyle hatalı gol hediye ettiler ki, takımın bütün moral ve direnci sıfıra indi.
Ve tamamen dağıldılar. Bunu iyi değerlendiren F.Bahçe de kalan bölümde 2, ikinci devrenin başında da attığı golle büyük farkı buldu.
Sonra biraz frene bastılar. Oyun karşılıklı ataklara döndü. F.Bahçe farkı artıracak başka pozisyonlar da buldu.
Ama kaleci Alp, biri penaltı olmak üzere 3 kurtarışla buna engel oldu. Sonuçta 3 puan farklı skorla geldi.
Şimdi gelelim genel gözlemlerime; Cengiz 3'ü çok güzel 4 golle maçın yıldızı oldu. Ama göz ardı edilmemesi gereken konu; bu büyük yeteneğin fizik kondisyonu bir devrelik.
Szymanski de bir golün asistini yaptı. Bir de penaltı yaptırdı. Ama onda da fizik düşüş devam ediyor.
Belli bir süre önce oynanan çok kritik Polonya-Çekya maçında takımın direkt oyuncusu olan Szymanski'nin neden 85. dakikada oyuna girdiğini düşünmekte yarar var.
Bana göre en büyük sorun İsmail Kartal'ın çok inandığı Tadic... Sırp futbolcunun değil koşmak, yürüyecek hali yok. Kartal bakalım bundan sonra takımını eksik oynatmaya devam edecek mi?
İsmail, Ferdi, Crespo zaten takımın her zamanki gibi dinamik ayaklarıydı.
Son söz; ülkemizin en köklü kulüplerinden İstanbulspor'un durumuna üzülmemek elde değil!