EMRE BOL - ELON MUSK!
Gereksiz, sebepsiz, saçma sapan mağlubiyetlerin ardından oynanan Hatay karşılaşması, "neyin ne olduğunu" göstermek açısından önemliydi. Fenerbahçe gerçekten bir şampiyonluk adayı mı yoksa her şey bir illüstrasyon mu?
EMRE BOL - ELON MUSK!
Gereksiz, sebepsiz, saçma sapan mağlubiyetlerin ardından oynanan Hatay karşılaşması, "neyin ne olduğunu" göstermek açısından önemliydi. Fenerbahçe gerçekten bir şampiyonluk adayı mı yoksa her şey bir illüstrasyon mu?
Bakın sevgili dostlar; Fenerbahçe, Elon Musk gibi! Türk futboluna yepyeni düzen belirleyen bir hocası var. Jesus'la hangi sistemle, hangi oyuncularla oynansın, "hakemlerin müdahalesi" olmazsa ve takım eksik kalmazsa puan almayı başarıyor.
Onlarca yıldır ligimizde hocalık yapıp bunu hala anlayamayanlar var! Ne yazık! Bazı maçlar, bazı oyuncuların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor bizlere…
Mesela Rossi… Olmasa da olur denilen oyuncunun yapabileceği katkıları, Hatayspor karşısında net bir şekilde gördük. Sarı-lacivertlilerin şu anki takımında, "öte yana" atılacak oyuncu yok gibi. Yeter ki doğru oyuncular doğru maçlarda oynasın.
Ön alan baskısı Fenerbahçe'nin en önemli silahı. Hatay ekibi ayağı temiz oyuncularıyla, silahı terse çevirmeye çalıştı. Ama arada kalibre farkı vardı.
Stoperlerin gol katkısı yaptığı günleri unuttuk sanki! Gustavo bize hatırlattı. Şampiyonluk için stoperlerin gol katkısı çok ama çok önemli. Bu söylediğimin ne anlama geldiğini sezon bitince anlarsınız. Herkese mutlu yıllar…
ERMAN TOROĞLU - AŞISI TUTTU
F.Bahçe, takımı ve seyircisi Giresunspor ile Trabzonspor maçlarının etkisinde kalmıştı. İlk 10 dakika futbolcular ısınana kadar bu iş görülüyordu. Ama bildiğimiz F.Bahçe sonrasında sahaya geldi. Nasıl mı? Özellikle hücum pres yaparak...
Bu kolay iş değildir. Eğer hep beraber dikkatli hücum pres yaparsan rakibi hataya zorlarsın. Yapamazsan da rakibin araya atacağı topla kendi kalende pozisyon görürsün.
Bir de hücum pres yaparken bir özellik lazım. Nedir bu? Futbolcuların diri olması ve kondisyon olarak iyi olması lazım. Bunu yaparken hakemin de hakem olması gerekiyor. Sen pres yaparken saçma sapan düdükle oyuncuları eksiltir ise daha iyi olan adamın ekmeğini çalmış olursun. Nitekim geçtiğimiz haftalarda F.Bahçe'nin bu sorunu sıklıkla yaşadığını gördük.
Topu oynatmak isteyen o riski alan hakemler sahada iyi maç seyrettirir. Ama futbol bilgisi olmayan korkak hakemler maalesef bu tip top oynamaya çalışan takımların önünü keserler. Geçen haftalarda olduğu gibi...
F.Bahçe sahada zaman zaman bayağı iyi iş yapıyor. Göze hoş gelen pozisyonlar üretiyor. Seyircinin de zaten istediği bu. Yani kabız futbol oynamıyor. Tabii ki böyle oyun zevk verirsiniz ama riskleri de var. Gülü seven dikenine katlanacak. Jorge Jesus F.Bahçe'ye bu aşıyı verdi, bence aşı da tuttu.
Dün gece hakem mümkün olduğu kadar oyunu oynatmaya gayret etti. Ufak tefek itme ve hareketlere düdük çalmadı. O zaman da oyunun seyir zevki arttı. Stadı doldurarak da seyirci takımına desteğini sürdürdü.
Zaten iyi seyirci takım psikolojik olarak sallandığında lazım. Yoksa 'takımlar iyi olduğunda seyirciler de iyiymiş.' Geçeceksiniz o işleri. Seyircilerin esas kötü sonuç alındığında ortaya çıkıp takımına sahip çıkması gerekir.
REHA KAPSAL - HEDİYE!
Fenerbahçe ligde üst üste iki mağlubiyet aldıktan sonra Hatayspor karşısında oyuncuların vereceği refleks ve alınacak bir galibiyet, ilerisi için çok önemliydi.
Jesus'un üçlü veya dörtlü olun formasyonları hep gündeme geldiği gibi, bunu özellikle kötü netice alınan maçlarda 'üçlü oynuyor' düşüncesini ortaya atmak ve yalnızca istenilen skorları alamamasını bu dizilişe yormak tabii ki doğru değil. Bu dinamik oyunun her zaman saha içindeki prensipleri, hücum ve savunmada en temel unsurudur. Bunu da çok doğru uygulayan bir teknik adamdır Jesus..
Hatayspor'un ön alan presini kırmak açısından topa sahip olarak pas organizasyonuyla yeni geldiğinde Arao ile yeri geldiğinde Ferdi ile de bu şablonu çok doğru bir şekilde uyguladılar. Jesus'un üçlü veya dörtlü oynadığında bu oyun felsefesinde en temel düşüncesi, omurgada hep 9 oyuncuyla sahanın merkezinde yer alması.
Bunun nedeni yalnız hücum yapmak değil, özellikle hem pres ve topu kaptırdığı yerde karşı pres için geniş alanda oynamama, aynı zamanda da rakibin hücum geçişlerine oyun sahasının ortasını kapatarak kenarlara yönlendirmek en önemli taktik anlayışıdır.
Oyunun kenarlarını da Samuel ve Ferdi ile her ne oyun anlayışı olursa olsun, bu iki oyuncuyla kullanmaktır. F.Bahçe'nin Hatayspor maçındaki gibi en büyük sıkıntısı maçların 0-0'lık bölümü...
Sarı-lacivertlilerin ilk golü attıktan sonra hep sahadaki oyun planları hem de oyuncu profilleri skoru çoğaltmak için gayet yeterli.
Nitekim de yalnız ilk yarıda maçı bitirip, kaçırılan golleri atsaydı 6-2'lik bir skorla devreye girebilirlerdi. Morale ihtiyacı olan F.Bahçe'nin aldığı bu farklı galibiyet, tüm taraftarlarına ve camiasına yeni yıl hediyesi oldu.