EMRE BOL - Eksiklere rağmen
F.Bahçe ilk dakikalarda Cengiz'in sakatlanmasıyla saha içindeki tek sprinter oyuncusunu kaybetti. Antalyasporlu futbolcular önde baskı yapınca oyun tamamen sarı-lacivertli takımın sahasına yıkıldı.
EMRE BOL - Eksiklere rağmen
F.Bahçe ilk dakikalarda Cengiz'in sakatlanmasıyla saha içindeki tek sprinter oyuncusunu kaybetti. Antalyasporlu futbolcular önde baskı yapınca oyun tamamen sarı-lacivertli takımın sahasına yıkıldı.
Cengiz'in olmaması kapılan topların hızlı bir şekilde rakip sahaya geçirilememesine neden oldu. İsmail hoca 8+3 kontenjanını yanlış bölgede kullanıyor.
Defans bir takımın en önemli bölgesi. Becao'nun yanında Serdar Aziz inanılmaz aksıyor. Bu maçta olmazdı ama başka zaman baş ağrıtır. Stoperde Djiku'nun banko oynaması gerekiyor.
Orta sahada Zajc 6 numara alternatifi olamadı. Orta sahada gereken baskıyı yapamayınca takım savunması çok aksadı. Kartal'ın yapması gereken öncelikli olarak buna bir çözüm bulmak olmalı.
F.Bahçe öyle ya da böyle golü atıyor. 3. bölgesi inanılmaz kreatif. Özellikle de Dzeko... Yine golünü attı, asistini yaptı. Başkaları gibi fazla konuşmuyor, sahada tertemiz işine bakıyor.
Kent şu ana kadar ligin en çok rakip üzerine gidip çalım atmayı başaran oyuncusu. Bence daha çok süre almayı hak ediyor. Orta sahadaki karmaşık oyunu daha eli yüzü düzgün hale getirebilir. Fenerbahçe dün oyuncu kalitesiyle kazanmayı bildi. Lakin hepimizin gördüğü sıkıntıların bir an çözülmesi gerekiyor.
GÜRCAN BİLGİÇ - Aslında yoklardı!
Fenerbahçe Ankaragücü'nü yenerken, maç başlığım "operasyon başladı" şeklindeydi. Durum aynen devam ediyor. Antalyaspor'un müthiş direnişini sonra anlatacağım. Ama özellikle yardımcıların bayrakları (VAR'dan dönen gol değil, Tadic ile başlayan atak) sanki "durdurun" emrinin bir parçası gbiydi.
Halil Umut Meler'in faul yorumları da bunlara katıldı elbette. Topa sahip olan futbolcuya (Osayi Samuel) faul çalacak kadar işi ileri götürdü aynı zamanda. FIFA hakeminden bahsediyoruz. Şampiyonlar Ligi'nde maç yöneten. "Öyle görmüş" kısmını girmiyor bu arkadaşlar. Antalyaspor ilk yarıda F.Bahçe'yi "buzdolabı"na soktu.
Müthiş bir ön taraf baskısına karşılık verdirmedi. Zajc, Fred ve Szymanski; Teoman'ın şarkısında söylediği gibi "aslında yoklardı"... Son iki maçta (Twente ve Ankaragücü) aynı duruma karşılık verememişlerdi.
Ama üç orta sahanın da böylesine etkisiz kaldığı bir bölüm olmamıştı. Symanski müthiş golü attı. Ancak takıma yardımcı olması gereken anlarda top kayıpları yaşadı. İrfan Can ve Ferdi, Edin Dzeko ile birlikte ofansif dengeyi bozdular. Ne kadar koşsanız da ustalığa veya iyi pasa önlem alamıyorsunuz.
Rakibin yerleşimindeki her dengesizliği değerlendirdiler. Tribünlerin takıma desteği, "acaba" sorusundan uzaklaşmaları önemliydi. 10 maçtır kazanıyor Fenerbahçe. Üstelik sessiz – sedasız kurulan organizasyonlara rağmen. Transfere ne kadar para harcasanız da, karşınıza "dik duran" takımlar çıkıyor.
Şampiyonluğu oyuncu alanlar değil, doğru koşanlar kazanır. İsmail Kartal, her oyuncusundan en yüksek verimin peşinde ve bunu başarıyor.
ERMAN TOROĞLU
İlk maça gelince; Antalyaspor birinci yarı Kadıköy'de Fenerbahçe'ye futbol dersi verdi. Sahanın her yerinde bastılar, pres yaptılar ve Fenerbahçe bunlara karşılık veremedi.
İkinci yarı İsmail Kartal nerede hata yaptığını anlamış olacak ki takımını ona göre oynatmaya başladı. Antalyaspor hücumunda herkes topun arkasına geçti, kalesini korudu, yeri gelince de çıktılar ama 50 bin seyircinin önünde oynuyorsan ve büyük takımla oynuyorsan puan almak için 2 gol atman yetmez ama Antalya 2 gol de atsa puan alamadı neden çünkü arada kalite farkı vardı.
İyi oyuncular öyle yerde sahneye çıkıyorlar ki imzayı atıyorlar sonucu sağlıyorlar. Hakemler için de birkaç cümle yazmak istiyorum; bunlara eğitim verilirken acaba diyorum 'ufak tefek şeylere faul çalmayın, oyun biraz oynansın' mı dediler.