EMRE BOL - BİTTİ DEMEDİK Kİ!
Eğri oturalım, doğruyu konuşalım. Rennes zaten Fenerbahçe'den daha iyi ve daha organize bir takım. Ama şunu net söyleyebilirim ki sarı-lacivertlilerin kadro derinliği çok daha iyi durumda.
EMRE BOL - BİTTİ DEMEDİK Kİ!
Eğri oturalım, doğruyu konuşalım. Rennes zaten Fenerbahçe'den daha iyi ve daha organize bir takım. Ama şunu net söyleyebilirim ki sarı-lacivertlilerin kadro derinliği çok daha iyi durumda.
Altay'ı yediği hatalı goller nedeniyle tribünlerin ıslıklamasına üzüldüm. İlk yarıdaki skoru sadece onun hataları üzerinden değerlendirmek haksızlık olur.
O sadece hatalar zincirinin son halkasıydı. Bu sezona iyi başlamadığı muhakkak. Büyük takım kalecisinin en azından bir kaç topu çıkarması gerekiyor.
Jesus'un savunmayı önde kurma sistemi zaman zaman bu sıkıntılara yol açabiliyor. Özellikle de Rennes gibi 3. bölgesi hareketli takımlar karşısında...
Jesus ikinci yarıda yaptığı değişikliklerle ne kadar kurt bir hoca olduğunu bir kez daha hepimize gösterdi. Rennes takımı Fenerbahçe'den iyi olabilir ama hiç şüphesiz teknik direktörü iyi olan taraf sarı-lacivertlilerdi.
İnanın Rennes karşında 3 farktan dönebilmek çok çok zor. Bunu başaran oyuncu grubunu alınlarından öpüyorum. Uzun zamandır izleyemediğimiz Zajc hazır bir şekilde sanki bu maçı bekliyormuş.
Jesus tek bir oyuncuyu dahi kaybetmeden, küstürmeden yoluna devam ediyor. Daha önemlisi skor 3-0 iken dahi kimsenin oyunu bırakmaması.
Bu davranış Fenerbahçe taraftarlarının çok özlediği bir şeydi. Eğilmeden, bükülmeden oynayabilmek. Sanırım yine bir, "Fenerbahçe bitti demeden bitmez" sezonu yaşayacağız. Hayırlısı...
GÜRCAN BİLGİÇ - KADIKÖY MUCİZESİ
Rennes takımının oynadığı oyuna, hıza, pas kalitesine bakınca ilk yarının skoruna, "Neden" diye sorma hakkı elinizden gidiyor. Üçüncü bölge baskısını mükemmel yaptıkları gibi, baskıyı yediklerinde de "mükemmel" çıktılar.
Fenerbahçe'nin en güçlü tarafı bir anda açığa düştü; hücum presi. Üç golün şoku, maça büyük hırsla gelenleri de takım gibi şaşkına çevirdi. Maça dönmekte, asılmakta belirgin güçlükler olmaya başladı.
Enteresandır; Fenerbahçe'nin geçmiş sabıkalarında "Kaleyi tutan ilk topun gol olması" sıkça var. Dün, kaleye sırasıyla gelen dört top da gol oldu, biri ofsayta takıldı.
Bir yandan skor sıkıntısı, öte tarafta Rennes takımının maçı kurgulaması. Özellikle ikinci yarıda her şeyi deneyen, Valencia'nın golüyle maçı bırakmayacağını gösteren Fenerbahçe vardı ama her çözüm aksiyonu, karşısında bir problem buldu.
İlk Rennes golü öncesindeki net faulü hem hakem atladı, hem VAR "almaza" yattı. Hakemin sarı kart seçeneklerinde Fransızca yazmadı. Yani; bazıları işi şansa da bırakmamış...
60'tan itibaren "bire bir" oyuna döndüler. Henrique'nin sakatlanmasıyla, Alioski girdi oyuna, dörtlüye döndüler. Kalabalık geliyor ama bir türlü alan yaratamıyorlardı. Kadıköy'ün "itirazı" yine bir duran topla Zajc'ın frikiğinde ayağa kalktı.
"Acaba" diye sordurdular rakiplerine ve "O an" beklenmeye başlandı. Bir hata Crespo kaptı. Bir atak Emre Mor attı. 3-0'dan 3-3'e dönen bir "Kadıköy mucizesi" gerçekleşti.
Hakeme rağmen, Rennes takımının "kibirine" karşı yaptılar bunu. Saygı duyulacak bir takım ruhu, ayakta alkışlanacak Jesus organizasyonu ve inancını koruyan Fenerbahçe taraftarı ile "kahramanlarla" dolu bir maç yaşandı. Yine helal olsun...